Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/109 E. 2021/40 K. 19.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/109
KARAR NO : 2021/40
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/02/2018
NUMARASI: 2014/1006 Esas – 2018/69 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
Taraflar arasındaki satın alınan aracın gizli ayıplı olduğu iddiası kapsamında misli ile değiştirilmesi, mümkün olmaması halinde aracın iadesi ile satış bedelinin verilmesi ve ayıp nedeniyle uğranılan zararların tahsili istemli olarak açılan davanın yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın ıslah edilmiş haliyle kısmen kabulüne yönelik verilen karara karşı davalı …. A.Ş. vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından …. A.Ş.’den 08.10.2012 tarihli fatura ile sıfır km olarak satın alınan … plaka nolu … şase … motor nolu 2012 model … marka (Türkiye -Technology- Special Adition ve Comfort Paketi) aracın 09.10.2012 tarihinde teslim alındığını, aracın satın alınırken belirtilen özellik olan internet bağlantısı fonksiyonunun eksik olarak geldiğini, araç alındıktan onbeş gün sonra satıcı tarafından özür dilenerek çözüm için İstanbul’da bir elektronikçiye internet fonksiyonu eklettirildiğini, araçta 2.000 km sonra ince bir ses gelmesinden dolayı Teknik Oto servisine götürüldüğünü, servis tarafından konu ile ilgili yazışmalar yapıldıktan sonra bilgilendirilecekleri söylenilmiş ise de herhangi bir geri dönüş olmadığını, araçtaki sesin gittikçe artmaya başladığını, 22.02.2013 tarihinde Teknik Oto servisine tekrar gidilerek ses ile ilgili beyanda bulunulduğunu, buradan yine yazışma yapılacağının söylendiğini, ancak herhangi bir sonuç çıkmadığını, müvekkili şirket yetkilisinin bu tarihten sonra araçtaki ses problemi ve diğer problemler nedeni ile aracı defalarca servise götürdüğünü, araçta taransfer kutusu gibi birçok önemli parçaların da değiştirildiğini, araçtaki ses problemi ve diğer problemlerin giderilemediğini, müvekkili şirket yetkilisi tarafından …. Tic A.Ş. adlı şirketten … ve … seri nolu fatura ile araca 4 adet … yıldızlı yeni lastik alındığını, 4 lastik değişmesine rağmen sesin yine gitmediğini, Teknik Oto servisine aynı gün arızanın tekrar beyan edildiğini, Teknik Oto tarafından ise lastikleri biraz kullandıktan sonra sesin kaybolacağı söylenerek müvekkil şirket yetkilisinin geri gönderildiğini, araçta bunun gibi bir çok sorunla karşılaşıldığını, bütün bunların üzerine şirket yetkilisinin tek çareyi aracı üreten fabrikaya gitmekte gördüğünü, 18.09.2013 tarihinde araçtan gelen 2. sesten, yanlış renkte takılan torpido geri vites kamerası ve lambası için Almanya … fabrikasının ana servisi olan … Niederlassung Münchem servisine götürüldüğünü, burada aracın transfer kutusunun arızalı olduğu ve değişmesi gerektiğinin söylendiğini ve 20.10.2012 tarihinde aracın teslim alındığını, son olarak şirket yetkilisi tarafından kullanılan araç ile 06.01.2014 tarihinde otobanda seyir halinde iken Silivri yakınlannda aracın sarsılmaya başlaması üzerine, şirket yetkilisi tarafından araç sağa çekilerek stop edildiğini, bu durumun hayati tehlikeye neden olabilecek bir arıza olmasına rağmen aracın arıza ikazının dahi yanmadığını, acil servisin gelerek aracı … Oto’ya çektiğini, aracın şu anda motor, şanzıman, şaft, defransiyel ve transfer kutusunun komple sökülüp aşağı inmiş vaziyette olduğunu, aracın bütün orjinalliğinin kaybolduğunu, servisten alınan bilgiye göre aracın otomatik şanzıman, motor kapağı, krank sezici, sezici çarkı, volant, volant pimi, volant cıvataları motor yağ karteri ve marş motorunun değişmesi gerektiğini, bu kadar yüksek bedel ödenerek satın alınan bir araçta meydana gelen tüm bu problemlerin kabul edilmesinin mümkün olmadığını, aracın orjinalliğini yitirdiğini, bu nedenle davalılar aleyhine keşide edilen Beyoğlu ….Noterliği’nin 13.01.2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile söz konusu gizli ayıplı aracın iade alınarak ayıpsız yenisi ile değiştirilmesi veya mümkün olmaması halinde Euro bazında belirlenen satış bedelinin iadesinin talep edildiğini, davalılar tarafından bu talebe olumlu bir yanıt verilmediğini, aracın halen davalılardan … Avcılar servisinde tüm parçaları dağınık bir halde bulunduğunu, bu haliyle araçta meydana gelen problemlerin gizli ayıp niteliğinde olduğunu, garanti belgesi ile