Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/858 E. 2019/455 K. 28.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/858
KARAR NO : 2019/455
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/12/2017
NUMARASI : 2017/7E. 2017/1203K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 01/02/2013 tarihli sözleşme gereği davacı tarafından davalıya yemek hizmeti verildiğini, davalı şirketin davacıdan hizmet almış olmasına rağmen ödeme yapmadığını, bunun üzerine davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının haksız yere itiraz etmiş olduğunu belirterek, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, alacağın %10′ undan aşağı olmamak kaydıyla para cezasına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek, davanın reddine, % 20 oranında kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”…Dosya kapsamındaki tüm delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre; taraflar arasında davacının davalıya yemek hizmeti vermesi şeklinde yapılan sözleşme uyarınca gelişen ticari ilişki sonucunda birbiri ile uyumlu olan her iki tarafın yasal defter kayıt ve dayanaklarına göre; davacının davalıdan toplamda 23.709,38 TL alacağı bulunduğu ancak davamıza konu edilen miktar taleple bağlılık ilkesi uyarınca esas alınarak davanın 7.620,20 TL asıl alacak üzerinden kabulü gerektiği, davacının davalıyı daha önce temerrüde düşürmediği bu nedenle işlemiş faiz talep etme hakkı bulunmadığı anlaşılmakla işlemiş faize ilişkin talebinin reddi gerektiğine…” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, davalının istanbul anadolu …. icra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 7.620,20 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin 7.620,20 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren yıllık % 9 yasal faiz yürütülmek suretiyle devamına fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak miktarı bilinir ve belirlenebilir olduğundan hükmolunan alacağın % 20′ si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davalının reddedilen miktar yönünden kötü niyet tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Müvekkili ile davalı arasındaki 02/03/2013 tarihli sözleşmede yer alan kayda göre irsaliyelerin her ayın7-14-28-31.günlerinde faturalandırılacağının ve toplam kesilen faturaların tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde yüklenicinin hesabına havale olunacağının kararlaştırıldığını, ayrıca faturaların incelenmesinde ödeme hususunda davalıya 60 günlük vade koşulunun bildirildiğinin görüleceğini, Eldeki dava açısından hem sözleşmede hem de davalıya gönderilen faturalarda ödeme vadesi için kesin süre belirlendiğini, bu sürenin geçmesi ile borçlu mütemerrit olmuş olacağından ayrıca temerrüt ihtarı gönderilmesine gerek bulunmadığını, takip öncesi işletilen faizin de asıl alacağa eklenilerek karar verilmesi gerektiğini,Davanın tümden kabulüne karar verilmesi gerekmekte olduğunu, faize ilişkin isteminin reddi yönünde karar verilerek, red miktarı üzerinden davalı taraf lehine 2.180,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesinin usulsüz ve kanuna aykırı olduğunu,Aksi yönde düşünülse dahi hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemeyeceğinden davalı yararına 2.180,00 TL vekalet ücretine takdir edilmeyeceğini, bu miktarın fahiş olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, yemek satış sözleşmesinden kaynaklı bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne- kısmen reddine karar verilmiş, bu kararın redde ilişkin bölümüne karşı sadece davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarıca, davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.İstinafa konu edilen karanı redde ilişkin kısmının değeri 1,88 TL olup, karar, davacı vekili tarafından, bu kısım için ve buna bağlı vekalet ücreti yönünden istinaf edilmiştir. HMK’nın 341/2. maddesi uyarınca, miktar ve değeri 3.000 TL’yi geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Bu miktar yeniden değerleme oranı ile hüküm tarihi itibariyle 3.560 TL’ye baliğ olmuştur. Anılan 341. maddenin 4. fıkrası uyarınca, kararda, asıl talebin kabul edilmeyen bölümü 3560 TL’yi geçmeyen taraf da istinaf kanun yoluna başvuramaz. Somut olayda, davanın kabul edilmeyen bölümü bu değerin altında kaldığından, karar, davacı taraf yönünden kesindir.HMK’ nın 346. maddesi gereğince kesin karara yönelik istinaf başvurusu ile ilgili ilk derece mahkemesince karar verilebileceği gibi, bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar oluşturulmadan, istinaf incelemesine gönderilen dava dosyaları ile ilgili olarak, aynı Yasa’nın 352/1.b. maddesi gereğince, istinaf mahkemesince karar verilmesi mümkündür. Bu yasal düzenlemeler ışığında, kanun yolu başvurusuna konu edilen kararın karar tarihi itibariyle davacı yönünden kesin nitelikte olması nedeniyle, istinafı kabil bir karar olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İlk derece mahkemesinin hükmü HMK’nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle miktar itibariyle davacı yönünden kesin olduğundan, davacı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine,2-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının talep halinde iadesine, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.28/03/2019