Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1195 E. 2021/1672 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1195
KARAR NO: 2021/1672
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 16.11.2017
NUMARASI: 2014/33 Esas – 2017/946 Karar
DAVA: Yönetici ve Denetçi Sorumluluğuna Dayalı Tazminat
Taraflar arasındaki sorumluluk davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen hükme karşı, davalı müflis … adına iflas idaresi ile davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; BDDK’nın 30.11.2001 tarihli kararıyla mali bünyesindeki olumsuzlukların giderilmesini teminen 4389 Sayılı Bankalar Kanunu’nun 14/2. maddesi kapsamında … A.Ş.’nin …’ye devredildiğini ve BDDK’nın 26.092002 tarihli kararıyla bankanın tüm aktif ve pasifleriyle birlikte 30.09.2002’den itibaren … A.Ş. bünyesinde devren birleştirildiğini, bankanın hisselerinin fona devrinden sonra fon yönetim kurulunun 30.11.2001 tarihli BDDK talimatıyla görevlendirilen yeni yönetim döneminde yapılan çalışmalar sonucu 15.07.2002 tarihli bankanın olağan genel kurul toplantısında 1997-1998-1999-2000 yıllarına ait genel kurullarında yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin alınan kararların hükümsüz sayıldığını ve 01.01.2001-30.11.2001 tarihleri arasında görev yapan yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ise ibra edilmediklerini, … Bank A.Ş. Teftiş Kurulu Başkanlığı soruşturma raporlarında ayrıntılı olarak belirtildiği şekilde, davalıların yönetim ve denetim kurulu üyesi olarak görev yaptıkları dönemde raporda ayrıntılarıyla belirtilen eylemleriyle banka zararına yol açtıklarını, TTK’nın 336. maddesinde yönetim kurulu üyelerinin, 342. maddesinde müdürlerin ve 353 ve 259. maddelerinde de murakıpların sorumluluğunun düzenlendiğini belirterek; 30.11.2001 tarihli devir bilançosunda tespit edilen zararın 86.070.593.000,000 TL’lik kısmının 30.11.2001 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte ve dilekçede her bir davalı için istenen miktar ayrı ayrı da gösterilmek suretiyle bu bedellerin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında 22.10.2013 tarihli duruşmada sunulan dilekçe ile her bir davalıdan istenen miktar yeniden ayrı ayrı açıklanmış, davacı vekilince en son 12.03.2015 tarihli dilekçeyle Fon Kurulunun 22.01.2015 tarihli 2015/18 sayılı kararı gereğince TTK’nın 336. ve devamı maddeleri kapsamında sorumluluk atfedilen yönetim ve denetim kurulu üyesi davalıların her türlü masraf ve vekalet ücreti talep hakkından vazgeçmesi kaydıyla davalılardan istenen bir kısım alacak talebinden vazgeçildiği ve vazgeçilen miktarlar da belirtilerek, davalı …’tan 5.243.069 TL, davalı …’ndan 4.311.527 TL, davalı …’dan 6.038.300 TL, davalı …’den 5.385.545 TL, davalı …’ndan 15.385.768 TL, davalı … (yargılama sırasında vefat etmiş olmakla mirasçılarından) 11.219.005 TL, davalı …’ten 3.422.981 TL, davalı …’dan 849.751 TL, davalı …’tan 16.246.056 TL, davalı …’dan 24.711.051 TL, davalı …’dan 26.784.915 TL, davalı …’den 24.515.597 TL, davalı …’tan 386.219 TL, davalı …’ndan 13.502.096 TL, davalı …’dan 13.502.096 TL, davalı …’dan 13.502.096 TL, davalı …’dan 5.119.124 TL, davalı …’dan 14.572.863 TL, davalı …’den 26.323.551 TL’nin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ayrıca anılan dilekçesinde hangi davalıdan hangi krediden kaynaklı, ne miktarlı zarar istendiği de ayrıntılarıyla açıklanmıştır. Davalılar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … vekilleri, cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını ve yönetim kurulu üyeleri aleyhine sorumluluk davası açılabilmesi için adı geçenlerin görevlerini yaparken kusurlu işlemleri nedeniyle banka zararına sebebiyet vermeleri gerektiğini, kredi borçlularından alacağın takip ve tahsili yoluna gidilmeden zararın oluştuğu iddiasıyla yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna gidilemeyeceği, müvekkillerinin banka genel