satılan araçta davalılar tarafından 2 yıl ve sınırsız km yeni araç garantisi tanındığını, garanti belgesinin fotokopisini dava dilekçesi ekinde sunduklarını, dava konusu aracın her arızada davalılara ait servis istasyonlarına en az 18 kez götürüldüğüne dair araçta … nolu … Data hattı numaralı … Araç Takip Sistemleri tarafından tutulan 1 yıllık raporu ibraz edeceklerini, bütün bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, gizli ayıplı çıkan … plakalı, 2012 model … XDRIVE marka aracın iadesine ve tüm masrafları davalılara ait olmak üzere -0- km ayıptan ari yenisi ile değiştirilmesine, davalılar elinde aynı model ve nitelikte dava konusu araçtan bulunmaması halinde ise aracın satış bedeli olan 98.188,28 Euro’nun satış tarihinden itibaren işleyecek Devlet Bankalarının Euro cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile birlikte tahsiline, ayıplı aracın kullanılamaması nedeniyle araçtan mahrum kalınan günler için mahrumiyet bedeli olarak şimdilik 100,00 TL, ayıplı aracın servislere ve yurt dışına götürülüp getirilmesi esnasında harcanan yakıt, ulaşım, konaklama vs. için şimdilik 100,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, 100,00 Euro’nun ihtarname tarihinden itibaren döviz faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı …San ve Tic. A.Ş. vekili savunmasında özetle; müvekkil şirketin … yetkili servisi ve yetkili satıcısı olarak faaliyetini … Yolu 15. Km Bursa adresindeki işyerinde sürdürdüğünü, müvekkilinin ticari ikametgahının Bursa olduğunu, dosyanın taraflarından hiçbirinin ikametgahının İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi yetki çevresinde kalmadığını, yetkili mahkemenin Bursa Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuş; esasa ilişkin olarak ise davacı iddialarını kabul etmediklerini, dava konusu aracın 09/10/2012 tarihinde trafiğe çıktığını, araçta oluşan arızaların büyük bir bölümünün kullanıma bağlı olduğunu, araçtan yararlanmayı olanaksız kılacak nitelikte olmadığını, davacı yanın arıza iddiaları ile yapmış olduğu başvurularda müşteri mağduriyetine sebep verilmeksizin gereken tüm servis ve parça değişimi işlemlerinin tamamen …. standartlarına uygun olarak yapıldığını, araçta var olduğu iddia edilen uğultu ve takırtı şeklindeki ses şikayetine istinaden gereken parça değişikliğinin garanti kapsamında yapılarak sorunun giderildiğini, keza aracın bagaj kapağında yerinden çıkmış olan kameranın da yerine tekrar takıldığını, davacı tarafça keşide edilen ihtarnameye müvekkili tarafından noter ihtarnamesi ile itiraz edildiğini, davacının tüm başvurularının sonuçlandırılarak kayıtlara intikal ettirildiğini, davacının ticari şirket olması nedeniyle tüketici sıfatının bulunmadığını, yine dava konusu aracın torpido kapağının farklı tonda olduğuna ilişkin iddialarında gerçekleri yansıtmadığını, … yetkililerince aracın torpidosunun orijinal renkte olduğunun, herhangi bir renk farkının bulunmadığının belirtildiğini, gizli ayıp bulunmadığını, talep edilen 100,00 TL mahrumiyet bedeli, 100,00 TL ulaşım ve konaklama masrafları ve 100,00 Euro’luk taleplerin davacı tarafından yazılı delillerle ispat edilmesi gerektiğini, kaldı ki bu talepler yönünden kısmi dava açılmasının da mümkün olmadığını, eksik harcın ikmaline karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek, öncelikle yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili Bursa Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esas yönünden de reddine karar verilmesini istemiştir.Davalı …. vekili savunmasında özetle; yetkili mahkemenin müvekkilinin ticari merkezinin bağlı olduğu Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, yetki ilk itirazında bulunduklarını, davacının yasanın ön gördüğü ayıp ihbar ve muayene yükümlülüklerine uygun davranmadığını, bu nedenle ayıp iddiasına dayalı dava hakkını kaybettiğini, TBK 223/2 ve TTK 23/c maddeleri çerçevesinde somut olayda satın alma işleminden 16 ay sonra dava açıldığını, ihtarnamenin ise müvekkiline 13/01/2014 tarihinde keşide edildiğini, davacının birden çok seçimlik hak talebine birlikte yer verdiğini, tercih edilen seçimlik hakkın belirlenmesi ve hasredilmesi gerektiğini, 100,00 Euro’nun neye dayanılarak istendiğinin anlaşılamadığını, dava konusu araçta iddia edildiği gibi herhangi bir ayıp yahut onarılamama durumunun bulunmadığını, davacının satan aldığı