Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1189 E. 2019/941 K. 03.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1189
KARAR NO : 2019/941
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2019/363 Esas – 2019369
TARİHİ: 25/02/2019
DAVA: İhtiyati Hacze İtiraz
İhtiyati haciz alacaklısı vekilince bonoya dayalı olarak borçlu aleyhine talep üzerine verilen ihtiyati haciz kararına yöneltilen itirazın reddine ilişkin verilen karara karşı süresi içinde borçlu vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz isteyen vekili dilekçesinde özetle; 20/02/2019 vade tarihli, 110.000 USD bedelli bonoya dayalı olarak 584.529,00TL tutar üzerinden borçlu hakkında ihtiyati haciz isteminde bulunmuştur.İlk derece mahkemesince, talep kabul edilerek %15 teminat mukabilinde borçlu hakkında ihtiyati hacze karar verilmiştir. Bu karara karşı borçlu vekili süresi içinde itiraz etmişlerdir.İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili, müvekkilinin kılavuz kaptan olup, 19/09/2018 tarihinde işe başladığını, iş sözleşmesinin tanzimi esnasında kendisine baskı ile boş kambiyo senedi imzalatıldığını, iş verenin kötü niyetli olarak teminat amaçlı alınan senedi icraya koyduğunu, ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığını belirterek ihtiyati hacze itiraz etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi itiraz üzerine verdiği 28/03/2019 tarihli ek kararında; “…İhtiyati hacze konu senet üzerinde teminat senedi olduğuna ilişkin herhangi bir ibarenin yer almadığı, ihtiyati hacze itiraz nedenlerinin açılacak bir menfi tespit davasında değerlendirilebileceği, İİK’nun 265. maddesindeki şartların gerçekleşmediği anlaşıldığından, İhtiyati hacze itirazın reddine ve İİK 259. Maddesi uyarınca ihtiyati haciz isteyen alacaklı hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun veya 3. Şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul olacağından HMK’nun 87. Maddesi maddesi uyarınca takdir edilen teminatın arttırılması talebinin reddine…” karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, ihtiyati hacze itirazın reddine, teminatın arttırılması talebinin reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, itiraz eden borçlu vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İtiraz eden vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ihtiyati hacze itiraz eden müvekkili tarafından senede dayalı olarak iş mahkemesinde menfi tespit davası açıldığından itirazı inceleme görevinin esas davaya bakmakla görevli iş mahkemesine ait olduğunu, senedin teminat senedi olduğunu, işe girerken boş ve imzalı olarak alınan teminat senedinin sonradan doldurulduğunu, gerek ihtiyati haciz kararında gerekse ek kararda alacaklı vekili lehine vekalet ücreti hükmedilmesinin de doğru olmadığını, ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığını belirterek, ilk derece mahkemesinin, itirazın reddine dair kararının kaldırılmasına ve itirazın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, kambiyo senedine dayalı ihtiyati haciz istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, talep kabul edilerek ihtiyati hacze karar verilmiştir. Borçlu vekilinin itirazının reddine dair ek karara karşı, borçlu vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Talebe konu 25.09.2018 düzenleme tarihli, 20.02.2019 vadeli, 110.000 USD tutarlı senedin keşidecisi …, lehtarı ….A.Ş. olduğu anlaşılmaktadır.İhtiyati haciz isteyebilmek için İİK’nın 257/1. maddesine göre, alacağın muaccel olması ve rehinle temin edilmemiş olması yeterlidir. İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati haciz kararına karşı itiraz sebepleri sınırlı şekilde sayılmış olup, bu sayılanlar dışında başka bir sebebe dayanılarak ihtiyati hacze itiraz edilmesi mümkün değildir. İtiraz eden borçlu tarafça ileri sürülen, senedin işe girerken teminat amaçlı olarak boş ve imzalı olarak alındığı ve sonradan anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu, bedelsiz olduğu şeklindeki itiraz nedenleri ve iddiaları taraflar arasında dava yoluyla ileri sürülebilecek nitelikte hususlar olup (nitekim taraflar arasında menfi tespit davasının derdest olduğu anlaşılmaktadır) ihtiyati hacze itiraz aşamasında dinlenemez. İtiraz edenin itiraz sebeplerinin İİK. 265. maddesinde sayılan itiraz nedenlerinden olmadığı, ihtiyati hacze itiraz aşamasında değerlendirilemeyeceği istikrarlı yargıtay kararlarında vurgulanmıştır (Yargıtay 11. HD 19/09/2016 tarih, 2016/8376-7358 E.K sayılı ilamı).Diğer yandan, ihtiyati haciz kararına itirazın 05/03/2019 tarihinde yapıldığı, esas davanın, istinaf dilekçesinde de ileri sürüldüğü üzere, İş Mahkemesinde 28/03/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. İhtiyati hacze itiraz tarihinden sonra asıl davanın açıldığı sabit olmakla, ihtiyati hacze itirazın ihtiyati hacze karar veren ilk derece mahkemesince karara bağlanmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Yine mahkemece ihtiyati haciz kararına itiraz üzerine verilen kararda alacaklı vekili lehine karar tarihinde yürüklülükte olan AAÜT’nin 2.kısım 1. Bölün 1/b bendindeki esaslarına göre vekil ücreti tayini de doğrudur. Açıklanan bu nedenlerle istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;1-İtiraz edenin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-İtiraz eden tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-İtiraz eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın bir örneğinin ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.03/07/2019