Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1064 E. 2021/560 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/1064
KARAR NO : 2021/560
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/01/2019
NUMARASI: 2017/337 E.2019/16K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Deniz Ticaretinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin verilen hükme karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; müvekkilinin İtalya’da mukim olup taşımacılık işi ile iştigal ettiğini, davalının her türlü kara, hava ve deniz taşımacılığı ve komisyonculuğu alanında faaliyet gösterdiğini, davalının müvekkiline 20.10.2014 tarihinde gönderdiği e-mail ile İtalya’dan Sudan limanına muhtelif makine parçalarının konteyner içerisinde nakliyesi amacıyla fiyat teklifi verilmesinin istediğini, müvekkilinin davalının talebini 22.10.2014 tarihinde cevapladığını, davalının 22.10.2014 tarihli mesajı ile taşımanın davacı tarafından yapılmasını kabul ettiklerini, navlunun kendileri tarafından ödeneceğini beyan ettiğini, mutabakat çerçevesinde davacı tarafından 15.11.2014 tarihli ve … ile … numaralı konişmentolar tanzim edildiğini, mutabık kalınan yükün “… gemisinde konteyner içerisinde taşınması temin edilerek alıcıya ulaştırılmasının sağlandığını, davacı tarafından sözleşmenin ifası akabinde 24.11.2014 tarihli ve … numaralı 19.575 Euro bedelli fatura, 24.11.2014 tarihli ve … numaralı 4.550 Euro bedelli fatura ve 29.11.2014 tarihli … numaralı 25 Euro bedelli faturaların tanzim edildiğini, yüklerin İtalya’nın La Spezia Limanı’ndan Ambarlı limanına deniz yolu ile konteyner içerisinde “…” gemisi ile taşınması hususunda mutabakat sağlandığını, davacının 06.12.2014 tarihli ve … numaralı konişmento tahtında ifa yükümlülüğünü yerine getirdiğini, malların teslimi hususunda irtibat kurulacak muhatap davalının taşıma işleri komisyoncusu olarak hareket etmiş bulunduğunun açık olduğunu, son taşımadan deniz navlunun davacı tarafından davalıya 30.11.2014 ve … numaralı fatura ile fatura edildiğini, anılan fatura bedelleri toplamı olan 26.025 Euro’ nun davalı tarafından vadesinde ödenmediğini, davacının iyi niyetli girişimlerinin de sonuçsuz kaldığını, davalının 07.04.2015 tarihli e-posta mesajı ile söz konusu faturaların ödenmemiş olduğunu ikrar ettiğini, fatura bedelleri toplamının dönem ve miktarını belirttiği taksitler halinde ödeneceğini teyit ettiğini, davalı tarafından yazılı taahhütlerin hiçbir şekilde yerine getirilmediğini, müvekkilinin anılan zararının 1.875 Euro’sunu sigortacısından tahsil ettiğini, bakiye 24.150 Euro’nun tahsili için girişimlerin sonuçsuz kaldığını, müvekkili tarafından alacağın tahsili amaçlı olarak davalı aleyhinde İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından takibe itiraz edildiğini, takibin durduğunu belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı tarafından icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; huzurdaki davanın haklı olduğunu kabul anlamına gelmemekle birlikte, ileride davalının rücu imkanı doğabilecek olduğundan, davanın … Limited’e ihbar edilmesini talep ettiklerini, müvekkili ile … arasındaki sözleşme gereğince davaya konu edilen alacağın …. Ltd. tarafından ödeneceğini, davacının müvekkilinin mallarının teslimi hususunda taşıma işleri komisyoncusu olarak hareket ettiğini, navlun ücretini ödemekle yükümlü olduğunu iddia ettiğini, ancak bunun kabulünün mümkün olmadığını, tarafların … Ltd. üyesi olduğunu belirterek, esasa ilişkin itirazlarının kabulüne, haksız davanın reddine, davanın … Ltd.’ne ihbarına, yargılama giderlerinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Mahkememizce yapılan yargılama, içeriğine itibar edilen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı deliller birlikte incelenip değerlendirildiğinde, açılan davanın İtalya’da mukim davacı firmanın, Türkiye’de mukim taşıma komisyoncusu davalı şirketten, alamadığını iddia ettiği navlun ücretlerinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali