Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1104 E. 2019/1723 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1104
KARAR NO : 2019/1723
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2018/432 Esas – 2018/1098 Karar
TARİHİ: 14/11/2018
DAVA: Şirketin İhyası
Taraflar arasındaki ihya davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın davalı ….Ltd. Şti. yönünden reddine, davalı … Sicili Müdürlüğü yönünden kabulüne dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirkette çalışan…’ün 29/12/2007 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası sonucu vefatı nedeniyle davacı kurum tarafından Bakırköy 20. İş Mahkemesinin 2017/9 esas sayılı dosyasında kusurlu davalı şirket aleyhine rücen alacak davası açıldığını, yargılama sırasında davalı şirketin ticaret sicilinden terkin edildiğinin tespit edildiğini, mahkeme tarafından ihya davası için yetki ve süre verildiğini bildirmiş, davalı şirketin ihyasine ve tasfiye memuru tayinine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı müdürlüğün TTK’nın 32. hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca yasal zorunluluk nedeniyle şirketin sicil kaldının terkinine karar verildiğini, davalının dava açılmasına sebebiyet vermediklerini, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacakları bildirmiş, o davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda verilen ve istinaf başvurusuna konu edilen 14/11/2018 tarihli ilamla; şirketin TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca resen terkin edildiği, şirket hakkında derdest davanın bulunduğu gerekçesiyle, davalı …. şirketi hakkında açılan davanın dava ehliyeti ve taraf sıfatı yokluğu nedeniyle reddine, davalı … Sicili Müdürlüğü aleyhinde açılan davanın kabulüne, yasal hasım olan Sicil Müdürlüğünün yargılama giderlerinden sınırlı tutulmasına, ihyanın görülmekte olan dava ile sınırlı olmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davada 1 nolu davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü aleyhindeki davanın kabulü yönünde karar çıkmış olmasına rağmen davacı yararına vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedildiğini, bu hususun hatalı olduğunu, HMK’nın 326. maddesinde, “Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.” şeklinde de ifade edildiği gibi İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu aleyhine dava kabul edildiği için, yargılama gideri ve vekalet ücretinin bu davalıdan alınarak taraflarına verilmesi yönünde karar verilmesi gerektiğini, ilk derece mahkemesi kararının bu yönden usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın düzeltilmesine, müvekkili lehine yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK geçici 7. maddesi gereğince resen terkin edilmiş bulunan şirketin, Küçükçekmece Bakırköy 20. İş Mahkemesinin 2017/9 esas davasının görülüp sonuçlandırılması amacıyla, sicil kaydının ihyası talebine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, davalı … Müdürlüğü aleyhindeki davanın kabulüne, diğer davalı aleyhindeki davanın, taraf ehliyeti bulunmadığından reddine, yarfılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, bu kararın yargılama giderleriyle ilgili bölümüne karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.6102 sayılı Yasa’nın geçici 7. maddesi uyarınca, 01/07/2015 tarihine kadar, Yasa’da sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. Madde hükmüne göre, anonim ve limited şirketler 559 sayılı Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 sayılı TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 01/07/2015 tarihine kadar münfesih olmaları, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilebilirler. Ticaret sicil müdürlüklerince, kapsam dahilindeki şirketlere bir ihtar gönderilir. Bu şirketler tasfiye memuru bildirdikleri takdirde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirmeyen şirketlerin unvanı ise ticaret sicilinden tasfiyesiz olarak re’sen silinir. Ancak, devam eden davası bulunan şirketler için bu madde hükmü uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar, haklı sebeplere dayanarak, silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak, şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilirler. İhyası istenen şirketin, TTK geçici 7. maddesindeki yasal prosedüre uyulmak suretiyle terkin edildiği, terkin işlemlerinde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı, yasal çerçevede terkin işleminin yapıldığı anlaşılmaktadır. Ticaret sicili müdürlükleri ihya davalarında yasal hasım konumunda olduğundan, sicilden terkin işlemlerini yasa ve tüzük hükümlerine uygun yapmış olan sicil müdürlüğü yargılama giderlerinden sorumlu tutulamaz. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2005/13309 esas 2007/837 karar sayılı emsal nitelikli kararında da Ticaret Sicili Müdürlüğünün yasal hasım olması nedeniyle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilmiştir. Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2016/2926 esas 2016/3585 karar ve 04/04/2016 tarihli kararı da bu doğrultudadır. Davalı … bu davada yasal hasım olduğundan ve terkin edilen şirket hakkında açılmış bir dava bulunduğunu bildiğine ve buna rağmen terkin işlemini yaptığına dair bir iddia ve ispat bulunmadığından, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamamasında isabetsizlik yoktur.Açıklanan bu gerekçelerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine,2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 26/12/2019