Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/118 E. 2019/168 K. 07.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/118
KARAR NO : 2019/168
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/11/2018 tarihli, tedbire itirazın reddine dair ara kararı
NUMARASI : 2018/832 Esas
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında verilen tedbir kararına karşı davalı Banka vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin ara kararına karşı davalı banka vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı …ı şirketi arasında 10/05/2018 tarihli alım- satım sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmeye göre kararlaştırılan hazır betonun 30/07/2018 tarihine kadar teslimi hususunda anlaşıldığını, satış bedeli olarak belirlenen 505.000,00TL nin müvekkili tarafından keşide edilen tümü …banka İzmit Şubesi’ne ait 15/09/2018 vadeli 95.000,00 TL bedelli … çek numaralı, 30/09/2018 vadeli 80.000,00 TL bedelli…çek numaralı, 30/09/2018 vadeli 80.000,00 TL bedelli 5799 çek numaralı, 13/10/2018 vadeli 80.000,00 TL bedelli ….çek numaralı, 13/10/2018 vadeli 80.000,00 TL bedelli … çek numaralı, 20/10/2018 vadeli 85.000,00 TL bedelli … çek numaralı altı adet avans çekinin davalıya teslim edildiğini, iş bu çeklerin avans çeki olduğunun ve mallar teslim edilene kadar başka kişilere ciro edilemeyeceğinin açıkca kararlaştırıldığını, buna rağmen davalı …ı şirketinin sözleşmeye göre teslim tarihi olarak kararlaştırılan 30/07/2018 tarihine kadar sipariş edilen malları teslim etmediğini, çekleri ticari kredi ilişkilerine istinaden diğer davalı bankaya ciro ve teslim ettiklerini bildirdiklerini, davalı bankanın da çeklerin iktisabında kötü niyetli olduğunu, çeklerin bedelsiz kaldığını ileri sürerek, dava konusu çeklerden dolayı davalılara borçlu olmadıklarının tespitine, telafi edilemez zararlara engel olmak için öncelikle çeklerin ibrazı halinde muhatap bankaca ödenmemeleri, karşılıksızdır işlemine tabi tutulmamaları, icra takibine ve ihtiyati hacze konu edilmemeleri yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.İlk derece mahkemesi, 12.09.2018 tarihli ara kararıyla, davacının ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne, davaya konu altı adet çekin, davalılar tarafından ibraz halinde, muhatap barka tarafından ödenmesinin durdurulmasına, bu çeklerle ilgili olarak davalılarca yapılacak icra takiplerinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına, diğer tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir.Davalı …bank A.Ş. vekili, ihtiyati tedbir kararına itirazlarını da içeren cevap dilekçesinde özetle; davada müvekkil bankaya husumet yöneltilmesinin hukuka aykırı olduğunu, dava konusu çeklerin diğer davalıya kullandırılan krediye karşılık, tahsilinde bankamıza olan borçlarından mahsup edilmek üzere temlik cirosu ile müvekkili bankaya tevdi edildiğini, davacı ile diğer davalı arasında akdedilen sözleşme ve ticari ilişkiye dayanan defi ve itirazların müvekkili bankaya karşı ileri sürülebilmesinin mümkün olmadığını, davanın husumetten reddi gerektiğini, dava konusu çekler müvekkili bankaya temlik cirosu ile devredilerek müvekkili banka çekleri iyi niyetle iktisap ettiğini, davanın konusu taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanmakta olup, sözleşmenin belirtilen şartlarda ifa edilip edilmediğinin tespitine ilişkin olduğunu, uyuşmazlık sadece sözleşmenin taraflarını ilgilendirmekte olup, iyiniyetli üçüncü kişi sıfatına sahip müvekkili bankaya karşı açılan davanın reddi gerektiğini, davacı ile diğer davalı arasında akdedilmiş olan sözleşmenin müvekkil banka yönünden herhangi bir bağlayıcılığı bulunmadığını, davacının diğer davalı ile arasındaki ilişkiye dayanan def’ileri müvekkili bankaya karşı ileri sürebilmesi yasa ve yerleşik yargıtay kararları gereğince mümkün olmadığını, çek bir ödeme aracı olup, kıymetli evrakta mücerretlik ilkesi gereğince doğumuna sebep olan temel ilişikden bağımsız olduğunu, müvekkili banka diğer davalı firmaya kredi kullandırmasında herhangi bir kusuru bulunmamakta olup basiretli bir tacir gibi davrandığını, kredi verilirken ilgili firmanın istihbarat çalışması güncel verilere dayanarak yapmış olduğunu belirterek davanın öncelikle husumetten reddine, kabul görmemesi halinde esastan reddine ve ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN İSTİNAFA KONU KARARI
İlk derece mahkemesinin, itiraz üzerine duruşma açarak verdiği 12/09/2018 tarihli ara kararında; itirazlar hakkında somut bir gerekçe yazılmaksızın, ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına yönelik talebin, İİK’nın72, HMK’nın 389.maddelerine ve dosya kapsamına nazara reddine karar vermiştir.
