Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/946 E. 2019/82 K. 24.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/946
KARAR NO : 2019/82
KARAR TARİHİ: 24/01/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/12/2017
NUMARASI : 2016/657- 2017/1565 E.K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde taraflar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan kullanmış olduğu kredi nedeniyle haksız olarak “tahsis ücreti” adı altında kesinti yapıldığını, aynı zamanda ipoteğin kaldırılması işleminde de masraf komisyon alındığını, sözleşmede müvekkili aleyhine olan hükümlerin genel işlem şartlarına aykırı olduğundan davalı bankanın işlemi haksız ve dayanaksız olduğunu, masraf ve komisyon adı altında tahsil edilen kesintinin davalıdan tahsili için girişilen icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıya kullandırılan kredinin genel kredi sözleşmesi kapsamında ticari kredi olduğunu, davacıdan tahsil edilen masraf ve komisyonların taraflar arasındaki sözleşmeye dayandığını, bankacılık mevzuatına da uygun olduğunu belirtilerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalı banka tarafından davacıya toplam 250.000 TL ticari ihtiyaç kredisinin kullandırıldığı, söz konusu kredi sebebiyle 9.047,62TL kredi tahsis ücreti ve 500,00 TL ipotek fek ücreti olmak üzere toplam 9.547,62 TL miktarında tahsilat yapıldığı, davalı bankanın bir kredi kurumu, yaptığı iş ve işlemlerden ücret, masraf, komisyon gibi bedelleri elde etmesi ticari hayatın bir gereği olup, nihayetinde bankalar da nihai amacı kar elde etmek olan kuruluşlardan olduğu, bu nedenle davalı bankaların verdiği hizmetler karşılığı ücret almasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığı, ancak bankalar söz konusu ücret, komisyon ve benzeri isimlerle alacakları tahsil ederken düzenlenen sözleşmeyi imzalayan gerçek yada tüzel kişinin banka karşısındaki konumu ve kredi kullanma zorunluluğu göz önüne alındığında, genel işlem niteliğinde olan ücret, komisyon vs. miktarların da çok aşırı olmaması gerektiği, yerleşmiş Yargıtay uygulamalarında da bankaların kullandırdıkları krediler için komisyon alabilecekleri, ancak bu komisyon oranının %2’yi geçmemesi gerektiği, zaten bankaların krediyi kullanan şahıstan kullandırılan kredi karşılığı olan faizi, faiz olarak tahakkuk ettiği %2 oranındaki komisyon oranını aşan kredi kullandırım bedellerinin gizli faiz niteliği taşıdığı, bu itibarla herhangi bir işlem karşılığı olmayan sadece komisyon olarak alınan bedellerin kullandırılan kredinin %2’si ile sınırlandırılması gerektiğinden buna göre, davalı banka tarafından davacıdan kesilen komisyon ve ipotek fek bedelinin 5.500,00TL olarak belirlendiği, 4.047,62TL’nin fazladan tahsil edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 4.047,62 TL asıl alacak yönünden itirazın iptali ile takibin devamına, takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, kalan kısımlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı her iki taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
A-Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşmenin tip sözleşme mahiyetinde olduğunu, sözleşmedeki hükmün genel işlem şartlarına aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın tamamen kabulüne karar verilmesini istemiştir.