davası olduğu, davacı firmanın, navlun alacak iddiasının, iki ayrı taşıma için talep edildiği, Konşimento No:…, yükleteni: …, taşıyanı davacı olan konişmentoda yer alan konteyner numaraları ile 24/11/2014 tarih … nolu ve 19.575 EURO’ luk navlun faturasındaki konteyner numaralarının örtüştüğü, yine konişmento no: : …, …. Bankası Emrine, taşıyanı davacı olan konişmentoda yer alan konteyner numaraları ile 24/11/2014 tarih … nolu ve 4.550 EURO’luk navlun faturasındaki konteyner numaralarının örtüştüğü, konişmento no: …, … Rumeli Kurumsal şube Emrine, taşıyanı davacı olan konişmentoda yer alan konteyner numaraları ile 30/11/2014 tarih … nolu ve 1785 EURO’luk navlun faturasındaki konteyner numaralarının da örtüştüğü, dolayısıyla uyuşmazlıktaki 3 konişmentonun da davacı tarafından taşıyan sıfatı ile düzenlendiğinin anlaşıldığı, dosyada her ne kadar yazılı bir navlun sözleşmesi bulunmasa da … nolu konişmento ve … nolu konişmentoya konu olan taşıma için elektronik posta yazışmaları incelendiğinde, ‘Yeni bir projemiz var. En iyi fiyatınızı istiyoruz. 40’lık 9 konteyner, İtalya teslim, Sudan Limanı. 40’lık 3 konteyner ve 20’lik 2 konteyner, Cenova, Sudan Limanı’ yazılı olduğunun görüldüğü, teklif verildikten sonra davalı yetkilisi navlunun da kendileri tarafından ödeneceğinin belirtildiği bir ileti gönderdiği, taraflar arasında bu şekilde navlun sözleşmesi kurulduğunun ve davalının taşıtan sıfatına sahip olduğunun açık olduğu, 07 Nisan 2015 tarihinde gönderilen iletide söz konusu taşımalardan kaynaklanan parayı taksitler halinde ödeyeceğini beyan ettiği, … nolu konişmentoya konu olan taşıma bakımından taraflar arasında sözleşmenin kurulması aşamasında gerçekleştirilen yazışma dosyada olmadığı, ancak … nolu konişmentoda yer alan konteyner numaraları ile 30/11/2014 tarih … nolu faturada yer alan konteyner numaraları örtüşmekle davalı ticari defterine işlenmiş ve bu faturadan kaynaklanan istem bakımından da davalının 07 Nisan 2015 tarihinde gönderilen iletide söz konusu taşımalardan kaynaklanan parayı taksitler halinde ödeneceği beyan ettiği anlaşılmakla, davacı tarafından takip ve dava konusu yapılan faturaların davalı ticari defter kayıtlarında yer aldığı ve davalının davacıya bu faturalar karşılığı 31.12.2015 tarihi itibarıyla 26.025 Euro borçlu olduğu, davacının sigortacısı şirketten aldığı ödeme de göz önüne alınarak takibin bakiye 24.150 Euro üzerinden devamına, davacı şirketin davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin temerrüt ihtarı gibi belge sunulmadığından işlemiş faiz talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. Her ne kadar davalı tarafça … LTD isimli bir kuruluşa aracılık yapıldığından bahisle husumet itirazında bulunulmuş ise de; davalının bu şirkete yaptığı ödemelerin uyuşmazlığa konu olan taşıma ile bir bağlantısına dosyadaki mevcut deliller kapsamında rastlamak mümkün olmadığı…” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 24.150 EURO üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a madde ve fıkrası gereğince faiz uygulanmasına, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan asıl alacağın %20’si olan 16.295,93 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: önceki beyanlarını tekrarla;Alacak miktarını kabul anlamına gelmemekle beraber bir an için davacının müvekkilinden alacaklı olduğu düşünüldüğünde dahi TTK’nın 1246. maddesi uyarınca alacağın zamanaşımına uğradığını, İlk derece mahkemesinin borç ikrarı olarak değerlendirmeye aldığı 07.04.2015 tarihli e-mail yazışmasının TBK’nın 154/1.maddesi anlamında ikrar olarak kabul edilemeyeceğini, e-maili ileten … şirketi borçlandırmaya yetkili olmadığını, ilk derece mahkemesince, bir an için söz konusu e-mailin borç ikrarı olarak değerlendirilse dahi, e-mailin şirket personeli … tarafından gönderilmiş olup … şirkette o dönemde muhasebe sorumlusu olarak çalıştığını, ne görev tanımında ne de Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde