Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1250 E. 2021/1669 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1250
KARAR NO: 2021/1669
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 21.02.2019
NUMARASI: 2015/1724 Esas – 2019/209 Karar
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne yönelik verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlunun, müvekkili davacıya olan borcuna istinaden Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında icra takibine geçildiğini, örnek no 7 ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiğini, borçlunun takibe itirazda bulunduğunu, itirazlarının yersiz olduğundan işbu davayı açma zaruretimiz hasıl olduğunu, davalı ile müvekkili arasında bir ticari ilişkiye göre müvekkilinin, davalıdan cari hesap alacağı olduğunu, davalının su ve maden suyu sektöründe faaliyet gösteren müvekkilinden aldığı ürün bedellerini ödemeyerek icra takibi açılmasına sebebiyet verdiğini, borçlu olmasına rağmen haksız surette takibe itiraz ederek alacağı sürüncemede bırakmak amacı güttüğünü, müvekkilinin ticari defter ve kayıtları incelendiğinde iddialarının açıkça ispat olunacağını, müvekkil ve davalı borçlu arasındaki ticari ilişki ve bunun sonucu doğan borcun ticari kayıtlarda mevcut olduğunu, davalının ticari kayıtlara rağmen müvekkilinin alacağını tahsil etmesine engel olma çabasıyla işbu itirazı yaptığından alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi için işbu davayı açma gereği hasıl olduğunu beyanla, davalının İstanbul Anadolu … icra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız itirazın iptali ile takibin takip tarihinden itibaren avans faizi ile devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; Aleyhinde yapılan icra takibine başka bir davasında avukatı olan Av. …’ın ricası üzerine itiraz ettiğini, dava dilekçesi avukata tebliğ edilse de bu davayı şahsen takip edeceği için bundan sonra dava ile ilgili tebligatların doğrudan kendisine yapılmasını talep ettiğini, davanın haksız ve dayanaksız olduğunu, davacı şirketten 2014 yılında su aldığının doğru olduğunu, ancak aldığı irsaliye ile kendisine teslim edilen suyun bedelini ödediğini, son hesap mutabakatta davacıya borç bakiyesini ödediğini, kendisine gönderecekleri su için 1.300,00 TL fazladan ödeme yaptığını, bu tutarda alacağı olduğunu, davacının dava dilekçesinde sunduğu hesap ekstreleri dikkatlice incelendiğinde ve yargılama esnasında taraf defter ve kayıtları incelendiğinde görüleceği üzere; davacının hesap ekstresinde tarafına gönderdiğini iddia ettiği; -17.05.2014 tarih … no.lu 680,22 TL fatura karşılığı bir mal alışı olmadığını, faturanın hayali olduğunu ve irsaliyesini ibraz edemeyeceklerini, -14.07.2014 tarih … no.lu 1.873,69 TL fatura karşılığında kendisine herhangi bir mal gönderilmediğini, faturanın karşılıksız olduğunu, -18.07.2014 tarih … no.lu 2.781,11 TL fatura karşılığında kendisine herhangi bir mal gönderilmediğini, fatura karşılıksız olduğunu, -19.07.2014 tarih ve … no.lu 1.500,77 TL fatura karşılığında kendisine herhangi bir mal gönderilmediğini, -21.07.2014 tarih ve … no.lu 1.949,13 TL fatura karşılığında kendisine herhangi bir mal gönderilmediğini, -05.08.2014 tarih ve … no.lu 3.083,49 TL fatura karşılığında kendisine mal verilmediğini, -12.08.2014 tarih ve … no.lu 2.310,11 TL faturanın karşılığının olmadığını, -08.10.2014 tarih ve … no.lu 2.701,81 TL faturanın karşılığının olmadığını, -10.10.2014 tarih ve … no.lu 4.969,43 TL faturanın karşılıksız olduğunu, ayrıca davacıya yaptığı ödemelerden; -26.06.2014 tarihli 8.694.24 TL makbuz karşılığı ödemesinin borçtan düşülmediğini, cari hesapta yer almadığını, -19.03.2015 tarihli 5.640,00 TL miktarlı makbuz karşılığı ödenin de mahsup edilmediğini, davacının kendisine göndermediği halde, karşılıksız ve irsaliyesiz faturalar düzenleyerek teslim etmediği su bedelleri nedeniyle hayali alacak ürettiğini, toplamda 14.334,24 TL ödemesinin mahsup edilmediğini, dolayısıyla teslim edilmeyen mallar nedeniyle keşide ettiklerini iddia ettikleri karşılıksız ve hayali faturalar düşüldükten ve davacının