Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/911 E. 2019/61 K. 17.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/911
KARAR NO : 2019/61
KARAR TARİHİ: 17/01/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/03/2018
NUMARASI : 2017/1024- 2018/293 E.K
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili, davalının dava dışı grup şirketlerinden …. Tic. Ltd. Şti.’nin birtakım malların hava kargo yoluyla taşınması işini gerçekleştirdiğini, taşınan emtiaya ilişkin düzenlenen konşimentoda, faturada ve hava yükleme talimatında da gönderici firma olarak adı geçen firmanın yer aldığını, ancak sözkonusu taşımaya ilişkin olarak faturanın müvekkiline gönderildiğini, faturaya itiraz edilerek iade edildiğini, buna rağmen faturanın müvekkili aleyhine icra takibine konu yapıldığını, müvekkilinin faturadan dolayı sorumlu olmadığını ileri sürerek icra takibine konu 31.05.2017 tarihli 44.899,25 TL bedelli faturadan dolayı borçlu olmadığının tespitine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, uyuşmazlığa konu fatura içeriği hizmetin davacıya verildiğini, davacının icra takibine konu edilen faturalardan yalnızca yüksek miktarlı olanını dava konusu etmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, her iki firmanın da aynı faaliyet konusunda iştigal ettiklerini, yetkililerinin aynı olup, grup şirket olduğunu, bu nedenle davacının iddialarının yerinde olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalı şirket ile dava dışı olduğu belirtilen şirketin ticari unvanları karşılaştırıldığında “Ve” kelimesinden bir ayrımdan başka farkın olmadığı, aynı kişilere ait şirketler olup aynı ticari adresi kullandıkları, aynı grup şirketlerine ait oldukları, davacının TMK’nın 2. maddesi kapsamında iyiniyetli olmayan şekilde dava açtığı, aynı grup şirketleri olarak sadece bir kelime eklemesi ile üçüncü kişilere yönelik aldatıcılık unsuru da dikkate alındığında, icra takibi konusu borçtan dolayı davacının da sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davalının vermiş olduğu hizmetin muhatabının dava dışı şirket olup, ispat yükünün davalıda olduğunu, dolayısıyla davalının faturaya konu taşımayı davacıya yaptığını ispat etmesi gerektiğini ya da hizmeti diğer dava dışı grup şirketine yapmakla beraber bu firmanın alacağını ödemediğini, haczi kabil malının bulunmadığını, kendisini zarara sokmak için müvekkili ile muvazaalı işlemler yapıldığını kanıtlamakla yükümlü olduğunu, oysaki faturanın hizmeti alan ve ayrı tüzel kişiliği bulunan muhatap firmaya düzenlenmediğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.Davalı vekilinin istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dışı kardeş şirketten sadır olan ancak kendi aleyhlerine delil vasfına haiz olan tek taraflı belgelerle davasının ispatlamaya çalıştığını, ispat yükünün davacıda olduğunu, davadaki beyanları ile çeliştiğini belirterek istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE
Dava, faturadan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.Davacı, grup şirketlerinden dava dışı …. Tic. Ltd. Şti. ile davalı arasında akdi bir ilişki bulunduğunu, davalının adı geçen dava dışı şirketin bir takım mallarını taşıdığını, karşılığında düzenlenmesi gereken dava konusu faturayı ise dava dışı şirket yerine davacı şirket adına düzenlendiğini, faturanın kabul edilmeyerek iade edilmesine rağmen davalının bu faturayı davacı aleyhine icra takibine konu ettiğini iddia ederek, faturadan dolayı borçlu olunmadığının tespitini istemiş, davalı ise davacı ve onun kardeş şirketi olan dava dışı …. Tic. Ltd. Şti. ile aralarında süre gelen akdi bir ilişki bulunduğunu, uyuşmazlığa konu fatura içeriği taşıma hizmetinin davacı şirkete verildiğini, davacının icra takibine konu faturalardan yalnızca en yüksek tutarlı olanını davaya konu ederek kötü niyetini açıkça ortaya koyduğunu, ayrıca grup ve kardeş şirket olan davacı ile dava dışı şirketin aralarında organik bağ bulunduğundan bağımsız ve farklı tüzel kişilik savunmasına itibar edilemeyeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.