Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1139 E. 2022/306 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1139
KARAR NO: 2022/306
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/01/2019
NUMARASI: 2015/936 Esas – 2019/60 Karar
DAVANIN KONUSU: İtrazın İptali (Banka kredi sözleşmesinden kaynaklı)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyasının HMK’nın 356. maddesi uyarınca duruşmalı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda gereği düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davasında özetle; asıl kredi borçlusu … tarafından, davacı bankanın Arnavutköy Boğaziçi Şubesinden 19/10/2010 tarihinde kullandığı genel ticari kredi sözleşmesine davalıların müşterek borçlu- müteselsil kefil olarak imza attıklarını, kredi borcunun vadesinde ödenmemesi üzerine davalı borçlulara İstanbul … Noterliği tarafından 28/04/2014 tarih ve … yevmiye no ile kat ihtarnamesinin keşide edildiğini, ancak buna rağmen borçluların borçlarını ödemediğini, davalı borçlular hakkında istanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden 19.950,95 TL nakit alacağın ödenmesi talebiyle genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçluların ödeme emrine haksız olarak 20/11/2014 ve 21/11/2014 tarihlerinde itiraz ettiklerini, bunun sonucunda takibin durdurulmasına karar verildiğini, iş bu itirazın iptali istemiyle sayın mahkemeye başvurma zorunluluğun doğduğunu ve diğer hukuki gerekçelerini beyanla; haklı davanın kabulü ile icra takibine haksız olarak yapılan davalı itirazlarının iptaline, takip talebindeki şartlarla takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline, yargılama giderlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekilleri savunmalarında özetle; müvekkilinin her ne nam altında olursa olsun bir borcunun bulunmadığını, davacı tarafından talep edilen ve herhangi bir dayanağı olmayan faize, gider vergisine ve borcun tüm ferilerine de külliyen itiraz edildiğini, itirazın haklı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; taraflar arasındaki dava konusu 27/10/2017 tarihinde, davalı borçlular aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla, 22.425,81-TL tutarlı alacağı için icra takibi başlatılması sebebiyle, davalıların takibe itiraz etmesi sonucu, davacının itirazın iptali davası açtığı, davacı bankanın Arnavutköy şubesi ile dava dışı kredi asıl borçlusu …-…’in müşteri, davalılar … ve …’ın müsteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları ve davacı bankaı vekilince dava dosyasına fotokopisi sunulan bila tarihli 20.000 TL tutarındaki … bankası A.Ş Genel Ticari Kredi Sözleşmesi ve 19/10/2010 tarihihnde tanzim olunan 17.000 TL attırılan limiti kapsayan Limit Artış sözleşmelerinde davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzalarının bulunduğunu, en son limit artırım sözleşme tarihinin 19/10/2010 olmasına rağmen davacı banka vekilince dava dosyasına sunulan banka ekstrelerinde dava dışı kerdi asıl borçlusu firmaya kullandırıldığı beyan olunan 20.000 TL anapara tutarındaki kredinin kullandırım tarihi 15/04/2011 olduğunun tespit edildiğini, taksitli ticari veya taşıt kredisi şeklinde kullandırılması gereken kredilerin kullandırım aşamasında taraflar arasında alınması gereken ve kefillerinde imzası olması gereken ödeme tabloların bulunmadığını, dava ve icra dosyaları içreği banka ve belgelerinden davalıların kefaleti ile ilişkili kullandırıldığı iddia olunan kredilerin tespitinin yapılmasının bu aşamada mümkün olmadığını,davacı banka vekilince delil listesinin sunulduğu beyan olunan kat ihtarnamesinin, delil listesi ekinde dava dosyasının sunulmadığı gibi davacı banka şubesi yetkililerinin, dava dosyasına sunduğu 20/06/2017 tarihli yazı ekinde de dava ve icra takip konusu krediye ilişkin davacı bankaca kat edilmesi gereken ve davalılar ile birlikte dava dışı kredi asıl borçlusu …-… firmasına hitaben keşide edilen bir ihtarnamenin dava ve icra dosyası içerisinde bulunmadığı, davacı bankaca dava dışı kredi asıl borçlusu …-… Firmasına değişik tarih ve miktarlarda çeşitli krediler kullandırılması nedeni ile davalıların kefil olarak sorumluluklarının doğduğu ve icra takibine konu kredinin kullandırımına ait ve kat ihtarnamesine yönelik banka kayıt ve belgesinin gerektiği ve ispata muhtaç bir konu olduğu hususunun tespit edildiği …” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; önceki beyanlarını tekrarlamış ve müvekkili banka ile dava dışı kişi kişi …- … arasında genel ticari kredi sözleşmesi