Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/929 E. 2019/671 K. 09.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/929
KARAR NO : 2019/671
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/11/2017
NUMARASI : 2015/498E. 2017/401K.L
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin verilen hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı … Ltd. Şirketi arasında nakliyat sigorta poliçesi bulunduğunu, bu şirket tarafından İtalya’da bulunan … isimli şirkete satışı yapılan polietilen rulo film emtiasının İzmir Limanı’ndan İtalya’ya gemi ile nakliyesinin davalı şirket tarafından üstlenildiğini, emtianın İtalya’da alıcısı tarafından teslim alındıktan sonra yapılan kontrollerde hasarlı olduğunun tespit edilip bu hususun taşıma sevk irsaliyesine şerh verildiğini, ekspertiz raporunda 16.138,10 TL hasar bedeli tespit edildiğini, müvekkili tarafından hasar bedelinin 01/07/2014 tarihinde sigortalısına ödendiğini, böylelikle müvekkilinin sigortalısının dava ve talep haklarına halef olduğunu, hasar bedelinin yapılan tüm ihtarlara rağmen davalı tarafça ödenmediğini, bu nedenle Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı nedeniyle takibin durdurulduğunu, takibe itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile icra takibinin devamına, alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; emtianın hasarlı olduğuna ilişkin olarak taşıyıcıya süresinde usulüne uygun olarak ihbarda bulunulmadığını, hasarın sigorta teminatı kapsamında kalıp kalmadığının bilirkişi aracılığıyla tespit edilmesi gerektiğini, zarar iddiası ile miktarının ispata muhtaç olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla talep edilen zarar miktarının da fahiş olduğunu, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı da talep edilemeyeceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”…Dava konusu deniz taşımasının konişmento üzerinde belirtildiği üzere FCL (full container load) şeklinde gerçekleştirildiği, FCL kaydının yükün tek bir yükleyici tarafından yüklenip bir alıcıya sevk edilmesi anlamını ifade ettiği, yine konişmentoda yer alan shippers load count, stown kaydına göre yükün yükleten tarafından yüklenip istiflenerek konteynerin mühürlü vaziyette alıcıya teslim edildiğinin kabulü gerektiği, konteyner içi yüklemede metal bar ve kalasların kullanılmasının doğru bir yöntem olmadığı, bu türde bir konteyner içi yükte paletlerin eşit boyut ve ağırlıkta olması ve sıtrap filmlerle sarılarak arada kalan boşlukların hava yastıkları ile doldurulmasının doğru bir yöntem olduğu, aksi durumda emtianın metal bar ve ahşaplara sürterek hasar görmesi ve konteyner içerisinde devrilmesinin kaçınılmaz olduğu, nitekim ekspertiz raporunda da hasarın üst üste istiflenmiş bobinlerin arkaya doğru kayması sonucu gerçekleştiğinin belirtildiği, yüklemeyi gönderenin gerçekleştirmiş olduğu taşımalarda taşıyanın yükleme ve sabitlemeye iştirak ve gözetim yükümlülüğü ile bu konuda gerekli bildirimlerde bulunma sorumluluğu mevcut olmakla birlikte, somut uyuşmazlıkta olduğu gibi komple konteyner taşımalarda konteyner içi yükleme, sabitleme işlemleri gönderen tarafından yapılıp konteyner mühürlü vaziyette taşıyıcıya teslim edildiğinden, taşıyıcının yüklemeyi gözetleme ve bu konuda bildirim yükümlülüğünün bulunmadığı, somut uyuşmazlıkta hasarın hangi aşamada meydana geldiği kesin olarak belirlenemediği ancak hasar deniz nakliyesi sırasında meydana gelmiş olsa bile FCL komple konteyner olarak gerçekleştirilen taşımada gönderenin gerçekleştirdiği istifleme ve sabitleme hatası sebebiyle meydana geldiğinden TTK nun 1178. maddesine göre davalı taşıyanın sorumlu tutulamayacağı kanaatine varıldığı…” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; İlk derece mahkemesince, “hasarın yükün konteyner içinde sabitlenmesinden kaynaklandığı” kabul edildiğini, oysa zararın sebebinin tamamen farklı olduğunu,Yine ilk derece mahkemesince her ne kadar hasarın davaya konu taşımanın hangi aşamasında meydana geldiğinin tespit edilemediği kabul edilmiş olsa da yük daha alıcısının tesisine ulaşmadan, davalı taşıyanın sorumluluğunda iken taşıma irsaliyesine hasar kaydı düşüldüğünü, hasarın deniz taşıması sırasında meydana geldiğinin dosyadaki ilk bilirkişi heyeti raporu ile de ispat olunduğunu, 29.05.2014 tarihli Ekspertiz Raporu’nda “Fotoğraflarda ve Ekspertiz Raporunda istifleme yapılırken ruloların kaymaması için mertal bar ve ahşap kalas kullanıldığı görülmektedir.” şeklinde tespit yapılmış olduğunu, şu halde konteyner içi istif hatasından bahsetmenin mümkün olmadığını,Davalının navlun faturası düzenlemekle taşıyan sıfatını haiz ve TTK m. 1061 gereği taşımanın tamamından doğacak zararlardan mesul olduğunu, Yükün usulüne uygun olarak istif edilip edilmediğinin denetiminin kendisinde olması sebebiyle, taşıyanın yükün istifi hususunda gönderene yetki veremeyeceğini, kaldı ki istifin gönderen tarafından yapılması ihtimalinde