Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/896 E. 2019/672 K. 09.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/896
KARAR NO : 2019/672
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/02/2018
NUMARASI : 2017/55E. 2018/140K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin verilen hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında mal alım satımına dayalı ticari ilişki bulunduğunu, müvekilinin en son 19/06/2012 tarihinde olmak üzere 2012 yılında davalıya çeşitli ürünler satıp teslim ettiğini, ancak davalının 29.665,88 TL bakiye borcunu ödemediğini, davalıya gönderilen ihtara rağmen ödeme yapılmadığını, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek 29.665,88 TL’nin 19/06/2012 tarihinden itibaren davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davacı vekili, daha sonraki aşamalarda 29.665,88 TL’nin 19/06/2012 tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle davalıdan tahsilini talep ettiklerini, dava dilekçesinde sehven faiz isteminin unutulduğunu beyan ederek talebini açıklamıştır.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıdan satın alınan malların bedellerinin ödendiğini, bir kısım ayıplı malların ise iade edildiğini, davacının öncelikle dava konusu ettiği malları müvekkiline teslim ettiğini ispat etmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”…Davanın, faturalara dayalı alacağın tahsili istemine ilişkin olduğu, davacının faturalara konu malları davalıya teslim ettiğini ispat etmesi gerektiği, davacı tarafından düzenlenen tüm faturaların davalının lehe delil vasfını haiz ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, dolayısıyla davacının malları teslim ettiğini ispat etmiş sayıldığı, ancak davacının lehe delil vasfını haiz olmayan ticari defterlerinde tüm faturaların tahsil edilmiş olarak kayıtlı olduğu, her ne kadar söz konusu tahsilat kayıtlarının dayanağı olan belgeler sunulmamış ve bir kısım tahsilatların davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı görülmüş ise de lehe delil vasfını haiz olmayan davacı ticari defter kayıtlarının aleyhine delil teşkil edeceği, davalının bu şekilde ödeme savunmasını ispat etmiş olduğu, davacı yemin deliline dayanmış ise de son durumda ispat yükü davacıda olmadığından ve ispat yükü kendisinde olan davalı savunmasını ispat etmiş olduğundan davacı tarafa yemin teklif hakkının hatırlatılmadığı (Emsal: Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 06/02/2012 tarihli, 2011/5836 E., 2012/1588 K. sayılı kararı; 12/11/2014 tarihli 2014/13722 E., 2014/16120 K. sayılı kararı) , dolayısıyla davacı yanın alacak iddiasını ispat edemediği…” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Davalı vekilinin ödeme iddiasında bulunmadığını, teslim olgusunu kabul ettiğini, ancak malların ayıplı olduğunu iddia ettiğini, karşı tarafın bu iddiasını ispat ile yükümlü olduğunu, Bilirkişinin raporunda aksi yönde değerlendirme yapılmış olsa da müvekkili tarafından ödeme emri gönderildiğini, bunun da ihtar mahiyetinde olduğunu, Müvekkilinin kendi defterlerindeki tahsilatlarla ilgili kayıtların muhasebe hatası olduğunu, nitekim açılan davadaki miktar kadar karşı taraftan alacaklı olduklarının bilirkişi raporunda da kabul edildiğini, Bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satımdan doğan alacağın tahsili istemiyle açılmış bir alacak davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Taraflar arasında akdi ilişkinin bulunduğu ihtilafsızdır. Davalı vekili savunmasında, davacıdan alınan bir kısım malların ayıplı olup iade edildiğini, satın aldığı diğer malların bedelinin ödendiğini savunmuştur.Davalının savunması, ticari ilişkiye konu olup aldıkları tüm malların bedellerinin taraflarınca ödendiği, ancak bir kısım malların ayıplı çıkması sebebiyle davacıya iade edildiği, bu sebeple davacının teslim olgusunu ispatla yükümlü olduğu yönündedir. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporundan da açıklandığı üzere, davacının keşide ettiği faturalar davalının, sahibi lehine delil niteliğinde bulunan ticari defterlerinde kayıtlıdır. Bu sebeple teslim olgusunun davacı tarafından kanıtlandığı izahtan varestedir. Davacının ticari defterlerinde ise davaya konu fatura bedellerinin tamamının davalı şirketten tahsil edildiği kayıtlıdır. Davalının ticari defterlerine göre, davalı şirketin davacı yana 29.665,27 TL borcu bulunmakta ise de davalı, ödeme savunmasını davacının defterlerindeki kayıtlarla ispat etmiştir. Tacir olan davacının kendi kayıtlarına göre, davalının fatura bedellerini ödediği kayıtlıdır. Davacının defterindeki ödeme kaydına rağmen, davalının ödemeyi tekrar ispat etmesi beklenemez. Davalı ödeme makbuzu sunamamış ise de davacının kendi defterinde ödeme kaydı bulunduğu dikkate alındığında, davacının ödeme savunmasını kanıtladığının kabulü gerekir.Davalının ayıp nedeniyle iade ettiğini söylediği mallarla ilgili fatura düzenlendiği ve davalının bu faturaları kendi defterlerine kaydettiği hususu de tereddüte yer vermeyecek şekilde kanıtlanmamıştır. Davacının davalıya düzenlediği tüm faturaların ödendiğine dair davacı defterlerindeki kayıt dikkate alındığında, davalının ayrıca mal iade ettiğini kanıtlama yükümlülüğü bulunmamaktadır. Tedbirli bir tacirin, ödeme gibi önemli bir kaydı defterlerine sehven kaydettiğine dair savunmasına itibar edilemez.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.09/05/2019