Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/849 E. 2019/536 K. 11.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/849
KARAR NO : 2019/536
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/09/2017
NUMARASI : 2014/861E. 2017/621K.
DAVANIN KONUSU : Alacak- Menfi Tespit- Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hükme karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasından alım satım sözleşmesinin bulunduğunu, 178.622,76 TL karşılığında 22 ton kompost tesliminin davalıca üstlenilmiş olduğunu, davacının davalıya 14 adet çek keşide ettiğini, Akyurt Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/56 değişik iş sayılı dosyası ile yapılan tespitte kompostların tamamının ayıplı olduğunun tespit edildiğini, davalıya toplamda 96.250,00 TL ödeme yapıldığını, yapılan tespitte müvekkilinin 113.603,00 TL zarara uğradığının tespit edildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 96.000,00-TL’nin davalıdan tahsiline, henüz ödemesi yapılmamış olup, ancak davalıya kompostlar karşılığı teslim edilen … Çetin Emeç şubesi, 22/01/2013 tarih, … çek no, 15.840,00 TL bedelli, … Çetin Emeç şubesi, 29/01/2013 tarih, … çek no, 15.840,00 TL bedelli, … Çetin Emeç şubesi, 30/01/2013 tarih, … çek no, 15.840,00 TL bedelli, … Çetin Emeç şubesi, 05/02/2013 tarih, …. çek no, 15.840,00 TL bedelli ve … Kavaklıdere şubesi, 22/01/2013 tarih, … çek no, 15.840,00 TL bedelli çeklerin bedelsiz kaldığının tespitine, davalı tarafından ayıplı mal teslim edilmesi sonucu uğradıkları zarara ilişkin olarak şimdilik 113.000,00 TL’nin avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; malların ayıplı olduğuna ilişkin ihbar yapılmadığını, kompostun ayıplı olduğuna ilişkin durumun tespiti için bilirkişi raporu alınması gerektiğini, 02/11/2012-03/11/2012 tarihleri arasında verimlilik değerleri apaçık ortaya çıkmış iken davacının, müvekkilinden sonraki zamanlarda sekiz parti kompost almaya devam ettiğini, son teslimin 28/11/2012 tarihinde yapıldığını ve geçen uzun zaman nedeniyle verimliliğin satılan komposttan kaynaklandığının saptanamayacağı, ayrıca verimliliğin kompost kalitesi dışında bazı sebeplerden ötürü de beklenenin altına düşebildiğini, davacının aldığı komposttan 50.790 kg mantar ürettiğini beyanla 113.603,00 TL tutarındaki kâr mahrumiyetini ayrıca talep etmesinin sebepsiz zenginleşmeye neden olacak haksız bir talep olduğunu, müvekkilince zaman zaman rekabet koşulları gereği davacıya bedelsiz olarak 40 ton kompost verilmiş olduğunu, davacının zararı hesaplanırken 40 ton komposttan ortalama %15 verim sağlandığı düşünülerek bu indirilerek değerlendirme yapılması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”…Yapılan yargılama sonucu toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilmesinden; gerek davacı tarafça yaptırılan delil tespiti bilirkişi raporu, gerekse mahkememizce bilirkişiler … alınan bilirkişi raporları, dosya kapsamında sunulan bilgi ve belgeler itibariyle; oluşa, işin fen ve tekniğine ve bilimsel verilere uygun ve raporun denetime el verişli olması itibariyle hükme esas alınabileceği kanaatine varılmış olup, buna göre; davacıya ait mantar işletmesinde partiler halinde ilk kısım tesilatı 24/09/2012, son kısım teslimatının ise 28/11/2012 olduğu davalı … San. AŞ.’den alınan ve üretimde kullanılan kompostların ayıplı olması sonucu bu işletmenin 113.603,00-TL tutarında eksik ürün verimi alınması sonucu kâr mahrumiyeti zararına uğradığı, davalının satımdaki ayıplı ifa nedeniyle davacının bu zararını karşılaması gerektiği, davacının ayıplı ürün nedeniyle verimsiz de olsa ürün alarak bu ürünü satımı sonucu