Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/99 E. 2018/260 K. 15.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/99
KARAR NO : 2018/260
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/05/2017
NUMARASI : 2014/357- 2017/401 E.K
DAVANIN KONUSU : Tazminat
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMA ÖZETLERİ
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın müşterisi olup, birikimlerini çeşitli yatırım araçlarını kullanarak değerlendirmek için davalı banka ile sözleşme akdettiğini, son derece yüksek riskli opsiyon işlemler hakkında davalı bankanın müvekkiline eksik veya yanlış bilgiler verdiğini, bu bağlamda müvekkilinin işlemlere uygulanan kurun kendisine bildirilenden çok farklı olduğunu işlemlerden sonra zarara uğraması neticesinde farkına vardığını, davalının bariyerli opsiyon işlemleri konusunda müvekkilini yanılttığını, müvekkilinin talimatı ve onayı olmaksızın pek çok işlem yapıldığını, davalı bankanın tüm bu işlemlerinden dolayı müvekkilini yaklaşık 1.000.000 TL tutarında zarara uğradığını ileri sürerek müvekkilinin uğradığı maddi zararın şu aşamada belirlenmesi mümkün olmadığından bu maddi zararın 6100 sayılı HMK.107 . Maddesi uyarınca belirlenerek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili, tüm işlemlerin davacının talimatı doğrultusunda mevzuat hükümleri çerçevesinde gerçekleştirildiğini, davacının gerçekleşen işlemleri, hesabın işleyişini ve bakiyeleri bildiğinden icazetinin sözkonusu olduğunu, müvekkili bankanın yönlendirmelerinin tavsiye niteliğinde olup, karşı tarafın durumunu ağırlaştırmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, dava tarihinde yürürlükte bulunan 4077 sayılı yasa uyarıca tüketicinin, bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi, tüketici işleminin ise mal veya hizmet piyasalarında tüketici ile satıcı-sağlayıcı arasında yapılan her türlü hukuki işlemi ifade ettiği ve bu kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılacağının öngörüldüğü, yine dava tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Yasanın 4 ve 5.maddesi gereğince her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olarak sayıldığı, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesinin tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu, somut olayda, davacının, ticari işletmesi ile ilgili bir husus talep etmediği gibi uyuşmazlık TTK’da düzenlenen hususlara ilişkin de olmadığı, davacının, davalıdan ticari amaç dışında hizmet alan gerçek kişi konumunda olup, dava tarihinde yürürlükte bulunan 4077 sayılı Yasa uyarınca tüketici konumunda olduğu, davacının yatırım amacı ile hareket etmiş olması da onun ticari iş yaptığı sonucunu doğurmayacak olup, aksinin kabulü tüketicinin yatırım amaçlı işlem yapamayacağı sonucunu doğuracağı, davaya bakmakla görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle görev dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine, kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı banka vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; somut olaya tüketicinin korunması hakkındaki kanunun uygulanmasının doğru olmadığını, tüketici işlemleri arasında bankacılık işlemlerinin sayılmadığını, görevsizlik kararının doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE
Dava, taraflar arasında akdedilen ” Opsiyonlu Çerçeve Sözleşmesi ” ve bağlı sözleşmeler ile SPK mevzuatı çerçevesinde, davalı bankanın haksız ve usulsüz işlemleriyle gerçekleştirilen opsiyon işlemleri sonucunda, kur artışına bağlı olarak uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda davaya bakmakla görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğundan görevsizlik kararı verilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/e maddesinde tüketicinin “Mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi”, 3. maddesinin h bendinde tüketici işleminin “mal veya hizmet piyasalarında tüketici ile satıcı-sağlayıcı arasında yapılan her türlü hukuki işlemi” ifade edeceği, aynı yasanın ikinci maddesinde ise bu kanunun, birinci maddede belirtilen amaçlarla mal veya hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsayacağı belirtilmiştir.
Bu durumda bir uyuşmazlığın 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kaldığının kabulü için aynı yasanın 2.maddesinde öngörülen tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu tüketici işleminin olması gerekir.
Somut olayda, taraflar arasında düzenlenen sözleşme tüketici sözleşmesi niteliğinde değildir. Davada bankacılık işleminden kaynaklanan alacak talep edilmiş olup, mülga 6762 sayılı TTK’nın 4 ve 5. maddeleri ve 6102 sayılı TTK’nın 4/1-f maddesi uyarınca, bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları, ticari dava sayılacağından, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un uygulanmasını gerektirir bir husus yoktur (Yarg. 11. HD,15.12.2014 tarih, 2014/13340-19753 E.K sayılı kararı).
Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince işin esasına girilerek toplanan deliller hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar tesisinde isabet görülmemiştir.
Bu nedenlerle, istinaf başvurusu haklı bulunduğundan; HMK 353/1.a.3.maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nun 353/1.a.3 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın görevli İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı tarafından istinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle ilk derece mahkemesi tarafından değerlendirilmesine,
5-Gerekçeli kararın bir örneğinin, İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
6-Dosyanın derhal kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK.353.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 15/03/2018 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU : HMK. 353/1.a ve 362/1.c maddesi uyarınca karar kesindir.