Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1082 E. 2019/841 K. 13.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1082
KARAR NO : 2019/841
KARAR TARİHİ: 13/06/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/12/2018
NUMARASI : 2018/735 D.İş- 2018/743 Karar
TALEP KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasındaki ihtiyati hacze itirazın incelenmesi hakkında kararda yazılı nedenlerden dolayı itirazın reddine yönelik olarak verilen karara karşı süresi içinde ihtiyati hacze itiraz edenler vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP İhtiyati haciz talep eden banka vekili, müvekkili banka tarafından asıl borçlu şirkete genel kredi sözleşmesi kapsamında kredi kullandırıldığını, diğer borçluların borçlu şirketin ortağı ve /veya yöneticileri olup, kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olarak yer aldıklarını, borcun ödenmediğini, hesabın kat edilerek borçlulara noter marifetiyle kat ihtarnamesinin gönderildiğini belirterek 31.610.177,44 TL nakdi ve gayrinakdi kredi alacağı olmak üzere (27.459.479,71 TL gayri nakdi kredi alacağı, 793.651,00 Usd gayrinakdi kredi alacağı 1 Usd= 4,81 TL’den 3.817.461,31 TL ve 4.221.789,00 Euro gayrinakdi kredi alacağı ise 1 Euro= 5,60 TL’den 23.642.018,40 TL’den ) toplam 59.069.657,15 TL üzerinden borçlular hakkında ihtiyati hacze karar verilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince talep uygun görülerek 59.069.657,15 TL üzerinden %15 teminat mukabilinden ihtiyati hacze karar verilmiştir.İtiraz edenler vekilinin itiraz dilekçelerinde özetle; itiraza konu ihtiyati haciz kararının kanunen yazılması zorunlu unsurları içermediğini, müvekkillerinin vadesi gelmiş bir alacaktan ne de kefalet sorumluluğu bulunan taahhütlerinden kurtulmak için kaçma veya mal kaçırma çabası içersinde olduğundan söz edilemeyeceğini, ihtiyati haciz koşullarının bulunmadığını, ayrıca gayrinakdi kredilerle ile ilgili teminat mektuplarının veya diğer gayrinakdi kredi alacaklılarının bankaya herhangi bir müracaatlarının olmadığını belirterek ihtiyati hacze itiraz etmiştir.
DELİLLER 1-Talep eden banka ile kredi lehtarı asıl borçlu şirket arasında akdedilen genel kredi sözleşmelerinde diğer borçluların kefil olarak yer aldıkları görülmüştür.2-05.07.2018 tarihli hesap kat ihtarnamesinde; 04.07.2018 tarihi itibariyle hesabın kat edildiği, kat tarihi itibariyle 31.981.163,04 TL nakdi alacağın ödenmesi, 793.651,00 Usd, 4.221.789,00 Euro ve 60.800,00 TL gayri nakdi kredi alacağın ise deposu talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN EK KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan duruşma sonucunda, İİK 257 ve devamı maddelerinde sayma suretiyle ihtiyati hacze itirazı ” yetki, teminat, ” ihtiyati haczin nedenlerine yapılabilecekken borçluların itirazı esasa dair olduğu gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı ihtiyati hacze itiraz edenler vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz eden vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz kararının yasanın aradığı koşulları taşımadığını, kararda belirtilmesi ve tartışılması gereken hususların yer almadığını, ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığını, gayrinakdi kredilerle ile ilgili teminat mektuplarının veya diğer gayrinakdi kredi alacaklılarının bankaya herhangi bir müracaatlarının olmadığını, bu hususun gözden kaçırıldığını belirterek ilk derece mahkemesinin itirazın reddine ilişkin kararının ve ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını, istemiştir.
