Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1132 E. 2021/786 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1132
KARAR NO: 2021/786
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/12/2018
NUMARASI: 2016/931E. 2018/1207K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin verilen hükme karşı davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında cari hesaba dayalı ticari ilişki bulunduğunu, bu ticari ilişkiden kaynaklanan borcun davalı tarafça ödenmediğini, müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, müvekkilinin borcunu ödeyerek dosyayı kapattığını, alacağının tahsili amacıyla davalı şirkete karşı Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlu şirketin dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, %20 oranındaki icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla dava konusu alacağın İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı icra dosyasına yapılan fazla ödemelerin istirdadı olduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığını, davacı şirketin cari hesap kayıtlarını tek taraflı olarak düzenlendiğini, davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Bilirkişi 06/12/2017 havale tarihli raporunda; Her iki tarafın cari hesap ekstresinde defter kayıtlarına göre 22.291,52 TL lik bakiyede mutabık olduklarını, davacının kayıtlarına göre 04/04/2014 tarihinde 2.756,99 TL tutarında bir ödeme kaydı olduğunu, bu ödemenin icra dosyasına yapıldığının reddiyat makbuzu ile görüldüğünü, ödenen bu paradan çeşitli harç ve resimler düşüldükten sonra alacaklı vekiline 2.451,09 TL ödendiğini, dolayısıyla davacı defterlerine kaydedilmesi gereken ödeme tutarının 2.451,09 TL olması gerektiğini, 16/05/2014 tarihinde 1.120,00 TL virman açıklaması ile ödeme görüldüğünü, bu ödemenin de davalı şirket adına bankadan teslim alındığına dair dosyada mevcut belge olduğunu, aynı nedenle bir diğer çek için alınan 1.120,00 TL nin kayıtlarda göründüğünü belirtmiştir. Yine davalı kayıtlarında davacıya ait cari hesap ekstresinde görülmeyen bir diğer ödemenin de 60.000,00 TL tutarında 04/12/2014 tarihinde … Malatya şubesinden … Ltd. Şti hesabından … Bankası … hesabına gönderilen ve açıklamada ‘İst. … İcra Müd. … E. sayılı dosyasının feragat edilmesi için’ yazılı olan ödeme olduğunu, Küçükçekmece … İcra Dairesinin … esas numaralı icra dosyasında bulunan … kayıtlarına göre … cari hesap ektsresinden kaynaklı 01/03/2016 tarihinde ‘virman-dönem vekalet ücreti tahsil harcı’ şeklinde 15.887,56 TL tutarında bir alacak kaydı da bulunduğunu ancak bununla ilgili dosyada herhangi bir belgeye rastlanılmadığını, son olarak 22.291,52 TL kayıttan sonra 05/12/2014 tarihinde ‘gelen havale, mert gıda…’ açıklaması ile 22.291,52 TL kayıt girilerek bakiye sıfır olmuştur. 60.000,00 TL lik ödemenin mahkeme tarafından delil kabiliyetinin olduğunun benimsenmesi halinde ve vekalet ücreti ve harçların rakamının doğru olduğu düşünülerek 15.887,56 TL nin 60.000,00 TL den düşülmesi gereken masraf tutarı olduğu varsayımı ile davacının davalıdan 25.391,78 TL alacaklı olması gerektiği tespit edilmiştir. İncelemeye sunulan defter ve belgeler ile tüm dosya kapsamına göre, davacının takip ve dava tarihi itibariyle davalıdan 25.391,78 TL cari hesap alacağının bulunduğu anlaşıldığından davalının itirazının iptaline, davalının aleyhine girişilen icra takibinin tamamına haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiği, dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu, alacağın likit olmaması karşısında icra inkar tazminatı hükmedilmesine yer olmadığı, …” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile Küçükçükmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davalının itirazını 25.391,78 yönünden iptaline, takibin belirtilen değer yönünden beyanına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde: önceki beyanlarını tekrarla; Bilirkişinin değerlendirmesinin aksine “Davacı beyanı vekalet ücreti ve harçlar” açıklamasıyla cari hesapta yer alan 15.887,56-TL tutarın içerisinde 04.04.2014 tarihli 2.756,99-TL icra tahsilatı için yapılan harç kesintileri de mevcut olduğundan yargılamada, “İst … İcra Müd. … dosyasına ödenen” tutar olarak 2.756,99 TL’nin esas alınması gerektiğini, 305,90 TL’lik kısım yönünden davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, İlk derece mahkemesinin icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesinin tamamen hukuka aykırı olduğunu, Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra dosyasıyla taraflarınca icra takibine konu edilen 25.697,68 TL tutarındaki alacağın müvekkili tarafından davalı şirkete yapılan mal satışına ilişkin beş adet faturanın bedeli olan 23.457,68 TL ile müvekkilince davalıya verilen … Bankası A.