kurullarında ibra edildiğini, bankanın düzenli olarak uluslararası denetim şirketlerince denetlendiğini, denetim kurulu üyelerine bu nedenle herhangi bir sorumluluk yüklenemeyeceğini, yönetim kurulu ve denetim kurulu üyesi olan müvekkillerinin yasadan ve ana sözleşmeden kaynaklanan tüm görevlerini özenli bir şekilde ifa ettiklerini, sorumluluklarından söz edilemeyeceğini belirterek, müvekkilleri hakkındaki davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … ve vefatı nedeniyle mirasçısı … ve davalı …, savunmalarında özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, öncelikle davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkillerinin görev yaptıkları dönemde bankayı zararlandırıcı herhangi bir eylem ve işlemde bulunmadıklarını, ayrıca genel kurullarda ibra edildiklerini, davacının bu ibraları hükümsüz saymasının mümkün bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı …, cevap dilekçesinde özetle; denetçi olarak görev yaptığı dönemde bu görevini kanuna uygun şekilde ifa ettiğini, kusurlu bir eyleminin olmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını belirterek, hakkındaki davanın zamanaşımından ya da esas yönünden reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … vekili ve yargılama sırasında iflas etmesi nedeniyle iflas idaresi vekillerince sunulan dilekçelerde özetle; davanın zamanaşımına uğradığı, bu nedenle reddi gerektiği, ayrıca esastan da haksız olup yönetim kurulu ve genel müdür olarak görev yapan müvekkillerinin kusurlu bir eyleminin bulunmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … ve … vekili, cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkillerinin yasaya ve kanuna aykırı eylem ve işlemlerinin olmadığını, görev yaptıkları dönem için banka genel kurullarında ibra edildiklerini belirterek, müvekkilleri hakkındaki davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…1-Davacı tarafından davalı …’a karşı … A.Ş, … A.Ş, … A.Ş/ … firmalarına verilen usulsüz kredinden kaynaklanan zarar nedeniyle açılan davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE, …, … A.Ş ve … firmalarına verilen kredilerden kaynaklanan zarardan dolayı açılan davanın REDDİNE, 2-Davacı tarafından davalı …’na karşı … Ltd. Şti., Dalında …. Ltd. Şti., … Ltd. Şti., … ltd. Şti, … Ltd. Şti, … A.Ş, … A.Ş/ … A.Ş firmalarına verilen usulsüz kredinden kaynaklanan zarar nedeniyle açılan davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE, … A.Ş, … Ltd. Şti., … firmaları, … Ltd. Şti., … A.Ş firmalarına verilen kredilerden kaynaklanan zarardan dolayı açılan davanın REDDİNE, 3-Davacı tarafından davalı …’a karşı … A.Ş, … Ltd. Şti, … A.Ş, … A.Ş/ … firmalarına verilen usulsüz kredinden kaynaklanan zarar nedeniyle açılan davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE, … A.Ş/ …, … firmaları, … A.Ş, … firmalarına verilen kredilerden kaynaklanan zarardan dolayı açılan davanın REDDİNE, 4-Davacı tarafından vefat eden davalı …’e karşı … Ltd. Şti., …/ … A.Ş, … Ltd. Şti. … Ltd. Şti, … Ltd. Şti, … A.Ş, … A.Ş/…, … A.Ş, … ltd. Şti, … A.Ş firmalarına verilen usulsüz kredinden kaynaklanan zarar nedeniyle açılan davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE, … A.Ş, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti, … firmalarına verilen kredilerden kaynaklanan zarardan dolayı açılan davanın REDDİNE, 5-Davacı tarafından davalı …’na karşı … A.Ş, …/ …, … Ltd. Şti, …/ … A.Ş, … A.Ş, Dalında … Ltd. Şti, … Ltd. Şti, … A.Ş, … A.Ş, … A.Ş, …, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti, …, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti, … A.Ş, … A.Ş/ …, … A.Ş, … A.Ş, … Ltd. Şti, … A.Ş firmalarına verilen usulsüz kredinden kaynaklanan zarar nedeniyle açılan davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE, … Ltd. Şti, … firmalarına verilen kredilerden kaynaklanan zarardan dolayı açılan davanın REDDİNE, 6-Davacı tarafından vefat eden davalı … mirasçısı …’ye karşı … A.