Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1251 E. 2021/1455 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1251
KARAR NO: 2021/1455
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 26.12.2018
NUMARASI: 2014/291 Esas – 2018/1284 Karar
DAVA: Ayıplı Mal Satışı Nedeniyle Bedelin İadesi ya da Misli ile Değiştirilmesi ve Tazminat İstemli
Taraflar arasındaki ayıplı satım nedeniyle, satılanın iadesi, misli ile değiştirilmesi ve tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin finansal kiralama sözleşmesi yöntemi ile davalılar ile birlikte imzalamış oldukları sözleşme ve garanti belgesi uyarınca davalılardan bir adet iş makinesi satın aldığını, iş makinesinin satın alma tarihi itibariyle kdv ve masraflar dahil değerinin 195.784,50 euro olduğunu davalı …şirketinin 09/05/2012 tarihli garanti belgesini imzaladığını, davalı satıcı …şirketi ile 17/04/2012 tarihli satış sonrası sözleşmenin imzalandığını, iş makinesinin kullanılmaya başlamasından kısa bir süre sonra arıza verdiğini makine içerisindeki palet sistemindeki dişli takımının aşırı bir aşınma sonucu kullanılmaz hale geldiğini, servis tarafından arızayı belirler rapor düzenlendiğini, akabinde satıcı firma ile önce sözlü ardından yazılı iletişime geçilip durumunun izah edildiğini, arızanın kaynaklandığının tespit edilerek giderilmeye çalışılacağının bildirildiğini, arızanın ihtarname ile her iki davalıya da bildirilerek yenisi ile değiştirilmesinin talep edildiğini, davalı …şirketinin cevabi yazısında arızanın kullanım hatasından kaynaklandığını bildirdiğini, bunun üzerine Adıyaman Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/9 D.iş sayılı dosyasında bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, bilirkişinin raporunda arızanın rim dişlisindeki ve paletlerdeki bir boşluktan kaynaklandığını ve üretim kaynaklı olduğunu tespit ettiğini, davalılardan gizli ayıbın giderilmesinin talep edildiğini, makinenin yenisi ile değiştirileceğinin bildirilmesine rağmen müvekkilinin oyalandığını, makinenin işleyemez hale gelip müvekkilinin zarara uğramasına neden olduğunu, iş makinesi kiralamak zorunda kaldığını bildirmiş, gizli ayıp nedeniyle davaya konu iş makinesinin bedeli olan 195.784,50 Euro’nun işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bunun mümkün görülmemesi halinde aynı nitelik ve özelliklerdeki misli ile değiştirilmesine, iş makinesi kiralanması nedeniyle davacının uğradığı zarar için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10.000 TL, kiralamaya kadar geçen sürede uğranılan kar kaybı için şimdilik 5.000 TL olmak üzere 15.000 TL zararın bankalarca uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …şirketi vekili savunmasında özetle; Gaziantep Mahkemelerinin yetkili olması nedeniyle mahkemenin yetkisiz olduğunu, dava hak düşümü süreleri ve yasal ihbar süreleri geçildikten sonra davanın açılmış olması nedeniyle reddinin gerektiğini, araçtaki ayıpların davacının hatalı ve kusurlu kullanımından meydana geldiğinin sabit olduğunu, müvekkili davalının araca ilişkin şikayetlerden üretici olmaması nedeniyle sorumlu olmadığını, davacının seçimlik hak kullanmak için yeterli ve gerekli koşulların oluşmadığını bildirmiş, davanın yetkisizlik , hak düşürücü süre ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ….şirketi vekili savunmasında özetle; müvekkili şirketin davaya konu makineyi finansal kiralama şirketine sattığını, davacı tarafından makinenin kiralandığını, iş makinesini yetkili servis davalı …şirketi tarafından eksiksiz ve çalışır olarak davacıya teslim edildiğini, sözleşmeye göre İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili kılındığını, müvekkilinin davacı ile arasında bir alım satım ilişkisinin bulunmaması nedeniyle davacının taraf sıfatı bulunmadığından davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, iş makinesinin ayıplı olmadığını, D.iş dosyasındaki bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, tazminat kalemlerinin afaki olup kabul edilemez olduklarını bildirmiş davanın usul ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; “…Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, tarafların