Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/108 E. 2020/1181 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/108
KARAR NO : 2020/1181
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/06/2018
NUMARASI : 2017/344 E. – 2018/664 K.
DAVANIN KONUSU:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükme karşı davalı … tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …Ltd.Şti’nin doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı olarak maliki bulunduğu taşınmazı 10.02.2015 tarih ve … yevmiye nolu evrak ile 1. derece 190.000,00 TL bedelle ipotek alındığını, müvekkil ile davalı arasındaki cari hesap ilişkisi sonucunda müvekkilin 288.841,31 TL tutarında alacağı doğduğunu, Bakırköy …. Noterliğinin 07.10.2016 tarihli ihtarnamesi ile borcun ödenmesi, aksi halde taşınmazın paraya çevrileceğinin ihtar edildiğini, davalının verilen süreye rağmen cari hesap borcunu ödememesi üzerine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, ipotekli taşınmaz 07.05.2015 tarihinde itiraz eden borçlu …’e satıldığını, anılan kişinin takibe ve tüm fer’ilerine itirazı üzerine takibin durduğunu, ipotek borçlusu tarafından itiraz edilmemesi nedeniyle borcun kabul edildiğini, ipotekli taşınmazın diğer davalıya satılmasının borçlunun sorumluluğunda ve ipotek güvencesinde bir değişiklik meydana getirmediğinden davalının itirazının yerinde olmadığını ileri sürerek, davalının takibe itirazlarının 190.000,00 TL alacak üzerinden iptaline, takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalılar, süresinde cevap dilekçesi sunmamışlardır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ” ..Tarafların iddia ve savunmaları, dosyadaki bilgi ve belgeler, alınan detaylı, gerekçeli ve dosya kapsamı ile uyumlu olması nedeniyle itibar edilen bilirkişi raporu uyarınca davacının davasının kabulüne karar verilmiş olup, bilirkişi tarafından yapılan incelemede; davacı tarafından, 2016 ve 2017 yılı ticari defterlerinin tutulduğu, bu defterlerden 2016 ve 2017 yılı Yevmiye ve Kebir defterinin Gefir İdaresi Başkanlığı’nın 1 Sıra no.lu elektronik defter tebliği gereğince elektronik ortamda e-defter olarak tutulduğu, 1 sıra no.lu e-defter tebliği gereğince Ocak ayı beratlarının açılış tasdiki. Aralık ayı beratlarının kapanış tasdiki yerine geçtiği, Ocak ve Aralık ayı beratlarının süresinde alındığı, yevmiye ve kebir defterlerinin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, ticari defterler ve kayıtların davacı şirket lehine delil niteliğine haiz olduğunu, davacı şirketin cari hesap ekstresine göre 31.12.2015 tarihi itibariyle davalı …Ltd,Şti. firmasından 212.594,00 TL alacaklı olduğunun görülmekte olduğunu, davacı şirket ile dava dışı …. San. Tic. Ltd. Şti, arasında 15.12.2015 tarihli borca katılım sözleşmesi imzalanmış, işbu borca katılım sözleşmesi ile TBK’nun 201 m. hükmü uyarınca, cari hesap borçlusu …Ltd,Şti.’nin borçları dava dışı …. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından üstlenilmiş olduğunu, davalı …..Ltd.Şti.’nin davacı şirkete vermiş olduğu karşılıksız çek bedelleri, davacı şirketin cari hesabından ters muhasebe kaydı ile çıkılarak 01.01.2016 tarihinde dava dışı borcu üstlenen … San. Tic. Ltd. Şti.’nin cari hesabına VİRMAN yapılmış olduğunu, borcun ödenmesini üstlenen … şirketi cari hesap borcunu ödememiş olduğunu, davacı şirketin kendi cari hesabında takip edilen alacağın 2.751,58 TL olduğu ve davacı şirketin cari hesap borcunu üstlenen dava dışı …. Ltd. Şti ‘ne virman yapılan alacağın ise 242.511.59 TL olduğu, borcu üstlenen şirketin herhangi bir ödeme yapmamış olması nedeniyle toplam alacağın 245.263,17 TL (2.751,58+242.511,59=) baliğ olduğunun görülmekte olduğunu, davacının, icra takip talebinde istediği asıl alacak 190.000,00 TL, ticari defter kayıtlarına göre ise cari hesap alacağı 245.263,17 TL’dır. Buna göre anapara bağlamında takip talebinde daha az miktarda alacak talep edilmiş olduğunu, bunun sebebinin takibin dayanağının 190.000,00 TL’lık limit ipoteği olduğu, dolayısıyla limit ipoteğinin karşıladığı/kapsadığı maksimum cari hesap miktarının takip konusu edildiği, mülkiyeti davalı …San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne ait olan taşınmazın davacı şirket lehine 1. Derecede olmak üzere