Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1113 E. 2019/1724 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1113
KARAR NO : 2019/1724
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2018/1379 Esas – 2019/264 Karar
TARİHİ: 11/03/2019
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda, dava şartı gerçekleşmediğinden davanın usulden reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalıya ürün sattığını, davalının borcunu ödemediğini, bir kısım alacak için açılan ilamsız icra takibine de haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalıya usulüne uygun olarak tebligat yapılmış, cevap dilekçesi ibraz edimediğinden davayı inkar etmiş sayılmışlardır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda verilen ve istinaf başvurusuna konu edilen 11/03/2019 tarihli kararla; davaya konu icra takibinin mahkemenin yetki çevresindeki icra dairelerinin birinde başlatılmadığı nazara alınarak, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin bu kararının haksız ve usule aykın olup kaldırılması gerektiğini, müvekkilinin ticari faaliyeti kapsamında davalı …’ye satıp teslim etmiş olduğu malların bedelinin ödenmemesi üzerine davalı-borçlunun ticari faaliyette bulunduğu Merzifon adresinde, borca karşılık verilen bir kısım senetlere ilişkin olarak Merzifon İcra Müdürlüğünün … esas ve … esas sayılı dosyalarında icra takibi başlatıldığını, davalının bakiye bir kısım cari hesap borcu ile ilgili olarak ise dava konusu Merzifon İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, davalının dava konusu ilamsız icra takibine haksız ve mesnetsiz iddialarla itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, ancak icra dairesinin yetkisine dair herhangi bir itirazda bulunmadığını, para alacaklarının götürülecek borç olması, müvekkilinin “Başakşehir/Istanbul” adresinde sicile kayıtlı olması sebebiyle, itirazın iptali amacıyla görevli ve yetkili olan Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açıldığını, davalının, davanın esasına ve usulüne, yetkiye ilişkin herhangi bir itirazda da bulunmadığını, itirazın iptali davalarında kesin olmayan yetki kuralları uygulanacağından, yetki itirazının 6100 Sayılı HMK’nın 116/1-a maddesi gereğince taraflarca ilk itiraz olarak ileri sürülmesi gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Davacı, davalı aleyhine başlatılan icra takibine haksız itiraz nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek, İİK’nın 67.maddesi uyarınca itirazının iptali ile takibin devamına ve alacağın %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, mahkemenin bulunduğu yerdeki icra dairesinde usule uygun takip yapılmamış olması nedeniyle, davada dava şartı gerçekleşmediğinden, davanın usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Mahkemece, itirazın iptali davasına bakmaya yetkili mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yargı çevresindeki mahkeme olduğu, davacının Merzifon İcra Dairesinde takip başlatmış olmakla, o yerin yargı çevresi sınırları dışına çıkarak başka bir yargı çevresi içerisinde itirazın iptali davası açamayacağı, usulüne uygun bir takip bulunmadığı gerekçesiyle, dava ön şartı bulunmadığından, davanın usulden reddine karar verilmiştir.İstinaf incelemesine konu dosyadaki çözümü gereken konu; itirazın iptali davasının, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yargı çevresi dışında bulunan bir mahkemede açılıp açılamayacağı konusudur. Bu nedenle öncelikle itirazın iptali davasında özel bir yetki şartı kuralı getirilip getirilmediği üzerinde durulması gerekmektedir.Yargıtay 3. HD 2016/13218 esas 2018/2456 karar 14/03/2018 tarihli karar içeriğinde de işaret edildiği üzere; Hukukumuzda borçtan kurtulma davası (İİK. m. 69/II, ) menfi tespit ve istirdat davaları (İİK. m. 72/VIII ve İİK. m. 89/III) için özel yetki hükümleri kabul edilmiş, bu davaların icra takibinin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği düzenlenmiş olmasına karşın, itirazın iptali davası için özel bir yetki kuralı düzenlenmemiştir. Bu nedenle itirazın iptali davalarında HMK’nın yetkiye ilişkin düzenlemelerinin uygulanması gerekmektedir. Usul yasasında da bu davalar bakımından kesin bir yetki kuralı düzenlenmemiştir.İtirazın iptali davalarında kesin olmayan yetki kuralları uygulanacağından, yetki itirazının 6100 sayılı HMK’nın 116/1-a maddesi gereğince taraflarca ilk itiraz olarak ileri sürülmesi gerekir. İlk itirazların bir ön sorun gibi incelenerek karara bağlanacağı hususu ise, aynı yasanın 117/3. maddesinde düzenlenmiş olup, mahkemenin takip edeceği süreç anılan yasanın 64. maddelerinde açıklanmıştır.Bu nokta da; itirazın iptali davasının ancak usulüne uygun bir takip bulunması koşuluna bağlı olması nedeniyle, icra dairesinin yetkisinin itirazın iptali davası bakımından da değerlendirilmesi gerekmektedir. Öğreti ve uygulamada icra dairelerinin yetkisinin kesin olmadığı kabul edilmektedir. İcra dairelerinin yetkisi bakımından da özel bir düzenleme öngörülmemiş olup, yetki hususunda İİK’nın 50. maddesinde HMK’ya atıf yapılmaktadır. (KURU, B.: İcra ve İflas Hukuku, El Kitabı, 2.b., İstanbul 2013, s.179 ve HGK., 24.04.2013 gün ve 2012/9-1435 E., 2013/569 K.). Bu nedenle itirazın iptali davasında olduğu gibi, icra takibine karşı yetki itirazının da taraflarca ileri sürülmesi gerekmektedir.Son olarak yetki itirazında bulunulmasının takip hukuku bakımından değerlendirilmesi gerekirse; sadece icra dairesinin yetkisine itiraz edilmesi halinde, bu yöndeki itirazı incelemek İİK’nın 50. maddesi hükmü uyarınca İcra Hukuk Mahkemesinin görevine girmektedir. Hem icra dairesinin yetkisine hem de borca itiraz edilmesi halinde ise itirazın iptali davasında görevli olan genel mahkeme İİK’nın 50. maddesi uyarınca itirazın iptali davasının koşullarından biri olduğundan öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemek ve sonucuna göre bir karar vermek durumundadır.İstinafen incelenmesi istenen dosya kapsamında, icra dosyası da celb edilip incelenmeksizin, davalı-borçlu tarafından borca itiraz edilmekle birlikte icra dairesinin yetkisine yönelik bir itiraz yöneltilip yöneltilmediği de belirlenmeksizin sonuca gidildiği gibi ayrıca mahkemenin yetkisine dair bir ilk itirazın da bulunulmadığı anlaşılmıştır.Bu itibarla; her ne kadar icra takibinin başlatıldığı icra dairesi ile itirazın iptali davasının açıldığı mahkemenin yargı çevresi farklı ise de; öncelikle icra dairesinin yetkisine itiraz edilip edilmediği icra dosyası celbedilip incelenerek ve ayrıca mahkemenin yetkisine itiraz edilmediği gözetilerek değerlendirme yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken, dava şartları yanlış değerlendirilerek, HMK’nın 114/2. ve 115/2. maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile istinafa konu kararın HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca kaldırılarak dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına,2-Davanın yukarıdaki açıklamalar ışığında yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının, ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde iadesine,4-Davacı tarafından istinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin, esas hükümle birlikte, İlk Derece Mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 26/12/2019 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.