Ş, …/… A.Ş, … San. A.Ş, … A.Ş/ …, … A.Ş, … A.Ş firmalarına verilen usulsüz kredinden kaynaklanan zarar nedeniyle açılan davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE, …. A.Ş, … Ltd. Şti, … firmaları, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti, … A.Ş ve … firmalarına verilen kredilerden kaynaklanan zarardan dolayı açılan davanın REDDİNE, 7-Davacı tarafından davalı …’e karşı … A.Ş, … A.Ş, … A.Ş/ … firmalarına verilen usulsüz kredinden kaynaklanan zarar nedeniyle açılan davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE, … Ltd. Şti, … Firmaları, … Ltd. Şti, … A.Ş firmalarına verilen kredilerden kaynaklanan zarardan dolayı açılan davanın REDDİNE, 8-Davacı tarafından davalı …’a karşı … A.Ş, … A.Ş/ … firmalarına verilen usulsüz kredinden kaynaklanan zarar nedeniyle açılan davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE, … firmalarına verilen kredilerden kaynaklanan zarardan dolayı açılan davanın REDDİNE, 9-Davacı tarafından davalı …’a karşı … A.Ş, … A.Ş, …/… A.Ş, … A.Ş, …/ …, Dalında … Ltd. Şti., … Ltd. Şti, … A.Ş, …, … A.Ş, … A.Ş, …, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti/ …, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti., … Ltd. Şti., … A.Ş, … A.Ş/ …, … A.Ş, …/…, …, … Ltd. Şti, firmalarına verilen usulsüz kredinden kaynaklanan zarar nedeniyle açılan davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE, … Ltd. Şti, …, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti, … A.Ş, … Ltd. Şti, …, … A.Ş ve … Ltd. Şti. firmalarına verilen kredilerden kaynaklanan zarardan dolayı açılan davanın REDDİNE, 10-Davacı tarafından davalı …’a karşı … A.Ş, … A.Ş, … Ltd. Şti, …/… A.Ş, …/…, Dalında … Ltd. Şti., … Ltd. Şti, … A.Ş, …, … A.Ş, … A.Ş, …, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti/ …, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti., … A.Ş, … Ltd. Şti., … A.Ş, … A.Ş/ …, … A.Ş, …/ …, …, … Ltd. Şti, firmalarına verilen usulsüz kredinden kaynaklanan zarar nedeniyle açılan davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE, … A.Ş, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti, …, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti, …, … Ltd. Şti. firmalarına verilen kredilerden kaynaklanan zarardan dolayı açılan davanın REDDİNE, 11-Davacı tarafından davalı …’ya karşı … Ltd. Şti, … Grubu, …. A.Ş, … Ltd. Şti, … A.Ş/ İnaş …. A.Ş, … A.Ş, …/ …, Dalında … Ltd. Şti., … Ltd. Şti, … A.Ş, …, … A.Ş, … A.Ş, …, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti/ …, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti., … A.Ş, … Ltd. Şti., … A.Ş, … A.Ş/…, … A.Ş, …/…, …, … Ltd. Şti, … A.Ş firmalarına verilen usulsüz kredinden kaynaklanan zarar nedeniyle açılan davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE, … A.Ş, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti, …, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti, …, … Ltd. Şti. firmalarına verilen kredilerden kaynaklanan zarardan dolayı açılan davanın REDDİNE, 12-Davacı tarafından davalı …’e karşı … A.Ş, … A.Ş, … Ltd. Şti, …/…, Dalında … Ltd. Şti., …/… A.Ş, … Ltd. Şti, …, … A.Ş, … A.Ş, …, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti/ …, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti., … A.Ş, … Ltd. Şti., … A.Ş, … A.Ş/ …, … A.Ş, …/ …, …, … Ltd. Şti firmalarına verilen usulsüz kredinden kaynaklanan zarar nedeniyle açılan davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE, … Ltd. Şti, …, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti, …, … Ltd. Şti., … A.Ş, … Ltd. Şti firmalarına verilen kredilerden kaynaklanan zarardan dolayı açılan davanın REDDİNE, 13-Davacı tarafından davalı …’a karşı … A.Ş/ … firmalarına verilen usulsüz kredinden kaynaklanan zarar nedeniyle açılan davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE, … A.Ş firmalarına verilen kredilerden kaynaklanan zarardan dolayı açılan davanın REDDİNE, 14-Davacı tarafından davalı …’na karşı … A.