Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/897 E. 2019/590 K. 18.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/897
KARAR NO : 2019/590
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2017/710 Esas – 2017/845 Karar
TARİHİ : 29/11/2017
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Eşya Taşımasından Kaynaklı)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine ilişkin kararına karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı … Ltd. Şti. arasında yurt dışıdan ithal edeceği ürünlerin kara taşımasını yapmak üzere anlaştığını, … adlı ürünlerin İngiltere’den en geç 11/09/2013 tarihinde alınarak 20/09/2013 – 22/09/2013 tarihleri arasında teslim edileceğini, Brewdog adlı ürünlerin ise İskoçyadan alınarak en geç 25/09/2013 tarihinde teslim edeceğini, anlaşmanın iki farklı ülkeden iki farklı ürünün taşınması ile ilgili yapıldığını, ancak sözleşmeye göre İngiltere’deki firmadan davalı tarafından 11/09/2013 tarihinde teslim alınacak olan ürünlerin 19/09/2013 tarihinde teslim alındığını, davalı şirketin anlaşmaya aykırı olarak on gün sonra teslim aldığı ürünleri 02/10/2013 tarihinde gümrük kapısına getirebildiğini, müvekkilinin ihtarlarda bulunduğunu, bu geçikme sebebiyle Sağlık Bakanlığından daha önceden almış olduğu izinleri tekrar almak zorunda kaldığını, davalının malları yanlış gümrük kapısına getirdiğini ve malların bu nedenle mahsur kaldığını, müvekkilinin girişimi ile 09/10/2013 tarihinde gümrükten çekildiğini, bu geçikme sebebiyle müvekkilinin prestijinin zedelendiğini, birçok firmanın müvekkili firma ürünlerini listelerinden çıkardığını, araya Kurban Bayramı’nın girmesi ve malların bu dönem içerisinde satılamaması nedeniyle 40 günlük bir ekonomik zararının olduğunu, davalıdan zararın karşılanmasını talep ettiklerini, ancak kendilerine herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenlerle müvekkilinin zararının tazmini amacıyla Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibine giriştiklerini, davalının haksız itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; davacı şirketin iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, geçikmeye ilişkin iddiaları kabul etmemekle birlikte davacının, gecikme sebebiyle uğramış olduğu zararına ilişkin bildirim yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu sebeple dava ve talep hakkının olmadığını, CMR madde 30/3, TTK m.889 uyarınca davanın hak düşürücü süre geçtiğinden reddinin gerektiğini, CMR m.32’ye atfen teslim tarihinden bir sene içinde davacının davasının ikamesi gerektiğinden, dosyanın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı husununun takip tarihinin tespitiyle belli olacağını, diğer yandan itirazın iptali davasının süresinde açılıp açılmadığının incelenmesi gerektiğini, İİK’nın 6/a, ve 67.madde hükmünce dosyanın zamanaşımı itirazları açısından incelenmesini talep ettiklerini, davacının iddialarının belirsizlik taşıdığını, dava dilekçesinin açık olmadığını, taşımanın hangi yolla yapıldığı, iki farklı yükün ne şekilde taşındığı, gecikmeye neden olan etkenlerin ne olduğu, teslim tarihi olarak gösterilen 09/20/2013 tarihinin ne anlama geldiği, ayrıca zararlarının hangi kalemler olduğu hususlarının açıklanmaya muhtaç olduğunu, bu nedenlerle açık olmayan davanın usulden reddinin gerektiğini, dava konusu taşımalar ile ilgili herhangi bir geçikme yaşanmadığını, gerek şirket kayıtları gerek operasyonculardan alınan bilgiler ışığında gecikmeye ilişkin herhangi bir kayıt bulunmadığını, teslim için kararlaştırılan net bir günün bulunmadığını, taşımaya konu malların makul süre içerisinde teslim edildiğini, müvekkilinden kaynaklanan bir gecikme bulunmadığını, CMR m.17’ye atfen taşıtanın iddia edilen gecikmenin neden kaynaklandığını açıkça ortaya koyması gerektiğini, CMR m.23, TTK m. 875, 876, 878 hükümlerine atfen davalının sorumlu olduğu kabul edilse bile iş bu sorumluluğun sınırlı sorumluluk olduğunu, müvekkilinin taşımayı sorunsuz ve zamanında ve makul sürede gerçekleştirdiğini, davanın öncelikle hak düşürücü, daha sonra zamanaşımı ve HMK m.119 uyarınca usulden reddi gerektiğini, sorumluluktan kurtulma halleri ve sınırlı sorumluluk hükümlerince hüküm verilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine, olmadığı takdirde savunmaları doğrultusunda sınırlı sorumluluğa karar verilmesini istemiştir.