Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/103 E. 2020/995 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/103
KARAR NO: 2020/995
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5.Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2014/2307 Esas – 2018/725 Karar
TARİHİ: 10/07/2018
DAVA: İstirdat
Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin bayisi olan …. Ltd. Şti. Tarafından aralarındaki ticari ilişkiye istinaden verilen … A.Ş. İçerenköy şubesinin … çek numaralı 30/06/2014 keşide tarihli, 21.000,00 TL bedelli keşidecisi … san. Tic. Ltd. Şti. Olan bir adet çekin 13/02/2014 tarihli … numaralı tahsil makbuzu ile … firmasından teslim alındığını, çeki teslim alanın müvekkili şirket olduğu, müvekkili şirketin çalışanları tarafından yine şirketin İzmir’de bulunan merkezine 14/02/2014 tarihinde kargo edildiğini, ancak gönderilen çekin zarftan çıkmadığını, bu hususta İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/113001 soruşturma sayılı dosyası ile soruşturmada bulunulduğu, kaybolan çek ile İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1092 esas sayılı dosyası ile iptal davası açıldığını ve men yasağı konulduğunu, söz konusu davada davalı …’ın çeki takas kanalıyla ibraz ettiği bilgisinin bildirilmesi sebebiyle mahkemece istirdat davası açmak için süre verildiği, söz konusu çek üzerinde dava dışı … firması dışından müvekkilinin emrine ödenecek şekilde ciro yapıldığı, söz konusu ciro sebebiyle çek üzerindeki yasal hamilin olduğu, başka bir kişinin hamil olamayacağını, araya atılan … cirosunun bu durumu değiştirmeyeceği, davalının çeki kötü niyetle ve ağır kusurla elinde tuttuğu açık olduğu belirterek çekin davalıdan istirdatı ile müvekkiline verilmesini ve bu yönde ödenmesini engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararının verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafa usulüne uygun dava dilekçesi ve tensip zaptının tebliğ olduğu ancak yazılı cevap vermediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 10/07/2018 tarihli, 2014/2307 Esas – 2018/725 Karar sayılı kararında, “…Tüm dosya kapsamı, sunulan deliller ve usulüne uygun alınan bilirkişi raporunda belirtilen hususlar doğrultusunda dava konusu olan ve istirdatı talep edilen muhatabı … A.Ş. İçerenköy şubesi, keşidecisi … San. Tic. Ltd. Şti. olan, …. çek numaralı 30/06/2014 keşide tarihli, 21.000,00 TL bedelli çekin dava dışı …. San. Ltd. Şti. tarafından bayilik ilişkisi bulunan davacı emrine ciro edildiği, davacının incelenen ticari defter ve kayıtlarında söz konusu çekin tahsil makbuzu ile dava dışı firmada teslim alındıktan sonra kargo sırasında rızası dışında elinden çıktığı, bu hususta yapılan savcılık soruşturmasında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de davacının defter ve kayıtlarına ilişkin olarak usulüne uygun olarak alınan bilirkişi raporunda çekin tahsilat makbuzu ile davacıya verildiğinin sabit olduğu ve çek üzerinde emre kaydını içeren ciro sebebiyle söz konusu çekin ancak davacı tarafından ciro edilmek suretiyle davalıya teslim edilebileceği, ancak ne çek üzerinde böyle bir kaydın varlığının yer aldığı, ne de davalı tarafından bu hususta her hangi bir savunmanın yapılamadığı dolayısıyla davalının çeki bu halde devralması sebebiyle ağır kusurlu olduğu, kaldı ki çekteki ciro silsilesinin bozulduğu ve davalının çekin yasal hamili kabul edilemeyeceği dolayısıyla dava konusu çekin davacının elinden rızası dışında çıktığı ve çekin yasal hamilinin davacı olduğu kanaatine varılarak davanın kabulü ile, dava konusu … San. Tic. Ltd. Şti. Tarafından …. lehine keşide edilen, muhatabı … A.