Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/951 E. 2019/135 K. 31.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/951
KARAR NO : 2019/135
KARAR TARİHİ: 31/01/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/03/2018
NUMARASI : 2017/575 -2018/209 E.K
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili, taraflar arasında ambalaj malzemesi satımı konusu anlaşmaya varıldığını, teslim edilecek malzeme karşılığında dava konusu çekin verildiğini, ancak teslimin gerçekleşmediğini ileri sürerek çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 11.07.2017 tarihli dilekçesi ile, çek bedelinin davadan sonra ödenmek zorunda kalındığını belirterek ödenen çek bedelinin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.Davalı, davacının …i Ltd. Şti.’nin ortağı olduğunu, dava konusu çekin dava dışı şirketin cari hesap borcuna karşılık alındığını, davacının ambalaj alımına ilişkin olarak verdiği çekin dava konusu çek olmayıp, 30.08.2017 tarihli 25.000 TL bedelli çek olduğunu, bu çek karşılığında da davacının ortağı olduğu …A.Ş.’ye ürün teslim edildiğini, davacının iddiasının gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davaya konu çekin keşidecisinin davacı, lehdarının ise davalı olduğu, çekin ödeme aracı olup mevcut bir borcun tasfiyesi amacıyla verildiğinin kabulü gerektiği, bununla birlikte davalı tarafın, çekin başka bir hukuki ilişki kapsamında verildiğini, çekin borçlusunun dava dışı şirket olduğunu ve edimin yerine getirildiğini iddia ettiği, bu durumda çekin bedeline hak kazandığını ispat yükü davalı tarafa ait olup, davalı tarafça iddialarını ispata yarar delil ibraz edilmediği, tanık deliline dayanılmış ise de dava değeri, davanın mahiyeti ve davacı tarafça açık muvafakatın olmadığı hususları nazara alınarak tanık dinlenmesi yönündeki talebin reddine karar verildiği, davalı taraf cevap dilekçesinde yemin deliline dayanmadığından bu hususta hatırlatma yapılmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; dava dışı …l firması ile … matbaa sahibi gerçek kişi tacir davacı arasında grup şirketi ilişkisinin bulunup bulunmadığının araştırılmadığını, müvekkilinin davacı ile aralarında ticari ilişki bulunmadığını, davacının ortağı olduğu şirketler ile ticari ilişkisinin olduğunu, çekin ödenip ödenmediğinin araştırılmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE
Davacı, davalıdan sipariş edilen malzemeye karşılık avans olarak dava konusu çekin verildiğini, ancak mal teslim edilmediğini, çekin karşılıksız kaldığını iddia ederek çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitini istemiş, davadan sonra çek bedelinin ödenmesi nedeniyle istirdata hükmolunmasını talep etmiş, davalı ise dava konusu çekin davacının ortağı olduğu şirketin cari hesap borcuna karşılık alındığını, davacı ile aralarında akdi ilişkinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Dava konusu 18.06.2017 tarihli 24.900 TL bedelli çekin keşidecisi, davacı …, lehtarı davalı … Otomotiv-… olup, onun cirosu ile çeke dava dışı … Ltd. Şti. hamil olduğu ve çek tutarının 19.06.2017 tarihinde tahsil edildiği görülmüştür.Kural olarak çekin mevcut bir borcun tediyesi için verildiğinin kabulü gerekir. Somut olayda, davacı çekin avans olarak verildiğini iddia etmiş olmasına karşın davalı çekin davacının ortağı olduğu şirketin borcuna karşılık verildiğini savunduğuna göre, vasıflı ikrar (gerekçeli inkar) söz konusudur. Başka bir ifadeyle, davalı, dava konusu çekin kendisine verildiğini (maddi vakıayı) ikrar etmiş, ancak bunun davacı tarafından ileri sürülen nedenle ( gelecekte teslim alınacak mal karşılığı) değil, başka bir hukuki nedenle (borç ödemesi için) gönderildiğini savunmak suretiyle vakıanın hukuksal niteliğinin ileri sürülenden farklı olduğunu bildirmiştir. Davalının, ikrar ettiği maddi vakıanın hukuki vasfının ileri sürülünden farklı bulunduğunu bildirmesi karşısında, somut olayda, basit (adi) veya bileşik ikrarın söz konusu olamayacağı çok açıktır. O halde, somut olayda davalının savunması, vasıflı ikrar ( gerekçeli inkar) niteliğindedir ve bu ikrar bölünemez. Bu durumda, vasıflı ikrarda ispat yükü ikrar eden davalı tarafta değil, çekin avans olarak verildiğini ileri süren davacı taraftadır. Davacı vekili dava dilekçesinde “yemin” deliline de dayanmıştır. Ne var ki ilk derece mahkemesince anılan yeminin eda ettirilmesi bakımından davacıya süre ve imkan tanınmadığı gibi bu hususta ilk derece mahkemesince kararda da herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Uyuşmazlık konusu vakıanın ispatı için yeminden başka delili olduğunu beyan etmiş olan taraf dahi yemin teklif edebilir (HMK madde 227/1). T.C. Anayasasının 36.maddesinde, herkes meşru vasıta ve yollarla mahkemelerde iddia ve savunma hakkına sahiptir. Yine, Türk Medeni Kanununun 6. maddesine göre, iddia eden iddiasını ispatla mükelleftir. Davacının iddiasını ispat bakımından yemin deliline de dayandığı anlaşıldığına göre, yukarıdaki açıklamalar karşısında, öncelikle davacı tarafa yemin teklif hakkını kullanmak isteyip istemediğinin sorulması, kullanmak istediği takdirde usulüne uygun bir biçimde davalının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 227 ve devamı maddeleri gereğince davet edilmesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yemine ilişkin hükümleri dikkate alınarak usulüne uygun bir biçimde yemin teklifini kabul ettiği takdirde elde edilecek sonuca göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, ilk derece mahkemesince davacının delil listesinde yer alan ve davanın esasının çözümünde etkili bulunan yemin delili dikkate alınıp, yerine getirilmeden, kararda da bir değerlendirme yapılmadan ispat yükünün tayininde yanılgıya düşerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince bu hususunun yerine getirilmesi amacıyla dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın usulüne uygun şekilde yeniden görülmesi için, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde davalıya iadesine,
4-Davalı tarafından istinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle İlk Derece Mahkemesi tarafından, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair;
HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 31/01/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca karar kesindir.