Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1119 E. 2021/789 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1119
KARAR NO : 2021/789
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/01/2019
NUMARASI: 2018/367E. 2019/32K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükme karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davasında özetle; müvekkilinin … San. ve Tic. Ltd. Şti. ile aralarındaki ticari ilişki nedeniyle …. Ticareti … tarafından tanzim edilen, 15/07/2014 vade- 21/12/2014 tanzim tarihli ve 10.000,00 TL bedelli senedi teslim aldığını, işbu senedin tahsili için senetteki borçlular aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu belirterek, öncelikle davalının malları üzerine ihtiyati haciz kararı verilmesini, davanın avans faizi ile kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; davacının ciro yoluyla elde etmiş olduğu ve yasal süresi içerisinde tahsile vermeyerek zamanaşımına uğramış bulunan adi nitelikteki senedi takibe konu etmesinin iyi niyetten uzak olduğunu, takibin amacının vade tarihi gözetilerek haksız yere faiz elde etmeye yönelik olduğunu, ilgili senedin müvekkili tarafından düzenlendiğini ve imzanın kendisine ait olduğunu kabul ettiklerini, müvekkilinin senedin vadesi geldiğinde borcunu ödemek için … Ltd. Şti.’ne müracaat ettiğinde senedin ciro edilerek elden çıkarıldığını öğrendiğini, daha sonra senedin kaybolduğu söylenerek senet borcunun peyderpey cari hesaba ilişkin olarak ödendiğini, işbu senet hakkında ticari avans faizi istenmesinin yasaya aykırı olduğunu, faiz oranını kabul etmediklerini ve olayın sadece kötü niyet ve haksız çıkar elde etmeye yönelik olduğunu belirterek, bu nedenlerle ihtiyati haciz talebinin ve davanın reddine, takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dosya üzerinden yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde mali müşavir … alınan bila tarihli ve ancak 14/11/2018 ibraz tarihli bilirkişi raporu ile; senet borçlusu … firmasının (…) evrakları üzerinde yapılan inceleme neticesinde takip dayanağı senedin yevmiye defterinde 320 00 71 satıcılar hesabına 10/03/2014 tarihinde 119 nolu fiş ile giriş kaydının yapıldığı ve senedin … teslimi ile ilgili makbuz bulunduğu, muavin defter kayıtlarına göre ise 10/03/2014 tarihi itibariyle davalı firmanın … olan 38.576,34 TL’lik borcuna karşılık 10.000,00 TL’lik senet verdiği ve bu senet ödemesi nedeniyle bakiye borcun 28.576,34 TL’ye düştüğü, … Ltd. Şti defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde, … firması tarafından … ciro edilen senedin … Ltd. Şti tarafından … Ltd. Şti’ye ciro edildiği ve ciro edilen senedin davacı firmanın yevmiye defterinde 121/121.02001 nolu alacak senetleri hesabına 120 fiş no ile girmiş olduğu, bu kapsamda davacının değişen avans faiz oranları esas alınarak yapılan hesaplama neticesinde 15.312,00 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Tüm dosya kapsamı ile düzenlenen bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli ve denetime açık olduğundan davanın kabulüne, davalının İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasına konu itirazının 10.000,00 TL asıl alacak ve 3.799,86 TL işlemiş faiz bakımından iptali ile takibin takip talepnamesindeki koşullarla devamına, İİK 67/2.maddesi kapsamında 2.759,97 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerektiği…” gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalının İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasına konu itirazının 10.000,00 TL asıl alacak ve 3.799,86 TL işlemiş faiz bakımından iptali ile takibin takip talepnamesindeki koşullarla devamına, İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca 2.759,97 TL icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece oluşturulan 06.09.2018 tarihli ara kararında da belirtildiği üzere; 03.05.201S tarihli tensip tutanağının 2. nolu ara kararı ile davanın alacak davası mı, yoksa itirazın iptali davası mı olduğu talep sonucundan anlaşılamadığından, talep sonucunun açıklanması yönünde davacı vekiline süre verilmesi neticesinde, davacı vekilinin verdiği 14.05.2018 ttarihli dilekçesiyle, davanın alacak davası olduğunu ve davaya alacak davası olarak devam olunmasını talep ettiğini, buna rağmen davanın itirazın iptali davası olarak karara bağlanmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Zamanaşımına uğramış bulunan senedin müvekkili tarafından düzenlendiğinin ve imzanın kendisine ait olduğunun taraflarınca aynen kabul edildiğini, davacı işbu senede dayalı alacağa ciro yoluyla hamil olduğundan, keşideci müvekkili ile aralarında temel bir ilişki bulunmadığını, temel ilişki mevcut olmadığından da davacının açmış olduğu alacak davasının sebepsiz zenginleşmeye dayandığını, işbu davanın açılma süresinin TTK’nın 644. maddesine göre vadeden itibaren 3+1 yıl olduğunu, davanın açılış tarihine bakıldığında 3+1 yıllık süre dolmuş olduğundan, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini,Zamanaşımına uğramış senede dayalı asıl alacağa, ancak takip tarihinden itibaren faiz talep olunabileceğini, mahkemece zamanaşımına uğramış olan bonoya dayalı alacağa, bononun vade tarihinden itibaren faiz işletilmesinin hukuka aykırı olduğunu,Davacı tarafın davasında inkar tazminatı talebinde bulunmadığı halde, mahkemenin müvekkili tazminata mahkum etmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu,Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında verildiği söylenilen kambiyo senedinin tahsil edilememesinden kaynaklı alacak davasıdır.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, dava itirazın iptali davası gibi değerlendirilerek, davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dava dilekçesinde ticari ilişkiden kaynaklı 10.000,00 TL alacağın ödenmesi talep edilmiş olmakla ilk derece mahkemesi 03.05.2018 tarihli tensip tutanağın 2 nolu ara kararı gereği davacı vekilinin, 14.05.2018 tarihli dilekçe sunarak ikame edilen davanın alacak davası olduğuna ilişkin beyanda bulunduğu, 29.01.2019 tarihli duruşma zaptında da davanın alacak davası olduğu hususunu açıkça belirtildiği; buna rağmen ilk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesi davanın kabulü ve sanki istinaf konusu dava itirazın iptali davasıymış gibi takip dosyasına konu itirazın 10.000,00 TL asıl alacak ve 3.799,86 TL işlemiş faiz bakımından iptali ile takibin devamına karar verildiği ve davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedildiği anlaşılmaktadır. HMK’nın 26. maddesinde, yargılamaya hakim ilkelerden taleple bağlılık İlkesi düzenlenmiştir. Buna göre hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup ondan fazlasına veya başka bir şeye hükmedemez. Somut olayda davacı, davasının alacak davası olduğunu açıklamış olmasına göre, bu talep kapsamında bir karar verilmesi gerekirken, talep dışında hüküm verilmesi yerinde olmamıştır. Bu husus kamu düzenine aykırılık teşkil edip, istinaf incelemesine elverişli bir kararın varlığından söz edilemez. Bu nedenle davalı vekillerinin esasa ilişkin istinaf başvuru nedenleri incelenmeksizin, ilk derce mahkemesinin istinafa konu kararının HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, esasa dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harçlarının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine,4-Davalı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair;HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 17.06.2021