Ş, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti., …/ … A.Ş, … Ltd. Şti, … A.Ş, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti/ …, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti., … A.Ş, … A.Ş, … A.Ş/ …, … Ltd. Şti, … A.Ş firmalarına verilen usulsüz kredinden kaynaklanan zarar nedeniyle açılan davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE, … Ltd. Şti, …, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti., … A.Ş, firmalarına verilen kredilerden kaynaklanan zarardan dolayı açılan davanın REDDİNE, 15-Davacı tarafından davalı …’ya karşı … A.Ş, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti., …/ … A.Ş, … Ltd. Şti, … A.Ş, … Ltd. Şti, .. Ltd. Şti/ …, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti., … A.Ş, … A.Ş, … A.Ş/ …, … Ltd. Şti, … A.Ş firmalarına verilen usulsüz kredinden kaynaklanan zarar nedeniyle açılan davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE, … A.Ş, … Ltd. Şti, …, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti., … A.Ş, firmalarına verilen kredilerden kaynaklanan zarardan dolayı açılan davanın REDDİNE, 16-Davacı tarafından davalı …’ya karşı … A.Ş, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti., …/ … A.Ş, … Ltd. Şti, … A.Ş, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti/ …, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti., … A.Ş, … A.Ş, … A.Ş/ …, … Ltd. Şti, … A.Ş firmalarına verilen usulsüz kredinden kaynaklanan zarar nedeniyle açılan davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE, … A.Ş, … Ltd. Şti, …, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti., … A.Ş, firmalarına verilen kredilerden kaynaklanan zarardan dolayı açılan davanın REDDİNE, 17-Davacı tarafından davalı …’a karşı …/ …, … Ltd. Şti., … Ltd. Şti, … A.Ş, …, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti/ …, … Ltd. Şti., … A.Ş, … A.Ş, …, … Ltd. Şti firmalarına verilen usulsüz kredinden kaynaklanan zarar nedeniyle açılan davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE, …, … Ltd. Şti, firmalarına verilen kredilerden kaynaklanan zarardan dolayı açılan davanın REDDİNE, 18-Davacı tarafından davalı …’a karşı … Ltd. Şti, … A.Ş, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti., …/ … A.Ş, … Ltd. Şti, … A.Ş, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti/ …, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti., … A.Ş, … A.Ş, … A.Ş/ …, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti. … A.Ş firmalarına verilen usulsüz kredinden kaynaklanan zarar nedeniyle açılan davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE, … Ltd. Şti. … A.Ş, … Ltd. Şti, …, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti. firmalarına verilen kredilerden kaynaklanan zarardan dolayı açılan davanın REDDİNE, 19-Davacı tarafından davalı müflis … iflas masasına karşı … A.Ş, … A.Ş, … A.Ş, … Ltd. Şti, … A.Ş, …/ …, …/ … A.Ş, … A.Ş, … A.Ş, …/ …, … Ltd. Şti., … Ltd. Şti, … Ltd. Şti, … A.Ş, …, … A.Ş, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti, …, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti, …/ …, … Ltd. Şti, …, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti, … A.Ş, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti, … A.Ş, … A.Ş, … A.Ş/ …, …/ …, …, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti. firmalarına verilen usulsüz kredinden kaynaklanan zarar nedeniyle açılan davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE, 20- … Ltd. Şti., …/ …, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti, … Ltd. Şti, … A.Ş, … A.