Bu karara karşı davalı Banka vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı Banka vekili istinaf başvuru dilekçesinde;Tedbir kararının HMK’da düzenlenen koşulları taşımadığını, tedbir kararının hangi sebep ve delillere dayandığının kararda belirtilmediğini,
Davacının müvekkili bankaya yönelik iddia ve taleplerinin ve ilk derece mahkemesince müvekkili banka aleyhine verilen ihtiyati tedbir kararının, kambiyo senetlerinin mücerretliği ilkesine tamamen aykırı olduğunu, hukuka aykırı olarak verilen ihtiyati tedbir kararının bu nedenle de kaldırılması gerektiğini, Müvekkili banka ile diğer davalı firma arasında genel kredi sözleşmeleri akdedilmiş olup iş bu sözleşmeler kapsamında davalı Destebaşı firmasına kredi kullandırıldığını, davaya konu edilen çeklerin davalı … Grup firması tarafından müvekkili bankaya temlik cirosu ile tevdii edildiğini, müvekkilinin iyi niyetli hamil olup, sözleşmeye dayalı iddiaların TTK’nın 687. maddesi uyarınca müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini,Müvekkili bankanın taraf olmadığı, çekin keşidecisi davacı ile diğer davalı firma arasındaki ticari ilişki nedeni ile açılan iş bu davada verilen tedbir kararının iyi niyetli müvekkil banka açısından telafisi güç zararlara sebebiyet vereceğinin açık olduğunu, Dava konusu olayda, gecikmesinde tehlike olan bir hal olmadığı gibi ilk derece mahkemesince verilen tedbir kararının davanın esasını çözümleyecek nitelikte olduğundan bu yönüyle de yasaya ve yerleşik Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu, Bu nedenlerle, istinafa konu ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin itirazın reddine dair kararının kaldırılmasına, ihtiyati tedbire vaki itirazlarının kabulü ili tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Talep, menfi tespit davası içinde verilmiş olan ihtiyati tedbir kararına itiraza ilişkindir.İlk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir kararına sadece davalı banka tarafından itiraz edilmiş, ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararıyla bu itiraz reddedilmiştir. İtirazın reddi kararına karşı, davalı banka vekilince, süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355.maddesi uyarınca, davalı banka vekilinin ileri sürdüğü istinaf sebepleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacının menfi tespit talebi, davacı ile davalı …ı arasında yapılan beton satış sözleşmesi uyarınca beton tesliminin yapılmadığı ve bu nedenle avans olarak verilmiş olan çeklerin davalı nezdinde bedelsiz kaldığı iddiasına dayalıdır.TTK’nın 778/1.a maddesi yollamasıyla bonolar hakkında da uygulanması gereken 687. maddesi uyarınca, bonodan dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.Somut olayda, davalı banka, bu çekleri, diğer davalıya kullandırdığı krediler karşılığında, kredi borçlarının ödenmesi amacıyla alındığını, iyi niyetli hamil olduğunu, çeklerin bedelsiz kaldığını bilmelerinin mümkün olmadığını, tarafı olmadıkları bir sözleşmeden kaynaklanan defilerin kendilerine karşı ileri sürülemeyeceğini savunmaktadır.Bu durumda, davacı tarafın, davaya konu çeklerin bedelsiz kaldığını ispat yanında ayrıca, davalı bankanın bu çekleri iktisap ederken bile bile davacının zararına hareket ettiğini de kanıtlamakla yükümlüdür. Dava dosyası kapsamında, davanın mevcut aşaması itibariyle davalı bankanın kötü niyetle çekleri devraldığına ilişkin yaklaşık kanaat oluşturacak bir kanıt sunulmamıştır. HMK’nın 390/3.maddesi uyarınca, ihtiyati tedbir isteyen taraf, davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Davanı mevcut aşaması itibariyle yaklaşık ispat olgusu gerçekleşmemiştir.İİK’nın 72/2.maddesi uyarınca, icra takiplerinin durdurulması yönünde tedbir kararı verilebilmesi için de yaklaşık ispat koşulunun aranması gerekir. Bu açıklamalar ışığında, ilk derece mahkemesince, davalı bankanın ihtiyati tedbire itirazının kabulüne karar verilmesi gerekirken, ret kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup davalı banka vekilinin istinaf başvurusu haklı bulunmuştur.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2 ve 394/5.maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu 01.11.2018 tarihli ara kararının kaldırılmasına ve tedbire itiraz hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
HMK’nın 353/1.b.2 ve 394/5. maddeleri uyarınca, davalının istinaf başvurusunun kabulüne; İlk Derece Mahkemesinin itirazın reddine dair verdiği 01/11/2018 tarihli ara kararın kaldırılmasına, itiraz hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda;
1-HMK’nın 394. maddesi uyarınca, davalı Banka vekilinin ihtiyati tedbire vaki itirazının kabulüne, itiraza konu 12.09.2018 tarihli ihtiyati tedbir kararlarının davalı …bank A.Ş. yönünden kaldırılmasına,
2-Davalı Banka tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 35,90 TL istinaf peşin harcının talep halinde iadesine,
3-Davalı Banka vekili tarafından harcanan 98,10 TL istinaf harç gideri ile 45,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 143,10 TL istinaf yargılama giderinin, ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
4-Kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,
5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine derhal gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.2 ve 394/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 07/02/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK 362/1.f ve394/son maddeleri uyarınca karar kesindir.