Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1125 E. 2021/785 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1125
KARAR NO : 2021/785
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/03/2019
NUMARASI: 2015/108E. 2019/223K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle asıl davanın reddine- karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükme karşı, taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı-karşı davalı vekili davasında özetle; müvekkili bankanın Silivri şubesi ile kredi borçlusu, … San ve Tic A.Ş. arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmelerine istinaden firmaya taksitli ticari krediler açılıp kullandırıldığını, davalı …’nun ise 17.02.2012 tarihli genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine kredi hesabı kat edilerek asıl borçlu ve diğer kefillere nakit kredi borcunun ödenmesi için Silivri … Noterliğinin 08/03/2013 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle ihtar edilmişse de söz konusu borcun ödenmediğini, akabinde davalı …’na borcun ödenmesi için Üsküdar …Noter1iğinin 08,04.2014 tarihli ihtarnamesi ile bildirilmesine rağmen borcun ödenmediğini, nakit kredi borcu ödenmediğinden İstanbul 46. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/l79 D.İş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı verildiğini, ihtiyati haciz kararının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile infaz edilerek davalı-borçlu hakkında genel haciz yolu ile takip başlatılmış ise de borçlu tarafından yapılan haksiz itiraz ile borçlu açısından icra takibinin durduğunu, davalı -borçlunun takipte, borca ve talep edilen faiz oranına, kısacası borcun tamamına ve fer’ilerine ve imzaya itiraz ettiğini, itirazların ve iddiaların hukuki dayanaktan yoksun, yersiz ve mesnetsiz iddialar olduğunu, kredi borçlusu … ile müvekkil banka arasında imzalanan 17/02/2012 tarihli sözleşmeyi davalı …’nun müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, davalıların 17.02.2012 tarihli 2.000.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmesini imzaladıklar için icra takibine konu borçtan müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğunu, borcun ödenmemesi nedeni ile gönderilen hesap kat ihtarnamesi ve eki hesap özetine de davalıların itiraz etmediklerini, anılan sözleşme gereği borcun muaccel kılınması banka tarafından kredinin kat edilmesine bağlı olan cari usulde işleyen kredilerde, müşterinin bankaca hesabın kesilmesinden yahut sözleşmenin feshedilmesinden itibaren borcu tamamen kapatıncaya kadar temerrüt faizi ve faizin gider vergisiyle birlikte ödeyeceğini kabul ve taahhüt ettiklerini, müşterinin muaccel olan veya muaccel sayılan kredi borcuna temerrüt faizi uygulanacağını, temerrüt faizinin ise sözleşmede farklı bir oran belirtilmediği sürece, kredi borcunun muaccel olduğu tarihte cari olan “Bankanın TCMB’na uygulanacağını bildirdiği en yüksek kredi faiz oranına bu oranın yüzde yüzünün ilavesiyle bulunacak oran” üzerinden hesaplanacak oran olduğunu, ödeyeceği bu faizlerin yanında fon, vergi, harç vb. mevzuat veya sözleşme gereğince ödenmesi gereken diğer mali yükümlülüklerini, mevzuat değişikliği ile sonradan getirilicek her türlü vergi ve yükümlülüklerini, yasal takip giderleri, vekalet ücreti ve sair her türlü mali külfetlerini de ödeyeceğini kabul ve taahhüt eder.” hükmünü amir olduğunu, sözleşme ile kararlaştırılan temerrüt faizinin TMK’nın 2. maddesine uygun oldduğunu, bu hususun yerleşik Yargıtay kararlari ile de sabit olduğunu, borçlunun borca ve fer’ilerine ilişkin itirazları takibi uzatmaya yönelik olduğunu, sözleşmenin 45.1 maddesi uyarınca İstanbul merkez mahkemeleri yetkili kılındığı için davalının