Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/977 E. 2019/179 K. 07.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/977
KARAR NO : 2019/179
KARAR TARİHİ: 07/02/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/04/2018
NUMARASI : 2016/1127 -2018/396 E.K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin örme kumaş imalatı ve satışı yaptığını, davalıya mal satıp teslim ettiğini, faturalardan kaynaklı cari hesap alacağının tahsili için girişilen icra takibinin davalının itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddine ve %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu sonucunda, davacının, davalı ile olan ticari ilişki dolayısıyla oluşan cari hesap alacağının tahsilini istediği, takip tarihi itibariyle davalının ticari defterlerine göre davacıya 132.020,46 TL borçlu olduğu, davacının ticari defterlerine göre ise takip tarihi itibariyle davalıdan 107.021,55 TL alacaklı olduğu sübut buldu gerekçesiyle davanın kabulüne ve icra inkar tazminatına karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece alınan bilirkişi raporuna itirazlarında satın alınan bir kısım ürünlerin ayıplı olduğunun belirtildiği halde mahkemece ayıp iddiası üzerinde durulmadan bu konu araştırma yapılmadan eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE Dava, itirazın iptali davasıdır.Davacı, faturalara dayalı cari hesap alacağının tahsilini istemiş, davalı ise davacıya borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Somut olayda, davacının davalıya mal satıp teslim ettiği ve icra takip tarihi itibariyle takip tutarınca davalıdan alacaklı olduğu tarafların ticari defter ve kayıtları ile sabittir. Davalı tarafça, takibe itirazında ve gerekse cevap dilekçesinde ve ön inceleme duruşmasında, davacı alacaklıya borcunun olmadığını savunmuş iken yargılamada alınan rapora karşı beyanlarında, satılan bir kısım ürünün ayıplı olduğunu iddia etmiştir.6100 sayılı HMK’nin “Cevap dilekçesini verme süresi” başlıklı 127. maddesinde “Cevap dilekçesini verme süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır.” hükmü; “Süresinde cevap dilekçesi verilmemesinin sonucu” başlıklı 128. maddesinde “Süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş olan davalı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılır.” hükmü yer almıştır.Öte yandan aynı Kanun’un “Ön incelemenin kapsamı” başlıklı 137. maddede “Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerinin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir.” düzenlemesi yer almış, “İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi” başlıklı 141. maddede “Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez.” düzenlemesi yer almıştır.Hal böyle olunca, davalı borçlunun süresinde ayıp savunmasında bulunmadığı gibi, bu savunmanın yukarıda açıklanan iddia ve savunmanın genişletilemeyeceği yasağı ilkesi karşında dinlenemeyeceğinden davalının yerinde olmayan bütün istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir.Yukarıda yapılan değerlendirmeler ışığında, davalı vekilinin, istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Bakiye, 5.482,63 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına, 4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,5-Gerekçeli kararın Yazı İşleri Müdürlüğü tarafından taraflara tebliğine,
6-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 07/02/2019 tarihinde oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.