kendisine şirketi borç altına sokabilme yetkisi tanınmadığını, bu hususların SGK ve Ticaret Sicil Kayıtları ile sabit olduğunu, mahkemenin eksik inceleme ile … ’ın şirketi borçlandırma yetkisinin bulunup bulunmadığını araştırmadığını ve bu yöndeki Ticaret Sicil kayıtları ile SGK kayıtlarını celp etmediğini,İşbu dava kısmen kabul kısmen ret ile sonuçlanmış olup, kabul anlamına gelmemekle beraber, iddia olunan alacağın miktarının tespiti yargılamayı gerektirdiğinden likit olmadığını, bu sebeple davacı yararına inkar tazminatı hükmedilemeyeceğini,Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak davanın reddine, aksi kanaatte olunması halinde alacak likit ve belirlenebilir olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, deniz yoluyla eşya taşımasından kaynaklı navlun alacağının tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davaya esas İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası incelendiğinde, alacaklının …., borçlunun … Şti. olduğu, 24.150 Euro ödenmemiş fatura alacağı ve 2.636,38 Euro geçmiş günler faizi olmak üzere toplamda 26.786,38 Euronun takibe konu edildiği, ödeme günündeki rayiç üzerinden TL tutarının tahsilinin talep edildiği, borcun sebebi olarak 13.04.2015 tarihli 26.025 Euro tutarında 13.03.2016 tarihli ve … kod numaralı borç bakiyesinin ve borçlu şirketin yazılı ikrarının gösterildiği; borçlu vekilinin icra dosyasındaki itirazında, müvekkili ile takip alacaklısı arasında hiçbir bağ ve ticari ilişki olmadığı, takip alacaklısının müvekkili şirket nezdinde hiçbir alacak ve hakkı bulunmadığı sebepleriyle takibe, asıl alacağı, işlemiş faize, faiz oranına ve tüm ferilere itiraz edildiği belirtilmiştir. Dosya içerisindeki dava çalışanı … davacı çalışanlarına gönderildiği anlaşılan 07.04.2015 tarihli, GDT/GTT Logistics- ödeme planı konulu e-mail yazışmasında ödeme planının müdürlük tarafından teyit edildiğini, bunun kesin ödeme planı olduğunu, toplam alacağın 26.025 Euro olduğunu, ödemelerin taksitler halinde gerçekleştirileceğini, yılın 18. haftası, 19.haftası, 20 ve 21. haftası 6.506,25 Euro ödemeleri gerçekleştirdiklerinde swift mesaj olarak teyit vereceklerini belirtmiş olduğu görülmektedir. Dosya içerisindeki bilirkişi raporunda davacı tarafından takip ve dava konusu yapılan faturaların davalı ticari defterlerinde yer aldığı, davacının bu faturalar karşılığı 31.12.2015 tarihi itibariyle 26.025 Euro karşılığı olan 73.408,72 TL borçlu gözüktüğü, davacının 24.150 Euro alacak bakiyesini takip ve alacak konusu yaptığı, davalının …21,..28,…83.nolu konşimento konusu taşımaların navlun ücretinden sorumlu olduğunu bildirmişlerdir. Söz konusu raporda davalının, dava dışı … Ltd. ile arasındaki sözleşme gereğince davaya konu edilen alacağın ödeneceğini belirterek dava dışı … firmasına yapılan ödemelerle fatura bedellerinin ödendiğini beyan etmiş ise de söz konusu ödemelerin davalı ticari defterlerinde dört farklı tarihte olmak üzere toplamda 16.000 USD olarak yapıldığı ve söz konusu ödemelerin davacı hesabına davalı tarafından borç kaydedildiğine ilişkin herhangi bir tespite rastlanmadığı belirtilmiştir.Dava, deniz taşımacılığından kaynaklı navlun alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, 24.11.2014 tarihli ve 17329 numaralı 19.575 Euro bedelli fatura, 24.11.2014 tarihli ve … numaralı 4.550 Euro bedelli fatura ve 29.11.2014 tarihli 17644 numaralı 25 Euro bedelli faturalar takibe konu edilmiştir. Davalı, zamanaşımı defini ileri sürmekle, şirketi borçlandırmaya yetkili olmayan şirket çalışanının şirket adına borç ikrarında bulunamayacağını dolayısıyla 07.04.2018 tarihli mailin gönderilmesi neticesi zamaaşımının kesilmesinden bahsedilemeyeceğini istinaf başvurusunda ileri sürerek davacının navlun alacağının TTK’nın 1246. maddesi uyarınca zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmektedir. İcra takip dosyasında ve dava dilekçesi ekinde de görüldüğü üzere son fatura 29.11.2014 tarihlidir. Ayrıca, tarafların ticari