kar kaybına uğramakla birlikte, ticari faaliyetinin gereği işi yapabildiği, satılanın istihlak edilen meta olması nedeniyle satılanın iadesi ile semenin istirdatının dava konusuna ilişkin olarak uygulanamayacağı, bu durumda kompost için satıcıya ödenen bedelin geri istenemeyeceği ve ödenmemiş olan çek bedellerinin ise davalı tarafa ödenmesi gerektiği, TBK 223. maddesinin 2. Fıkrasına göre satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde herhangi bir süreden bahsedilemeyeceği belirtildiğinden, dava ile ilgili yapılan ihbar için herhangi bir zamanaşımının da söz konusu olmadığı, ayrıca alıcılar ile satıcılar arasında uzun zamana yayılan ve güven ilkesine dayalı bir ticari ilişki var ise, alınan mal güvenilir mal diye alındığından ve alındıktan kısa bir süre sonra tahlil için laboratuvara gönderilemeyeceği nedenleriyle davacının davasının, kar mahrumiyeti talebine ilişkin olarak, bu konudaki talep miktarı da gözönüne alnarak taleple bağlı kalınmak suretiyle kısmen kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile; davacının taraflar arasındaki satışa konu kompostlardaki ayıp nedeniyle yeterli verim alamamasından kaynaklı zararı olan 113.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalıya kompost satışı nedeniyle verilen çeklerden dava tarihi itibariyle henüz ödemeleri yapılmayanların bedelsiz kaldığı iddiası ile bu çekler nedeniyle borçlu olunmadığı yönündeki talep ile ödemesi yapılanlara ilişkin olarak yapılan ödemelerin istirdadına ilişkin taleplerin reddine, karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;Davacı tarafın, müvekkili şirketten 24/09/2012 ve 28/11/2012 tarihleri arasında satın alınmış olan 22 parti kompost malzemenin akabinde, ilk olarak 30.11.2012 tarihinde Akyurt Asliye Hukuk Mahkemesine başvuruda bulunarak 2012/56 D .İş nolu dosya ile tespit talebinde bulunduğunu, sonrasında ise 18.03.2013 tarihinde Akyurt Asliye Hukuk Mahkemesine başvuruda bulunarak 2013/20 D.İş nolu dosya ile tespit talebinde bulunmuş olduğunu, dava dışı yokluklarında yapılmış olan bu tespit raporlarından 2012/56 D.İş nolu dava öncesi düzenlenmiş bilirkişi raporuna ilişkin olarak süresi içerisinde cevap dilekçesinde itiraz ettiklerini, Akyurt Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/20 D.İş nolu tespit raporu ise davanın ikame edillmiş olduğu tarihten iki ay sonra, davalı tarafından satışı gerçekleştirilen kompost malzemenin üretiminin bitmesinden sonra yapılmış bir tespit olup hükme esas alınmasının doğru olmadığını, 27.02.2013 tarihinde davaya ilişkin sunmuş oldukları ilk cevap dilekçesinde ayrıca yargılama esnasında sunulan 20.05.2013 tarihli dilekçesinde bu hususa ilişkin itirazlarının mevcut olduğunu, bu sebeplerle, ilk derece mahkemesinin itiraza uğramış haksız Akyurt Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/56 D.İ, ve 2013/20 D.İş nolu dosyalarını hükme esas almış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu,İlk derece mahkemesinin hükmü oluştururken davacıya ait mantar işletmesine teslim olunan ilk kısım kompost malzemenin teslim tarihinin 24.09.2012 son kısım malzemenin ise 28.11.2012 olduğunu kabul ederek kâr mahrumiyetinin kabulüne karar verildiğini, dava öncesinde düzenlenen bilirkişi raporunda 01.10.2012 fatura tarihli kompost malzeme esas alınarak 19 Parti malın ayıplı olduğu kabul edilerek 113.000 TL kâr mahrumiyeti hesap edildiğini, İlk derece mahkemesinin, akademik unvana sahip bilirkişi hocaları bilimsel verilerle inceleme yaptığı mantar yetiştiriciliğine ilişkin kitaplara atıflar yaparak düzenlenmiş olan raporu hiçe sayarak, yetersiz ve eksik şekilde, akademik