Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/925 E. 2019/306 K. 28.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/925
KARAR NO : 2019/306
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4.Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2014/2063 Esas – 2018/221 Karar
KARAR TARİHİ: 13/03/2018
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı, süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, müvekkili sigorta şirketine nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalı emtianın davalının sorumluluğunda taşınması sırasında oluştuğu iddia edilen ve sigortalısına ödenen hasar bedelinin, davalıdan TTK’nın 1472. maddesi gereğince rücuen tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi gereğince iptaline karar verilmesi istemli dava açılmıştır.Davalı şirket vekili savunmasında özetle; dava konusu taşıma işini … Ltd. isimli İran firmasının yaptığını, müvekkili şirketin yük taşıyan … firmasının acentesi olduğunu, davanın … firmasına yöneltilmesi gerekirken doğrudan müvekkiline yönetilmesinin usulsüz olduğunu, bu sebeple husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, yükü taşıyan … firması ile … arasında CMR sigorta anlaşmasının bulunduğu, trafik kazası sonucu oluşan hasardan ve davacının hasar talebinin tüm aşamalarından … firmasına bilgi verildiğini, davanın rücu imkânı sebebiyle … firmasına ve …’ne ihbarını talep ettiklerini, taşıma anlaşmasında taşımanın İran tırları ile yapılacağının, CMR sigortasının taşıyan firmaya, mal sigortasının müşteriye ait olduğunun, herhangi bir zarardan müvekkili … sorumlu olmadığının belirtildiği, hasarın trafik kazası sonucunda oluştuğu, trafik kaza raporunda kazanın havanın yağışlı, yolun kaygan olmasından kaynaklandığının belirtildiği, olayda kaçınılmazlık olgusunun araştırılmasının gerektiği, bazı makinelerin bir kısmının hasar gördüğünü, bazılarının ise yenisi ile değiştirildiğinin anlaşıldığını, kısmen hasarlı makinelerin yenisi ile değiştirilen makinelerin bedelinin oluşan zarardan tenzil edilmediğini, onarım dışı kalan ve yenisi ile değiştirilen makine ve bunlara ilişkin aksamın hurda bedelinin toplam zarardan tenzil edilmesinin ve gerçek zararın araştırılmasının gerektiğini, icra dosyasında faizin hangi tarihten başlatıldığının anlaşılamadığını, CMR’den kaynaklanan tazminat miktarına temerrüt tarihinden/sigorta şirketinin sigortalısına ödeme yapmış olduğu tarihten faiz işletilmesinin gerektiğini (CMR.m. 27), CMR Konvansiyonu’nun senelik %5 faiz ödenmesini düzenlediğini, davacının avans faizi isteyemeyeceğini, dava konusunun yargılamayı gerektirmesi sebebiyle icra inkâr tazminatının reddinin gerektiğini, sigortalıya Euro üzerinden ödeme yapılmış olup, takibin TL olarak yapıldığını, TL cinsinden ödeme talep edildiğinden, sigortalıya yapılan ödeme tarihindeki kura göre TL karşılığının fazla hesaplandığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 13/032018 tarihli, 2014/2063 Esas – 2018/221 Karar sayılı kararında; “…Kök ve ek raporlardan alıntısı yapılan işbu tespitler, dosyada mevcut bilgi ve belgeleri karşılar mahiyette oluşu, olayda uygulanması gerekli CMR hükümleri ve Yargıtay içtihatları doğrultusunda düzenlenmiş olması, bilimsel ve teknik verilere dayalı olması nedenleriyle mahkememizce de benimsenmiştir ancak; bilirkişi raporunda, 13.680 Euro’ luk KDV ödemesinin, ihraç amacıyla satılan emtia olması sebebiyle KDV Kanunun 11/1-c maddesi gereğince talep edilemeyeceği belirtilmişse de, işbu KDV ödemesinin hasarlı emtianın onarım masraflarına ilişkin olduğu, ihraca ilişkin olarak düzenlenen faturaya dayalı olarak istenen KDV olmadığı, bu haliyle davacının 13.680 Euro’ luk KDV ödemesine ilişkin isteminin de yerinde olduğu kabul edilmiştir. Bilirkişi raporunda tespiti yapılmayan 13.680 Euro’ nun 12.04.2013 tarihi itibariyle (13.680 x 2,3403 =) 32.015,30 TL olduğu, 18.07.2013 tarihinden takip tarihine kadar olan süre için işlemiş faizin (166×32.015,30x%13,75 /365 + 72×32.015,30x%11,75 /365 = 2.002,05 + 742,05 =) 2.744,10 TL olduğu anlaşılmıştır. Bu kapsamda, davacının aktif, davalının pasif husumet ehliyetinin olduğu, meydana gelen kaza nedeniyle kabul edilen 76.000 Euro hasar bedelinden, 13.680 Euro KDV ödemesinden ve takibin TL üzerinden talep edilmiş olması sebebiyle temerrüt tarihi itibariyle işlemiş avans faizden (177.862,80 + 32.015,30 = 209.878,10 TL asıl ve 15.245,04 + 2.744,10 = 17.989,14 işlemiş faiz) davalının sorumlu olduğu (benzer mahiyette Y. 11. HD 2016/816-2017/3432 E-K sayılı ilamı) kabul edilmesi gerektiği…” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, itirazın kısmen iptali ile takibin 209.878,10 TL asıl alacak, 17.989,14 TL işlemiş faiz yönünden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte kaldığı yerden aynen devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacağın yargılama ile belirlenebilir nitelikte olması sebebiyle şartları oluşmadığından icra inkar tazminatının reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:İlk derece mahkemesi tarafından, davalı taşıyıcının sorumluluğunun davaya konu kazanın meydana geldiği tarihteki kurun esas alınması suretiyle belirlenmesi ve hesaplamanın 12.04.2013 tarihindeki kur üzerinden yapılması gerektiğinden bahisle davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yargıtay kararları kapsamında davaya konu hasar nedeniyle müvekkili şirket tarafından sigortalısına yapılan her iki ödeme tarihine ilişkin TCMB kurlarını gösteren internet çıktıları da nazara alınarak, tazminat hesabında, müvekkili şirket tarafından sigortalısına yapılan ödeme tarihleri olan 10.06.2013 (2,5105 Euro) ile 12.11.2013 (2,7552 Euro) tarihlerindeki Euro efektif satış kurunun esas alınmasının gerekeceğini, hasarın gerçekleştiği tarihteki kurun esas alınmasının yerinde olmadığını ileri sürerek, davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak, davanın tümüyle kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava; davacı … şirketine nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalı emtianın davalının sorumluluğunda taşınması sırasında oluştuğu iddia edilen ve sigortalısına ödenen hasar bedelinin, davalıdan TTK’nın 1472. maddesi gereğince rücuen tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi gereğince iptali isteğine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı vekilince davalı taşıyıcının sorumluluğunun, hasara neden olan kazanın meydana geldiği tarihteki kurun esas alınarak belirlenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek karar istinaf edilmiştir. Mahkemece alınan 03.11.2017 tarihli ek bilirkişi rapor içeriğinde de işaret edilip yer verildiği üzere, konuyla emsal teşkil eden Yargıtay 11. HD’nin 22.05.2008 T. 2006/14188 E.- 2008/6700 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, taşıyıcının gerçek zarardan sorumluluğu ilkesi uyarınca, taşıyıcıya rücu edilebilecek tutarın belirlenmesinde zararın doğduğu tarihteki kur esas alınarak bulunacak TL karşılığının dikkate alınması gerekeceğinden, davacı vekilinin istinaf nedeni yerinde değildir.İlk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353.1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 28/02/2019