Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1117 E. 2019/1726 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1117
KARAR NO : 2019/1726
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARA : 2019/34 Esas – 2019/233 Karar
TARİHİ: 01/03/2019
DAVA Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda, arabuluculuk dava şartı gerçekleşmediğinden davanın usulden reddine ilişkin olarak verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin tekstil sektöründe iştigal etmekte olduğunu, müvekkilinin mal ve hizmetlerinden yararlanmış olduğu firmalardan birinin de davalı şirket olduğunu, mevcut durumda müvekkilinin davalı şirkete borcu olan 43.359,04 TL’nin çok üstünde 99.288,00 TL tutarında çekin davalı şirket lehine keşide edilip verildiğini, müvekkili şirket ile davalı şirketin defterleri incelendikten sonra net bir şekilde bu durumun tespit edilebileceğini, davalıya bu yönde Büyükçekmece …. Noterliği kanalı ile ihtarname gönderildiğini, müvekkili tarafından yapılan yazılı ve sözlü talep ve uyarılara rağmen davalı şirketin kötü niyetli davranıp, alacak miktarının çok üstünde olan çeki müvekkiline iade etmediğini, müvekkilinin mevcut borç miktarı 43.359,04 TL’yi kabul etmekte ve bahse konu ödemeyi yapmaktan hiçbir hal ve şart altında kaçmamakta olduğunu, davalı şirketin bahse konu davranışlarının iyi niyetli kabul edilmesinin mümkün olmadığını ve basiretli bir tacir gibi hareket etmediğinin açık olduğunu belirterek, öncelikle 99.288,00 TL tutarındaki ödeminin gerçekleştirilmemesi adına mahkemece ihtiyati tedbir kararı verilmesine, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve dava konusu çekin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince dosya üzerinden verilen 01/03/2019 tarihli kararla; 7155 sayılı Kanun ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanuna eklenen 5/A maddesi uyarınca, arabuluculk dava şartı gerçekleşmediğinden, dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu olayda müvekkili tarafından davalı şirkete mevcut siparişler nedeniyle var olan borcun çok üzerinde 99.288,00 TL tutarında bir çekin keşide edildiğini, davaya konu çekin keşide edilmesinden sonra davalı şirketin bahse konu hizmetleri/malları müvekkile sağlamayacağının kesinleşmesi ile birlikte davalı şirket lehine düzenlenmiş olan çekin davacıya iadesinin talep edildiğini, buna ilişkin davalı şirkete Büyükçekmece 6. Noterliği kanalı ile ihtarname gönderildiğini, müvekkili adına gönderilen ihtarnameye ve müvekkili tarafından yapılmış olan yazılı ve sözlü talep ve uyarılara rağmen davalı şirket kötüniyetli bir biçimde alacak miktarının çok üstünde olan çekin müvekkile iadesini gerçekleştirmediğini, bu sebeple Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/34 esas sayılı dosyası ile müvekkili şirketin davalıya karşı borcunun bulunmadığının tespiti ile birlikte yargılama sonuçlanıncaya kadar çek bedelinin muhatap tarafından davalıya ödenmemesi ve takibe geçilememesi için ihtiyati tedbir talep edildiğini, ilk derece mahkemesinin davayı dava şartı yokluğu nedeniyle reddinin hukuka aykırı olduğunu, menfi tespit davalarının 6102 sayılı Kanun kapsamında zorunlu arabuluculuğa tabi davalardan olmadığını, ihtiyati tedbir talepleri açısından da arabuluculuğa başvurma zorunluluğu olmadığını, ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebini incelemeksizin verdiği kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek, usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava hukuki niteliği itibariyle, İİK’nın 72. maddesi uyarınca menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesince, davanın ticari dava olup arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı, TTK’nın 5/A maddesindeki dava şartının bulunmadığı gerekçesiyle, HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.6/12/2018 tarihli, 7155 sayılı Kanunun 20. maddesiyle TTK’ya eklenen 5/A maddesi uyarınca, “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi uyarınca, “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır. (2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” Bu hukuki açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde: Davacının iş bu davadaki talebi, menfi tespit istemine ilişkindir. TTK’nın 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Davanın konusu (müddeabih), dava dilekçesindeki talep sonucu, yani neticei talep esas alınarak belirlenir. Neticei talebin bir para alacağının tahsili veya tazminat olduğu durumlarda, arabulucuya başvuru yapılmış olması dava şartaıdır. Menfi tespit davaları bu kapsamda değerlendirilemez. Çünkü, menfi tespit davalarında, bir miktar alacağın tahsili talebi yoktur. Yani, ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesinin karar gerekçesi bu nedenle usul ve yasaya aykırıdır. Davacı vekilince dava ile birlikte ihtiyati tedbir de istenildiği, ihtiyati tedbir talebi yönünden arabuluculuğa başvurma zorunluluğu olmadığı, mahkemece ihtiyati tedbir talebi yönünden olumlu veya olumsuz karar verilmediği ileri sürülerek karar istinaf edilmiştir. Mahkemece, ihtiyati tedbir talebi hususunda olumlu yada olumsuz karar verilmediğinden, bu konuda istinaf denetimine tabi bir karar bulunmadığından, davacı vekilinin bu yöndeki istinafı yerinde değildir. Kaldı ki ilk derece mahkemesinde yeniden yapılacak yargılamada tedbir talebinin değerlendirileceği açıktır. Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesince dava şartlarına aykırı karar verildiği anlaşılmakla, HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK 353/1.a.4. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf peşin harçlarının ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde iadesine,4-Davacı vekili tarafından istinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin, İlk Derece Mahkemesi tarafından, esas hükümle birlikte, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine dair;HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 26/12/2019 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.