unvanı bulunmayan ziraat mühendisleri tarafından düzenlenmiş raporu hükme esas almasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Tespite konu edilmiş olan kompostların 01/10/2012 ile 28/11/2012 tarihleri arşındaki toplam 19 parti mal olduğunu, Akyurt Asliye Hukuk Mahkemesince tespit talebi ile başvuru yapılmış olunan 30/11/2012 tarihi kabul edildiğinde davacı tarafın ilk teslim almış olduğu tarihten itibaren 60 gün sonra ihbarda bulunduğunun anlaşılmakta olduğunu,Kabul anlamına gelmemek kaydıyla, dava konusu kompost malzemenin ayıplı ürün olduğu kabul edilse dahi, ayıp ihbar sürelerine uyulmadığını, Davacı tarafından üretilen mantarların miktarı bilirkişi huzurunda tartılmadan, bilgisayar kaytılarının esas alarak belirlendiğini, Gönderilmiş bedelsiz kompostun bağış gibi düşünerek davacının zararından mahsup edilmeden hüküm kurulmasının hakkaniyete aykırı bir durum olduğundan çelişki oluşturduğunu,Bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın tümünün reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, ayıplı mal satışı iddiasına dayalı tazminat, satış bedelinin iadesi ve satış bedelini ödemek amacıyla verilmiş olan çekler nedeniyle menfi tespit istemlerine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalı tarafından satılan malın ayıplı olduğu benimsenerek maddi tazminat talebinin kabulüne, satım bedelinin iadesi ve menfi tespit taleplerinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, davalı vekili tarafından ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davalı taraf, satıma konu kompostta ayıp bulunmadığını, davacının, TTK’nın 25. maddesindeki ihbar sürelerine uymadığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini ileri sürmektedir.6102 Sayılı TTK’nın 23/1c maddesinde “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü  maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” düzenlemesi yer almaktadır. 6098 Sayılı TBK’nın 223/2 maddesi gereğince, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa durumun hemen satıcıya bildirilmesinin gerektiği, bildirilmezse satılanın bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılacağı hususu düzenlenmiştir. Mahkemece, satılanda olağan bir gözden geçirme ile ortaya çıkamayacak bir ayıbın bulunduğu yönünde 20/05/2014 tarihli bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuş olduğu, söz konusu raporda davacı alıcının 24/09/2012 tarihinde ilk parti ve 28/11/2012 tarihinde son parti olarak aldığı kompost için Akyurt Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/56 D.iş dosyası üzerinden yapılan tespit neticesi alınan bilirkişi raporunun esas alındığı anlaşılmaktadır. Satım sözleşmesine konu kompost teslimatlarının 24/09/2012 ve 28/11/2012 tarihleri arasında yapıldığına ilişkin bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacının 23/11/2012 tarihinde Akyurt Asliye Hukuk Mahkemesine, 14/12/2012 tarihinde de Elmadağ Sulh Hukuk Mahkemesine tespit için başvuruda bulunduğu, tespit tarihleri itibariyle söz konusu ayıpların davalıya bildirildiğinin kabulünün gerekeceği, tespit amacıyla mahkemeye talepte bulunulmuş olunan tarihler ve teslimat tarihleri göz önünde bulundurulduğunda ise konusunda uzman akademisyen bilirkişiler tarafından hazırlanan 27/11/2015 tarihli bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak gösterildiği üzere; davacının üretici konumunda olduğu, dolayısıyla olağan koşullarda satım sözleşmesine konu komposttaki ayıbın 15-20 gün içerisinde gözlenebileceği, oysaki somut uyuşmazlıkta davacının ilk partinin giriş tarihi olan 24/09/2012 tarihinden 28/11/2012 tarihine kadar aynı firmadan 18 parti