ekstresinde olmayan makbuz mukabili 14.334,24 TL ödemeler mahsup edildikten sonra, davacıya hiçbir borcu kalmayacağını, bilakis alacaklı olduğunu ve bu alacak karşılığında kendisine su gönderilmediğinin sübuta ereceğini beyanla, ticari defterler res’en nazar alınacak, durumlar karşısında haksız ve dayanaksız davanın reddine davacıya yaptığım fazla ödemenin istirdadına ve % 20 haksız dava ve icra tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; “…Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; “…davanın, cari hesap alacağına dayalı başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, alacağın faturalara dayandığı, faturaların tamamının davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafın defterlerinde ise bir kısım faturaların (…, …, …, …, …, …, …, …, … nolu faturalar) kayıtlı olmadığı bu durumda davacı satıcının faturalara konu malları davalıya teslim ettiğini ispat etmesi gerektiği, davacı kendi ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle dava konusu faturalar nedeniyle 34.794,08 TL alacaklı görünmekte ise de davalının ticari defterlerinde dava konusu bir kısım faturaların kayıtlı olmaması ve davalının davacı tarafça sunulan sevk irsaliyelerinde teslim alan kısımlarındaki isim ve imzalara itiraz etmesi üzerine yapılan imza incelemesi sonucu isim ve imzaların davalı … ve kardeşi …’ye ait olmadığının tespit edildiği, faturaların davacı şirketin bazı dağıtıcıları tarafından sahte bir şekilde düzenlediği ve buna ilişkin ceza kovuşturmasının yapıldığı, cari hesabı oluşturan faturalarla sevk irsaliyelerinde teslim alan imzalarının davalı tarafa ait olmadığının tespiti ve davacının alacağını başka bir delille ispat edememiş olması karşısında 9 adet fatura karşılığı malın davalıya teslim edilmediği sonucuna varılması ile 9 adet fatura bedeli olan 21.850,07 TL dışında kalan ve davacının ticari defterlerinde tespiti yapılan 7.304.01 TL yönünden davacının faturalara konu malları teslim ettiğini ispat etmiş olduğu, ayrıca davalının bir kısım ödeme savunmasına karşılık, davacının davalının; 26.06.2014 tarihinde 2 adet ve 7.894,00 TL ve 800,64 TL olmak üzere toplam 8.694,64 TL KK.’dan yaptığı ödemeyi ve yine 19.03.2015 tarihinde ödediği 5.640,00 TL KK. ödemesini, muhasebe kayıtlarında davalının borcundan düştüğü görülmekle, davanın sübuta erdiği, alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin haklı görüldüğü anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 7.304.01 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağı takip tarihinden itibaren yıllık %10.5 oranında ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, alacak likit olmakla, hüküm altına alınan 7.304.01 TL’nin % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının talebinin reddedilen kısmı yönünden takip yapmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine…” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemeye savunma doğrultusunda sunulan ve tamamı davacı defter kayıtlarında yer almadığı için borçtan mahsup edilmeyen ödemelerim özellikle 19.03.2015 tarih ve 5.640_TL miktarlı ödeme davacı defter kayıtlarında yer almadığını, zira bu ödeme davacı tarafından 24.02.2015 tarihinde başlatılan dava konusu icra takibinden sonra yapılmış bir ödeme olduğunu, icra takip talebi incelendiğinde takip konusunun 24.02.2015 tarihine kadar olan alacak talebini içerdiğinin belirtildiğini, keza bilirkişi raporları ile sabit olduğu üzere davacının takip konusu yaptığı faturaların sahte olduğu subut bulduğuna göre talebinin de hilafi hakikat olduğuna dalalet teşkil ettiğinin gözden uzak tutulmaması gerektiğini, Ekte sunulu davacı şirketin cari hesap ekstresinde 29.12.2014 tarihinde borç bakiyesinin O (sıfır) olduğunun da savunmalarını teyit ettiğini, Davacının artık kendisine güvenmeyerek alış-verişi kesen davalıya kızgınlığından ticari defter kayıtlarında tahrifatlar yapmak suretiyle bilirkişi raporlarıyla sabit olduğu üzere hayali ve sahte faturalar tanzim etmek suretiyle hayali borç yarattığını, Davalının ekte sunulan cari hesap ekstresinde de anlaşılacağı üzere davacının 29.12.2014 tarihi