yetki itirazının reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, sonuçta, davalı-borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptaline ve takibin takip talebindeki şartlarla devamına, davalı-borçlunun nakit alacaklar üzerinden %20′ den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin davalıya tahmiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 23.02.205 tarihinin dava dilekçesinin müvekkiline tebliğ tarihi olarak kabul edilmesini, 17.02.2012 tarihli Genel Kredi Sözleşmesine borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile atılan imzanın müvekkiline ait olmadığını, bu hususta Silivri Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/5428 dosyasında şikayet başvurusunda bulunduklarını, davacı/karşı davalının haksız hacizleri nedeni ile müvekkilinin maddi zararlara uğradığını, müvekkilinin haczi kaldırmak için dava açmak zorunda kaldığını ve açılan davaya teminat mektubu sunarak haczi kaldırdığını, maddi zararın ihtiyati hacze konu miktarın asgari % 15 tutarında olması gerektiğini belirterek, sonuçta, asıl dava davanın reddine, % 20 oranındaki icra inkar tazminatının davacıdan tahsiline; karşı dava olarak, davalının haksız ihtiyati haczi nedeni ile 100.000,00 TL manevi tazminatın, 38.673,49 TL maddi tazminatın 30.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal temerrüt faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Asıl dava yönünden, Davacı banka ile dava dışı kredi borçlusu …Şti. Arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine istinaden kredi borcunun ödenmemesi üzerine kredi hesabı kat edilerek dava dışı asıl borçlu ile birlikte müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı davalı … aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyası ile toplam 257.823,21-TL nakit alacak tutarında ilamsız icra takibi başlatıldığı görülmüştür. Davacı vekili, davalının takip dosyasına yaptığı itirazın haksız olması nedeni ile itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiş ise de; hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu raporunda da belirtildiği üzere, takibe dayanak yapılan genel kredi sözleşmesinde davalı adına atılan imzanın davalının eli ürünü olmadığı, davalı tarafından verilmiş bir kefalet bulunmadığı, dolayısı ile kredi borcundan dolayı davalının sorumluluğu bulunmadığından, asıl davanın reddine karar verilmiştir. Davacının başlattığı icra takibinde kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından, davalının kötü niyet tazminatının reddi gerektiği, karşı dava yönünden, ‘… Buna göre, üst paragraftaki ilkeler göz önüne alınarak yapılan değerlendirmede, davalının kusur durumu, uygulanan ihtiyati haciz kararının etkisi, davacının duymuş olduğu elem ve ızdırabın ağırlığı nazara alındığında mahkememizce takdir edilen manevi tazminat miktarlarının uğranılan zararla/zararlarla orantılı olduğu, bu miktarın davacı için zenginleşme aracı olmayacağı gibi davalı yönünden de ekonomik yıkıma neden olmayacağı değerlendirildiğinden hak ve nesafet kuralları çerçevesinde manevi tazminat miktarı belirlenmiştir. Maddi tazminat talebi yönünden ise; davacı vekili ihtiyati haczin kaldırılması için …bank Sefaköy Şubesinden teminat mektubu alındığı bu nedenle teminat mektubundan kaynaklanan masraflar ile faiz kaybına dayalı uğralına zararın tazmini talep edilmiş ise de; hükme esas alınan bilirkişi raporunda ayrıntılı şekilde belirtildiği üzere; blokaj nedeni ile davacının faiz vs. kaybı oluşmadığı, teminat mektubuna ilişkin yapılan masrafların karşı dava tarihi itibariyle toplam 775,17-TL olduğu, dava tarihinden sonra yapılan masrafların ise ayrı bir dava konusu yapılarak talep edilebileceği anlaşılmakla, bu miktar