Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/943 E. 2019/63 K. 17.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/910
KARAR NO : 2019/62
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/10/2016
NUMARASI : 2015/946- 2016/799 E.K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili tarafından faturalara dayalı cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin yetkiye ve borca itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptaliyle takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkili şirketin tasfiye halinde olup davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddine ve %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu sonucunda, davacının cari hesap alacağına dayanak olarak herhangi bir fatura ya da benzeri belge sunmadığı, dolayısıyla ispat yükü üzerinde olan davacının satılan malların davalıya teslimini usulüne uygun delillerle ispat edemediği, açıkça yemin deliline dayanılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davalının müflis şirkete borçlu olduğunun açıkça ortada olduğunu, müflis şirketin bağlı olduğu vergi dairesinden ilgili döneme ilişkin BA-BS formlarının istenmesi durumunda davalıdan alacaklı olduğunun açıkça görüleceğini, kaldı ki iflas tasfiye dosyasındaki bilirkişi raporunda da alacağın sabit olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE
Dava, itirazın iptali davasıdır.
Davacı, faturalara dayalı cari hesap bakiye alacağının tahsilini istemiş, davalı ise davanın reddini savunmuştur.İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçeler doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce davalı şirketin güncel ticaret sicil kayıtları dosyaya kazandırılmış olup, davalı şirketin ticaret sicil kayıtlarında, davalı şirketin 28.11.2013 tarihinde tasfiyeye girdiği, 03.12.2013 tarihinde tescil edilerek 09.12.2013 tarihinde ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği, tasfiye halindeki davalı şirketin 26.12.2014 tarihinde tasfiye sonu kararı alarak 31.12.2014 tarihinde ticaret sicilinden terkin edilmiş olduğu görülmüştür.Bu kez davalı şirketin 08.02.2017 tarihinde mahkeme kararıyla ihya edildiği, 03.04.2018 tarihinde tescil edilen kararın ticaret sicil gazetesinde 09.04.2018 tarihinde ilan edildiği tespit edilmiş ise de, bu ihyanın sınırlı olup olmadığı anlaşılamamaktadır.Bu durumda, tüzel kişiliği sona eren davalı şirket, hak ehliyetini ve bunun usul hukukundaki yansıması olan taraf ehliyetini yargılama sırasında (HMK m.50) kaybetmiştir. Taraf ehliyetinin bulunması HMK 14/1.d maddesi uyarınca dava şartıdır.Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle tasfiye olan şirket hakkında verilen ihya kararının sınırlı olup olmadığı ve sonucuna göre gerektiğinde, ihyası için davacı tarafa mehil verilip ihya edilmesi ile taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilmesi gerekirken bu yön gözetilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan yazılı gerekçeyle hüküm kurulması doğru değildir.Diğer taraftan, ilk derece mahkemesi gerekçesinde de vurgulandığı üzere, davacı şirket hakkında iflas kararı verildiği, müflis şirketin alacaklı olduğu ileri sürülerek eldeki davanın davalıya yöneltildiği hususları ihtilafsızdır. HMK’nın 84 vd. maddelerinde düzenlenen teminat, hukuki nitelik açısından HMK’nın 114/1-ğ maddesi uyarınca dava şartı niteliğinde olup, yargılamanın her aşamısında mahkemelerce resen gözetilecek hususlardandır.Davada taraf teşkili ve teminat şartı usulüne uygun olarak sağlanmadan ve bu konuda davanın görülebilmesine ilişkin şartlar tamamlanmadan işin esasına girilerek karar verilmiş olması doğru olmadığından, ilk derece mahkemesinin kararının dava şartlarına aykırılık nedeniyle HMK’nın 353/1.a.4. maddesi gereğince kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın, yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-İstinaf başvuru harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan harcın istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından istinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin, esas hükümle birlikte, İlk Derece Mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair;
HMK’nın 353/1.a.4. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/01/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU : HMK. 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.