Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1237 E. 2019/1162 K. 19.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1237
KARAR NO : 2019/1162
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/04/2017
NUMARASI : 2015/270 E.2017/386K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Rücuen Tazminat)
Taraflar arasında görülen tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin verilen hükme karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesi ile; … unvanlı şirketten satın alınan plastik hammadde emtiasını müvekkili şirketin nakliye rizikolarına karşı sigortalamış olduğunu, yükün bulunduğu aracın Ağrı Horasan karayolunda devrildiğini ve yükte hasar meydana geldiğini, kazadan ötürü sigortalıya toplam 53.035,00 TL tazminatın ödendiğini belirterek, bu tutarın, ödemenin yapıldığı 16.12.2014 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ve diğer ferileri ile birlikte davalı taşıyıcılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılara dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, cevap dilekçesi sunma mış, duruşmalara da katılmamışlardır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”… Sigorta poliçesine konu plastik emtiasının … plakalı araç ile taşınması sırasında 28/09/2014 tarihinde Ağrı Horosanda tek taraflı trafik kazası nedeni ile emtianın hasara uğradığı, kaza tespit tutanağına göre kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsünün KTK’nın 52/1-b maddesini ihlal etmek sureti ile kusurlu olduğunun tespit edildiği, taşımanın uluslararası kara taşıması olması nedeni ile uyuşmazlığa CMR konvansiyonunun uygulanması gerektiği, hasarın davalı alt taşıyıcının kusuru ile oluşması nedeni ile her iki davalının da zarardan sorumlu oldukları, davacının talebine konu zarar miktarının sorumluluk sınırının altında kaldığı ayrıca CMR konvansiyonunun 27. maddesine göre davalıların daha önce temerrüde düşürüldüğü ispatlanamadığından faizin dava tarihinden itibaren uygulanması gerektiği, davaya konu talebin türk lirası cinsinden olması nedeni ile CMR konvansiyonunun 27/1 maddesindeki faiz oranının eldeki davada uygulanma olanağı bulunmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak…”, davanın kabulü ile 53.035,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkilinin dava hakkının halefiyete dayandığından faiz başlangıç tarihinin, en geç sigortalıya ödeme tarihi olan 16.12.2014 tarihi olarak tespit edilmesi gerektiğini, oysaki ilk derece mahkemesince hatalı olarak dava tarihinden itibaren faizin işletilmesine karar verildiğini, ayrıca kaza ve hasar tutanağında davalı taşıyıcının şoförünün imzasının bulunduğunu ve bu nedenle somut olay açısından temerrüt ihtarının gerekmediğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin faize ilişkin bu hatalarının düzeltilerek tüm taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.Davalı şirket vekili istinafa cevap dilekçesinde; müvekkilin ve diğer davalının daha önce temerrüde düşürüldüğü davacı tarafından ispatlanamadığından, ilk derece mahkemesince verilen hükümde faizin dava tarihi itibariyle başlatılmasında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığından, davacının istinafa yönelik taleplerinin reddine, istinaf giderleri de dâhil olmak üzere, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, nakliyat sigorta poliçesine dayalı rucüen tazminat istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu kararın temerrüt faizine ilişkin kısmına karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava konusu uyuşmazlıkta CMR Konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Anılan sözleşmenin 27/1. maddesinde hak sahibinin ödeme talebini yazılı olarak taşıyıcıya gönderildiği tarihten, böyle bir talepte bulunulmamış ise dava tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmedileceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamında davacının veya sigortalısının davalıya, ödeme talebini içeren bir ihtar gönderdiği iddia ve ispat edilemediğinden, faizin dava tarihinden itibaren hükmedilmiş olması isabetlidir.Davacının diğer istinaf sebebi, kaza ve hasar tutanağında davalı taşıyıcının şoförünün imzasının bulunduğu ve bu nedenle somut olay açısından temerrüt ihtarının gerekmediğine ilişkindir. Bu belgelerin şoför tarafından imzalanmış olması, CMR’nin 27. maddesi kapsamında ödeme talebinin yöneltilmesine gerek kalmadığı şeklinde yorumlanamayacağından, davacının bu istinaf sebebi de yerinde değildir.Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesinin kararı usul ve yasaya uygun olup istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,6-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,7-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 19/09/2019 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.