İlk derece mahkemesince yukarıda belirtilen gerekçe doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davalı tarafından davacı aleyhine başlatılan icra takibinde, dava konusu 31.05.2017 tarihli 44.899,25 TL bedelli faturanın yanısıra 30.06.2017 tarihli 73,90 TL, 13.07.2017 tarihli 330,15 TL ve 02.08.2017 tarihli 1.826,74 TL bedelli olmak üzere toplam dört adet faturaya dayanılmıştır.Davacı ve dava dışı şirket tarafından davalıya keşide edilen 05.07.2017 tarihli noter ihtarnamesi ile davacı yönünden dava konusu faturanın muhatabının dava dışı firma olduğundan kabul edilmediği, dava dışı firma yönünden ise faturanın anlaşmaya aykırı olarak fahiş fiyattan fiyatlandırıldığı gerekçesiyle faturanın kabul edilmeyerek iade edildiği anlaşılmıştır.Somut olayda uyuşmazlık, davalı tarafından davacı adına düzenlenen dava konusu 31.05.2017 tarihli 44.899,25 TL bedelli fatura içeriği hizmetin davacıya verilip verilmediği noktasında toplanmakta olup, ispat yükü üzerinde olan davalı alacaklı, dava konusu fatura içeriği hizmeti davacıya verdiğini usulüne uygun delillerle kanıtlamakla yükümlüdür.Dava konusu faturada, gönderici firmanın davacı …n.Tic.A.Ş., alıcının …, gönderici ref. numarasının … ve Air Waybill tarihi 28.03.2017 olarak gösterilmiştir.Oysaki, sözkonusu faturaya dayanak 28.03.2017 tarihli Air Waybill hava taşıma senedinde, gönderici firmanın dava dışı …c.Ltd. Şti., alıcının … olduğu, hava yükleme talimatının ve taşımaya konu emtiaya ilişkin faturanın adı geçen dava dışı firma tarafından düzenlendiği görülmüştür.Diğer taraftan dava konusu olmayan 30.06.2017 tarihli 73,90 TL ve 02.08.2017 tarihli 1.826,74 TL bedelli faturaların, gönderici firma … tarafından alıcı firma davacıya olan taşımalara ilişkin olarak düzenlendiği, 13.07.2017 tarihli 330,15 TL faturanın ise noter masrafına yönelik olduğu dosya kapsamına sunulan belgelerden sabit olup, basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü olan davacının 31.05.2017 tarihli 44.899,25 TL bedelli faturayı davaya konu edip diğerlerini etmemesinin dürüstlük kuralına aykırılık oluşturmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.Hal böyle olunca, davalı tarafça dava dışı … Tic. Ltd.Şti.’ne verildiği sabit olan taşıma hizmetinden dolayı doğan borçtan adı geçen firma sorumlu olup, borçlu şirketin alacağın tahsilini güçleştirecek şekilde grup şirketle muvazaalı işlemlerde bulunduğunun bu bağlamda davacı şirketin grup ve kardeş şirketi olan dava dışı ….’nin borcundan perdenin aralanması ilkesi kapsamında sorumlu olduğunun bu davanın konusunu teşkil etmemesine göre, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar tesisinde usul ve yasaya uyarlılık görülmemiştir.
Açıklanan bu gerekçelerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak esas hakkında dairemizce yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak esas hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda;
1-Davanın kabulüne, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasına konu edilen 31.05.2017 tarihli 44.899,25 TL bedelli faturadan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Koşulları oluşmadığından davacı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gerekli 3.067,06 TL harçtan peşin alınan 766,77 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.300,29 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından sarfedilen 798,17 TL harç gideri, 148,00 TL posta ve tebligat giderleri olmak üzere toplam 946,17 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesindeki esaslara göre belirlenen 5.288,89 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Bakiye gider avanslarının, yatıran tarafa iadesine,
7- İstinaf yargılaması yönünden;
a) Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru harcı olarak yatırılan 98,10 TL’nin Hazineye gelir kaydına,
b)İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili tarafından yatırılan maktu istinaf harcının talep halinde davacıya iadesine,
c)Davacı vekili tarafından istinaf aşamasında sarfedilen davetiye ve dosya gönderme gideri 31,50 TL ile istinaf başvuru harcı gideri 98,10 TL olmak üzere, toplam 128,60 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
9-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/01/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU :HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.