Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1298 E. 2019/937 K. 03.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1298
KARAR NO : 2019/937
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2018/1090 Esas
TARİHİ : 15/11/2018
DAVA : Alacak- Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki alacak- menfi tespit davasının yapılan yargılaması sırasında davacı yanca istenilen ihtiyati tedbir kararının kabulüne ilişkin karara karşı davalı vekilince yöneltilen itirazın reddine yönelik verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 2016 yılında kurulan bayilik ilişkisi bulunduğunu,müvekkilinin davalının Manavgat bayisi olduğunu,ancak davalının sözleşmeye aykırı tutumu nedeniyle müvekkilince bayılık ilişkisinin noter aracılığı ile çekilen ihtarla sonlandırıldığını,davalının bu ihtara cevap vermediğini, davalının sözleşmeye aykırı şekilde iskonto oranları üzerinden düzenlediği faturalara itiraz edilmesine rağmen düzeltmediğini, müvekkilinin davalıdan fazladan kesilen iskonto nedeniyle 233.363,14 TL alacaklı bulunduğunu, müvekkilinin dava dışı şirket ile yaptığı eser sözleşmesi kapsamında davalıya sipariş ettiği malların davalı tarafından zamanında teslim edilmemesi ve teslim edilenlerde de ayıplar bulunması nedeniyle müvekkilinin 38.000,00 TL zarara uğradığını, davalının genel uygulamaları gereğince müvekkilinin cirosuna göre müvekkiline vermeyi ve kira bedellerini ödemeyi üstlendiği 3 araç yerine bir araç tahsis ettiğini ve bu araç için 10.143.26 TL fatura kestiğini, bu şekilde müvekkilinin 281.506,40 TL müvekkili alacağından cari hesabında görülen 74.605,90 TL’nin mahsubu sonucunda müvekkilinin davalıdan 206.900,50 TL alacağı kaldığını, bayilik ilişkisi sonaerdiğinden bu bedellerin müvekkiline iadesinin gerektiğini, sona eren bayilik ilişkisi nedeniyle ayrıntıları dava dilekçesinde belirtilen toplam 127.600,00 TL bedelli bonoların müvekkiline iadesinin gerektiğini ileri sürerek ayrıntıları dava dilekçesinde belirtilen toplam 127.600,00 TL bedelli bonolardan dolayı müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, bonoların icra takibine konu edilmemesi yönünde tedbir kararı verilmesini, bonoların müvekkiline iadesine, müvekkilince ödenen ancak iadesi yapılmayan 30.05.2018 vadeli ve 30/07/2018 vadeli ve 10.000,00’er TL bedelli iki bononun müvekkiline iadesine, 206.900,50 TL müvekkil alacağının faiziyle davalıdan istirdadına karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının müvekkiline 209.062,02 TL borçlu olduğunu, ayıp iddiasının doğru olmadığını, kendilerine yapılmış bir ayıp ihbarı bulunmadığını,haksız iskonto oranı uygulandığı iddiasının doğru olmadığını, müvekkili ile davalı arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığını, davacının araç bedeline ilişkin iddiasının da kabul edilebilir olmadığını,davacının iadesini istediği senetlerin iadesi talebinin de yerinde olmadığını, iadesi istenen iki senedi de davalının talep etmesi halinde iade edileceğini, ihtiyati tedbir kararına itirazları bulunduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesi 18/04/2019 tarihli, 2018/1090 Esas sayılı kararında, “…Davacının iddiası, davalının savunması, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgeler ve davacının davalıdan sipariş edilen mal bedeline karşılık verdiği dava konusu senetlerin bedelsiz kaldığını iddia etmiş bulunmasına, bu senetlerden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti ile senetlerin istirdadını talep etmesine, kesin ispatın gerçekleşmesine gerek bulunmamasına, dosya kapsamına ve davanın açılma tarihine göre ihtiyati tedbir kararı verilmemesi halinde ileride telafisi imkansız zararların doğma ihtimalinin bulunmasına göre teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı verilmesinin İİK 72/2. maddesine uygun ve yerinde bulunduğu…” gerekçesiyle davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına yönelik itirazının reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle:
