Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/889 E. 2019/578 K. 18.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/889
KARAR NO : 2019/578
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/11/2017
NUMARASI : 2016/115 E.- 2017/366 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Kurtarma Ve Yardımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin verilen hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; acenteliğini … Tic. Ltd. ‘nin yaptığı Lodestar S isimli gemiye 24/10/2015 tarihinde verilen hizmet sırasında müvekkili kuruluşa ait Kurtarma – 10 isimli römorkörün, zarar gördüğünü ve kullanılamaz duruma geldiğini, aynı gün … gemisi kaptanlığı ve acenteye durumun ihbar olunduğunu, acente ile yapılan görüşmeler sonrası hasar bedelinin ödenmeyeceğinin anlaşıldığını belirterek, Grommet halat bedeli ve zarar gören tel halat nedeni ile 10.800 USD + 1.597,32 TL ( KDV dahil ) nin olay tarihi olan 24/10/2015 tarihinden itibaren TCMB’ nin bir yıllık USD mevduatı için açıklamış olduğu en yüksek USD faizi ile birlikte fiili ödeme günlü TCMB tarafından belirlenen efektif satış kuru karşılığı TL olarak davalıdan alınarak müvekkili kuruluşa ödenmesine, harç, masraf ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; halatın kopmasında ve hasar görmesinde müvekkilinin kusuru olmadığını, geminin davacı tarafça uygun şekilde donatılmadığını, geminin personelinin davacının kendi işçileri olduğunu, halatın kopmasında müvekkilinin hiçbir kusurunun olmadığını, kopma nedeni ile müvekkilinin risk atlattığını belirterek, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”… Tic. Ltd Şti ‘nin acenteliğini yaptığı … isimli gemiye 24/10/2015 tarihinde İstanbul Boğazı geçişini yaparken verilen hizmet sırasında davacı kuruma ait Kurtarma 10 isimli römorkörün halatının ve ekli tel halatın zarar görmüş olması nedeniyle toplam zarar miktarı olan 10.800 USD + 1.597,32 TL ( KDV dahil ) olduğu ve acentesi tarafından halat zararlarının ödenmemesi nedeniyle bedelin tahsilinin talep edildiği, mahkememizce yapılan inceleme sonrası dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda,davacı kurum tarafından davalıya römorkaj hizmetinin verildiği dava konusu olayda davacı kurumun herhangi bir kusurunun bulunmadığı , davalının kusurlu olduğu ve oluşan zararı karşılamakla sorumlu olduğu koptuğu belirtilen 110 metre uzunluğunda 40 mm çapındaki Grommet halat bedelinin 10.800 Usd olup davacı kurumun diğer tel halat yönünden toplam hasar gören kısmın bedeli ve maliyeti olmak üzere 1.597,72 TL zararının olduğunun belirtildiği ve davalı vekilinin itirazı ile mahkememizce ek rapor alınmasına karar verilmiş ve bilirkişiler ek raporlarında, kurtarma 10 romörkörünün halat alarak davalının … gemisinin emrine girdiğinden davacı kurumun zararının davalı tarafından karşılanması gerektiği ek raporda belirtilmiş ise de Klavuzluk, Römorkaj ve Diğer Hizmetler Tarifesinin 1.4.3 başlıklı maddede “donatan, gemi kaptanı, acenteler ile bunların temsilcileri veya namlarına hareket edenlerin yürürlükteki mevzuat ve bu tarifede belirtilen usul ve esaslara uymamalarından veya kusurlu hareketlerinden doğacak her türlü sorumluluk kendilerine aittir” hükmü yer alıp, ayrıca 4.1 maddesinde “Kiralanan Deniz vasıtası kiralayana tahsis edildiği andaki durumu gerektiğinde bir tutanakla tespit edilip, kiralanan Deniz vasıtasında kiralama süresi içerisinde meydana gelecek her türlü kayıp, hasar ve sair zararın sorumluluğu kiralayana aittir.” hükmü yer alıp bu durumda davalının sorumlu olmadığı ayrıca davacı kurum tarafından verilen hizmet kapsamı gereğince davacı tarafından tarifeye göre belli bir saat karşılığı ücret ödendiği yapılan hizmet karşılığı kurum tarafından davalıdan hizmetin karşılığı olan bedelin tahsil edildiği ayrıca halatı kullanan ve hizmeti verenin davacının kendi personeli olduğu ve taraflar arasındaki hizmet ilişkisi gereği davalıya kusur yüklenemeyeceği nedenle davanın reddine” karar vermiştir.Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Römorkaj hizmetinin, hizmet verecek Römorkörün hizmet talep edene personel ve donanımı ile birlikte kiralanması suretiyle yapıldığını, hasar ve sorumluluğun da kira sözleşmesi hükümlerine göre hizmel alan gemiye ait olduğunu,Tarife hükümleri ve Büyük Britanya (U.K.) Standart Römorkaj ve Diğer Hizmetler (Standard Conditions for Towage and Other Services) şartlarında römorkaj hizmetinin kiralama hükümlerine göre olduğu açıkça belirtilmiş olmasına rağmen, davanın reddedilmesinin taraflar arasındaki sözleşme mahiyetinde olan tarife hükümlerine ve uluslararası uygulamaya aykırı olduğunu, Huzurdaki dosyada alınan bilirkişi raporunun sonuç bölümünde; müvekkili kurum tarafından davalıya römorka hizmeti verildiğinin, dava konusu olayda davacı kurumun herhangi bir kusurunun bulunmadığının, davalının kusurlu olduğu ve oluşan zararı karşılamakla sorumlu olduğunun belirlendiğini, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 1998/213 E. 1989/614 K. Ve 04.07.1989 tarihli kararında, hizmetin tarife gereği olduğunun, tarife hükmü icabı, gerek römorkörün, gerek çekilen geminin kendilerine, birbirlerine, üçüncü şahıslara, kendi gemilerindeki veya bu gemilerin dışındaki kişilere verdikleri zararlardan, römorkör kaptanı ve gemi adamlarının sorumlu olmayacağı ve bu sorumluluğun münhasıran çekilen gemiye ait olacağının öngörüldüğünü ve bu hizmetlerin ifasından çıkan ihtilaflarda, ” United Kingdom Standard Towage Conditions ” hükümlerinin tatbik edileceği” hükmünün yer aldığını ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 1989/9090 E. – 1991/721 K sayılı kararı ile onandığını, Yürürlükle bulunan rer’i mevzuat ile Kılavuzluk, Römorkaj ve Diğer Hizmetler Tarifesinin ; Genel Esaslar. 