Ş. Beykent Şubesi’ne ait … nolu 9.978,00 TL bedelli ve … nolu 19.990,00 TL bedelli iki çeke ilişkin davalı tarafından mükerrer olarak muhatap bankadan tahsil edilen 2.240,00 TL yasal yükümlülük tutarları toplamından (23.457,68 TL + 2.240,00 TL = 25.697,68 TL) oluştuğunu, dava konusu alacağı likit ve belirli bir alacak olduğunu, talepleri doğrultusunda davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın icra inkar tazminatı ve red olunan kısım yönünden kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: önceki beyanlarını tekrarla; Mahkemenin gerekçesinin, hükme dayanak sayılan 06/12/2017 havale tarihli raporla uyuşmadığını, davacının alacaklı kabul edilebilmesi için, 60.000.00 TL’nin davacının alacak hesabına eklenmesinin kabulü yönünde hüküm verilmesi gerektiğini, davacının 60.000,00 TL açısından herhangi bir talep ve davasının bulunmadığını, bu beyan doğrultusunda, hükme esas alınan raporda açıklanan seçenekli hesaplamada da belirtildiği şekilde, davacının müvekkiline 34.608,22 TL borçlu olduğunun anlaşılacağını, Hükümde dava özetlenirken davaya karşı zamanaşımı itirazları olduğu yazıldığı halde karar bölümünde bu yönde inceleme yapıldığına dair bir açıklama olmadığını, bu hususa ilişkin bir kararda verilmediğini, yasa gereği davacının bu süreyi aşan alacak talebinin haklı zamanaşımı itirazları sebebiyle reddi gerektiğini, Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bir kısım alacak kayıtlarının varlığına dair denetim yapılmadan, sadece davacının cari hesap kaydına göre değerlendirme yapıldığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, ticari satıma ilişkin bakiye açık hesap alacağının tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; bu hükme karşı, her iki taraf vekillerince, yasal süreler içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacının dava dilekçesindeki ve aşamalardaki açıklamalarına göre davasını açık hesap bakiyesine dayandırdığı, talebini açıklarken dava dilekçesinde ve cevaba cevap dilekçesinde belirttiği üzere; taraflar arasındaki açık hesap ilişkisinde müvekkilinin bazen alacaklı, bazen borçlu duruma geldiğini, bu bağlamda daha önce oluşan 46.869,43 TL cari hesap borçlarının ortaya çıktığını, bunun tahsili için davalı tarafça müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığını, müvekkilinin o dosyadaki borcuna mahsuben icra müdürlüğü dosya hesabına 2.756,99 TL ödeme yaptığını ve daha sonra alacaklının banka hesabına 60.000,00 TL havale etmek suretiyle toplam 62.756,99 TL ödeme yaptığını, bundan sonra müvekkili tarafından davalıya satışlar yapıldığını ve 03.03.2014 tarihinde düzenlenen beş adet irsaliyeli faturaya konu malların davalıya satışının gerçekleştiğini, bu faturaların toplam tutarının 23.457,91 TL olduğunu, bunun yanında, müvekkili tarafından davalıya tam bedelleri ödenmiş olan iki adet çek için davalının ayrıca bankadan zorunlu çek karşılıklarını da tahsil etmiş olması nedeniyle bu iki çek için fazladan tahsil ettiği 2.240,00 TL yasal yükümlülük bedelinin müvekkiline iadesi gerektiği, bu durumda müvekkilinin toplam alacak tutarının 25.697,68 TL olduğunu belirtmiştir. Davalı vekili savunmasında, davayı İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ödenen tutarın istirdadı gibi değerlendirerek İİK’nın 72/7. maddesi uyarınca zamanaşımı definde bulunmuş, ayrıca davacının daha önce verdiği iki adet çekin karşılıksız çıktığını, çeklerin 9.978,00 TL ve 19.990,00 TL tutarlı olduğunu, bu çekler için müvekkili tarafından bankadan tahsil edilen zorunlu karşılıkları davacının talep edebilmesi için öncelikle bankaya bunları ödemiş olması gerektiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında sadece iki adet çek bedelinin asıl alacak kısımlarının takibe konu edildiğini, yani bu iki adet çek bedelinin takip talebine konu 46.869,43 TL’nin içinde olduğunun açıklandığını ve sadece ana para tutarından söz edildiğini, oysa müvekkilinin %10 çek tazminatı ve çeklerin gününde ödenmemesi nedeniyle temerrüt faizi talep haklarının bulunduğu, bu tutarların toplamının 6.057,00 TL olup cari hesapta müvekkilinin alacağına eklenmesi gerektiğini, ayrıca davacının alacağını dayandırdığı 03.03.2014 tarihli toplam beş adet faturaya konu malların müvekkiline teslim edilmediğini savunmuştur. Davalı vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesinde; Davalı vekili, davacının, müvekkili tarafından daha önce başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan ödemenin istirdadının mümkün olmadığını, bu nedenle alacağın zamanaşımına uğradığını ileri sürmüş ise de gerek dava dilekçesinde, gerekse sonraki dilekçelerinde ve dosyadaki beyanlarında davacı vekili, davadaki talebin istirdat