İlk Derece Mahkemesinin 2015/514 Esas, 25/05/2015 tarih ve 2016/905 sayılı kararı Dairemizin 25/11/2016 tarih ve 2017/326 Esas, 2017/441 Karar sayılı ilamıyla kaldırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın İlk Derece Mahkemesinin 2017/710 Esasına kaydının yapıldığı, bu dosya üzerinden istinafa konu aşağıdaki kararın verildiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, istinafa konu 29/11/2017 tarihli, 2017/710 Esas – 2017/845 Karar sayılı kararında; “…Tüm dosya kapsamında toplanan delillere göre somut olayda İngiltere ve İskoçya’dan Türkiye’ye ticari teamüllere uygun taşıma süresinin aşıldığı ancak davacının gecikme kaynaklı zarar iddiasına ilişkin ihtarnameyi malı teslim aldığı tarihten itibaren 21 gün içinde göndermemiş olduğu , ayrıca davacının gecikmeden kaynaklı olarak ortaya çıkmış olduğunu iddia ettiği zararını da ispatlayamadığı gözetilerek davalının Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın haklı olduğu yönünde kanaat oluştuğu…” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde:Müvekkilinin açtığı tazminat talepli davanın reddine karar verildiğini, kararın talep ve delilleri değerlendirilmeden eksik inceleme ile verildiğini, Davanın sözleşmeye aykırılık nedeni ile Borçlar Kanunu gereğince tazminat talepli olduğunu, CMR’den bahsedildiğini, oysa müvekkili ayıptan değil sözleşmenin şartlarına uyulmamasından dolayı tazminat talep ettiğini, Bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK m.67 kapsamında açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.Davacı tarafça, davalının yurt dışından ithal edilen ürünlerin, üstlendiği taşımasını gecikme ile ifa edilmesi nedeniyle uğradığı zararın tahsili için davalı aleyhine başlatılan Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibine vaki itirazın iptali istemli dava açtığı, mahkemece davanın yukarıdaki gerekçe ile reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.İlk Derece Mahkemesince, toplanan delillere göre somut olayda İngiltere ve İskoçya’dan Türkiye’ye ticari teamüllere uygun taşıma süresinin aşıldığı, ancak davacının gecikme kaynaklı zarar iddiasına ilişkin ihtarnameyi, malı teslim aldığı tarihten itibaren 21 gün içinde göndermemiş olduğu, ayrıca davacının gecikmeden kaynaklı olarak ortaya çıkmış olduğunu iddia ettiği zararını da ispatlayamadığı gözetilerek, davalının Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazında haklı olduğu gerekçesiyle, davacının davasının reddine dair karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dava, uluslararası karayolu ile eşya taşıması sırasında taşıma konusu emtiaların geç teslim edilmesinden kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir. Sunulu deliller, bilirkişi rapor içeriğindeki tespitler dikkate alındığında; gümrük beyanı ve malın kabulü tarihinin 02.10.2013 olup, davacının davalıya gönderdiğini ileri sürdüğü ihtar mailinin 30.12.2013 tarihli olduğu anlaşılmaktadır. Davanın dayanağını teşkil eden taşıma işi CMR hükümlerine tabi olup, anılan sözleşmenin 30/3. maddesinde düzenlenen ”Yük, alıcının kullanımına verildiği tarihten sonraki 21 gün içinde durum yazılı olarak taşımacıya bildirilmemiş ise teslimdeki gecikmeler için tazminat ödenmez.” hükmü uyarınca, teslim tarihinden itibaren 21 günlük süre içerisinde, gecikmenin yazılı bir biçimde taşıyıcıya bildirildiği kanıtlanmadığından, davanın bu nedenle reddi yönünde kurulan hüküm yerindedir. Buna göre davacının uyuşmazlığın sözleşmeye aykırılık nedenine dayalı olarak Borçlar Kanunu hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği, CMR hükümleri uyarınca davanın reddi kararının yerinde olmayacağı yönündeki istinaf nedeni yerinde değildir.İlk derece mahkemesinin karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 18/04/2019