1.1 – 1.2 – 1,3,13 – 1.4.3 ve bu maddede belirtilen, U.K. Büyük Britanya Standart Römorkaj ve Diğer Hizmetler Şartları 11 gereğince, Kuruluşa ait M/Tug Kurtarma 10 Römorkörü, halat alarak davalının gemisinin emrine girdiğinden, davalının meydana gelen kuruluş zararlarını gidermekle sorumlu olduğunu, İlk derece mahkemesinin kararının bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, istinafa cevap dilekçesinde; ”KEGN Kılavuzluk Romorkaj ve Diğer Hizmetler Tarifesi’nin 4.1. maddesinin dava konusu olayda uygulanmasının mümkün olmadığını, çünkü bu maddenin romorkaj hizmeti dışındaki diğer alanlara ilişkin sorumluluğu düzenlendiğini, tarifenin genel hükümler kısmında düzenlenen 1.4.3. maddesinin dava konusu olayda uygulanması gerektiğini, taraflar arasında kira ilişkisi bulunmadığını, ilişkinin hizmet sözleşmesi olduğunu, bahsi geçen tarifede hüküm bulunmayan hallerde ”Büyük Britanya Standart Romorkaj ve Diğer Hizmetleri” şartlarının uygulama bulacağını belirtmiş ve istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Uyuşmazlığın, davalıya römorkaj hizmeti veren römorkun, hizmetin verildiği esnada kullandığı halatın hasarlanması nedeniyle oluşan zararın davalıdan tahsili istemine ilişkin bir tazminat davası olduğu anlaşılmaktadır.Somut uyuşmazlıkta, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarında, yürürlükte bulunan Mer’i mevzuat ile Kılavuzluk, Römorkaj ve Diğer Hizmetler Tarifesinin; Genel Esaslar, 1.1 – 1.2 -1.3.13 – 1.4.3 ve bu maddede belirtilen, U.K. Büyük Britanya Standart Römorkaj ve Diğer Hizmetler Şartları ” göz önünde bulundurulmuş, kiralanan deniz vasıtasında kiralama süresi içinde meydana gelen her türlü kayıp, hasar ve sair zararın sorumluluğunun kiralayana ait olduğuna yönelik değerlendirme yapılmış, sonuç olarak römork hizmeti esnasında davacıya ait M/Tug Kurtarma 10 Römorkörü, halat alarak, davalının … Gemisinin emrine girdiğinden davalının meydana gelen zararı gidermekle sorumlu olduğu, yönünde kanaat bildirilmiş, ilk derece mahkemesince dosya kapsamındaki bilirkişi raporlarının aksine davanın reddi yönünde hüküm kurulmuştur. Verilen römork hizmetinin maddi anlamda bir işin görülmesi şeklinde nitelendirilmesi gerekeceğinden vekil konumundaki davacının vekaleti ifa sebebiyle uğramış olduğu zararın tazmini talep edildiğinden TBK’nu 510/2.c.1.maddesi uyarınca değerlendirme yapmak gerekecektir ( Yargıtay 11.HD’nin 11/07/2018 tarih, 2016/8059 E., 2018/5032K.sayılı ilamı). Dosyadaki deliller 24/10/2015 tarihli kaptan raporu, taraflar arasındaki ilişkiye uygulanması gereken ve bilirkişi kök ve ek raporlarında ayrıntılı gösterilen liman klavuz ve römorkaj tarifesi ve eki olan Birleşik Krallık Römorkaj ve Diğer Hizmetler İçin Standart Koşullara ilişkin hükümler gözetilerek az yukarıda bahsi geçen emsal Yargıtay kararında da bahsedilmiş olduğu üzere somut olayda anılan tarife hükümlerinin vekalet ilişkisinin özel şartları niteliğinde olduğu kabul edilmeli, bu bağlamda halat kopmasının teknik nedenleri gerekçeli olarak ortaya konulduktan sonra tarife ve tarifenin atıf yaptığı standart koşullarda yer alan hükümlere göre bu hasardan kimin sorumlu olduğu konusunda deliller gerekçeli şekilde değerlendirilmelidir. İlk derece mahkemesince böyle bir değerlendirme yapılmadan karar verildiği gibi dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarına neden itibar edilmediği de gerekçeli şekilde gösterilmemiştir. Yine karar gerekçesinde davalının sorumluluğuna ilişkin tarife hükümlerine atıf yapıldıktan sonra neye dayanarak red kararı verildiği de anlaşılamamaktadır. İlk derece mahkemesinin kararı istinaf denetimine elverişli değildir. İlk derece mahkemesinin maddi vakıa tespitleri denetlenemediği gibi vardığı hukuki sonuca ilişkin gerekçe de anlaşılamamaktadır. Gerekçe, kendi içinde çelişkilidir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nun 353/1.a.6. maddesi uyarınca işin esası incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine iadesine, 3-Davacı harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına 4-Davacı tarafından istinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın bir örneğinin ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/04/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.