üzerinden maddi tazminat davasının kısmen kabulü gerektiği, …” gerekçesiyle; asıl davanın reddine, davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine, karşı davada manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın ihtiyati haczin uygulandığı 30/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacı- karşı davalıdan alınarak davalı- karşı davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Bu karara karşı, her iki taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı-karşı davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Asıl davada itirazın iptali talep edilmişse de yargılama devam ederken, daha önce İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayıl dosyası ile … ve …, … hakkında yapılan ve itiraz edilmeyerek kesinleşen icra takip dosyasına ödeme yapıldığını, ihtiyati haciz talebine konu kredinin … şirketine kullandırıldığını, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasına itiraz edilmediği için icra takibinin kesinleştiğini, tahsilde tekerrür olmamak üzere yeniden icra takibi yapıldığını, huzurdaki itirazın iptali davasının ikamesinden sonra İstanbul … İcra Müdürlüğünün …E. sayılı dosyasında ödeme yapılmak suretiyle asıl borçlu … borcu kapatıldığı için itirazın iptali davasının konusunun kalmadığını, ancak mahkemece hiçbir inceleme yapılmadan davanın reddine şeklinde karar verildiğini, bu red sebebiyle müvekkili aleyhine 21.419,40 TL vekalet ücretine hükmedildiğini, Asıl dava yönünden davanın reddi kararının kaldırılarak itirazın iptali yönünden davanın konusu kalmadığı dikkate alınarak karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep ettiklerini, Manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmesinin haksız olduğu gibi, kabul anlamına gelmemek üzere manevi tazminat miktarının da fahiş olduğunu, İhtiyati haciz talep etmekte müvekkiline izafe edilebilecek bir kusur bulunmadığını, Davalı karşı davacı başlatılan sürece itirazında “müvekkilim 15.04.2012 tarihinde ortaklıktan ayrılmış olup, müvekkilimin kefaleti sona ermiştin Müvekkilimin alacaklıya herhangi bir borcu yoktur. Alacaklı taraf asıl borçluya yapılan takip açılan davaları da açıklamak zorundadır’ şeklinde beyanda bulunduğunu, bu beyanı ile davalı karşı davacının esasen kefaletinin varlığını ikrar ettiğini, ancak ortaklıktan ayrıldığı için sona erdiğini ileri sürmekle, asıl borçlu ve ortağı olduğu … ve akrabası olan diğer kefillere karşı yapılan icra takipleri ve açılan davaların açıklanmasını talep ederek bu konuda yasal sürecin başladığını bildiğini, kredinin kendi bilgisi dahilinde şirkete kullandırıldığından haberdar olduğunu ikrar ettiğini, davalı karşı davacının Silivri Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/5428 S. sayılı dosyası ile kardeşi … hakkında şikayette bulunması ve karşı davacı ile dava dışı şirket yetkilisi …’nun karşılıklı birbirleri hakkında karşılıklı benzer ceza davalarının olması müvekkilinin aldatıldığını bildiğini gösterdiğini,Maddi tazminat talebine konu maddi zararın varlığının ispat edilemediğini, bilirkişi raporunda teminat mektubunun … San.Ltd.Şti. ve … San ve Tic.Ltd.Şti.’nin sahibi olduğu hesaplardan kullandırıldığını, işletilen teminat mektubu komisyonu ilgili şirketlere kullandırılmış ve bu şirketlere yansıltıldığı için davalı- karşı davacının maddi zararı olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, ilgili şirketler ayrı birkişilikler olduğu için teminat mektubu komisyonundan dolayı davalı karşı davacının mamelekinde bir azalma meydana geldiğinin ispatlanamadığını,Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve istinaf sebepleri doğrultusunda asıl davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, karşı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davalı-karşı davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Asıl dava yönünden davacı tarafın %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini,Karşı dava yönünden ise haksız ihtiyati haciz nedeniyle teminat olarak alınan %15 teminatın müvekkilinin maddi zararları için verilmesi gerektiğini, teminat mektuplarının masraflarının mahkemece hüküm altına alınmadığını, takdir edilen manevi tazminatın yetersiz olduğunu, mahkemece takdir edilen 10.000 TL manevi tazminatın müvekkilinin çektiği acı ve üzüntüleri gidermeye yeterli olmadığı gibi davacı-karşı davalı banka üzerinden caydırıcı bir etki yaratmadığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve esas dava yönünden kötü niyet tazminatı talebinin kabulüne, karşı dava yönünden talebin tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Asıl dava, kredi sözleşmesinden doğan borcun kat ihtarına rağmen ödenmemiş olmasından ötürü kefil aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali; karşı dava ise haksız ihtiyati haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasıdır.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle, asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş; bu karara karşı, her iki taraf vekillerince, yasal süreler içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davaya esas genel kredi sözleşmesinde, davalı …’nun dava dışı … A.Ş.’nin asıl borçlu sıfatıyla davacı … Silivri Şubesinden kullanmış olduğu genel kredi sözleşmesinde kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, bahsi geçen sebeple İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığı, söz konusu dosyanın incelenmesinde, alacaklını … A.Ş., borçlunun … olduğu, 247.757,38 TL asıl alacak 9.153,26 TL işlemiş faiz, 457,66 TL BSMV’ye 459,91 TL masraf olmak üzere toplam 257.823,21 TL’nin tahsili için icra takibi başlatıldığı, borçlu vekili tarafından müvekkilinin adresinin Bakırköy’de bulunması nedeniyle öncelikle yetkiye, sonrasında takip dayanağı kredi taahhütnamesindeki diğer imzalara ve ayrıca borca itiraz ederek müvekkiline herhangi bir borcu olmadığını, 10.04.2012 tarihinde ortaklıktan ayrıldığını beyan ettiği, bunun üzerine İstanbul 18.ATM’nin 2015/108 esas sayılı dosyası üzerinden … aleyhine itirazın iptali davası açıldığı, kredi borcu ödenmediğinden İstanbul 46.ATM’nin 2014/179 D.iş sayılı dosyası üzerinden ihtiyati haciz kararı verildiği söz konusu ihtiyati haciz kararının İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibi ile talep edilen 257.823,21 TL ile ilgili ihtiyati haciz kararının kaldırılması için … A.Ş.tarafından verilen 257.823,21 TL tutarındaki teminat mektubu için blokaj ve rehin taahhütnamesi tanzim edildiği ve mektup kadar tutarın ayrı bir hesaba alınmadığı görülmekle, söz konusu hesabın …’nun ortağı olduğu … Şti.’ne ait hesap olduğu, bu hesabın devredilerek …’na ait … Ltd. Şti. adına kayıtlı vadeli hesapların açıldığı, ancak bu hesaplardan bir kısmının vadelerine uyulmadan kapatıldığı ve kaldıkları süreler için faiz tahakkuku yapıldığı anlaşılmaktadır. Dosya içerisindeki Üsküdar … Noterliğine ait 8 Nisan 2014 tarihli ihtarnamenin incelenmesinde, ihtar edenini … A.Ş., muhatabın … olduğu, asıl borçlu … ile banka arasındaki genel kredi sözleşmesine istinaden kredi borçlusu … kefiller … , … ve … 07.03.2013 tarihi itibariyle 137.153,90 TL nakit borcunun ödenmesi amacıyla ihtarname keşide edildiği, böylelikle hesabın kat edildiği, ancak ihtarnameye …’nun müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla isminin yazılmasını sehven unutulduğu gerekçesiyle 08,04.2014 tarihi itibariyle borç bakiyesi 247.757,38 TL olmakla söz konusu ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 24 saat içinde ödenmesi güncel hesap özeti ve 08.03.2013 tarihli hesap kat ihtarnamesi ile birlikte tebliğ edilmiştir.UYAP sistemi üzerinden yapılan araştırmada; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında; alacaklı … A.