Ş firmalarına verilen kredilerden kaynaklanan zarardan dolayı açılan davanın REDDİNE, 21-Davacı tarafından davalı Müflis … iflas masasına karşı … firmalarına verilen usulsüz kredilerden kaynaklanan zarar nedeniyle 1.821.088,00 TL asıl, 11.445.571,00 TL işlemiş faiz ile birlikte 13.266.659,00 TL, … Ltd. Şti. firmasına verilen krediden kaynaklı 433.100,00 TL asıl, 2.673.625,00 TL işlemiş faiz ile birlikte 3.106.725,00 TL, … firmalarına verilen kredi nedeniyle 361.570,00 TL asıl, 1.940.707,00 TL işlemiş faiz ile birlikte 2.302.277,00 TL, Ki toplam 2.615.758,00 TL asıl alacak, 16.059.903,00 TL işlemiş faiz ki toplam 18.675.661,00 TL davalı Müflis …’in … nezdinde 2012/3 sayılı dosyasındaki İFLAS MASASINA KAYIT VE KABULÜNE,…” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı müflis … adına iflas idaresi ile davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 133 ve 141. maddeleri doğrultusunda, bankanın sorumlulukları tesbit edilen ortakları yönetim kurulu eski üyeleri ve denetçiler aleyhine varsa ibralarının iptali ve işlemleri nedeniyle verdikleri zararın tazmini için tasfiyenin tamamlanmasını müteakip 5. yıl içinde iflas veya tasfiye masa alacaklarının tahsilini, Fon Kurul kararının dava şartı olarak aranan genel kurul kararı yerine geçeceği şeklinde 133. maddenin düzenlendiğini, 5411 sayılı Yasanın 132. maddesinde ise Fon tarafından devralınmış alacakların Fon alacağı sayılarak zamanaşımı süresinin 20 yıl olarak belirlediğini, mahkemece TTK’nın 309. madde kapsamında bir kısım kredi zararlarının yanlış değerlendirildiğini, zararın vuku tarihine ilişkin değerlendirmenin hatalı olduğunu, …’ye verilen zararların ani zarar mı yoksa süregelen bir zarar mı olduğunun incelenmediğini, zira ani bir zarardan bahsedilemeyeceğini, TTK’nın 359. maddesi gereği, denetim kurulu üyelerinin kusursuz olduklarını ispat etmedikçe zarardan sorumlu tutuldukları, bu yönde ispatın bulunmadığını, Somut olaydaki kredilerde görüleceği üzere …’in yönetim kurulunun yetkisi dahilinde olması gereken çok sayıda ve yüksek tutarlı kredileri yönetim kurulu kararı ve yeterli teminat almadan, firmaların olumsuz istihbaratlarına rağmen kredi kullandırdığını, bu durumun yıllarca sürdüğünü, bankayı mali açıdan zorlayan ve Fona devredilmesine sebebiyet vermesine neden olacak işlemlerde bulunduğunu, ancak bir kısım kredilerde yönetim kurulu kararı olmadığı için, bir kısım kredilerde yönetim kurulu sorumlu bulunmadığından gibi gerekçelerle yasal dayanaktan yoksun karar verildiğini, Somut olayda, bankanın hakim ortaklarının, yönetim ve denetim kurulu üyelerinin bankada genel müdür olarak görev yapan, görev süresi boyunca geri dönüşü olmayan onlarca yüksek tutarlı krediye onay alarak genel müdürlük yetkisinde olarak ve/veya yetki aşımı yaparak kullandıran işlemleri bilmemesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını, genel müdürün yaptığı işlerin gidişatından haberdar olunmamasının çok iyi niyetli bir yorumla özen borcuna aykırılık teşkil edeceğini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2003/4466 E., 2003/11543 Karar sayılı kararında da görüldüğü üzere, banka zararından sadece genel müdür ve/veva çalışanları sorumlu tutmak ve yönetim kurulu üyelerini sorumsuz addetmenin maddi ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, mahkeme kararının bu yönüyle de bozulması gerektiğini, nitekim hükme esas alınabilecek bilirkişi raporları hakkında Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 31/03/2004 tarihli 2004/4-178 E. – 2004/192 K. Sayılı emsal kararının ekte sunulduğunu, yine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2003/11546 E. ve 2004/8255 K. sayılı, 14.09.2004 tarihli emsal ilamının ekli olduğunu, Kanunun ilgili maddeleri ve yerleşik Yargıtay kararlarından da anlaşılacağı üzere, yönetim ve denetim kurulu üyelerinin kusursuzluğunu ispat etmesi gerektiğini, somut olayda da kusursuz olduklarını ispat edemeyen davalıların sorumluluğunun bulunmadığına karar verilmiş olmasının bozma sebebi olduğunu, tüm bu düzenlemeler karsısında davalı yönetim ve denetim kurulu üyelerinin sorumluluğunun bu kadar basite indirilerek adeta sorumsuzluğun esas olduğu seklinde mahkemece karar verilmiş olmasının