akdedildiğini, 19.10.2010 tarih ve imzalı takibe esas bu kredi sözleşmesinde davalıların müşterek borçlu- müteselsil kefil olarak imzalarının bulunduğunu, müteselsil kefillerin sözleşmedeki kefalet limitleri kapsamında ve kendi temerrütlerinin sonuçlarından sorumlu olduklarını, dosyaya sunulan belge ve delillerle alacağın sabit olup hesap kat ihtarına rağmen borcu ödemediklerini, bu nedenle icra takibinin haklı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, banka ticari kredi alacağının tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dairemizce oluşturulan 07.10.2021 tarihli ara kararla eksik tahkikat işlemlerinin tamamlanmasına karar verilmiştir. Bunun üzerine davacı vekili, davalıların davayı kabul ettiklerine dair dilekçeler verdiklerini belirterek ara kararından rücu edilmesini talep etmiştir. Dosyanın incelenmesinde; davalı … vekilinin 01.07.2021 tarihinde e imzalı olarak ilk derece mahkemesine hitaben verdiği dilekçesinde davayı kabul ettiğini bildirdiği, vekilin vekaletnamesinde davayı kabul yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır. Davalı … vekili, 01.07.2021 tarihli dilekçesinde, davayı kabul ettiğini bildirmiştir. Vekilin vekaletnamesinde davayı kabul yetkisinin bulunduğu belirlenmiştir. HMK’nın 308.maddesi uyarınca davanın kabulü, davacının talep sonucuna davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Aynı Kanun’un 310. maddesi uyarınca, feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Bu nedenle, istinaf aşamasında da davan feragat mümkündür. Davalı … vekili, 10.02.2022 tarihli dilekçesinde, sadece ilk derece mahkemesince lehlerine hükmedilen vekalet ücretinden feragat ettiklerini bildirmiştir. Davalılar vekilleri, duruşmadaki beyanlarında ise dosyaya sundukların yazılı beyanlar doğrultusunda davayı kabul beyanlarının taraflar arasında varılan uzlaşmaya dayalı olduğunu, bu anlaşma doğrultusunda borcun ödendiğini, davanın konusuz kaldığını savunmuşlardır. Ancak, HMK’nın 311. maddesi uyarınca feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Davalılar vekilleri, açık beyanlarıyla davayı kabul ettiklerini bildirmişlerdir. Kabul beyanı bir kez yapılmakla kanuni sonuç doğmuştur. Kabul beyanlarının hangi saikle yapıldığının bu bakımdan bir önemi yoktur. Davalılar vekilleri, ilk derece mahkemesinin hükmünü vermesinden sonra ve dosya istinaf aşamasında iken davayı kabul ettiklerinden, kabul beyanları doğrultusunda yeniden karar verilmek üzere ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak kabul beyanları doğrultusunda yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davalılar vekillerinin davayı kabul beyanları dikkate alınarak ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, kabul beyanları doğrultusunda dava hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda; 1-Davanın her iki davalı yönünden kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı ilamsız icra takibine davalılar tarafından yöneltilen itirazın İİK’nın 67/1. maddesi uyarınca, davadaki talep gibi, ana para ve takipten itibaren işleyecek faizler yönünden iptaline, takibin ana para ve icra takip tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi yönünden devamına, 2-Likit alacağa vaki haksız itiraz nedeniyle İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca takdiren %20 oranında hesaplanan 3.990,19 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınıp davacıya verilmesine, 3-Alınması gerekli 1.362,78 TL karar ve ilam harcının davalılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4-İlk derece aşamasında sarf edilen ve ayrıntısı UYAP’ta kayıtlı 839,50 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 5-AAÜT’ndeki esaslara göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, 5-Taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısımlarının iadesine, 6-İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden; a)Davacı tarafca yatıralan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 44,40 TL peşin istinaf karar harcının, talep halinde ilk derece mahkemesince davalı tarafa iadesine, b)Davacı tarafça harcanan 121,30 TL harç gideri ile 104,03 TL posta masrafı toplamı olan 225,33 TL kanun yolu giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 7-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 8-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, oy birliğiyle ve dava konusunun değerine göre kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlaşıldı. 16/03/2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.