Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1262 E. 2019/933 K. 03.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1262
KARAR NO : 2019/933
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/04/2019 tarihli ara karar
NUMARASI : 2019/171
DAVANIN KONUSU: Şirket Müdürünün Azli
Taraflar arasında görülen yöneticilerin azline ilişkin davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin verilen ara karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının …Şti.’nin ortakları olduğunu, davalının on yıllığına şirket müdürü seçildiğini, davalının şirkete ait gayrimenkulleri şahsen kiraya verdiğini, kar payı dağıtılmasını engellediğini, şirketin işleyişi hakkında davacının bilgi alma hakkını engellediğini, şirket faaliyetlerini bildirir raporları hazırlamadığını, oy ve sermaye çokluğu isteyen kararlarda müvekkilinin imzasını taklit ederek kararlar aldığını, şirketin pasifini asılsız olarak artırdığını beyan ederek davalı şirket müdürünün şirketteki özen ve bağlılık yükümlülüklerini ihlal etmesi nedeniyle azli ile dava süresince şirketin doğru yönetilmesi ve geri dönüşü olmayacak zararların engellenmesi adına şirkete tedbiren kayyım atanmasını, bu talepleri kabul görmemesi halinde ise şirkete ait banka hesapları ile şirkete ait taşınmazlara tedbir konulmasına, aksi halde şirket adına kayıtlı taşınmazlara iyiniyetli iktisabı engellemek amacı ile davalıdır şerhi konulmasına, davalının şirket müdürlüğü yetkisinin kaldırılmasına, müdürlükten azli ile yargılama neticesinde şirkete kayyım atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İstem; tarafların ortağı olduğu dava dışı Limited Şirket müdürünün tedbiren yetkilerinin kaldırılarak şirkete kayyım atanması, olmadığı takdirde şirketin banka hesapları ile malvarlığı üzerine tedbir konulmasına ilişkindir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı taraf arasında 17/12/2013 tarihinde İstanbul’da kain bir binanın inşaatının yapılması ve dairelerin paylaşımına ilişkin sözleşme akdedildiğini, söz konusu sözleşme gereğince müvekkili tüm edimlerini yerine getirmesine rağmen davacı tarafın yapması gereken ödemeleri ve edimleri yerine getirmediğini, davacı tarafın şirket ortaklığından çıkmak istediğini, bedel olarak taraflar arasında 450.000,00 TL kararlaştırıldığını, davacının parayı almasına rağmen kötü niyetli olarak ortaklıktan çıkışa ilişkin evrakları imza etmediğini, davacının iddialarının ise ispata muhtaç olduğunu, müvekkili hesaplarına hiçbir zaman şirkete ait dairelerin kira gelirlerinin girmediğini, müvekkilinin şirketin müdürü olarak yönetim hakkını ve temsil yetkisinin kaldırılmasını gerektirecek hiçbir haklı olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 02/04/2019 tarihli ara kararında; ”…Davalı şirket müdürünün haksız eylemleri davacı tarafça iddia edilmekte ise de; doğruluğunun ve davalının azlinin gerekip gerekmediği yapılacak tahkikat sonucunda belirlenecektir. Kaldı ki şirkette organ boşluğu bulunmamaktadır. Diğer yandan, şirketin malvarlığı dava konusu yapılmadığından üzerine tedbir konulması da olanaklı değildir. Dava dosyasının bulunduğu aşama itibariyle, mevcut deliller, davalının yetkilerinin kısıtlanmasını gerektiğini kabule yarayacak, yaklaşık ispat seviyesinde bulunmamaktadır. Davacı ihtiyati tedbir isteyen tarafça sunulan deliller, yaklaşık ispat seviyesinde bulunmadığı anlaşıldığından, HMK 389.madde gereğince ispat edilemeyen ihtiyati tedbir isteminin reddine…” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davanın TTK’nın 630. Maddesi gereği yöneticinin yetkilerinin kısıtlanması ve müdürlükten azli talepli olduğunu, davalının, davacının ortaklık haklarını hiçe sayarak imzasını taklit ettiğini, ortaklara bilgi vermediğini ve şirketin içini boşaltıp şirketten elde ettiği menfaatlerle yurtdışına gitmeyi planladığını,Müvekkilinin sermaye borcu dışında sürekli şirkete para ödediğini, bu durumu dava dilekçesi ekinde sundukları makbuzlarla açıkladıklarını, sunulan mail çıktılarında da müvekkilinin sürekli sermaye sağladığını, sermaye borcu dışında ortakların para ödemesinin ve bu durumun yönetimde basiretsizlik olmasının kabulü gerektiğini ve haklı nedenin oluştuğunu kabul ettiğini,Davalının başkaca başlıklarla sürekli şirket konusunun dışında harcamalar yapıldığının, şirket malvarlığının hukuka aykırı şekilde ve şahsi işlerde kullanıldığının ortada olduğunu, davalının münferiden imzaya yetkili şirket müdürü olduğunu, şirkete ait malvarlığını elden çıkarmasının an meselesi olduğunu,Davalı ortaklara sermayeleri oranında eşit davranmadığını, kar payı dağıtmadığını, şirketin ticari faaliyetleri neticesinde elde edilen aktifleri kendi uhdesinde tuttuğunu, müvekkilinin sermayesi ile hatırı sayılır ölçüde zenginleştiğini, şirketin mal varlığından elde edilen kira bedelleri ile de zenginleşmeye devam ettiğini,Davalının şirket merkezinin değiştirilmesi gibi oy ve sermaye çokluğu isteyen kararlarda müvekkilinin imzasını taklit ederek kararlar aldıklarını,ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü gerektiğini, aksi halde ise davalıdır şerhi taleplerinin kabulü iyiniyetin bertaraf edilmesi ve ortaklık menfaatlerinin korunası adına zaruri olduğunu, Bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Talep, dava içinde HMK’nın 389 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
Dava, davalı müdürün şirket müdürlüğünden azli ve şirkete kayyum atanması talebinden ibarettir. Dava dilekçesinde şirkete kayyım atanmasıve şirkete ait taşınmazlar üzerinde tedbir kararı verilmesi talep edilmiştir. İlk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçeyle ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.TTK’nın 630. maddesinin II. fıkrasında; “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir.” Aynı maddenin III. Fıkrasında ise; “Yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur” denilmektedir. TTK, geçici hukuki koruma konusunda ayrı bir düzenleme yapmadığından, davacının tedbir talebi hakkında HMK’nın 389 vd maddelerinin uygulanması gerekir.Kural olarak bir davada tarafların ileri sürdüğü iddia ve savunmaların ispatı için tahkikat yapılması ve delillerin toplanması gerekir. Hakim tüm delilleri inceleyip değerlendikten ve tam bir karara ulaştıktan sonra nihai kararını verir. Bu husus asıl davanın kabulü için geçerli olup, esas hüküm için tam ispat aranır. İhtiyati tedbirlerde ise tam değil, yaklaşık ispatın yeterli olacağı HMK’nın 390/3. maddesinde düzenlenmiştir. Somut olayda, davacının ileri sürdüğü iddialar bakımından, HMK’nın 390/3.maddesindeki yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden, ilk derece mahkemesinin ret kararı isabetli olup, ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde değildir.Bu sebeplerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. ve 391/3. maddeleri uyarınca reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1.b.1. ve 391/3. maddeleri uyarınca, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,
5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. ve 391/3. maddeleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 03/07/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU : HMK’nın 391/3 ve 362/1-f maddeleri uyarınca karar kesindir.