defterleri incelendiğinde de davalının sözkonusu faturaları ticari defterlerine kaydetmiş olduğu tespit edilmiştir. Davacı navlun alacakları için 18.05.2016 tarihinde icra takibine girişmiştir. İcra takip tarihi ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 154. maddesinde zamanaşımını kesen durumlar düzenlenmiş olup, buna göre, borçlu borcu ikrar etmişse, kısmen ifada bulunmuşsa ya da rehin vermiş veya kefil göstermişse veyahut alacaklı, dava veya def’i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurmuşsa, icra takibinde bulunmuşsa ya da iflas masasına başvurmuşsa zamanaşımı süresi kesilir. Aynı Kanun’un 156. maddesinde de ifade edildiği üzere zamanaşımının kesilmesiyle, yeni bir süre işlemeye başlar. Zamanaşımı icra takibiyle kesilmiş ise alacağın takibine ilişkin her işlemden sonra zamanaşımı yeniden işlemeye başlar.Tüm bu açıklamalardan sonra somut olaya döndüğümüzde; alacağa ilişkin birden fazla fatura düzenlenmiş olup, 07.04.2015 tarihinde gönderilen ileti borç ikrarı niteliğinde olmakla, davalı yan, sözkonusu iletiyi gönderenin taraflarını borçlandırmaya yetkili olmadığını ileri sürmektedir. TBK’nın 47. maddesi uyarınca yetkisiz temsilcinin yapmış olduğu işleme onay veren tarafın artık bu onayı ile bu işlemle bağlı olup, bu işlem uyarınca doğacak hak ve sorumluluklarda vekil olana ait olduğu, yetkisiz temsilci tarafından yapılan işlemin icazet verildiği takdirde geçerli hale geldiği bilinmekle; somut olayda, her iki yanın usulüne uygun düzenlenen ve birbirini doğrulayan ticari defterlerine göre davacı tarafından düzenlenen faturalar tarafların defterlerinde kayıtlıdır. Basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunan davalı sözkonusu faturaları defterine kayıtlamakla, sözkonusu borç ilişkisini kabul etmiş olmaktadır. Dolayısıyla, 07.04.2015 tarihli borç ikrarı niteliğindeki iletiyi gönderen şirket çalışanı şirketi borçlandırmaya yetkili olmasa dahi artık bu yöndeki bir savunmanın dinlenilmesi mümkün değildir. Sonuç olarak davalı yan, 07.04.2015 tarihinde borç ilişkisini ikrar etmiş sayılmakla, 24.11.2014 tarihli ve … numaralı 19.575 Euro bedelli fatura, 24.11.2014 tarihli ve … numaralı 4.550 Euro bedelli fatura ve 29.11.2014 tarihli … numaralı 25 Euro bedelli faturalar açısından borç ikrarıyla birlikte zamanaşımı kesilmiştir. Fatura düzenlenmekle alacağın niteliği ve tabi olduğu zamanaşımı süresinin değişmeyeceği kabul edilmekle; somut olayda, TTK’nın 1246. maddesinde düzenleme bulan 1 yıllık zamanaşımı 07.04.2015 tarihi itibariyle kesilerek yeniden işlemeye başlamıştır. Borcun ikrar edilmesi neticesi yeni zamanaşımı süresi her zaman on yıldır. Davacı navlun alacaklarına konu faturalar için 18.05.2016 tarihinde icra takibine girişmiştir. Somut olayda, 15.11.2014 tarihli konişmento tahtında dava konusu navlun ücretine esas yükün taşınmasının temin edildiği anlaşılmaktadır. Taşımadan doğan alacak taleplerinde bir yıllık sürenin taşımanın tamamlanmasından itibaren muaccel olacağının kabulüyle, bir yıllık zamanaşımı süresi, borç ikrarı sebebiyle 07.04.2015 tarihi itibariyle kesilerek yeniden işlemeye başlamıştır. Dolayısıyla davalı vekilinin davalı vekilinin davanın zamanaşımına uğramış olduğu yönündeki istinaf başvurusu yerinde değildir.Davacı alacağının faturaya dayalı olduğu, davalının bu faturaları kendi borcu olara defterlerine yazdığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Alacak faturaya dayalı olup miktarının belli ve bu surette likit alacak olduğu sabit olmakla, icra inkar tazminatının koşulları oluştuğundan, davalı vekilinin icra inkar tazminatına yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Bakiye 3.679,98 TL nispi istinaf karar harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına,4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,6-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair;HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 29.04.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.