olmayıp bakiye açık hesap alacağına ilişkin olduğunu açıklamıştır. Davacının, daha önce kendisi hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasıyla yapılan takipteki ödemenin istirdadına ilişkin bir talebi dosyada bulunmamaktadır. Davacı vekili, anılan icra takip dosyasında yapılan ödemenin taraflar arasındaki ayrı bir cari hesap ilişkisi nedeniyle yapılan bir ödeme olduğunu belirterek bu ödemeyi cari hesaptaki kendi borcundan düşmek suretiyle, cari hesabın tümü itibariyle bakiye alacağını talep etmektedir. Ortada bir istirdat talebi bulunmadığına göre İİK’nın 72. maddesine dayalı zamanaşımı savunmasıyla ilgili istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Davalı vekili, bilirkişi raporunda seçenekli hesaplama yapıldığını, davacının daha önce kendisi aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosya borcu nedeniyle ödenen 60.000,00 TL’nin hangi sebeple cari hesaptan düşüldüğünün mahkemece ortaya konulmadığını, seçenekli hesaplamalarının ilkinin neden seçildiğinin açıklanmadığını, kaldı ki davacının açıkça anılan icra dosyasına yapılan 60.000,00 TL’lik ödemenin bu davaya konu edilmediğini beyan ettiğini, buna rağmen 60.000,00 TL’lik ödemenin dikkate alınmasının hukuka aykırı olduğunu, 60.000,00 TL’lik ödeme dikkate alınmazsa müvekkilinin alacaklı duruma geçtiğini ve ayrıca davacı lehine yapılan hesaplamanın da hatalı olduğunu ileri sürerek kararı istinaf etmiştir. Bu istinaf sebebinin incelenmesinde; bilirkişi tarafından her iki tarafın ticari defter kayıtları incelenmiş olup 01.04.2014 tarihi itibariyle taraf ticari kayıtları mutabıktır. Davalı savunmasında, dava dilekçesinde sözü edilen 03.03.2014 tarihli beş adet irsaliyeli faturaya konu malları almadığını savunmuşsa da bu malların davalı tarafından alındığı, davalı defterleriyle sabittir. Yine her iki tarafın iddia ve savunma içeriklerine göre, davalı tarafından daha önce davacı aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibinin de aynı cari hesap ilişkisine ilişkin olduğu, bu takip nedeniyle davacının davalıya toplam 62.756,99 TL ödeme yaptığı ihtilafsızdır. Davacının davalıya yaptığı bu ödemenin sadece 46.869,43 TL’lik kısmı ana para ödemesi olup fazlası icra harç ve masraflarıdır. Davacı da cari hesabında icra harç ve masrafları karşılığı 18.414,76 TL davacıya alacak yazarak harç ve masraflara karşılık gelen kısmı ödemesinden düşmek suretiyle bakiye alacağını belirlemiştir. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan ödemenin aynı cari hesap ilişkisine dair olduğu davalının da kabulündedir. Davalı o ödemenin başka bir hukuki sebebe dayalı olduğunu savunmamış, aynı davaya konu cari hesap ilişkisine ilişkin olduğunu kabul etmiştir. Bu durumda davacının davalıya İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı ödemenin cari hesaptan mahsup edilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Bilirkişi raporundaki ilk hesaplama seçeneğinin tercih edilmesi usul ve yasaya uygundur. Davacı taraf icra dosyası nedeniyle yaptığı toplam 62.756,99 TL’nin tamamını kendi alacağına yazmamış, bu tutarın icra takip harç ve masraflarına karşılık gelen kısmını davalının alacağına yazarak mahsup etmiştir. Bu nedenlerle davalı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Davalı vekili, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ilamsız takip yapılmış olmakla birlikte cari hesapta kendisine verilmiş olan 2 adet çekin karşılıksız çıkmış olması nedeniyle çek tazminatı ve gecikme faizleri nedeniyle 6.057,00 TL alacağının doğduğunu, sadece çek bedellerinin dikkate alınmasının doğru olmadığını ileri sürerek kararı istinaf etmiştir. Davalı kendi ticari defterlerinde çek tazminatı muhasebeleştirilmemiştir. İcra takibinde, yani kendisi tarafından başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasından işlemiş faiz talep edilmediği, sadece ana para alacağı talep edildiği anlaşılmaktadır. Davalının, cari hesapta kendisine verilen çek bedellerini 2014/4945 Esas sayılı dosya kapsamında tahsil ettiği, çek tazminatı ve çekler nedeniyle temerrüt faizi talebinin bulunmadığı, feri nitelikteki bu hakların saklı tutulmadan asıl alacağın tahsili sonucu artık bu feri taleplerin ileri sürülemeyeceği kanaatine varıldığından, davalı vekilinin bu konuya ilişkin istinaf nedenleri de yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu nedenlerle davalı vekilinin tüm istinaf nedenlerinin reddi gerekmiştir. Davacı vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesinde; Davacı vekilinin birinci istinaf nedeni, reddedilen 305,90 TL’ye ilişkindir. Bu farkın, bilirkişi raporundan görüleceği üzere, davacı kayıtlarına göre 04.04.2014 tarihinde ödeme kaydı olarak görülen 2.756,99 TL’nin, icra