Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/894 E. 2019/665 K. 09.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/894
KARAR NO : 2019/665
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/02/2018
NUMARASI : 2016/631E. 2018/117K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin verilen hükme karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağını tahsil için davalı-borçlu hakkınad İstanbul …. İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile icra takibi başlattığını, borçlunun borca ve faize itiraz ettiğini, işbu itiraz üzerine takibin durduğunu, itirazının haksız olduğunu, davalı/borçlu şirketin icra takibinden sonra işbu dosya borcuna mahsuben 05/04/2016 tarihinde 5.000,00 TL ödeme yaptığını, borcu zımmi olarak kabul etmiş olduğunu, ancak bakiye borcun bugune kadar ödenmediğini, icra takibinde talep edilen 490,00 TL işlemiş faizi talep etmediğini, işleyecek faizin de icra takip başlangıç tarihi olan 11/02/2016 tarihinden itibaren ticari faiz üzerinden hükmedilmesini istediklerini belirterek, borçlunun İstanbul …. İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasına vaki asıl alacağa yönelik itirazının iptaline, takibin devamına, işleyecek faiizn de icra takip başlangıç tarihi olan 11/02/2016 tarihinden itibaren ticari faiz üzerinden hükmedilmesine, borca kötü niyetle itiraz eden davalı-borçlunun %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen cevap vermediği anlaşılmaktadır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”…Bilirkişi incelemesine tabi tutulan davacı şirket ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunun tespit edildiği, bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere, ticari defterler üzerinde taraflar arasındaki ticari ilişkinin mevcut olduğunun görüldüğü, davacı yanın davalıya düzenlemiş olduğu satış faturalarını defterine kaydetmiş olduğu, bu faturalara karşılık davalı tarafından yapılan ödemelerin de bu hesabın alacağına kaydedilmiş olduğu, davacı yanın dava konusu ettiği 40.555,90TL 31/12/2015 tarihli cari hesap alacağı ile 2015 yılı defter ve kayıtlarındaki cari hesap alacağının uyumsuz olduğu, davacı yanın defter ve kayıtlarında 31/12/2015 tarihinde davalı şirket cari hesap bakiyesinin 126.092,79TL olduğu ancak icra takibine konu ettiği cari hesap alacağının 40.555,90TL olduğu, davacının icra takibine sunduğu 40.555,90TL cari hesap alacağını oluşturan faturaların davacının defter ve kayıtlarında kaydedildiği, sonuç olarak davacının defterlerinde davalının 126.092,79TL borçlu gözüktüğünün tespit edildiği,”Vergi müdürlüğünden gelen belgeler kapsamında davalı yanın BA hizmet alım formlarında beyan edildiğinin saptandığı, bu noktadan sonra fatura/ cari hesap bakiyesinin ödendiğinin ispat yükünün davalı üzerinde bulunduğu, davalı şirketin davacıya hizmet bedelini ödediğini yazılı delille ispat edemediği, iş bu davanın takipten sonra davalı tarafça ödendiği belirtilen 5.000TL’nin mahsubu ile bakiye 35.555,90TL asıl alacak üzerinden ikame edildiği ve davacı yanın işlemiş faiz talebinin mevcut olmadığı, anılı gerekçelerle davacı yanın takibe konu ettiği 35.555,90TL miktarında davalı yandan alacaklı olduğu sonucuna varılmakla birlikte, tahkikat aşamasında 14.319TL’lik ödeme neticesinde davacı alacağının 21.236,90TL’ye düştüğü, 14.319-TL yönünden davanın konusuz kaldığı…” gerekçesiyle, davanın kabulü ile takibin 21.236,90 TL üzerinden devamına, 14.319 TL yönünden karar verilmesine yer olmadığına, alacağın fatura ve cari hesap ilişkisine dayanmakla likit olması nedeni ile davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Müvekkili şirketin defter ve kayıtlarının da incelenerek, dikkate alınarak bilirkişi raporu düzenlenmesi gerektiğini, bu sebeple ilk derece mahkemesi kararının hatalı olduğunu, kararın eksik ve hatalı incelemeye dayalı olarak verildiğini belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dava dosyasının yapılan incelemesinde; ön incelemenin davalı vekilinin yokluğunda yapıldığı, HMK’nın 144. maddesi uyarınca tahkikat duruşması için tebligat çıkartılmadığı, duruşma gününün daha sonradan tayin edildiği, ve ticari defter incelemesine karar verildiği halde tayin edilen inceleme gününden davalının haberdar edilmediği, defter ibrazı için muhtıra çıkartılmadığı, bilirkişi raporu dosyaya ibraz edildikten sonra 31/03/2017 tarihli ara kararıyla duruşma günü tayin edilip raporla birlikte tebliğ edildiği, duruşmada ek rapor alınmasına karar verildiği, tahkikat ihtarının hiç yapılmadığı, buna rağmen daha tahkikat bitmeden 01/11/2017 tarihli celsede sözlü yargılama davetiyesi tebliğine karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemenin tüm bu işlemleri ile temel yargılama hakkı niteliğindeki adil yargılama hakkını ve HMK’nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkını ihlal ettiği anlaşılmaktadır.İstinaf incelemesine konu karar HMK’nın 297. maddesinde sayılan ve karar içeriğinde bulunması gereken zorunlu unsurları da içermemektedir. Usule ilişkin hatalar nedeniyle ilk derece mahkemesinin kararının istinaf mahkemesince kaldırılacağı haller HMK’nın 353/1.a maddesinde sayılmış olmakla birlikte, bu sayımın tahdidi olmadığını kabul etmek gerekir. Yasada belirtilmemiş olsa dahi, burada sayılanlara eşdeğer ve aynı etkilere sahip diğer usuli hataların da mutlak istinaf sebebi olarak kabulü gerekir ( Doç.Dr.Tolga Akkaya, Medeni Usul Hukukunda İstinaf, Ankara 2009, s. 305).Yargıtay tarafından geliştirilen mutlak temyiz sebepleri kavramından hareketle, temel yargılanma haklarının ihlali sonucunu doğuran usul hatalarının mutlak istinaf sebebi olarak kabulü gerekir. İlk derece mahkemesinde bir tarafın hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilmiş olması mutlak bir istinaf sebebi olarak kabul edilmelidir. Hukuki dinlenilme hakkı yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gereken bir temel yargısal haktır. 03/10 2001 tarihli 4709 sayılı Yasa ile Anayasanın 36.maddesine eklenen ibare uyarınca, herkes adil yargılanma hakkına sahiptir. Bu nedenle, ilk derece yargılamasında taraflardan birinin adil yargılanma hakkının ihlal edilmiş olması mutlak bir istinaf sebebidir (Dr.Cenk Akil, İstinaf Kavramı, Ankara 2010, s.362). Açıklanan bu gerekçelerle, hukuki dinlenilme hakkını zedeleyen usul hatalarının giderilmesi için ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca kaldırılarak ilk derece yargılamasının tekrarlatılması yasal bir zorunluluktur.Diğer taraftan, istinaf incelemesine konu karar HMK’nın 297. maddesinde sayılan ve karar içeriğinde bulunması gereken zorunlu unsurları içermemektedir. Karar, bu haliyle istinaf incelemesin elverişli olmayıp, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca da kararın kaldırılması gerektemketedir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.4-6 hükümleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, esasa ilişkin istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.a.4-6. maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf sebepleri incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA,2-Davanın usulüne uygun şekilde yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf peşin harçlarının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,4-Yapılan kanun yolu masraflarının ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Kararın, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair;HMK’nın 353/1.a.4-6. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 09/05/2019 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.