B-Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyada alınan bilirkişi raporunda, tahsil edilen masraf ve komisyon tutarının bankaca merkez bankasına bildirilen masraf ve komisyon listesine uygun olduğu, emsal banka uygulamalarına kıyasen de makul düzeyde olduğu belirlendiği halde sabit %2 oranının esas alınıp buna göre karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE
Dava, genel kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan kredi kapsamında dosya masrafı adı altında davacıdan tahsil edilen kesintilerin haksız olduğu iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
Somut olayda, taraflar arasında 04.03.2013 tarihli 800.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesinin akdedildiği, bu kredi sözleşmesi çerçevesinde kullandırılan krediden dolayı “kredi tahsis ücreti” adı altında 9.500 TL masraf kesintisi yapıldığı, ayrıca ipotek fekkinden dolayı da 525,00 TL masrafın davacıdan tahsil edildiği ihtilafsızdır.Taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmelerinde komisyon, vergi ve masraflarla ilgili düzenleme mevcut olup, sözleşmede; “Müşteri, Banka’nın Sözleşme ile ekleri uyarınca açtığı ve açacağı her türlü krediler ile hesaplar ve aldığı teminatlar ile ilgili olarak iktisadi koşullar çerçevesinde Banka’nın belirlediği/belirleyeceği veya yetkili merciler tarafından saptanan veya ileride saptanacak olan oranları geçmemek üzere, her nevi komisyon, masraf; hesap işletim ücretini, fon ve Bankacılık Sigorta Muameleleri Vergisi (BSMV), Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu (KKDF) gibi yasal ve Banka düzenlemelerine ve teamüllerine göre talep edilebilecek her türlü ücret masraf, vergi ve sair giderleri ve bunların gider vergilerini, Banka’ya derhal ödemekle yükümlüdür.” denilmiştir.Bankacılık hizmetlerine ilişkin olarak müşterilerden hesap işletim ücreti, masraf, komisyon ve sair adlar altında talep ettikleri ücretlere ilişkin sınırlama getiren tali bir düzenleme bulunmadığından, söz konusu ücretlerde, sözleşme serbestiyeti ilkesi geçerlilik bulmaktadır. Öte yandan tacir olan davacı bankanın, müşterilerine sunduğu bankacılık hizmetleri sebebiyle hizmet bedeli, komisyon, masraf gibi adlar altında münasip bir ücret tahsil etmesine yasal bir engel de bulunmamaktadır. Alınan masraf ve komisyonların genel kredi sözleşmesi kapsamında, tacir olan davacıya kullandırılan ticari krediden kaynaklandığı gibi, taraflar arasında sözleşmenin imzalanmasından önce davalı banka tarafından davacıya genel işlem koşullarının varlığı hakkında açıkça bilgi verildiği, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlandığı, davacının da bu koşulları ve tüm sözleşme hükümlerini müzakere etmek ve sonucunda kabul etmek suretiyle sözleşmeyi imzaladığı gözetildiğinde, sözleşmenin ilgili hükmünün genel işlem şartlarına aykırılığından dolayı geçersizliğinden sözedilemez.Hal böyle olunca, tacir olan davalı bankanın, tacir olan müşterisi davacıya sunduğu bankacılık hizmetleri/kullandırdığı ticari krediler sebebiyle, hizmet bedeli, komisyon, masraf vs. gibi adlar altında münasip bir ücret tahsil etmesine yasal bir engel bulunmadığından sözleşme, bankacılık mevzuatı ve uygulamaları kapsamında davalı bankanın dosyaya sunduğu masraf ve komisyon tarifesi doğrultusunda yapılan kesintinin emsal banka uygulamalarına kıyasen de yerinde ve makul ölçülerde olduğu dosyada alınan bilirkişi raporu ile belirlenmiş olduğundan, davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar tesisi doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden;
1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
B)Davalı vekilinin istinaf başvurusu yönünden;
HMK’nın 353/1.b.2.maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda;
1-Davanın reddine,
2-a)Alınması gerekli 44,40 TL harcın, peşin yatırılan 163,48 TL den mahsubu ile artan 119,08 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
b)Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
c)Davalı tarafından sarfedilen 11,00 TL posta masrafı yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
d)Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre belirlenen 2.725,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
e) Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
3-İstinaf yargılaması yönünden;
a)Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru harcı olarak yatırılan 98,10 TL’nin Hazineye gelir kaydına,
b)İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan peşin istinaf harcının talep halinde davalıya iadesine,
c)Davalı tarafından istinaf aşamasında sarfedilen davetiye ve dosya gönderme gideri 65,00 TL ile 98,10 TL istinaf yoluna başvuru harcı olmak üzere toplam 163,10 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Duruşma açılmadığından, istinaf yargılaması için avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,
5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine dair;
HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 24/01/2019
KANUN YOLU : HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava değerine göre karar kesindir.