tarihten itibaren ayıplı olduğunu iddia ettiği aracı sorunsuz olarak aylarca kullandığını, yaklaşık 14 aydır kullanılan ve 06/01/2014 tarihi itibariyle 69.922 KM ‘de olan bir araçtan yararlanılamadığının ileri sürülmesinin olanaklı olmadığını, dava konusu araçta herhangi bir üretim hatası bulunmadığını, iddianın aksine aracın servise getirilmesinin ardından onarıldığının ve bu konuda müşteriye bilgi verildiğini, yine aracın her servise girişinin arıza anlamını taşımadığını, araçta onarılamayan yahut üretimden kaynaklanan hiçbir ayıp bulunmadığını, araçtan mahrum kalınmasının tamamıyla müşterinin kusuru olduğunu, yine Almanya’ya gidiş geliş ve konaklama masraflarının da talep edilmesinin mümkün olmadığını, talep edilen maddi tazminat miktarının fahiş olup, davacının sebepsiz zenginleşmesine neden olacağını, aracın trafik kayıtlarında rehin hakkı sahibi olunup olunmadığının kontrol edilmesi gerektiğini, aracın faturasının Türk Lirası olarak düzenlendiğini, Euro üzerinden talepte bulunulamayacağını, araçtan sağlanan faydaların ve varsa hasar nedeniyle meydana gelen değer kayıplarının da dikkate alınarak bedelden düşülmesi gerektiğini, başta servis kayıtları olmak üzere tramer ve trafik kayıtlarının getirtilmesi gerektiğini belirterek öncelikle yetki itirazları nedeniyle yetkisizlik kararı verilmesine, TTK’nın 23. maddesinde düzenlenen gözden geçirme ve ayıp bildirimi yükümlülüğüne uyulmamış olması nedeniyle davanın esasa girişilmezden evvel reddine, bu mümkün değil ise haksız ve dayanaksız olan davanın esas yönünden reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 08/02/2018 tarihli, 2014/1006 Esas – 2018/69 Karar sayılı kararla, “…Yargılamada yapılan keşifler ve teknik incelemeler sonucunda, dava konusu aracın gizli ayıplı olduğu, ses şikayetinin dava açıldıktan sonra şimdilik giderilmiş olduğu, ön konsol deformasyonun da gizli ayıplı olduğu, parça değişikliği ile giderilebileceği, ancak servisin hatalı renk ve kodlu servis hizmeti verdiği, ayıpların üretim hatasından kaynaklandığı, ayıp ihbarının süresinde yapıldığı, ilk rapor alındıktan sonra davacının aracı 3. kişiye satmış olması nedeniyle ıslah suretiyle TBK 228/2 maddesine göre, seçimlik hakkını değiştirebileceği, davalı ….A.Ş ‘nin aracın ithalatçısı ve … Türkiye genel distribütörü olması, diğer davalı …San ve Tic.A.Ş ‘nin ise aracın satıcısı ve yetkili servisi olması nedeniyle her iki davalının ayıplardan sorumlu olduğu, bilirkişilerce belirlenen ayıp oranında değer eksikliği nedeniyle satış bedelinden indirimi gereken miktarın 13.807,42 TL + 9.204,95 TL = 23.012,37 TL hesaplandığı, davacının bu miktarı ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile talep edebileceği, yine araçtaki sorunlar nedeniyle davacının yurt dışında yapılan harcamalar için taleple bağlı kalınarak 100,00 Euro ve 100,00 TL zarar talebinin yerinde olduğu, 100,00 TL ‘ye dava tarihinden itibaren, 100,00 Euro’ya ise ihtarnamenin davalılara tebliğ edildiği tarihlerden itibaren faiz işletilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır…” gerekçesiyle, davanın ıslah edilmiş haliyle kısmen kabulü ile; 23.012,37 TL’nin 08/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, davacının diğer zararları kapsamındaki talepleri yönünden; yurtdışında yapılan harcamalar için taleple bağlı 100,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faiziyle birlikte; taleple bağlı 100,00 Euro’nun davalı … Otomotiv yönünden 14/01/2014, davalı … yönünden 15/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesine göre devlet bankalarının bir yıllık Euro mevduatına uyguladığı en yüksek faiz oranları kadar döviz faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, davacının aracı kullanamamaktan kaynaklı zararını usulüne uygun delillerle kanıtlayamadığından buna ilişkin zarar kalemi talebinin ve fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle:İlk derece mahkemesinin kararının kamu düzeni kurallarına aykırı olduğunu, öncelikle bu nedenle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını talep ettiklerini, Davaya konu … plakalı aracın … Sedan modeli olduğunu, araçta oluşan arızaların büyük bir bölümünün kullanıma bağlı olup, araçtan yararlanmayı olanaksız kılacak nitelikte olmadığını, davacı şirket yetkilisinin arıza iddiaları ile yapmış olduğu başvurularda, kesinlikle müşterinin