Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/94 E. 2018/215 K. 08.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/94
KARAR NO : 2018/215
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/09/2017
NUMARASI : 2015/787 2017/915
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili … 2013 yılından itibaren eşi … ayrı yaşadığını, aralarındaki boşanma davasının halen devam ettiğini, 2013 yılından önce … vekil tayin ettiğini, …. vekalet görevini kötüye kullanarak müvekkilini borç altına soktuğunu ve İTO’da kayıtlı davalı şirketi kurduğunu, müvekkilinin şirketle ilişkisinin bulunmadığını, bu konuda …. ihtarname gönderdiğini belirterek müvekkilinin şirketin kuruluşundan itibaren şirkete ortak olmadığının tespitine, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde müvekkilinin şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili 26/09/2016 tarihli duruşmada, müvekkilinin şirkete ortak olmadığını, ortak olma iradesinin bulunmadığını, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını, …. vekalete dayanarak şirketi kurduğunu, bu sebeple müvekkilinin davalı şirketin ortağı olmadığının tespitine, bu talebinin kabul edilmemesi halinde müvekkilinin şirket ortaklığından bila bedel çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi kararında; davacı vekili 6 nolu celsede, müvekkilinin davalı şirketten bila bedel çıkmasını talep ettiğinden davanın kabulü ile davacının davalı şirketten bila bedel çıkmasına karar vermiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;Davada terditli talepte bulunduklarını, öncelikle müvekillinin ortaklık koruma iradesi bulunmadığından hukuki işlemin yani ortaklığın, şirketin kuruluş tarihinden itibaren geçersiz olduğunun tespitine, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde müvekkilinin ortaklıktan çıkmasına izin verilmesini talep etmelerine rağmen, mahkemenin doğrudan çıkmaya karar verdiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının bu gerekçe ile kaldırılmasını talep etmiştir.
İCELEME VE GEREKÇE Davacı, davalı şirketteki ortaklığının kuruluş tarihinden itibaren geçersiz olduğunun tespitine, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde ortaklıktan çıkmasına izin verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesi, davacının doğrudan ortaklıktan çıkmasına karar vermiştir.HMK 111.maddesinde,” davacı, aynı davalıya karşı birden fazla talebini, aralarında aslilik-ferilik ilişkisi kurmak suretiyle, aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Bunun için, talepler arasında hukuki veya ekonomik bir bağlantının bulunması şarttır. Mahkeme, davacının asli talebinin esastan reddine karar vermedikçe, feri talebini incelemeyez ve hükme bağlayamaz” hükmü getirilmiştir.Davacı, talebini terditli olarak ileri sürmüştür. İlk talebi şirketin kuruluş tarihinden itibaren ortak olmadığının tespitine yöneliktir. Bu talep hiç karşılanmadan davacı vekilinin duruşmadaki beyanı esas alınmak suretiyle ortaklıktan çıkmasına karar vermiştir. Davacının birinci talebi hakkında dosyaya sunulan deliller hiç tartışılmamış, değerlendirilmemiş ve ve bu talep hakkında karar verilmemiştir.Anayasa’nın 141/3. maddesi ”Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır” hükmünü içermektedir. HMK’nun 297/c, 27/c maddelerinde ise mahkeme kararlarında her iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutma nedenleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonucu ve hukuki sebeplerin açıkça gösterilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır.Gerekçe, kararın denetiminin yapılabilmesi ve tarafların kararın doğruluğu veya yanlışlığı konusunda fikir sahibi olmasını sağlayarak kanun yollarına başvurma konusundaki tutumlarının belirlenebilmesi açısından önemli bir işlev görür. HMK’nun 297.maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının gerekçeli olması, kararda tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakalar hakkında toplanan delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi, aynı maddenin 2. bendine göre de tüm talepler hakkında şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların ayrı ayrı gösterilmesi zorunludur.Öte yandan HMK’nun 353/1.a.6.maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesince tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması halinde, bölge adliye mahkemesince işin esası incelenmeden, mahkeme kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için, dosyanın kararı veren mahkemeye veya yargı çevresi içindeki başka bir mahkemeye gönderilmesine duruşma yapılmaksızın kesin olarak karar verilir. Yukarıda da belirtildiği gibi, davacının ilk talebi hakkında mahkemece karar verilmeden davacının ikinci talebi hakkında karar vermiştir. HMK’nın 111.maddesi uyarınca, ikinci (feri) talep hakkında karar verilebilmesinin koşulu, ilk talep hakkında esastan bir karar verilmesidir. İlk derece mahkemesi bu koşulu ihlal ettiği gibi; asıl talep hakkında delilleri hiç değerlendirilmemiş ve asıl talep hakkında hiç karar vermemiştir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6.maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, öncelikle asli talep hakkında deliller değerlendirilmek suretiyle yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA,2-Davanın, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde iadesine,4-Davacı tarafından istinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte, İlk Derece Mahkemesi tarafından, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın bir örneğinin İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair;Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.353/1.a.6.maddesi uyarınca, 08/03/2018 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.