Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1154 E. 2021/1244 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1154
KARAR NO : 2021/1244
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/11/2018
NUMARASI: 2016/640 Esas – 2018/1067 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; müvekkilinin kendine ait şirketini 12/02/2016 tarihinde Beykoz … Noterliğinin … yevmiye nolu Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi ile davalıya sattığını, işçilerinden alacağı kalmadığına dair makbuzu da davalıya ibraz ettiğini, aynı gün 12/02/2016 tanzim, 12/04/2016 ödeme tarihli, 64.000,00 TL meblağlı bir adet senedin davalı yanca müvekkiline verildiğini, bu senet vadesinde ödenmeyince davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının bu senetle ilgili bir itirazının bulunmadığını, yine aynı gün davalının 12/02/2016 tanzim tarihli, 12/03/2016 ödeme tarihli 83.000,00 TL miktarlı senedi müvekkiline verdiğini, bu senet de ödenmeyince müvekkilinin İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibini başlattığını, davalının icra hukuk mahkemesine başvurması üzerine bu senetlerin teminat senedi olduğuna dair karar verildiğini, müvekkilinin mağdur olduğunu, bu mağduriyetin giderilmesi amacı ile huzurdaki davanın açılarak icra hukuk mahkemesince durdurulan takibin devamına, davalının müvekkiline borçlu olduğunun tespitine, davalının menkul ve gayrimenkul mallarına ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalıya, dava dilekçesinin ve tensip zaptının tebliğ edildiği, cevap vermediği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Mahkememizce yapılan değerlendirmede; davacının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icraya konulan, 83.000,00 TL lik senede ilişkin icra hukuk mahkemesince durdurulan takibin devamını, davalının müvekkiline borçlu olduğunun tespitini talep ettiği, dava konusu olan senette ‘12.02.2016 tarihli hisse devir sözleşmesine istinaden verilen teminat senedidir.’ ibaresinin bulunduğu, bu durumda takibe dayanak yapılan bononun teminat senedi olduğu, senedin para verilmeden davacı tarafa verildiği anlaşılmakla davanın reddi gerektiği, …” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: önceki beyanlarını tekrarla;Mahkemeden taleplerinin asıl alacak ilişkisi yönünden inceleme yapılarak alacaklarının tespitine yönelik olmasına rağmen, mahkemece sadece dava konusu senedin, teminat senedi olup olmadığı yönünden değerlendirme yapıldığını, Kesin hükmün olumsuz dava şartı olduğunu, davanın kesin hükümden reddi halinde usulden red kararı verilmesi gerektiğini, iş bu sebeple ilk derece mahkeme gerekçesi istinaf incelemesinde haklı olarak değerlendirilse bile davanın usulden reddi gereği maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davanın esastan reddi şeklinde nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, Delil listesinde belirtilen deliller celp edilmeden ve dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmadan eksik incelemeyle karar verildiğini, Mahkeme gerekçesinin hukuka aykırı olduğunu, davadaki taleplerinin itirazın kaldırılması olarak değerlendirildiğini, asıl alacak ilişkisi yönünden alacağın tahsili talepleri hakkında değerlendirilme yapılmadığını,Deliller toplanmadan, adil yargılanma hakları ihlal edilerek ve terditli talepleri değerlendirilmeksizin karar verildiğini,Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, takip konusu bonodan dolayı davalının borçlu olduğunun tespiti ve bonoda yazılı olan miktar üzerinden alacağın tahsili davasıdır.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.İstanbul 19. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/492 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının …, davalının … olduğu, dava dilekçesinde davacı aleyhine İstanbul …. icra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığı, taraflar arasında şirket pay devri sözleşmesi imzalandığı, davacı müvekkilinin yüklendiği sorumluluklara teminen takibe konu teminat senedinin alacaklı …’e teslim edildiği, söz konusu senedin kayıtsız şartsız borç ikrarını içermemesi sebebiyle takibin iptaline ve davalının %20 oranında tazminata mahkum edilmesini karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür. Davalı vekili cevap dilekçesinde, sahibi bulunduğu firmayı devir ettiğini, karşılığında iki adet senet aldığını, dava konusu edilen senedi çalışanlarının tazminatı olarak aldığını, zira şirketi devrettiğinde şirketin şirket işçilerini işten çıkardığını, kendisine verilen 64.000,00 TL