dosyasındaki reddiyat makbuzuna göre bir kısım kesintiler yapılmak suretiyle takip alacaklısına (davalımıza) 2.451,09 TL ödeme yapıldığı; davacı kayıtlarında 2.756,99 TL olarak görülen ödemenin icra harç ve masrafları düşüldükten sonra gerçekte 2.451,09 TL olduğu belirlenmiş ve davacının icra harç ve masraflar karşılığı mahsup edilen 305,90 TL’yi talep edemeyeceği belirtilmiştir. Davacının icra takip talebine konu ettiği 25.697,68 TL’den 305,90 TL’nin düşülmesiyle mahkemenin hüküm altına aldığı alacak bulunmaktadır. Bu durumda bilirkişinin yaptığı hesaplama isabetli olup davacı vekilinin miktara yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Davacının, davalı tarafından bankadan çekilen zorunlu çek karşılıklarını muhasebeleştirdiği, kendi kayıtlarına aldığı ve bilirkişinin de bakiye alacağı davacı kayıtları doğrultusunda belirlediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacı vekilinin reddedilen miktara yönelik istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Davacı vekilinin diğer istinaf nedeni icra inkar tazminatına yöneliktir. İlk derece mahkemesince, davanın itirazın iptali davası olup alacağın likit olmadığı gerekçesiyle icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Oysa taraflar tacir olup ticari kayıtlarından bakiye alacak ve borçlarını hesaplayabilecek durumdadırlar. Faturalara ve açık hesap ilişkisine dayalı borcun davalı tarafça bilinmesi ve hesaplaması mümkün olduğundan alacak likittir. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin, davacının icra inkar tazminatı talebini reddetmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuş ve davacı vekilinin bu konudaki istinaf nedeni yerinde görülmüştür. Ayrıca ilk derece mahkemesi hükmünün itirazın iptaline ilişkin 1. maddesindeki ifade hatasının da düzeltilmesi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1-2.maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının icra inkar tazminatı yönünden düzeltilmek üzere kaldırılarak davanın esası hakkında dairemizce yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; A-Davalı vekilinin istinaf başvurusu yönünden; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 1.298,64 TL nispi istinaf karar harcının davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, B-Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca kısmen kabulüyle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının icra inkar tazminatı yönünden düzeltilmek üzere kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda; 1-Davanın İİK’nın 67/1. maddesi uyarınca kısmen kabulü ile Küçükçükmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı ilamsız icra takibine davalı tarafça yöneltilen itirazın kısmen iptali ile 25.391,78 TL alacağın icra takip talebindeki koşullarla tahsili için takibin devamına; fazlaya ilişkin itirazın iptali talebinin reddine, 2-İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca, likit alacağa vaki haksız itiraz nedeniyle, hüküm altına alacağın takdiren %20’si oranında hesaplanan 5.078,35 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 3-Alınması gerekli 1.731,54 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 310,37 TL harcın mahsubuyla bakiye 1.424,14 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, 4-Davacı tarafça yapılan 1.096,80 TL posta, tebligat, bilirkişi gideri (ayrıntısı UYAP’ta kayıtlı) TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı üzerinden takdiren 1.083,64 TL yargılama gideri ile 343,87 TL toplam harç gideri ki toplam 1.427,51 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-AAÜT gereğince hesap edilen 4.080,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 305,90 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 7-Davalı tarafça yapılan 190,50 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 2,28 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 8-Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde davalıya iadesine, 9-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 10-İstinaf aşamasındaki yargılama giderleri yönünden; a)Davacı tarafça yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irad kaydına; 44,40 TL peşin istinaf karar harcının, talep halinde davacıya iadesine, b)Davalı tarafça sarf edilen 121,30 TL başvuru harcı gideri, 36,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 157,30 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 11-Gerekçeli kararın, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 12-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353.1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 17.06.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a. maddesi uyarınca, dava değerine göre karar kesindir.