mağduriyetine sebebiyet verilmeksizin, gereken tüm servis ve parça değişimi işlemlerinin tamamen … standartlarına uygun olarak yapıldığını, araçta varolduğu iddia edilen uğultu ve takırtı şeklindeki ses şikayetine istinaden, araçta gereken parça değişikliğinin garanti kapsamında yapıldığını ve sorunun giderildiğini, keza aracın bagaj kapağındaki yerinden çıkmış olan kameranın da yerine tekrar takıldığını, Satışı yapılan dava konusu … plakalı aracın torpido kapağının farklı tonda olduğuna ilişkin iddiaların da gerçekleri yansıtmadığını, zira, bu konuda torpido kapağının değişiminden sonra, … Otomotiv yetkilileri ile de görüşme yapılmış olup araçtaki şikayetin yetkililere de izah edildiğini, yapılan inceleme sonucunda … Otomotiv yetkililerince aracın torpidosunun orijinal renkte olduğu, herhangi bir renk farkının bulunmadığı tespitlerinin yapıldığını, bu hususun davacı şirket yetkilisinin davalı şirkete bildirildiğini, dava konusu aracın gizli ayıp ihtiva eden mal olarak nitelendirilebilmesinin mümkün olmadığını, Davacı şirket yetkilisinin ne amaçla yurtdışında bulunduğu; ne kadar süre ile orada konakladığı vs. tüm hususların hepsi açıklamaya muhtaç konular olup, işbu dava konusu taleplerle herhangi bir bağlantısının bulunmadığını, davacı şirket yetkilisinin kendisine ait özel nedenlerle yapmış olduğu seyahate ilişkin yol, konaklama vs. her türlü giderin, müvekkili şirketten talep edilebilmesinin mümkün olmadığını, davacının, … Niederlassung München servisinden alındığını beyan ettiği belgelerin hiçbirinin müvekkiline tebliğ edilmediğini İlk derece mahkemesinin istinafa konu kararının bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, satın alınan aracın gizli ayıplı olduğu iddiası kapsamında misli ile değiştirilmesi, mümkün olmaması halinde aracın iadesi ile satış bedelinin verilmesi ve ayıp nedeniyle uğranılan zararların tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile ıslah doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı …. A.Ş. vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Mahkeme gerekçeli kararında da yer verilen teknik bilirkişi rapor içeriklerindeki tespitlere göre; dava konusu araçtaki ses şikayetlerinin dağıtıcı ünite ve aktarma organlarından kaynaklandığı, bu hatanın üretimden kaynaklı olduğu, kullanıcı hatası olmadığı, satın alınması sırasında anlaşılmasının mümkün olmadığı; niteliği, sıklığı gerçekleştirilen onarımlar sırasında değiştirilen parçalara ve müdahalelere rağmen arızaların tekrarlanması dikkate alındığında aracın gizli ayıplı olduğu, yine araçta meydana gelen ön konsol kaplamasındaki deformasyonun üretimden kaynaklandığı, kullanıcı hatası olmadığı, bunun da gizli ayıp niteliğinde olduğu, parça değişimi ile giderilebilir nitelikte olmasına rağmen hatalı renkli ve kodlu parça ile değiştirildiği, ayıplı servis hizmetinin de söz konusu olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin gizli ayıp bulunmadığı yönündeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Davacı yanca delil olarak sunulan … Araç Takip Sistemi kayıtları, harcama belgeleri kapsamında, araçtaki arızaların giderilmesi için Almanya’da yapılan ve kanıtlanan harcama tutarından davacı talebi ile bağlı olarak verilen karar isabetli olup, davalı vekilin aksi yöndeki istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporlarındaki tespitler ve dosyadaki deliller ışığında, satıma konu aracın gizli ayıplı olduğu, davacı ıslahı doğrultusunda bilirkişilerce belirlenen ayıp oranında değer eksikliği nedeniyle satış bedelinden indirimi gereken miktarın 13.807,42 TL + 9.204,95 TL = 23.012,37 TL hesaplandığı, Almanya’da yapılan ve kanıtlanan harcama tutarından davacı talebi ile bağlı olarak, 100,00 Euro ve 100,00 TL’nin tazminine karar verilmesi isabetli olup, karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca davalı …A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Davalı tarafça yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Bakiye 1.193,14 TL TL nispi istinaf karar harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına, 4-Davalı tarafça istinaf kanun yolu aşamasında yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,6-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,7-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 19.01.20221 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.