Ş. vekili tarafindan, borçlu … San ve Tic. A.Ş., … aleyhine 19.04.2013 tarihli ilamsız takip talebinde: toplam 147.486,39 TL alacak talep ettiği, takibe dayanak olarak Silivri ….Noterliği 8.03.2013 tarih, … yevmiye sayılı ihtarnamesi eki hesap ekstresi ve genel kredi sözleşmesi olduğu görülmektedir. Bilirkişi raporunda, …’nun vadeli hesapları teminat mektubu miktarı altına düştüğünden zaman zaman kullandığı, zaman zaman da hesapların vadede kaldıkları sürede faiz aldığı tespit edilmekle blokaj nedeniyle faiz kaybının olmadığı yönünde değerlendirme yapılmıştır. Ancak 24.02.2015 tarihi olan karşı dava tarihi itibariyle teminat mektubuna ilişkin komisyon ve BSMV toplamı şeklindeki masraflarla birlikte faiz hesabı da yapılarak toplamda yapılan masraflarla ilgili 775,17 TL alacak hesaplanmakla 11.11.2016 tarihli elde dava tarihi itibariyle ise söz konusu toplam alacak 3.547,88 TL olarak hesaplanmıştır. Dosya içerisinde Adli Tıp Kurumu (ATK) raporu bulunmakla, davaya konu kredi sözleşmesindeki imzaların … eli ürünü olup olmadığı hususunun tespitini yapıldığı, 08.01.2018 tarihli rapor neticesi sözleşmedeki kefalet imzasını gerçek olmadığının tespit edildiği görülmektedir. Silivri Ağır Ceza Mahkemesinde …’nun müşteki, … sanık sıfatlarının bulunduğu, özel belgede sahtecilik banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçlamasına ilişkin yargılama yapıldığı, …’nun … tarafından İstanbul …icra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden yapılan ilamsız takibe konu olan genel kredi sözleşmesindeki imzayı kendisine ait olmadığından bahisle bu kredi sözleşmesinde imzası olan şüphelilerden şikayetçi olduğu anlaşılmaktadır.Davacı istinaf başvurusunda, eldeki davanın açılmasından önce, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla … hakkında yapılan takibe itiraz edilmediğinden kesinleşen dosyaya ödeme yapıldığı, dolayısıyla asıl borçlu … borcunu kapatıldığının öne sürüldüğü anlaşılmakla esasen istinafa konu eldeki itirazın iptali davası açısından da davanın konusu kalmadığı göz önünde bulundurularak karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm verilmesi gerektiği öne sürülmektedir. Tüm dosya kapsamında toplanan deliller neticesi, kredi sözleşmesi ilişkisi çerçevesinde kefil sıfatıyla imzası bulunduğu iddia edilen … ve asıl borçlu açısından tahsilde tekerrür olmamak üzere ayrı icra takiplerinin yapıldığı, bu duruma ilk önce gönderilen kat ihtarnamesinde sehven …’nun borcu sıfatıyla yazılmasının unutulmasının sebebiyet verdiği, sonrasında kefilin tarafına yapılan icra takibine itiraz ettiği ve söz konusu itiraz neticesi eldeki istinafa konu itirazın iptali davasını açıldığı, anlaşılmaktadır.İstanbul 46. ATM’nin 2014/179 D.iş 2014/180 D.İş esas sayılı dosyasında talep edenin … A.Ş., karşı tarafın ise … olduğu ve 247.757,38 TL tutarındaki alacağı teminen 25.04.2014 tarihinde ihtiyati haciz kararı verildiği anlaşılmaktadır. …’nun 18.12.2014 tarihinde kesin teminat mektubu vermesi sebebiyle İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı kararıyla söz konusu ihtiyati haciz kararı kaldırıldığı görülmektedir. …’nun vermiş olduğu bahsi geçen teminat mektubu kapsamında bankada yer alan hesabı üzerine blokaj uygulanıp uygulanmadığı, netice olarak söz konusu hesaba ilişkin faiz kaybının bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa ne kadar olduğu yargılama konusudur. Davalı-karşı davacı, karşı