dahi, istiften dolayı taşıyanın sorumlu olmaya devam edeceğini,Dolayısıyla, ilk derece mahkemesi kararının aksine FCL kaydı bulunsa dahi davalı taşıyanın yüke özen borcu gereği sorumluluğu ve yükümlülüklerinin devam ettiğini,İlk derece mahkemesince hasar ihbarı yapılıp yapılmadığına ilişkin değerlendirmeler dikkate alınmaksızın davalının sorumlu olmayacağı yönünde kurulan hükmün hatalı olduğunu,Somut olayda yük daha tahliye limanındayken 28.04.2014 tarihli sevk irsaliyesine hasar kavdı düşüldüğünü ve dahası 09.05.2014 tarihinde yani üç günlük yasal süresi içinde de hasarın yazılı olarak taşıyana bildirildiğini, taşıtanın ispat yükünü yerine getirdiğini,Bir an için usulüne uygun ihbarın yapılmadığı varsayımında dahi tahliye limanında taşıma sevk irsaliyesine hasar kaydı düşülmekle hasarın deniz taşıması sırasında davalı sorumluluğunda meydana geldiğinin sübut bulduğunu, İtirazları karşılar nitelikte yeniden bilirkişi raporu alınması gerektiğini,Açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, deniz taşıması sırasında emtiada meydana gelen hasarın davalı taşıyıcıdan tahsili istemiyle, nakliyat sigortacısı tarafından açılmış bir rücuen tazminat davasıdır.İlk derece mahkemesince, hasarın davalı taşıyıcının sorumluluğu kapsamında olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Uyuşmazlık konusu, davalı nakliyecinin taşımasını gerçekleştirdiği emtiadaki hasarın taşıma sırasında mı meydana geldiği, yoksa emtianın yanlış istiflenmesinden kaynaklı olarak mı ortaya çıktığı, hasar kapsamında davacı şirketin sigortalısına ödediği ve davalıdan talep ettiği tazminat miktarının gerçek zarar miktarıyla uyuşup uyuşmadığı, meydana gelen zarardan dolayı nakliyecinin sorumlu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.Somut uyuşmazlıkta, dava dışı … adlı şirket, ….TİC.LTD.ŞTİ. adlı firmadan “Polietilen rulolu film” emtiası satın almıştır. Söz konusu emtia 1 adet konteyner içerisine konulmuş davalı … Tic. A.Ş. aracılığıyla İzmir Limanında gemiye yüklenmiştir. Emtianın İZMİR/Türkiye’den İTALYA’ya deniz yoluyla nakliyesi davalı tarafından gerçekleştirilmiştir. 16/04/2014 tarihinde davacı ile dava dışı …Ltd. Şti. arasında davaya konu taşınan emtiaya ilişkin olarak emtia nakliyat sigorta poliçesi düzenlenmiştir. Yine dosya kapsamındaki davalı tarafından keşide edilen fatura incelendiğinde; davacının sigortalısının dava dışı … yapmış olduğu satışın CIF satış şeklinde olduğu görülmektedir. CIF kaydı satışta hasar, emtianın yükleme limanında gemiye yüklenmesi ile birlikte alıcıya geçtiğinden satıcının alıcı adına malları sigorta ettirmesi, sigorta bedelini ödemesi, rizikodan sonra sigortacının sigortalıya ödemede bulunması halinde sigortacının halefiyet hakkı doğar. Dosya kapsamındaki hasar tazminat makbuzu ve ibraname gözönünde bulundurulduğunda davacı … şirketinin aktif dava ehliyetinin olduğu görülmektedir.Taşımanın kapalı konteynerla yapıldığı, konşimentoda “STC” ve “Shippers load, stow, count” klozlarına yer verildiği, bu kaydın “içeriğinin belli olmadığı ve yükleten tarafından sayılarak istiflendiği ve mühürlendiği” anlamına geldiği, TTK’nun 1178.maddesi uyarınca, davacının, davalı taşıyanı sorumlu tutulabilmesi için – yükün taşıyana hasarsız teslim edildiği hususunda üzerine düşen ispat yükümlülüğünü yerine getirmesi gerektiği, dosyada bulunan klozlar nedeniyle davalı nakliye şirketinin sorumlu olamayacağı, zira istifin yükletence yapıldığı ve konteynerin mühürlendikten sonra gemiye konulduğu, yüklemenin nasıl yapıldığının ve kaymayı önlemek için gerekli tedbirlerin alınıp alınmadığının taşıyan tarafından kontrol edilemeyeceği, hasarın da konteyner içi yükleme ve istiflemenin iyi yapılmamasından kaynaklandığı sonucuna ulaşılmaktadır. Dava konusu taşımada emtianın mühürlü konteyner içerisinde taşıyana teslim edildiği ve dolayısıyla dışarıdan bakarak hasarı anlamasının mümkün olmadığı gibi davalının mühürlü konteyneri açarak kontrol etme yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Bu durumda davalı şirkete kusur yüklemek mümkün değildir.Konteynerin İtalya- Salermo Limanında tahliye edilmesinden önce kapağının açıldığı ve ruloların konteynerin arkasına doğru kaymış olduğunun belirlendiği anlaşılmaktadır. Eksper raporu tespitleri “üst üste istiflenmiş bobinlerin sabitleme hatası sebebiyle” konteyner içerisindeki yüklerin birbirlerine çarparak zarar vermesidir. Öte yandan dosya kapsamında hasarın konteynerin gemiye yüklenmesi, boşaltılması veya elleçlenmesi sırasında oluştuğuna ilişkin hasar raporunun bulunmadığı görülmekle, uyuşmazlığa konu olan hasarın deniz taşıması sırasında ve davalı taşıyıcının sorumluluğundaki bir olaydan meydana geldiğinin davacı tarafından ispat edilemediği kanaatine ulaşılmıştır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5-Gerekçeli kararın birer örneğinin ilk derece mahkemesince, taraflara tebliğine,6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 09/05/2019