hukuken korunmaması gerektiğini, Ayrıca, TTK’da denetim kurulu üyelerinin görev ve sorumluluklarına dair hükümlerin ilk derece mahkemesince dikkate alınmadığını ve kanuni dayanaktan yoksun bilirkişi raporları esas alınarak, denetim kurulu üyeleri banka zararına konu işlemlerden tamamen bağımsızmış gibi hüküm kurulduğunu, dilekçede açık şekilde yer verilen ve izah edilen kanun hükümleri ilk derece mahkemece uygulanmadığını, bu haliyle gerekçeli kararın yasal dayanaktan yoksun olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davadaki ve aşamalardaki talepleri ve açıklamaları doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Müflis … adına iflas idaresi vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dosyada alınan hatalı ve eksik inceleme ürünü bilirkişi raporunda, bir kısım kredilerin zamanaşımına uğradığı, bir kısım kredilerin de … şirketine devir ve temlik edildiği, zamanaşımı bulunmayan ve devir ve temlik edilmeyen kredilerden dolayı Müflis …’in sorumlu olduğunun belirtildiğini, aynı zamanda bilirkişilerin söz konusu kredilerden dolayı, “… Genel kurulunda … de dahil tüm yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ibra edildiği ve davacı …’n’m bu açık ibraların iptalini istemiş olmasına rağmen yapılan incelemelerde … genel kurulunun davalılar hakkında almış olduğu ibra kararlarının iptalini gerektiren herhangi bir delil ve durumun tespit edilememiş olması nedeni ile ibraların geçerli olduğu”nun belirtiltiğini, bilindiği üzere; anonim şirketler hukukunda ibranın hukuki niteliğinin menfi borç ikrarı olduğunu ve sorumluluğu sona erdiren tek taraflı irade açıklaması ile yenilik doğurucu hüküm ve sonuçlarının meydana geldiğinin doktrin ve uygulamada kabul edildiğini, daha önce verilmiş ibra kararlarının yasal bir dayanak olmaksızın alınacak yeni bir kararla ortadan kaldırmak hukukun temel prensiplerine ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, ibraların geçerli olduğunun sarih olduğunu, aynı zamanda Müflis …’i sorumlu kıldıkları kredilerin tümünde mevcut zamanaşımı gözardı edilemeyeceği gibi söz konusu krediler için genel kurulca verilen ibranın varlığı da gözardı edilmeyecek bir husus olmasına rağmen ilk derece mahkemesince bu husustaki itirazların değerlendirilmediğini, Bir diğer istinaf gerekçesinin de ilk derece mahkemesinin karar verirken diğer yönetim kurulu üyelerinin hiçbirinin sorumluluğuna gidilmemiş olmasına rağmen haksız ve hukuka aykırı şekilde sadece genel müdür Müflis …’e tek başına sorumluluk atfedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, TTK’ya göre yönetim kurulu üyeleri şirketin üst düzey yönetimine ve günlük işleyişine dair yetki ve görevlerden doğan yükümlülükleri ihlal etmeleri halinde şirkete, pay sahiplerine ve şirketin alacaklılarına verdikleri zararlardan sorumlu olduklarını, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunun kusura dayandığını ve üyelerin her somut karar ve fiil için kendilerinden beklenen özen yükümlülüğünü yerine getirdiklerini kanıtlamaları durumunda sorumluluktan kurtulacaklarını, ilk derece mahkemesinde görülen iş bu davada diğer üyelerin sorumlu olmadıklarını ispatlayamadıklarını, zamanaşımı nedeniyle kendileri hakkında davanın reddine karar verildiğinin görüleceğini, oysa aynı durumdaki … için farklı ve haksız karar ihdas edildiğini, TTK’nın ilgili hükümlerinde her ne kadar genel müdürün sebebiyet verdiği zararlardan dolayı yönetim kurulu üyelerinin sorumlu olmayacakları belirtilmişse de bazı durumlarda yönetim kurulu üyelerinin de bu sorumluluğa ortak oldukları bilindiğini, müdürün ortaklığa zarar verici işlemleri varsa ve bu işlemleri yönetim kurulunun bilmemesi mümkün olmadığı gibi, söz konusu müdürlerin yönetim kurulunun gözetimi altında görevlerini yaptıkları, yönetim kurulunca onaylanmayacak iş ve işlemlerin varlığından yönetim kurulunun haberdar olmamasının mümkün olmadığının aşikar olduğunu, bu