GEREKÇE Talep, ihtiyati hacze itirazın reddine dair kararın kaldırılması istemine ilişkindir.İhtiyati haciz talep edebilme koşulları İİK’nın 257. maddesinde gösterilmiş olup, bunlar, alacağın muaccel olması ve alacağın rehinle teminat altına alınmamış olmasıdır. Sözü edilen maddede bunun dışında her hangi bir koşul öngörülmemiştir.Somut olayda; alacaklı banka ile asıl borçlu şirket arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi gereğince kredi kullandırıldığı, aleyhine ihtiyati haciz istenen diğer borçluların müteselsil kefil sıfatıyla bu sözleşmeyi imzaladıkları görülmüştür. Kredi borcunun ödenmemesi üzerine, hesabın kat edilerek asıl borçlu şirket ile kefiller adına noter kanalıyla kat ihtarnamesi gönderilmiştir. Kat ihtarının tebliğine ilişkin tebliğ noter tutanağının dosyaya sunulduğu görülmüştür. Dolayısıyla talep tarihi itibariyle asıl borçlunun takip edildiği, yani hesabın kat edildiği ve kat ihtarının sonuçsuz kaldığı ihtilafsız olduğuna göre, ihtiyati haciz koşullarının somut olayda bulunduğunun kabulü gerekir.Diğer yandan itiraz edenlerin hiç bir sebep yokken hesabın kat edilmesinin iyi niyetle bağdaşmadığı yönündeki itirazlarının İİK’nun 265. Maddesinde yazılan şartlara ilişkin olmadığı gibi, bu hususun ihtiyati haciz kararı verme yada kaldırma konusunda bir etkisi bulunmamaktadır. Bu yöndeki iddianın ancak bir menfi tespit davasına konu olabileceği ve yargılamayı gerektiren bir husus olduğu şüphesizdir. O halde ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nun 257.Maddesi uyarınca rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para alacağının varlığı konusunda mahkemeye kanaat verici delillerinin sunulmasının yeterli olduğu gözetildiğinde ilk derece mahkemesinin bu yöndeki değerlendirmesi yerindedir.Ne var ki, İİK’nın 257.maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının ihtiyati haciz talep edebileceği düzenlenmiştir. O halde, meri teminat mektup bedellerinin veya çek yapraklarından kaynaklı bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutarın depo edilmesi talep edilmiş olduğundan ve depo talebine ilişkin miktar yönünden riski henüz gerçekleşmediğinden gayri nakit alacağa yönelik ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi gerekirken bu talebin kabulü doğru görülmemiştir (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 27/12/2017 tarihli 2016/1 esas 2017/6 karar sayılı kararı).Açıklanan bu nedenlerle itiraz edenlerin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının düzeltilmesi görüşündeyim.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK’nın 353/1.b.2. ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca istinaf başvurusunun kabulüyle; ihtiyati hacze itiraz üzerine verilen istinafa konu 28/12/2018 tarihli itirazın reddine dair ek kararının kaldırılmasına, ihtiyati hacze itiraz edenlerin itirazlarının kısmen kabulü ile 17.07.2018 tarihli ihtiyati haciz kararının düzeltilerek borçlular hakkındaki ihtiyati haciz talebinin Dairemizce yeniden karara bağlanmasına, bu doğrultuda;1-İhtiyati hacze itiraz eden borçluların itirazının kısmen kabulü ile; ilk derece mahkemesinin 17/07/2018 tarihli ihtiyati haciz kararının alacak miktarı yönünden düzeltilerek ilk derece mahkemesince verilmiş olan 17/07/2018 tarihli ihtiyati haciz kararının 31.610.177,44 TL nakdi alacak için aynen devamına, Gayri nakdi alacak yönünden itirazın kabulü ile 27.459.480 TL alacak hakkındaki ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına,2-Kararın derdest takip dosyası üzerinden icra müdürlüğünce infazına,3-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 750,00 TL maktu vekalet ücretinin borçlulardan alınarak alacaklıya ödenmesine; 100,20 TL (35,90 TL başvuru harcı, 59,10 TL peşin harç ve 5,20 TL vekalet harcı toplamı) harç giderinin borçlulardan alınarak alacaklıya ödenmesine, b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 750,00 TL maktu vekalet ücretinin alacaklıdan alınıp borçlulara ödenmesine,4-İhtiyati haciz talebi aşamasında alınan harç yeterli olduğundan, itirazın incelenmesi yönünden yeniden harç alınmasına yer olmadığna,5-İstinaf kanun yoluna başvuran tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 35,90 TL istinaf peşin harcının talep halinde alacaklıya iadesine,6-Borçlular vekili tarafından harcanan 98,10 TL istinaf harcı giderinin alacaklıdan alınıp borçlulara verilmesine,7-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine derhal gönderilmesine dair;İİK’nın 265/son ve HMK’nın 353/1.b.2. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 13/06/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.