Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/122 E. 2020/574 K. 16.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/122
KARAR NO: 2020/574
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/10/2018
NUMARASI: 2018/321- 2018/1044 E.K
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ Davacı vekili, müvekkili şirketin dava konusu … Marka 2014 model … Şasi nolu … plaka nolu aracı 13.02.2015 tarihli fatura ile davalıdan -0- km olarak satın aldığını, aracı satmak istediğinde, dava konusu aracın tavan düzeltme, tavan döşeme sökme takma, tavan boya, gibi bir dizi tamirat gördüğünü öğrendiğini, aracın gizli ayıplı mal olarak müvekkiline satıldığını, bu ayıbın alıcı müvekkilinden gizlendiğini, araçtaki ayıbın hile ve ağır kusur ile gizlenmiş olduğundan davalının garanti süresinden ve zamanaşımından yararlanamayacağını ileri sürerek … Marka 2014 model … Şasi nolu … plaka nolu aracın davalı şirkete iadesine ve tüm masrafları davalılara ait olmak üzere -0- km ayıptan ari yenisi ile değiştirilmesine, mümkün olmaması halinde terdiden ayıplı aracın uğramış olduğu değer kaybının hesaplanarak şimdilik 5.000 TL’sinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin ikametgahı – genel faaliyet merkezi adresi-Ümraniye-İstanbul olduğunu, davanın yetkisiz yerde açıldığını, dava konusu aracın ikinci el olduğunu, yani davacının ikinci el araç satın aldığını, ihbar, muayene yükümlülüğünü yasal süresi içerisinde yerine getirmediğini, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, davacının kullanımındaki aracın üreticisi ve satıcısının müvekkili … A.Ş. olmadığını, müvekkilinin … marka araçların Türkiye’de distribütörlüğünü üstlenen ithalatçı ve dağıtıcı firma olmadığını, taraflar arasında akdi ilişkinin kurulmadığını, araçta imalattan kaynaklı ayıbın bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada, dava konusu aracın satışını gerçekleştiren davalı şirketin genel merkezinin … Mah. … Cad. N:… Ümraniye İstanbul olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın ticari ilişki kapsamında ayıplı mal satışından kaynaklanan zarar bedelinin tahsili istemine ilişkin olduğu, genel yetkili mahkeme olan davalının ikametgahı mahkemesi yer yönünden yetkili olacağından davalı şirket adresinin İstanbul Anadolu Adli sınırları içerisinde bulunduğu gerekçesiyle mahkememizin yetkisizliğine, dava dilekçesinin yetkisizlik nedeniyle reddine, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna, hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde dava dosyasının yetkili İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davanın davalının şubesinin satışından ve işleminden dolayı açılan bir dava olduğunu, şubenin işlemlerinden dolayı davalının şubesinin bulunduğu yerde de dava açılabileceğini, ayıplı araç satışını yapan firmanın davalının İstinye/Sarıyer şubesi olduğunu, yetkisizlik kararının doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE Dava, ayıplı mal satışı nedeniyle sözleşmenin feshi ile ayıplı malın iadesi ya da ayıp oranında semenin tenzili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda belirtilen gerekçe doğrutusunda yetkisizlik kararı verilmiştir. Mahkemelerin yetkisine ilişkin hükümler 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 5 ila 19. maddeleri arasında düzenlenmiş olup, davalı gerçek veya tüzel kişinin, davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi genel yetkili mahkeme olarak belirlenmiştir (m.6) Genel yetkili mahkeme olan, davalının yerleşim yeri mahkemesinin yanında yetkili kılınan, öğretide ve uygulamada özel yetki kuralları olarak adlandırılan ve bazı dava çeşitleri için kabul edilen istisnai nitelikteki yetki kuralları, ilke olarak kamu düzenine ilişkin değildir. Böylece, kamu düzenine ilişkin olmayan özel yetki kuralları, genel mahkemenin (HMK.m.6) yetkisini kaldırmadığından, eş söyleyişle onunla birlikte uygulandığından, davacı davasını genel veya özel yetkili mahkemede açmak hususunda bir seçim hakkına sahiptir. Zira özel yetki, genel yetkiyi ortadan kaldırmaz. Onun yanında varlığını sürdürür; dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, genel veya özel yetkili mahkemede açılabilir. Yukarıda da değinildiği gibi, HMK.’nın 6. maddesi gereğince, bir davada genel yetkili mahkeme, davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesidir. Davacı, davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesinde takip başlatıp, dava açabilir. Sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri ile ilgili düzenlemeyi içeren ve kamu düzenine ilişkin olmayan özel yetki kuralı niteliğinde bulunan 6100 sayılı HMK’nın 10. maddesinde ise; “ Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.” düzenlemesi bulunmaktadır. Diğer yandan, HMK’nın 14/1. maddesi uyarınca “Bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir.” Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.04.2008 gün ve 2008/10-329 E. – 2008/334 K. numaralı ilâmında; “…Davaya konu uyuşmazlık tüzel kişilere karşı açılacak davalarda genel yetkili mahkeme, tüzel kişilerin yerleşim yerinin, yani merkezinin bulunduğu yer mahkemesi olmakla birlikte, şube işlemleri nedeniyle açılacak dava, taraf olarak bağlı bulunulan merkez davalı gösterilerek, şubenin bulunduğu yerde de açılabilir. ‘Kurum adına işlem yapmaya yetkili bulunmak’ şubenin tanımından ortaya çıkan bir sonuç olup, şubenin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olmasında tek başına yeterli değildir. Şubenin bulunduğu yer yetkisi, o şubenin yapmış olduğu işlemlerden, davacıya ait işlemlerin yürütülmesinden doğan uyuşmazlıklarda geçerli bulunmaktadır.” denilmiştir. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince, dosyaya fotokobisi sunulan ve itiraza uğramayan 13.02.2015 tarihli faturada, alıcının davacı şirket, satıcının ise, “… Motorlu Araçlar İmal ve Satış AŞ Boğaziçi Şubesi” olduğu, davalının bu şubesinin bulunduğu yerin de İstinye/Sarıyer/İstanbul olduğu, somut uyuşmazlığın davalı şirketin şubesinin yapmış olduğu bir işlemden kaynaklandığı iddia edildiğine göre, davalının şubesinin bulunduğu yer olan İstanbul/Çağlayan mahkemlerinin de yetkili olduğu gibi, şubesi tarafından davalı adına işlem yapıldığından taraflar arasında akdi ilişkinin de bulunduğunun kabulü gerektiğinden, Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesinin 1. fıkrasına göre, borcun ifa edileceği yer mahkemesi de yetkilidir. Buna göre, davacının ikametgahı da Kağıthane/İstanbul olduğuna göre, HMK’nın 10. maddesi hükmüne göre akdin ifa yeri olan İstanbul Mahkemeleri de yetkilidir. Bu sebeple HMK 353/1.a.3.maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin yetkisizlik kararı usule aykırı olduğundan, kararın kaldırılarak dava dosyasının yetkisizlik kararı veren İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nun 353/1.a.3 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin kararının KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın yetkili ve görevli İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde davacıya iadesine, 4-Davacı tarafından istinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle ilk derece mahkemesi tarafından değerlendirilmesine, 5-Gerekçeli kararın bir örneğinin, İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine, 6-Dosyanın derhal kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK.353.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 16/06/2020 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK. 353/1.a ve 362/1.c maddesi uyarınca karar kesindir.