iddia ve savunmaları ile mahkememizce usul, yasa ve dosya kapsamına uygun görülen gerekçeli ve denetime elverişli nitelikteki hükme esas alınan 28/07/2017 tarihili uzman bilirkişi kurulu raporu ile somut davada uyuşmazlık konusunun dava konusu iş makinesinde meydana gelen arızanın üretim kaynaklı olup olmadığı yada kullanım hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı noktasında toplandığı, her ne kadar değişik iş dosyasına sunulan bilirkişi kurulu raporunda arızanın rim dişlisinden veya paletteki bir boşluktan kaynaklandığı kanaatinde oldukları bildirilmiş ise de bu kanaatin hiçbir ilmi ve teknik açıklamayla gerekçelendirilmediği ve yargılama sırasında talimat yolu ile alınan 06/06/2016 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; arızanın yine hiçbir bilimsel tespit inceleme ve açıklama ile gerekçeye yer verilmeden makine üzerinden yapılan incelemenin sonuçlarının açıklandığı buna göre gerek tespit dosyasında alınan bilirkişi kurulu gerekse yargılama sırasında alınan 06/06/2016 tarihli raporun hükme esas alınmasının mümkün bulunmadığı göz önünde tutularak dava konusunda uzman öğretim üyesi bilirkişilerden oluşan üçlü bilirkişi kurulundan rapor alınmış, bu raporda tarafların iddia ve savunmaları ile sundukları belge örnekleri, dinlenen tanık beyanları ve servis formları değerlendirilerek yapılan inceleme ve tespit ile ulaşılan sonucun gerekçesi raporda ayrıntılı ve bilimsel açıdan irdelenerek gösterildiği üzere sonuç olarak ortaya çıkan hasarın üretim kaynaklı yada ayıplı mal üretim sonucu olduğunu söylemenin mümkün olmadığı, aracın kullanım talimatı ve kurallarına, servis tavsiyelerine uygun kullanımı halinde herhangi bir problemin söz konusu olmayacağının tespit edilmesi karşısında davaya konu iş makinesinin üretimden kaynaklı bir ayıbının bulunmadığı, ayıpsız olarak davacı tarafa teslim edildiği, aracın kullanım talimatı ve kurallarına ve servis tavsiyelerine uygun kullanılmaması ve davacı tarafça hatalı kullanım nedeniyle arızanın meydana geldiği anlaşılmakla ve tespit dosyasında alınan rapor ile 06/06/2016 tarihli bilirkişi kurulu raporlarının gerekçesiz, bilimsel ve somut olaya uygun ayrıntıları ve tespit ve değerlendirmeleri içerir nitelikte raporlar niteliğinde bulunmadığı göz önünde tutularak hükme esas alınan son bilirkişi kurulu raporu ile de bu yönü ile çelişen raporlar sayılamayacağı dikkate alınarak…” kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dosya kapsamında, davadan önce yaptırılan 01/04/2013 tarihli tespit raporuna göre iş makinesinin üretim ayıbı olduğunun tespit edildiğini, sonra mahkemece talimat mahkemesi aracılığı ile ve yerinde inceleme yapılarak dava konusu iş makinasında yapılan inceleme ile alınan 06/06/2016 tarihli bilirkişi raporunda “imalat ayıbı olduğunu, ancak gizli ayıp niteliğinde olmadığını, kullanım ve bakım eksikliğinin olmadığını” belirttiğini, gerek 06/06/2016 gerekse 01/04/2013 tarihli bilirkişi raporlarında iş makinasındaki imalat ayıbı bulunduğunun tespit edildiğini, ilk derece mahkemesince alınan bu iki rapor içinde her nekadar raporu ilmi ve bilimsel verileri kullanmadığı gerekçesi ile yetersiz görmüş ise de sonuçta konusunda uzman 3 farklı makina mühendisi olan bilirkişiler kurulu yerinde araç başında aracı görerek sürerek ve kontrol ederek bu tespiti yaptırdıklarını, mahkemece bu raporlardan sonra İstanbul’da ayıplı makinayı görmeden ve kontrol dahi etmeden dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, bilirkişi heyetinin son derece vahim bir hataya imza atmak sureti ile hatalı bir rapor tanzim ettiğini, bilirkişice yapılan palet sisteminin çalışmasına yönelik teknik analize bir diyecekleri olmadığını, palet sisteminin zamanla aşınmasına da bir diyecekleri bulunmadığını, bu ihtimal dahilinde olan bir şey olduğun, ancak 5 yıl içinde aşınması gereken bir sistemin 2 hafta içinde aşınmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkili şirkete ait bir çok iş makinası var iken sadece bu makinada sorun çıkması ayrıca irdelenmesi gereken bir konu olduğunu, bilirkişinin bu tespitleri yapmasına rağmen