Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1213 E. 2019/925 K. 02.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1213
KARAR NO : 2019/925
KARAR TARİHİ: 02/07/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/02/2019
NUMARASI : 2019/362 D.İş- 2019/361 KararL
TALEP KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasındaki ihtiyati hacze itirazın incelenmesi hakkında kararda yazılı nedenlerden dolayı itirazın reddine yönelik olarak verilen karara karşı süresi içinde ihtiyati hacze itiraz eden taraf vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP İhtiyati haciz isteyen vekili, borçlu tarafından müvekkili adına düzenlenen 18.10.2018 düzenleme tarihli, 20.02.2019 vadeli, 110.000 Usd tutarlı senedin vadesinde ödenmediğinden borçlu hakkında ihtiyati haciz isteminde bulunmuş, ilk derece mahkemesince talep kabul edilerek %15 teminat mukabilinde borçlu hakkında ihtiyati hacze karar verilmiştir.İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili, müvekkilinin kılavuz kaptan olup, 01/10/2018 tarihinde işe başladığını, iş sözleşmesinin tanzimi esnasında kendisine baskı ile boş kambiyo senedi imzalatıldığını, iş verenin kötü niyetli olarak teminat amaçlı alınan senedi icraya koyduğunu, itirazlarının kabul görmediği takdirde, bu kez teminat karşılığında ihtiyati haczin kaldırılmasını talep ettiklerini belirterek ihtiyati hacze itiraz etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan duruşma sonucunda, talebe dayanak senedin kambiyo senedi vasfında olmayıp adi senet niteliğinde olması ihtiyati haciz kararı verilmesine engel olmayıp (Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 26/09/2016 tarih, 2016/6918 esas ve 2016/7503 karar sayılı ilamı ), senedin teminat senedi olduğu iddiasının İİK’nin 265. maddesi kapsamındaki ihtiyati hacze itiraz nedeni olarak kabul edilemeyeceği (Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 13/11/2017 tarih, 2017/4486 esas ve 2017/6081 karar sayılı ilamı) nazara alınarak ihtiyati hacze itiraz nedeni yerinde görülmediği, teminat karşılığında ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verme görevi, alacaklı ihtiyati haciz kararından sonra takip yapmış ise, icra mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle 2004 sayılı yasanın 266.sayılı maddesi uyarınca takip başladıktan sonra teminat yatırılması halinde ihtiyati haciz kararına itirazın ve kaldırılması talebinin İcra Mahkemesi’nin görev alanına girmesi sebebiyle mahkemece karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Bu karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ İtiraz eden vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati hacze itiraz eden müvekkili tarafından senede dayalı olarak iş mahkemesinde menfi tespit davası açıldığından itirazı inceleme görevinin esas davaya bakmakla görevli iş mahkemesine ait olduğunu, senedin teminat senedi olduğunu, işe girerken boş imzalı olarak alınan teminat senedinin sonradan doldurulduğunu, ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE Talep, kambiyo senedine dayalı ihtiyati haciz istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, talep kabul edilerek ihtiyati hacze karar verilmiştir.Talebe konu 18.10.2018 düzenleme tarihli, 20.02.2019 vadeli, 110.000 USD tutarlı senedin keşidecisi …, lehtarı …A.Ş. olduğu görülmüştür.İhtiyati haciz isteyebilmek için İİK’nın 257/1. maddesine göre, alacağın muaccel olması ve rehinle temin edilmemiş olması yeterlidir. İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati haciz kararına karşı itiraz sebepleri sınırlı şekilde sayılmış olup, bu sayılanlar dışında başka bir sebebe dayanılarak ihtiyati hacze itiraz edilmesi mümkün değildir. İtiraz eden borçlu tarafça ileri sürülen senedin işe girerken teminat amaçlı olarak boş ve imzalı olarak alındığı ve sonradan anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu, bedelsiz olduğu şeklindeki itiraz nedenleri ve iddiaları taraflar arasında dava yoluyla ileri sürülebilecek nitelikte olup, nitekim taraflar arasında menfi tespit davasının derdest olduğu anlaşılmaktadır. Bu bakımdan İtiraz edenin itiraz sebepleri İİK’nın 265. maddesinde sayılan itiraz nedenlerinden olmadığı, ihtiyati hacze itiraz aşamasında değerlendirilemeyeceği istikrarlı yargıtay kararlarında vurgulanmıştır (Yargıtay 11. HD 19/09/2016 tarih, 2016/8376-7358 E.K sayılı ilamı).Diğer yandan, ihtiyati haciz kararına itirazın 05/03/2018 tarihinde yapıldığı, esas davanın İş Mahkemesinde 28/03/2018 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. İhtiyati hacze itiraz tarihinden sonra asıl davanın açıldığı sabit olmakla ihtiyati hacze itirazın ihtiyati hacze karar veren ilk derece mahkemesince karara bağlanmasında isabetsizlik bulunmadığı gibi, ayrıca teminat karşılığında ihtiyati haczin kaldırılması talebinin icra takibine başlanmış olması gözetilerek, ancak icra mahkemesinden talep edilebileceğinden bu yöndeki değerlendirmede usul ve yasaya uygun olmakla beraber tüm bu değerlendirmelere göre, itirazın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ise de, sonucu itibariyle doğru olan karara yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İtiraz edenin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-İtiraz eden tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-İtiraz eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın bir örneğinin ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.02/07/2019