Ş., 21.000,00 TL bedelli, 30/06/2014 keşide tarihli, … numaralı çek aslının davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” denilerek, davanın kabulüne karar verilmiştir.Bu karara davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Dava konusu çekin müvekkili tarafından tahsil için bankaya götürüldüğünü, ancak çek üzerinde ödemeden men kararı olduğu tarafına iletildiğini, aynı zamanda kendisi ve diğer kişiler hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca 2014/113001 Srş. 2015/32619 K. numarası ile soruşturma yürütüldüğünü ve kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, bu karara şikayetçinin itiraz ettiğini ancak itirazın, İstanbul Anadolu 2 Sulh Ceza Hakimliğince 2015/1658 D. İş. dosyası ile kesin olarak reddolunduğunu, dava dosyasında da bulunan ilgili safahatten de anlaşılacağı üzere müvekkili ilgili çek üzerinde suç oluşturacak hiçbir eylemde bulunmadığını, Mahkeme vermiş olduğu kararda çek üzerindeki emre kaydını içeren ciro sebebiyle çekin ancak davacı tarafından ciro edilebileceği dolayısıyla müvekkilinin ağır kusurlu olduğu hususundan bahisle davanın kabulüne karar verdiğini, ancak çek incelendiğinde görüleceği üzere, emrine kaydının … ünvanlı firma tarafından koyulduğunu, emre kaydının … ünvanlı firmanın kaşesinin üzerine konulduğunu, bu kaydın ardından gelen ciranta olan … ünvanlı şirketin de davacının bayisi olduğunu, … ile davacı arasında bayilik ilişkisi bulunduğundan dolayı müvekkilinin emre kaydına uygun ciro yapıldığını düşündüğünü ve çeki iyi niyetli olarak aldığını, kaldı ki kendisi ile … arasında farklı bir ciranta da bulunmadığını, dolayısıyla müvekkilinin ilgili çeki ne kötü niyetli, ne de ağır kusurlu olarak almış olduğunu, kendisinin olağan ticari ilişkileri sebebiyle bu çeki kendisinden önceki cirantadan alan iyi niyetli ve kusursuz hamil konumunda olduğunu, hal böyle iken mahkemenin Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin Esas No:2014/10768 Karar No:2014/20288 Karar Tarihi. 23.12.2014 olan ilamının ilgili bölümünde de görüleceği üzere mahkemenin vermiş olduğu kararın hatalı olduğunu, Dava konusu çeklerin çalındığı iddiasıyla davacı şirketin savcılığa şikayette bulunduğunu, ancak kovuşturmaya yer olmadığı kararının ardından yapılan itirazın da kesin olarak reddolmasıyla birlikte müvekkilinin suçsuz ve iyi niyetli olduğunun ortaya çıktığını, davanın yalnızca bu sebeple dahi reddolması gerekir iken kabul edildiğini ve müvekkilinin büyük bir hak kaybına uğradığını, şayet davacı hırsızlık iddialarında haklı ise, hakların aramak için yöneleceği tarafın müvekkili değil kendilerini hak kaybına uğratanlar olduğunu, kendisinin de olayda mağdur konumunda iken müvekkilinin telafisi mümkün olmayacak zararlara uğramaması için davanın reddi gerektiğini belirterek, Yukarıda açıklanan nedenlerle İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/2307 E. 2018/725 K. sayılı 10.07.2017 tarihli nihai kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 792. maddesi uyarınca, rıza hilafına elden çıktığı iddia edilen çekin istirdadı istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanı kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı, yasal süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı tarafça delil olarak sunulan 13/12/2014 tarih … numaralı çek tahsil makbuzunda dava konusu … numaralı çekin dava dışı … firmasından alındığı, dava konusu çek üzerinde yapılan incelemede ise keşidecisi … Ltd. Şti. tarafından … lehine emre yazılı şekilde keşide edilen çekin … tarafından … firmasına ciro edildiği ve bu firma tarafından da davacı firma emrine ödeyiniz açıklamasıyla (tam ciro yoluyla) ciro edildiği, ancak davacının her hangi bir cirosunun bulunmamasına rağmen dava dışı … tarafından ciro edilerek davalı eline geçtiği anlaşılmaktadır.Mahkemenin de gerekçelendirdiği gibi, dava konusu çek emre yazılı olup, çekteki ciro silsilesi bu durumda düzgün olmayıp, ciro zincirinin bozulmuş olduğu anlaşıldığından, davalı taraf iyi niyetli yetkili hamil sayılamaz. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK’nın 792 maddesine göre, çek eline geçmiş bulunan yeni hamilin ancak kötüniyetle iktisap etmiş olması veya iktisapta ağır bir kusurunun bulunması halinde çeki iade ile yükümlü olup çek istirdadına ilişkin işbu davanın kabulü yönünde verilen karar isabetli olup, davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiş ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Bakiye 1.075,51 TL nispi istinaf karar harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına,4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,6-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,7-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 01/10/2020