mahallinde keşfen inceleme yapmadan veya makina üzerinde yeterli tetkik ve araştırma yapmadan yeterli bilgi ve donanıma sahip olmadan ortaya çıkan durumun aşınmanın üretim kaynaklı ve ayıplı mal üretimi olmadığı kanaatine varmış olmasını hayretle karşıladıklarını, bilirkişinin adeta davalı taraf söylemleri ile tespit ve değerlendirmede bulunduğunu, mahkemenin eksik ve hatalı değerlendirme ile hüküm tesis ettiğini, bilirkişinin makinayı görmeden standart dışı malzeme kullanılıp kullanılmadığını bilemeyeceğini, kullanılmış ise mühendislik tekniğine uygun olup olmadığını bilemeyeceğini, huzurdaki davanın niteliği gereği hükme esas alınan bilirkişi raporunun keşfen yapılan bir inceleme sonucu verilmiş bir rapor olmasının zorunlu olduğunu, bilirkişinin ancak iş makinasını yerinde görerek, yürüterek ve inceleyerek bir değerlendirme yapabileceğini, bu şekilde malzemelerin standart dışı olup olmadığını, aşınmanın neden kaynaklandığının açık bir şekilde tespit edilebileceğini, kaldı ki adıyaman sulh hukuk mahkemesince alınan 01/04/2013 tarihli mahalinde iş makinası üzerinde yapılan incelemede arızanın rim dişlisi veya paletlerdeki bir boşluktan kaynaklandığı tespitinde bulunulduğunu, bilirkişinin buna hiç değinmediğini, mahalinde yapılan bu tespit bile başlı başına imalat veya üretim hatasını gösterdiğini, tüm bu hususlar ve itirazlar sayın mahkemede dile getirilmiş özellikle bilirkişi raporları arasında mübayenetin giderilmesinin istendiğini, bilirkişi raporuna yönelik itirazların kabulü ile raporlar arasındaki mübayenetin giderilmesi, tüm iddia ve savunma çerçevesinde rapor tanzimi için dosyanın mahallinde keşfen icra etmek ve dava konusu iş makinasının incelenmesi sureti ile bu sefer özellikle mümkün olması halinde adıyaman üniversitesi makina mühendisliği bölümünde öğretim görevlilerinden oluşan bir bilirkişi heyeti ile inceleme yapılması için ilgili Adıyaman Mahkemelerine talimat yazılmasına karar verilmesinin talep edildiğini, mahkemece bu haklı itirazın usul ve yasaya ve Yargıtay uygulamalarına aykırı olarak dinlenmediğini ve karar tesis edildiğini, buna ilişkin Yargıtay kararlarının ekte sunulduğunu belirterek, Yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak öncelikle Adıyaman Mahkemelerine talimat yazılmasına ve nihayetinde davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, satıma konu iş makinesinin gizli ayıplı olduğu iddiasıyla, davalılardan bedelinin iadesi, makinenin yenisi ile değiştirilmesi ve uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK 355 maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. HMK 282 maddesi uyarınca hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer deliler ile birlikte serbestçe değerlendirir. Buna göre bilirkişi raporları takdiri delil olup, mahkemece tespit dosyasında ve yargılama aşamasında talimat ile alınan 06.06.2016 tarihli bilirkişi raporlarına niçin itibar edilmediği, itibar edilen bilirkişi raporuna itibar edilme nedeni ile dosyaya sunulu deliller değerlendirilerek ve gerekçesi yazılmak suretiyle karar verildiği anlaşılmaktadır. Buna göre davacı vekilinin 01.04.2013 ve 06.06.2016 tarihli bilirkişi raporları dikkate alınmaksızın hüküm kurulduğu, bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeksizin karar verildiği yönündeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun, dosyadaki deliller, önceki bilirkişi rapor içerikleri, servis raporları ve tanık anlatımları da dahil olmak üzere, dosyaya sunulu deliller dikkate alınarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Buna göre davacı vekilinin hükme esas alınacak bilirkişi raporunun keşfen düzenlenmesi gerektiği, oysa mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunun keşfen düzenlenmemesinin yasaya aykırı olduğu yönündeki istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir. Davacı vekilinin istinaf başvuru nedenleri ile sınırlı yapılan inceleme sonucu, İlk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Bakiye 14,90 TL istinaf karar harçlarının davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 25.11.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.