durumda ortaya bir zarar çıktığı iddia ediliyorsa diğer yönetim kurulu üyelerinin de bu zarara göz yumduğunu ve onayladığının zımni olarak izin verdiğini, hal böyle iken söz konusu bankanın el konulmasına sebep olan banka sahipleri ve diğer yönetim kurulu üyelerinin bir şekilde hiçbir sorumluluğu olmadığına dair karar verilirken tek başına Müflis …’in sorumlu kılınmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, Bu nedenle Müflis …’in bankanın zararına yönelik bir işlem yapmamış olduğu, işlemleri gizlemek, saklamak gibi bir eylemde bulunmadığının açık olduğu, ayrıca davacı … sorumlu kıldığı bir kısım kredileri … şirketine devir ve temlik ettiği ve bu satıştan elde edilen gelirle riskleri kapatmış ve bu risklerden dolayı davacı sıfatı dahi kalmadığı, bir kısım kredilerin zaman aşımına uğradığı ve tüm krediler içinde ibra verilmiş olması nedeni ile bankanın zarara uğratıldığı gerekçesi ile ileri sürdükleri iddiaları yasal bir zemine oturmadığı dikkate alındığında, müvekkili hakkında verilen hükmün hukuka aykırı olduğunu, Bu nedenlerle davalı müflis … hakkında verilen hükmün usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve müvekkili hakkındaki davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, …’ye devredilen şirketin yönetici ve denetçilerinin usulsüz olarak kullandırdıkları ileri sürülen krediler nedeniyle uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davalılardan … hakkında bir kısım (…, …Ltd. Şti ve … Şirketleri) usulsüz kullandırılan kredilerden kaynaklı zarar için toplam 18.675.661,00 TL nin müflis masasına kayıt kabulüne, diğer davalılarla ilgili olarak bir kısım kredilerden dolayı oluşan zarar için zamanaşımı süresinin dolduğu, bir kısım krediler yönünden de davalıların kusur ve sorumluluğu bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı … vekili ile müflis … iflas idare vekili tarafından, yasal süreler içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı vekili zamanaşımı süresinin yanlış hesaplandığını, istinaf nedeni olarak ileri sürmüştür. Davanın 29.09.2004 tarihinde açıldığı bu tarihte 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun yürürlükte olduğu, dava bakımından özel bir zamanaşımı süresinin öngörülmediği anlaşılmaktadır. Yine davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nın 309/4. Maddesinde ” mesul olan kimselere karşı tazminat istemek hakkı davacının zararı ve mesul olan kimseyi öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl ve herhalde zararı doğuran fiilin vukundan itibaren 5 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Şu kadar ki fiil cezai mültezim olup, ceza kanununa göre müddeti daha uzun zamanaşımına tabi bulunuyorsa tazminat davasına da o zamanaşımı uygulanır” düzenlemesini içermektedir. 5411 sayılı yasa 01.11.2005 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, 141. madde ile Fon alacaklarının 20 yıllık zamanaşımı süresine tabi kılındığı, geçici 16. maddesi ile zamanaşımı süresinin geçmişe şamil kılındığı, ancak Anayasa Mahkemesinin 04.06.2014 tarihli, 2014/85-103 sayılı kararıyla bu geçici düzenlemenin Anayasa’ya aykırı olduğu belirlenerek, 26.12.2003 tarihi itibariyle uyuşmazlık yönünden yasada yer olan zamanaşımı süresinin dolması halinde, 20 yıla uzamasının mümkün olmayacağı sonucuna ulaşılarak iptal kararı verilmiştir. Davada sorumluluğa konu krediler yönünden mahkemece TTK’nın 309 maddesindeki 5 yıllık sürenin yönetim kurulu karar tarihi ve bu tarihten sonra anılan karara dayalı olarak kredilerin kullandırılma tarihinden itibaren başlatılması gerektiği, buna göre kredilerin tahsisine ilişkin yönetim kurulu karar tarihinden itibaren 26.12.2003 tarihine kadar TTK’nın 309. maddesinde öngörülen 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolması halinde artık 20 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanamayacağı ve dava tarihi 29.09.2004 tarihi itibariyle de 5 yıllık