itibariyle davalıdan hiçbir alacağı bulunmadığını, hatta davalı tarafından davacıya sparişi karşılığı yaptığı ödeme karşılığında da mal teslimini de yapmayarak haksız zenginleşmiş olduğunun makbuz ve belgelerle sabit olduğunu, davacının tanzim ettiği sahte faturalar nedeniyle İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturmayı akamete uğratmamak amacı ile davacı taraf fotokopilerini sundukları sahte faturaların asıllarını ibrazdan kaçındığını, İlk derece mahkemesinin, davacının sahte belgelere dayanarak haksız olarak 34.794,08 TL alacaktı olduğu talebiyle açtığı icra dosyasına karşı itirazın 27,490,07 TL için haklı olduğuna karar verirken reddedilen 27.490.07 TL için haksız icra tazminatına karar vermemesinin, buna karşın eksik tahkikatla davacının 34.794,08 TL olan alacağının sadece 7.304,01 TL’lik kısmının kabulüne rağmen davacı lehine %20 tazminat talebinin kabulüne karar verilmesinin, hakimin tarafsızlığı ve adil yargılama ilkesi ile bağdaşmadığını, en azından reddedilen 27.490.07 TL için de davalı lehine haksız icra tazminatına hükmedilmesinin adil ve tarafsız yargılamanın ve en azından hukukun ve yasanın gereği olduğunu belirterek, Yukarıda açıklanan nedenlerle yasaya aykırı ilk derece hükmünün kaldırılmasına ve haksız davanın reddine, reddedilen miktar için davalı lehine %20 haksız icra tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, faturaya dayalı cari hesap alacağının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın İİK 67 maddesi uyarınca iptali ve inkar tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı asil tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK 355 maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Mahkemece taraflarca delil olarak dayanılan fatura, irsaliye, ödeme belgeleri ile taraf ticari defter ve kayıtlarında yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi rapor içeriklerindeki tespitler ışığında davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafından 34.794,08 TL alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı, davalının itirazı üzerine duran takibin devamı için davalının 01.04.2015 tarihinde yaptığını ileri sürdüğü 5.640,00 TL ödemesi düşülerek eldeki davanın 29.154,08 TL alacak tutarı yönünden itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır. Buna göre davacı yanca, davalının yaptığını ileri sürdüğü 5.640,00 TL tutarlı ödeme takipte istenilen asıl alacak tutarından düşülmek suretiyle eldeki itirazın iptali davasının açılmış olduğu anlaşılmakla, davalının 5.640,00 TL lik ödemesinin davacı defterlerinde kayıtlı olmamasının dikkate alınmadığı yönündeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Mahkemece, davacının alacağına dayanak gösterdiği ancak davalı defterlerinde kayıtlı olmayan ve itiraz edilen faturalara ilişkin sevk irsaliyelerinde yer alan imzalar üzerinde inceleme yaptırmıştır. Bilirkişi incelemesi sonucu alınan rapora göre sevk irsaliyelerindeki imzaların davalı ve kardeşine ait olmadığı tespitine değer vererek, bu faturalara ilişkin mal tesliminin kanıtlanmadığı, dolayısıyla bu tutar yönünden davacı alacak isteminin yerinde olmadığı değerlendirilmesi ile taraf ticari defter ve kayıtları kapsamında kanıtlanan alacak tutarı yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı alacak iddiasının faturaya dayalı likit alacak olduğu anlaşıldığından, davanın kabul edilen tutarı üzerinden davacı lehine inkar tazminatına karar verilmesi isabetlidir. Yine reddedilen kısım yönünden davacının takipte kötü niyeti sabit olmadığından, reddedilen tutar yönünden davalı yararına kötü niyet tazminatı verilmemiş olması da doğru olup, aksi yöndeki davalı istinafı da yerinde değildir. İlk derce mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı asilin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Bakiye 374,21 TL nispi istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 6-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353.1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 23.12.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava değerine göre karar kesindir.