tutarındaki senedin bedelinin de ödenmediğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir. İcra Hukuk Mahkemesince bononun teminat senedi olduğu, dolayısıyla bono vasfını yitirdiği, söz konusu senede dayanarak kambiyo senetlerine mahsus takip yapılamayacağından bahisle davanın kabulüne, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki takibin durdurulmasına, bono bedeli olan 83.344,51 TL üzerinden hesap olunacak %20 oranındaki tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 13.11.2017 tarihli, 2016/22773 E – 2017/14014 K sayılı ilamı ile başvurunun dayanağı İİK’nun 170/a maddesi olacağından ve bu maddede tazminat öngörülmediğinden, alacaklının %20 tazminat ile sorumlu tutulması isabetsiz bulunmuş olup, hükmün belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Davaya esas bononun incelenmesinde; lehdarın …, keşidecisinin …, keşide tarihinin 12.02.2016, bono bedelinin 83.000 TL olduğu, bononun üzerinde ”12.02.2016 tarihli hisse devir sözleşmesine istinaden verilen teminat senedidir” şeklinde ibarenin yazılı olduğu görülmektedir.Dosya içerisindeki Beykoz …. Noterliğine ait 12.02.2016 tarihli … yevmiye numaralı ”Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi” adlı belgenin incelenmesinde; devir edenin …, devir alanın …, devredilen payın 100 pay, devir bedelinin ise 20.000,00 TL olduğu, devir bedelinin nakten ve tamamen ödenere alındığı hususunun sözleşme üzerinde açıkça yazılı olduğu anlaşılmıştır. Beykoz … Noterliğinin 12.02.2016 tarih ve … yevmiye numaralı sözleşmesinin incelenmesinde; … ve … arasında, az yukarıda bahsi geçen sözleşmeye istinaden yapıldığı, ….ile ….A.Ş. arasında olan konsinye ilişkisi uyarınca …’e teslim edilen konsinye malların sözleşme konusunu oluşturduğu, …, konsinye ilişkisi gereği tüm hak ve borçların gereğinin yerin getirileceğini, bu hususta … şahsında doğabileck tüm hukuki ve cezai sorumluluğun kendisine ait olduğunu kabul etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davaya konu senedin teminat senedi olduğu gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Somut olay değerlendirildiğinde; davacı alacaklı vekili dava dilekçesinde, icra takibine konu senedin üzerinde teminat senedi olduğuna dair ibare bulunsa da esasen müvekkiline ait şirketin davalıya devri nedeniyle davalı yanca müvekkiline verildiğini ileri sürerek takip konusu senet nedeniyle davalının, müvekkiline borçlu olduğunun tespitini ve bono bedeli kadar alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. TTK’nın 776. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde bono veya emre yazılı senedin kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödeme vaadini içermesi gerektmektedir. Bir kambiyo senedi olan bono üzerine bedel, faiz, protestodan muafiyet ve yetki şartı gibi kayıtların konulması kabul edilmekte ise de, illetten mücerretlik veya muayyenlik niteliklerini ortadan kaldıran kayıtların bono üzerine konulması onun kambiyo niteliğini ortadan kaldırır. Ancak bu belgeye ve temel ilişkiye dayanılarak senet sahibinin temel ilişkiye dayalı alacak talebini ileri sürmesine engele bir yasal düzenleme ulunmamaktadır. Somut uyuşmazlıkta, davacı yanca bonoya dayalı başlatılan takibin icra hukuk mahkemesince iptaline karar verildiği, eldeki olumlu tespit ve alacak davasının iptal kararı üzerine açıldığı, icra hukuk mahkemesi dar yetkili mahkeme olup, bono alacaklısı tarafından bonoya dayalı olumlu tespit davası ve alacak davası açıldığı anlaşılmaktadır. Eldeki davada davacının olumlu tespit talebi yanında alacak talebi mevcuttur. Eldeki dava, temel ilişkiye dayalı olarak ve senedin teminat fonksiyonun gerçekleştiği ve alacağın doğduğu iddiasıyla genel mahkemede açılmış olumlu tespit talebini içerir bir alacak davası niteliğindedir.O halde ilk derece mahkemesince, icra mahkemesi hakiminin tespitleri ile bağlı olunmaksızın, senedin teminat senedi niteliğinde olduğuna ilişkin iddianın üzerinde durularak; senedin teminat fonksyonunun gerçekleşip gerçekleşmediği, temel ilişkiye göre alacağın bulunup bulunmadığı, varsa alacağın miktarının ne olduğu tespit edilerek alacak talebi hakkında bir karar vermekten ibaret iken, yasal dayanağı bulunmayan gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur.Mahkemece, temel ilişkiye dair tüm deliller toplanarak sonuca gidilmediğinden, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine,4-Davacı vekili tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair;HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 14.10.2021