sürenin dolduğunun anlaşılması halinde bu kredilerden kaynaklı zarar istemlerinin zamanaşımına uğraması nedeniyle talep edilemeyeceği belirtilerek, bu çerçevede dava konusu yapılan her bir kredi yönünden gerekçeli kararda tek tek inceleme yapılarak zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Yine ilk derece mahkemesince bir kısım davalılar yönünden bir kısım krediler yönünden ceza davası açılmış olduğu gözetilerek, ceza zamanaşımı süresi bakımından da değerlendirme yapılmış, buna göre TCK’da öngörülen zamanaşımı süresinin, TTK’nın 309. maddesinde sorumluluk davasında uygulanacak olan 5 yıllık zamanaşımı süresinden daha uzun olmadığı, bu nedenle ceza zamanaşımı süresinin zamanaşımı konusunda sonuca etkili olmadığı belirlenerek sonuca gidilmiştir. Bu surette ilk derece mahkemesince bir kısım krediler yönünden zarar tazmin taleplerinin zamanaşımı nedeniyle reddi kararı yönünden davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. İlk derece mahkemesince zamanaşımına uğradığı tespit edilen kredi zararları dışında 13 firmaya verilen kredilerden kaynaklı iddia edilen zararların zamanaşımına uğramadığı tespiti ile her bir firmaya kullandırılan krediler yönünden davalı yönetici ve denetçilerin sorumluluğu değerlendirilmiş, bu yönde alınan bilirkişi rapor içeriğindeki tespitlerde gözetilerek, gerek bu kredilerin kullandırılmasında bazı davalıların imzalarının bulunmadığı, banka zararına dönüşen bazı krediler yönünden yönetici ve denetçilerin sorumlulukları bulunmadığı, bir kısmında davalı yönetim kurulu üyelerinin aldığı yönetim kurulu kararı olmaksızın müdürler tarafından kredi tahsis limitleri içinde kredilerin kullandırıldığı, bazı işlemlerin yeni kredi kullandırımı olarak kabul edilemeyeceği, yine bu kapsamda bazı işlemlerin bankacılık ilke ve teamüllerine aykırı işlem olarak değerlendirilemeyeceği gerekçeleriyle davalı yönetici ve denetçilere karşı açılan sorumluluk davalarında …, … Ltd. Şti ve … A.Ş.’ye kullandırılan kredilerden kaynaklı zarardan genel müdür ve yönetim kurulu üyesi olan … dışındaki yönetici ve denetçilerin sorumlu bulunmadığı sonucuyla kurulan hükümde isabetsizlik görülmemiştir. Bu nedenle davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde değildir. …, … Ltd. Şti. ve … A.Ş.’ ye kullandırılan krediler yönünden ise davalı genel müdür …’in şirketlerin çeklerinin karşılığının bulunmaması, olumsuz istihbarat raporları bulunması, kredi verilmesi için yeterlilik ve koşulların sağlanmamasına rağmen …”in genel müdür olarak talimatıyla kredileri kullandırdığı anlaşılmakla, meydana gelen banka zararından sorumlu olduğunun kabulü gerekmektedir. Buna göre …, … Ltd. Şti. ve … A.Ş.’ye kullandırılan krediler yönünden bankanın zararlandırıldığı, buna göre zararlandırıcı eylemlerin tarihi itibariyle 5 yıllık zamanaşımı dolmadığından iflas idaresinin zamanaşımı gerçekleştiği yönündeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Yukarıda yazılı gerekçelerle uygulanması gereken 6762 sayılı TTK’nın 309. maddesi uyarınca gerek 5 yıllık zamanaşımı süresinin esas alınmasında hukuka aykırılık bulunmadığı gibi, zamanaşımı sürelerinin hesaplanmasında hata tespit edilmemiştir. Sorumluluğuna hükmedilerek tazminle yükümlü tutulan genel müdür …’in yetkisini aşarak kullandırmış olduğu kredilerden YK üyeleri ve denetçilerin sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle diğer davalılar hakkında davanın reddine karar verilmesinde de isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin davalı müflis … iflas idaresi vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin ve davalı … İflas İdaresi vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, 2-Taraf vekillerince yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 23.12.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın davacı vekiline ve davalı müflis … vekiline tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.