kompost daha almaya devam ettiği anlaşılmakla, davacının süresi geçtikten sonra ayıp ihbarında bulunduğu, ayrıca muayene külfetini de yerine getirememiş olduğu anlaşılmaktadır.TBK m.223 uyarınca alıcı, satılanda gizli ayıp bulunduğu takdirde, ayıbı öğrendiği anda derhal satıcıya bildirmek zorundadır. Aksi takdirde satılanı ayıpla birlikte kabul etmiş sayılır. Somut olayda; Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesinden seçilen öğretim üyesi bilirkişilerin düzenlediği 26.10.2015 tarihli raporda ortaya konulan bilimsel verilere göre, mantar kompostunun üretime alınmasından sonra 15-20 gün içinde ayıplı olup olmadığının davacı tarafından tespiti mümkün hale gelmiştir. Buna rağmen, davacının ayıp ihbarını derhal yapmadığı anlaşılmaktadır. Davacı, ürünün kendisine gelmesinden sonra uygun bir süre içinde laboratuvar incelemesi yaptırmadığı gibi, bir üretici olarak kendisinin gözlem yoluyla 15-20 gün içinde yapabileceği tespitleri yapmamış, ilk ürünün işletmeye alındığı 01 Ekim 2012 tarihinden oldukca uzun bir süre sonra, 23.11.2012 tarihinde tespit talebinde bulunmuştur. Bu durumda davacının, TBK m.223’deki derhal ihbar yükümlülüğüne uymadığı anlaşılmaktadır.Diğer taraftan, yine aynı bilirkişi raporundaki teknik ve bilimsel tespitlere göre, muayene ve ihbarın süresinde yapılmamış olması nedeniyle, kompostta satım sırasında ayıp bulunup bulunmadığının tespitinin de imkansız hale geldiği anlaşılmaktadır. Zira, sorunun sterilizasyon sorunu olduğu, bunun üründen mi, üretim alanındaki çevresel faktörlerden mi yoksa kompostun üstüne davacı tarafından serilen topraktan mı kaynaklandığının tespit edilmesinin teknik olarak imkansız hale geldiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacı alıcı tarafından yukarıda anlatılan maldaki ayıpla ilgili muayene ve ihbar yükümlülüklerinin süresi içerisinde ve kanunda belirlenen usule uygun yerine getirilmediği anlaşılmakla, davacının malı ayıplı haliyle kabul etmiş sayılması gerektiği ve bu nedenle davada tüm taleplerin reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.Yukarıdaki açıklamalar ışığında, ilk derece mahkemesince davanın tümünün reddine karar verilmesi gerekirken, kısmen kabul kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuş, davalı vekilinin istinaf başvurusu kabul edilerek, HMK’nın 353/1.b.2.maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak dairemizce davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca kabulüyle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, bu doğrultuda; 1-Davanın REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 44,40 TL harcın peşin alınan 4.921,75 TL harçtan mahsubu ile artan 4.877,35 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,5-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT’deki esaslara göre belirlenen 23.242,00 TL TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,6-Davalı tarafından yapılan 1.300,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,7-İstinaf yargılaması yönünden;a-Davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına,b-Davalı tarafından yatırılan 1.930,00 TL istinaf nispi peşin harcının talep halinde davalıya iadesine,c-Davalı tarafından harcanan 98,10 TL istinaf başvuru harcı gideri ve 45,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 143,10 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,8-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine,9-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 3531.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 11/04/2019 tarihinde, oy birliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.