fekki şirketçe bildirilinceye kadar toplam 190.000,00 TL bedelle ipotek verilmiş olduğunu, icra dosyasında bulunan ipotek belgesine göre, ” ipoteklerin doğmus ve doğacak cari hesap borcunun teminatı olarak, TMK’nun 851/1 ve 881 maddesine göre tesis edilmiş limit = üst sınır ipoteği olarak kurulmuş olduğunun açık ve sabit olduğu, bu takipte borçlulardan istenebilecek borç miktarının faiz, ferileri, icra harç ve masrafları da dahil ipotek limiti içinde bulunması gerektiği, Başiskele/Kocaeli Tapu Sicili Müdürlüğünden 10.05.2017 tarih ve … sayılı yazıyla celp edilen bilgilere göre, ipotekli taşınmazın 07.05.2015 tarih ve … yevmiye nolu resmi satış senedi mukabilinde diğer davalı 3.şahıs …’e tapu kütüğünde beyanlar ve rehin hakları sütununda yer alan tüm takyidatları bilerek ve kabul ederek satışın gerçekleştirilmiş olduğu resmi senette açıkça belirtilmiş olduğu anlaşılmıştır. Davacı ile davalı ….Ltd.Şti arasında cari hesap ilişkisi kurulmuş olduğu, davacı şirket defterlerinin incelenmesi sonrasında, Ocak 2015-Aralık 2015 dönemi içinde davalı şirkete satılan malların faturaları ile sevk irsaliye belgelerinin birer nüshası alınıp dava dosyasına konulmuş, bir kaç sevk İrsaliyesi belgesi hariç tamamında malları teslim alanın imzası bulunmaktadır. Kaldı ki davalı şirketin cari hesap borcuna karşılık vermiş muhtelif çeklerin karşılıksız çıkması sonucunda, anılan çek bedelleri toplamı 212,504,00 TL tekrar cari hesaba borç yazılmış olması nedeniyle cari hesap borcunun bu seviyeye yükselmiş olduğu, diğer yandan cari hesap borcunun teminatı olarak İpotekte tesis edilmiş olduğu nazara alındığında, yanlar arasında temel borç ilişkisinin doğmuş bulunduğu, davacı alacağını kendi ticari defterlerine usulüne uygun olarak kaydetmiş olduğunu, ibraz edilen muhasebe kayıtlarının denetime açık olduğu ve kayıt sisteminin açıklık ilkesi ve muhasebe standartlarına uygun olduğu, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün 14.02.2017 tarih ve … E, sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi açıldığı ve davalı şirkete ve ipotek borçlusuna ödeme emri gönderilmiş olduğunu, davalının tapudaki adalet ilkesi uyarınca taşınmaz üzerindeki ipotek kaydını bilerek taşınmazı satın almış olduğundan, TMK 888 maddesindeki taşınmazın üzerindeik bu takyidattan sorumlu olacağına ve borçlu ….Ltd.Şti nin borcunun daha fazla olmasına rağmen üst sınır ipoteği gereğince davalının talepte edilen 190.000,00 TL lik kısımdan sorumlu olması nedeniyle, yapmış oduğu itirazında haksız olduğuna ve bu nedenle, davacının davasının kabulü ile davalının İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki takibe itirazın iptali ile tahsilde tekerrür olmamak şartıyla takibin aynı şartlarla devamına ve kabul edilen dava değeri üzerinden alacak likit olduğundan ayrıca takdiren %20 oranında davacı lehine inkar tazminatına hütmetmek gerekmiştir.Davacı tarafça sunulan dava dilekçesinde …..Ltd.Şti’de davalı gösterilmiş ise de bu davalının icra takibine bir itirazının olmadığı, ancak borçlu ipotek veren ile, ipotekli taşınmazı daha sonra deviralan davalı … arasında mecburu dava arkadaşlığı bulunduğundan, bu gereklilik ile ….Ltd.Şti dava dilekçesinde mecburi dava arkadaşı olarak gösterilmiş olması nedeniyle, bu itirazı bulunmayan ipotek veren asıl borçlu …..Ltd.Şti ‘dir, bu nedenle de yargılama giderlerinden sorumlu olmayacağına, keza hükmün sadece davalı … yönünden kurulmasına ve inkar tazminatından da davalı …’in sorumlu tutulmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki takibe itirazın iptali ile tahsilde tekerrür olmamak üzere takibin aynı şartlarla devamına, kabul edilen dava değeri üzerinden takdiren %20 oranında hesaplanan 38.000,00 TL icra inkar tazminatının davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkemece gerekli araştırmaların yapılmadan karar verilmesi nedeniyle mağdur olduğunu, borçla ilgili olarak 140.000,00 TL ödeme yaptığını, buna ilişkin dekont olduğu gibi harici ödemede de bulunduğunu, davacının sunduğu cari hesap ekstrelerinin çelişkili olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ipoteğin paraya çevrilmesi amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı tarafından yasal süresi içinde kanun yoluna başvurulmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin verilen karar 06.08.2018 tarihinde davalı …’e tebliğ edilmiş olup, davalı tarafından maktu harç ödenmek suretiyle 17.08.2018 tarihinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Mahkemece, istinaf karar harcının maktu yatırılması üzerine HMK’nın 344. maddesi gereğince daha önce yatırılan harcın mahsubu ile eksik 3.208,82 TL eksik harcın 1 haftalık kesin süre içinde mahkeme veznesine yatırılması, aksi takdirde anılan madde uyarınca istinaf talebinden vazgeçmiş sayılacağına ilişkin muhtıra ,davalıya 05.09.2018 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen eksik yatırılan istinaf karar harcı tamamlanmamıştır. Mahkemece, 08.10.2018 tarihli ek kararla eksik harcın tamamlanmaması nedeniyle, HMK’nın 344. maddesi gereğince, davalının istinaf başvurusundan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiş, ek karara karşı bir hafta içinde istinaf başvurusunda bulunulabileceği belirlenmiştir. İstinaf başvurusundan vazgeçmiş sayılmaya ilişkin ek karar 17.10.2018 tarihinde davalıya tebliğ edilmiştir. Davalı tarafından, ek karara karşı bir haftalık süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulması gerekirken, sürenin dolmasından sonra 26.10.2018 tarihinde istinaf kanun yoluna başvurularak, istinaf başvurusu için gereken harçları ödediği, bu nedenle her iki istinaf talebinin değerlendirilmesi istemiştir.Davalı tarafından, ek karara yönelik sunulan istinaf başvurusunun, süresinden sonra yapılması nedeniyle, 30.10.2018 tarihli ek kararla, istinaf başvurusu süre yönünden reddedilmiştir.Süre yönünden ret kararı, 06.11.2018 tarihinde davalıya tebliğ edilmiş olup, davalı … tarafından 13.11.2018 tarihinde maktu harç yatırılarak istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı, 13.11.2018 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle, mahkemece eksik incelemeyle istinaf isteminden vazgeçmiş sayılmasına karar verildiğini, istinaf başvuru harcının yatırıldığını belirterek, tüm istinaf taleplerinin incelenerek mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir. Bilindiği gibi, istinaf başvurusunun incelenmesi için gerekli olan harçların süresinde ödenmesi gerekmektedir. Harçlar Kanunu gereğince, harcın yatırılmaması halinde devam eden işlemler yapılamayacaktır. İstinaf yoluna başvuru sırasında maktu olan istinaf kanun yoluna başvuru harcının yanı sıra, dava değerine göre belirlenecek istinaf karar harcının ödenmesi gerekir. Somut olayda, davanın alacağa ilişkin olması nedeniyle nispi harca tabi olduğu, istinaf karar harcının nispi olarak ödenmesi gerektiği, ancak 17.08.2018 tarihli harç makbuzuna göre 35.90 TL maktu harç ödendiği anlaşılmıştır. Mahkemece, HMK’nın 344.maddesinin amir hükmü gereğince, eksik olan harcın belirlenerek ödenmesinin istenilmesine rağmen, davalı tarafından süresinde eksik harç ikmal edilmemiştir. Bu yönüyle, mahkemenin 08.10.2018 tarihli, davalının istinaf başvuru talebinden vazgeçmiş sayılmasına ilişkin ek kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır. İstinaf isteminin HMK’nın 346.maddesi gereğince reddi halinde, ret kararına karşı bir haftalık süre içinde istinaf başvurusunda bulununulabilir. Buna rağmen davalı, 17.10.2018 tarihinde tebliğ edilen ek karara karşı, istinaf süresi 24.10.2018 Çarşamba günü dolmasına rağmen, süresinden sonra 26.10.2018 tarihinde istinaf başvurusunda bulunduğundan, mahkemenin, süresinden sonra verilen ek karara yönelik istinaf başvurusunun süre yönünden reddine ilişkin 30.10.2018 tarihli ek kararında da bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Anılan ek kararın, tebliği üzerine, davalı yanca, ek karar ile asıl karara yönelik maktu harcı yatırılarak 13.11.2018 tarihli istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Yapılan incelemede, davacının istinaf aşamasında, maktu harç ödediği, tamamlaması gereken istinaf karar harcının ödendiğine ilişkin dosya ve UYAP kayıtlarında her hangi bir bilgi bulunmadığı, mahkemenin istinaf başvurusunun reddine ilişkin ek kararlarda bir isabetsizlik bulunmaması nedeniyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı …’ün istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 12.11.2020 tarihinde oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.