İhtiyati tedbir kararı öncesinde gerekli araştırma ve incelemede bulunulmadığını, davacı tarafın talebinin haklılığının ispat edilemediğini, müvekkili şirket aleyhine ikame edilen menfi tespit davasında mahkemece senetlere davacı aleyhine icra takiplerinin önlenmesi hususunda ihtiyati tedbir konulduğunu, mahkeme mücerret iddia üzerine ihtiyati tedbir kararı veremeyecek olup, ihtiyati tedbir isteyenin mahkemenin bu tedbiri haklı kılacak deliler göstermesi gerektiğini, davacı yanın müvekkili şirkete 209.062,02TL borcu bulunduğunu, müvekkili şirket carisi içerisinde geçmiş boçlarına istinaden senet verildiğini, senetlerin teminat olarak verilmediğini bilakis muaccel borçlar için verildiğini, karşı tarafın da teminat olarak verildiği iddiasının da bulunmadığını, nitekim dosya münderecatında sunulan cari hesap dökümünde bu hususun görüldüğünü, davacı müvekkili şirketin alacaklarını tahsil etmesini engellemek/geciktirmek amacıyla kötü niyetli olarak işbu davayı açtığını ve müvekkili şirket bünyesinde bulunan senetlere ihtiyati tedbir konulmasını da bu amaçla istediğini, davacı tarafın bu bedelleri ödemekten kaçınmak amacıyla ilgili ihtarname ve akabinde bu davayı keşide ettiğini, müvekkili şirket tarafından düşünüldüğünü, nitekim davacı tarafın, senetlere ilişkin taraflar arasında herhangi bir ihtilaf (imza, taraflar vs hususlarında) olmamasına rağmen müvekkili şirketin iyi niyeti ile başlatılmayan icra takiplerine ilişkin ihtiyati tedbir talep etmiş ve kötü niyetli bir şekilde borcu ödemekten kaçınmaya çalıştığını, müvekkili şirket aleyhine borçlu olmadığının tespitini ve belirtilmiş senetlerin iadesini talep eden davacı tarafın müvekkili tarafından biriken borçlarının ödenmesinin istenmesi ile öncelikle süre talep edip, akabinde müvekkile ihtarname keşide ederek işbu davayı açmasının kabulünün mümkün olmadığını, mahkemenin müvekkili şirketi dinlemediğini, Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1090E. sayılı dosya üzerinden vermiş olduğu ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan alacak-menfi tespit davasında, dava dilekçesinde ayrıntıları verilen kambiyo senetlerinin icra takibine konu edilmemesi yönünde istenilen tedbir talebinin mahkemece İİK 72 maddesi kapsamında, yalnızca taraflar arasında hüküm eylemek üzere ve teminat karşılığı kabul edildiği, karara karşı davalı vekilince yöneltilen itirazın reddine karar verildiği, bu karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır.
İstinaf incelemesi HMK 355 maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak incelenmiştir.
İhtiyati tedbir yasada geçici hukuki koruma olarak düzenlenmiştir. Taraflar arasında 2016 yıllından itibaren bayilik ticari ilişkisi bulunduğu taraf vekillerinin beyanlarıyla sabittir. Talep ve dava konusu bonoların davacı yanca davalıya verildiği davalı kabulünde olduğu gibi, davalı yanca icra takibine konu edildikleri de iddia edilmemiştir. Mahkemece dava konusu kıymetli evrakların davacı tarafından davalıya aralarındaki bayilik sözleşmesi uyarınca verildiği benimsenerek yalnızca taraflar arasında hüküm eylemek üzere ve teminat karşılığı İİK 72 maddesi uyarınca tedbir kararı verildiği anlaşılmaktadır. ilk derece mahkemesince değişen delil durumuna göre her zaman tedbirin kaldırılmasına karar verilebileceği de gözetildiğinde, mahkemece sunulan delillere göre oluşan takdirine göre koruyucu önlem niteliğinde ve teminat karşılığı ihtiyati tedbir kararı verilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığından, davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 03/07/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU : HMK’nın 391/3 ve 362/1.f maddeleri uyarınca karar kesindir.