Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/954 E. 2019/177 K. 07.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/954
KARAR NO : 2019/177
KARAR TARİHİ: 07/02/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/11/2017
NUMARASI : 2014/1160 -2017/1051 E.K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı, davalı tarafından aleyhine bonoya dayalı icra takibine girişildiğini, davalıdan satın alınan hindiler karşılığında bononun düzenlendiğini, ancak hindilerin teslim alındıktan 10 gün içinde 190 adedinin çeşitli hastalıklar nedeniyle töldüğünü, davalıya noter yoluyla keşide edilen ihtarnamenin semeresiz kaldığını, ayıplı mal nedeniyle bedelsiz kalan bononun icra takibine konu yapıldığını ileri sürerek icra takibine konu bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine ve %20 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı, 10.10.2017 tarihli ıslah dilekçesinde, davalı alacaklıya icra baskısı altında 34.547,07-TL ödeme yaptığını, ödediği bu bedel yönünden davanın istirdat davası olarak devam etmesi gerektiğini belirterek dava konusu talebinin 16.457,07-TL arttırarak davalı taraftan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, davadaki tarafların tacir olmadığını, davanın konusunun özünü hayvan alım satımı oluşturduğunu, bu nedenle bu davada görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesinin olduğunu, davacının bonoya konu malları almadığını ileri sürmediğini, hayvanları bakarak ve muayene ederek teslim aldığını, davacının hayvanları usulüne uygun şekilde kafeste taşımak yerine hiç bir önlem almadan kamyon kasasında taşıdığını, bu esnasında hayvanların zarar gördüğünü belirterek davanın reddine ve %20 tazminata karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporları sonucunda, davacı tarafça 01/08/2011 tarihinde davalıya ayıp ihbarında bulunulduğu, 02/08/2011 tarihinde yapılan 2 adet hindinin otopsisinde, bu hindilerde E.Coli infeksiyonu değerlendirmesinin mevcut olduğu, veterinerlik açısından yapılan incelemede de, davalıya ait kümeslerden hayvanların E. Coli infeksiyonu kapmış olması olasılığının yüksek olarak değerlendirildiği, davalının gerekli şartlara ve yasal mevzuata uymayan koşullarda uygun olmayan şekilde hindi satışının gerçekleştirilmiş olması, bunun yanı sıra hayvanların hava şartları müsait sağlıklı nakliye kafes şartları oluşturulmuş nakit araçları ile hindilerin taşınmış olması gerektiği, bu kapsamda davacının da kusuru bulunduğu, nakliyeye bağlı ölümlerin toplu şekilde ve genelde darbelere ve strese bağlı olarak araç içerisinde de gerçekleşebileceği, nakliye sırasında meydana gelen bu durumda davalının bu nedenle meydana gelen ölüm halinde kusurunun bulunmadığı, davalı satıcının ayıplardan sorumluluğunun BK 220. maddesi (E. BK 195. Maddesi) kapsamında yazılı olarak üstlenme durumunun söz konusu olmadığının belirlendiği, bu bağlamda; davaya konu olayda davacıya satılan hindilerin gizli ayıplı olduğu ve süresinde ayıbın davalı tarafa ihbar edildiği, davacı tarafın nakliyeyi usulüne uygun yapmadığı, ayrıca doğru zamanda kesim yapmayarak ve müdahale etmeyerek zararın artmasına sebebiyet verdiği, elde ettiği gelire ilişkin kurtarılan hindilerin net olarak tespitinin yapılamadığı, davacıya %40 ve davalı tarafa %60 oranında kusur izafesinin oluşa uygun bulunduğu, icra takibine konu 18.000,00-TL bedelli bono nedeniyle; davacının %40 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek belirlenen 10.800,00-TL’lik kısma ilişkin borçlu olmadığının tespitiyle takipten sonra vaki ödeme nedeniyle istirdata dönüşen borçlu olunmayan kısım için yansıtılan icra takip giderleri de olmak üzere 18.782,76-TL’nin 19/11/2014 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline hükmedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne davacı tarafın olayda BK 52. Maddesi gereğince %40 kusurlu kabul edilerek davaya konu İstanbul …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyasında takip konusu yapılan 20/01/2012 tarihli 18.000,00 TL bedelli bono ve takip nedeniyle davacının davalıya 10.800,00-TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine, takipten sonra vaki ödeme nedeniyle borçlu olunmayan kısım için yansıtılan icra takip giderleri de dahil olmak üzere 18.782,76 TL’nin 19/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; Hüküm kısmında hem menfi tespite ve hem de istirdata yönelik çelişkili karar verilmesinin usul yasasına aykırı olduğunu, görev itirazı hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmediğini, taraflar tacir olmayıp olayın özü canlı hayvan satımına ilişkin bir ihtilaf olması sebebiyle asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğunu, muvafakat olmamasına rağmen tanık dinlenildiği gibi, delil listesinde olmayan tanığın dinlendiğini, davacının kusurlu teslimi yasal delillerle ispat edemediğinden davasının tamamen reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulünün doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE Davacı, davalıdan satın alınan hindilerin bir kısmının kısa bir süre sonra hastalanarak telef olduğunu, davalı satıcının ayıplı mal sattığını, bu nedenle satım karşılığında verilen bononun bedelsiz kaldığını iddia ederek icra takibine konu edilen bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitini istemiş, davalı davanın reddini savunmuştur. Somut olayda, davacının davalıdan satın aldığı canlı kümes hayvan bedeli karşılığında, dava konusu bonoyu düzenleyerek davalıya verdiği ve taraflar arasında bono metninden kaynaklanan bir ihtilaf bulunmadığı ihtilafsız olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık satıma konu malın ayıplı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Dosyadaki bilgi ve belgelerden ve tarafların tacir olmadıkları anlaşılmaktadır. Bununla birlikte taraflar arasındaki sözleşme ticari satım sözleşmesi de değildir. Uyuşmazlık, bonodan değil, satım sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Hal böyle olunca davayı görmeye Asliye Hukuk Mahkemeleri görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir (Emsal bkz. Yargıtay 13 HD, 01/12/2015 tarih, 2015/29568-2015/34977 E.K sayılı ilamı).Açıklanan bu gerekçelerle, kararı veren ilk derece mahkemesinin görevli olmadığı, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu anlaşıldığından, HMK’nın 353/1.a.3. maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf sebepleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.a.3. maddesi uyarınca, kararı veren İlk Derece Mahkemesinin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA,2-Dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine fiziken ve UYAP üzerinden derhal aktarılmak üzere, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Davalı tarafından yatırılan istinaf harçlarının ilk derece mahkemesi tarafından talep halinde davalıya iadesine,4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın görevli ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine dair;HMK’nın 353/1.a.3. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 07/02/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.