davasında, 18.12.2014 tarihli teminat mektubu nedeniyle ödemiş olduğu komisyon masraf ve giderleri ihtiyati haciz uygulama sırasında oluşan maddi zarar şeklinde talep etmiştir. Dosya içerisinde 18.12.2014 tarihli … nolu kesin teminat mektubu bulunmakla, ilk derece mahkemesi tarafından 10.10.2018 tarihli celsenin 1 nolu ara kararı gereği … müzekkere yazılarak İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına sunulan 18.12.2014 tarih … nolu kesin teminat mektubu nedeniyle davalı tarafça ödenen komisyona, masraf ve teminat mektubuna ilişkin masraflara ait belgelerin gönderilmesi istenilmiş, ayrıca teminat mektubu uyarınca davalının hesabında bloke edilen nakit tutarın hangi tarihler arasında bloke edildiği, bu hesabın öncesinde vadeli veya vadesiz hesap olup olmadığı ve bu hesaba mevduat faizi işletilip işletilmediği hususları da sorulmuştur.Söz konusu müzekkere cevabı incelendiğinde; … adına özel bankacılık merkezi Avrupa 2 Şubesinde önceden açılmış bulunan kapalı ve özel bankacılık merkezi Avrupa Sefaköy Şubesinde açılmış hesap tespit edilmekle söz konusu hesapta mevduat blokajı bulunduğu ve %23,50 faiz işletildiği, söz konusu hesabın 11.11.2016 tarihinden beri vadeli mevduatta olduğu bildirilmiştir. Bilirkişi raporunda, blokaj nedeniyle faiz kaybının olmadığı yönünde değerlendirme yapılmıştır. Ancak 24.02.2015 tarihi olan karşı dava tarihi itibariyle teminat mektubuna ilişkin komisyon ve BSMV toplamı şeklindeki masraflarla birlikte faiz hesabı da yapılarak toplamda yapılan masraflarla ilgili 775,17 TL alacak hesaplanmakla 11.11.2016 tarihli elde dava tarihi itibariyle ise söz konusu toplam alacak 3.547,88 TL olarak hesaplanmıştır. …’nun söz konusu blokajın bulunduğu hesapların ait olduğu şirketlerin yöneticisi ve ortağı olduğu, ancak söz konusu hesapların sahibi olan şirketlerin de ayrı tüzel kişiliği bulunduğu gözetilerek bahsi geçen şirketlerin hesapları üzerine konulan blokajdan ötürü davacının kendi mal varlığında oluşan bir zarardan söz edilip edilmeyeceği, zarar nedeniyle tazminat talebinde bulunup bulunamayacağı ilk derece mahkemesince irdelenerek sonuca ulaşılması gerekmektedir. İlk derece mahkemesinin gerekçesinde, bu hususa yönelik hiçbir değerlendirme yapmadan karar verdiği ve bu şekilde eksik gerekçe ile sonuca ulaştığı görülmektedir. Davacı karşı davalı vekili 30.03.2015 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına delil listesinde dayanmış olmakla; ilk derece mahkemesinin 11.10.2019 tarihli duruşmasında da davacı karşı davalı vekili;” … asıl borçlu … ve diğer kefiller daha sonra borca itiraz etmeyerek daha sonra İstanbul …. İcra Müdürlüğü dosyasından dosyaborcunu ödemişlerdir. … Asıl davanın konusuz kalması karşı davanın da maddi ve manevi zararının olmaması nedeniyle reddine karar verilmesini talep ederiz ” şeklinde beyanda bulunmuştur. Ancak ilk derece mahkemesince söz konusu icra dosyası celp edilmeden karar verilmekle, bahsi geçen icra dosyasının tarafları ve takip talebindeki asıl alacak UYAP sisteminden araştırılarak tarafımızca denetlenmiş ancak dosyaya yapılan bir ödeme varsa ödemenin miktarı söz konusu ödemenin hangi tarihte yapıldığı ve bu ödemeyle dosya borcunun bütünüyle kapatılıp kapatılmadığı aydınlatılmaya muhtaçtır.Açıklanan bu gerekçelerle ve ilk derece mahkemesinin davanın çözümünde etkili delillerin toplanıp değerlendirilmemiş olması nedeniyle, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Taraflarca tarafından yatırılan istinaf peşin karar harçlarının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine,4-Taraflarca yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair;HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 17.06.2021