Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1229 E. 2019/932 K. 03.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1229
KARAR NO : 2019/932
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/04/2019
NUMARASI : 2019/362 D.İş. – 2019/377 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasında görülen ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ihtiyati haciz kararınına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin ek karara karşı borçlu vekili istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
İhtiyati haciz isteyen vekili dilekçesinde özetle; 20/07/2018 tanzim tarihli, 20/02/2019 vade tarihli, 110.000 USD bedelli bonoya dayalı olarak 584.529,00TL tutar üzerinden borçlu hakkında ihtiyati haciz isteminde bulunmuştur.İlk derece mahkemesince talep kabul edilerek %15 teminat mukabilinde borçlular hakkında ihtiyati hacze karar verilmiştir. Bu karara karşı borçlu vekili süresi içinde itiraz etmişlerdir.İhtiyati haciz kararına itiraz eden vekili itiraz dilekçesinde; müvekkili …’ün kılavuz kaptan olduğunu, davalı şirkette 854 sayılı Deniz İş Kanununa tabi işçi olarak çalışmaya başladığını, sözleşmenin tanzim esnasında kendisine baskı ile keza bir kısım geçerlilik unsuru boş tutularak sonradan doldurulmaya müsait matbu senet sayfası imza ettirildiğini, iş akdini sonlandıracağını bildirmesini ve devamla işe giriş sırasında imzaladığı boş teminat senedinin iadesini talep etmesi üzerine, müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz ettiklerini, karşı tarafın kambiyo senedine dayanılarak ihtiyati haciz talebinde de bulunduğunu bir işverenin işçisine 110.000 USD borç vermesinin hayatın ve ticaretin olağan akışına aykırı olduğunu belirterek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, teminat miktarının arttırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesi, itiraz hakkında verdiği 17.04.2019 tarihli ek kararında; “…İhtiyati haciz kararına itirazda gösterilen sebeplerin İ.İ.K’nın 265. maddesinde gösterilen ihtiyati haciz kararına itiraz sebeplerinden olmadığı, başka davaların konusunu oluşturabileceği, zaten menfi tespit davası açıldığının belirtildiği, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi şartlarının bulunduğu, ayrıca Mahkememizin genel uygulaması gibi bu dosyada da % 15 teminat alındığı ve alınan teminat miktarının yeterli olduğu anlaşıldığından ihtiyati haciz kararına itirazın reddine…” karar verilmiştir.Bu karara karşı borçlu vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Borçlu vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Senet hakkında İstanbul 5. İş Mahkemesi 2019/ 122 e sayılı dosya üzerinden menfi tespit davası açıldığını, ihtiyati haciz kararına itiraz eden tarafından menfi tespit davası açmış olması halinde ihtiyati haciz kararına itirazın menfi tespit davası açılan mahkemece değerlendirilmesi gerektiğini,İhtiyati haciz kararına itiraz dilekçelerinde söz ettikleri gibi söz konusu senedin, müvekkili işçinin işe alımı esnasında alacaklı şirketin iş taahüdü ile baskı kurması neticesinde iş sözleşmesi ile birlikte imzalandığını, senet unsurları boş bırakılmış matbu bir kambiyo senedi olduğunu,Söz konusu senedin, imzalandığı sırada kambiyo senedi niteliğini haiz olmadığını, Halihazırda iş mahkemesi hakimliği tarafından “ihtiyati tedbir” kararı verildiğini, İstanbul 28. İş Mahkemesi 2019/1 D.iş. 2019/2 K. sayılı ve birleşen İstanbul … İcra Müdürlüğü … E sayılı dosyalarına sunulan banka teminat mektupları toplam değeri ile borcun %115’inin teminat altına alındığını, Müvekkili kılavuz kaptan olduğunu ve yerleşim yeri sabit bir gerçek kişi olduğunu,Gerek ihtiyati haciz kararında gerekse ek kararda “ihtiyati haciz talep eden” yararına ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedildiğini, istinaf nicelemesi sonucu bu hususu kaldırılması gerektiğini, Bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve itirazın kabulüne, ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Talep, İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca, kambiyo senedine dayalı ihtiyati hacze ilişkindir.
İlk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebi kabul edilmiş, bu karara borçlu vekili tarafından itiraz edilmiştir. İlk derece mahkemesince İİK’nın 265. maddesi uyarınca itirazın reddine karar verilmiş, bu ret kararına karşı borçlu vekilince, yasal süreleri içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.İİK’nun 265. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararına itiraz, ihtiyati haciz kararını veren mahkemeye yapılır. Ancak, ihtiyati haciz talep eden alacaklının, ihtiyati hacze itiraz edilmeden önce başka bir mahkemede esas hakkında dava açması halinde bu defa ihtiyati haciz kararına yapılan itiraz, ihtiyati haciz kararını veren mahkeme tarafından değil esasa ilişkin davanın açıldığı mahkeme tarafından incelenecektir (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Kasım 2004 s:896). Bu durumda, ihtiyati hacze konu alacak hakkında ihtiyati hacze itiraz edilmeden evvel dava açılması, ihtiyati hacze itirazı incelemeye bu kararı veren mahkemenin görevli bulunduğuna ilişkin kuralın istisnasını teşkil etmektedir. Somut uyuşmazlıkta; 05/03/2019 tarihinde borçlu ihtiyati haciz kararına itiraz etmiştir. 28/03/2019 tarihinde de borçlu tarafından alacaklıya İstanbul 5. İş Mahkemesinin 2019/122 esas sayılı dosyası üzerinden menfi tespit davası açılmış olduğu görülmektedir. Yani menfi tespit davası, ihtiyati hacze itiraz edildikten sonra açılmıştır. O halde ihtiyati hacze itirazın incelemekle görevli olan mahkeme İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesidir.İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati haciz kararına karşı itiraz sebepleri sınırlı şekilde sayılmış olup, bu sayılanlar dışında başka bir sebebe dayanılarak ihtiyati hacze itiraz edilmesi mümkün değildir. İtiraz edenin ”esas yönünden” başlığı altında ileri sürdüğü diğer itiraz nedenleri ve iddiaları taraflar arasında dava yoluyla ileri sürülebilecek niteliktedir. İtiraz edenin itiraz sebepleri İİK’nın 265. maddesinde açıklanan tahdidi itiraz sebepleri kapsamında incelenemez. İtiraz edenin borçtan kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye veya kaçırmaya hazırlandığı iddiasının kabul edilemeyeceği ve sabit ikametgah sahibi olduğuna ilişkin itirazına yönelik olarak, zaten somut olayda vadesi gelmiş bonoya dayalı olarak ihtiyati haciz kararı verilmiş olmakla, bu konudaki itirazlar yerinde görülmemiştir.İhtiyati haciz talep eden lehine 25/02/2019 tarihli kararda 606,00 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir. İtiraz üzerine duruşma açılmış ihtiyati haciz talep eden vekili 11/04/2019 tarihli duruşmaya iştirak etmiştir. 17/04/2019 tarihli ek kararda itiraz edenin itirazının reddine karar verildiğinden ihtiyati haciz talep eden lehine de duruşmaya katıldığı gerekçesiyle 750 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2. kısım 1.bölüme göre takdir edilen vekalet ücretinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Bu gerekçelerle, borçlu vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1.b.1. ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca, ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun reddine,
2-İhtiyati hacze itiraz eden tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-İhtiyati hacze itiraz eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,
5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 03/07/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU : HMK’nın 362/1-f ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca karar kesindir.