Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/93 E. 2018/327 K. 29.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/93
KARAR NO : 2018/327
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2017
NUMARASI : 2015/159- 2017/893 E.K
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLAR İDDİA VE SAVUNMA ÖZETİ Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı … A.Ş. arasında nakliyat emtea abonman sigorta sözleşmesi akdedildiğini, dava dışı …. AŞ tarafından nakliye rizikosuna karşı menfaatleri sigorta edilen dava dışı …. AŞ tarafından ABD’de yerleşik ….. isimli firmaya satılan 28 adet 14 takım (28 kap, brüt 826 kg) klima emtiasının davalı tarafından hava yolu ile taşındığını, ancak 28 adet, 14 takım demonte klima emtiasından 5 adet yoğunlaştırıcı/condenser emtiası alıcıya hasarlı bir şekilde teslim edildiğini, müvekkili adına ABD’deki ekspertiz şirketi tarafından düzenlenen raporda ve gerekse Türkiye’de alınan ekspertiz raporunda, 5 adet yoğunlaştırıcı emtiasının kırılarak, dağılarak ve ezilerek hasara uğradığının tespit edildiğini, sigortalının zararı karşılanarak haklarına halef olunduğunu ileri sürerek sigortalıya ödenen 15.000,00-TL’nin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, somut olaya montreal konvansyonu hükümlerinin uygulanması gerektiğini, müvekkiline süresi içinde usulüne uygun olarak ihbarda bulunulmadığını, kargonun muhteviyatında hasar olmayıp, sadece ambalajında yırtık ve eziklerin bulunduğunun belirtildiğini, hasarın müvekkilinin uhdesindeyken gerçekleştiğinin ispat edilemediğini, müvekkilinin sorumluluğunun hasarlı teslim olunan kargonun kilogramı ile 19 SDR’nin çarpımı sonucu bulunacak üst limitle sınırlı olmak kaydıyla ispat edilecek gerçek zararla sınırlı olduğunu, faiz talebinin başlangıcının karar tarihi olması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, kargonun taşıma esnasında hasarlandığı ve hasarlı olarak teslim alındığı konusunda davalıya derhal ve 14 gün içerisinde herhangi bir yazılı şikayette bulunulmadığı, davacı tarafça her ne kadar klimalarda zayi meydana geldiği ileri sürülmüş ise de, somut olayın oluş şekline göre, zayi durumunun değil, hasar durumunun sözkonusu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; somut olayda hasarın değil, zayinin sözkonusu olduğunu, bilirkişi raporunda hasar mı yoksa zayi mi konusunda teknik değerlendirme yapılmadığını, ek raporda ıslah beyanlarının ve kök rapora itirazlarının değerlendirilmediğini, zayi durumunda ihbara lüzum bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE Dava, TTK 1472. maddesi gereğince nakliyat sigortacısı tarafından hava taşıyıcısı aleyhine açılan, halefiyet ilkesine dayalı rücuen tazminat davasıdır. İlk derece mahkemesince, dava konusu taşımaya konu emtianın taşımada hasarlandığı, ancak süresi içinde usulüne uygun hasar ihbarının yapılmadığı, emtianın zayi olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Somut olayda, dava konusu klima emtiasının davalı tarafından 25.07.2014 tarihinde Adana’dan İstanbul’a, 28.07.2014 tarihinde ise İstanbul’dan ABD’ye havayolu ile taşındığı konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık dava konusu emtiada meydana gelen zararın hasar mı yoksa zayi kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. …., bir maldan ekonomik olarak yararlanma imkanının ortadan kalkması durumunu ifade etmektedir. Buna göre ziya halinin gerçekleşmesi için bir malın cismen yok olması bir zorunlı bir şart değildir. Malın cismen mevcut olması halinde dahi ondan ekonomik olarak istifade etme imkanının kalmaması durumunda zıya hali söz konusu olmaktadır. Hasar kavramı ise, Bir malın ekonomik kıymetini azaltan zararlar olarak açıklanmaktadır. Durum her ne kadar böyle olsa da malın uğradığı zarar ondan elde edilmesi beklenen ekonomik yararı tamamen kaldıracak nitelikteyse artık hasardan değil ziya halinden bahsedilmesi gerekmektedir. Taşımaya konu emtianın 14 parça kondansatör ve 14 parça evaporatör olmak üzere 1 parça kondansatör ve 1 parça evaporatör birlikte monte edildiğinde 1 split klima oluştuğu gözetildiğinde 14 takım split klima, 28 parça ve 826 kg’dan oluştuğu ve kargonun demonte olarak 28 parça halinde yüklendiği sabittir. Dosya kapsamında bulunan davacı sigorta şirketinin talimatı üzerine ABD’deki ekspertiz şirketi tarafından düzenlenen 16.09.2014 tarihli raporda; 5 adet kondansatörün peteklerinde belirgin darbelerden, hortum girişlerindeki kırık plastik kapaklardan ve üst plaklardaki ve köşe dikmelerindeki belirgin çöküntülerden oluşan fiziksel hasarlardan dolayı alıcı firma tarafından kabul edilmediği belirtilmiştir. Bu durumda teknik olarak 2 ana parçadan tek ürün olan split klima emtiasının mütemmim cüzü olan kondansatörün hasarlandığı sabit olup, dolayısıyla somut olayda zayi değil hasar olgusunun bulunduğunun kabulü gerekir. İlk derece mahkemesinin bu yöndeki gerekçesi ve değerlendirmesi yerindedir. Bu açıklamalar ışığında; somut olaya uygulanması gereken, Montreal Konvansiyonun 31.maddesinde esasen hasar durumunda ihbar yapılması öngörülmüş olup, süresi içinde usulüne uygun hasar ihbar yükümlülüğünün yerine getirildiği dosya kapsamı itibariyle kanıtlanamadığından yerinde görülmeyen istinaf sebeplerinin tümünün reddi gerekmiştir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Gerekçeli kararın birer örneğinin ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK.353.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 29/03/2018