Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/844 E. 2019/425 K. 21.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/844
KARAR NO : 2019/425
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/02/2018
NUMARASI : 2015/102 E.2018/197K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin verilen hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 20.08.2014 tarihli taşıma sözleşmesi gereğince taşıma ve fuar hizmetlerinin müvekkili firma tarafından gerçekleştirilmesi konusunda anlaştıklarını, taşıma işlemleri sırasında davalı tarafından mallara ilişkin verilen detaylar değişkenlik gösterdiği için alan fiyatlandırmada değişiklik yapılmak zorunda kalındığını, davalı firma taşınacak malların 12 metreküp hacminde olduğunu bildirmiş ise de, yüklendiğinde kapladığı alanın 52 metreküp olduğu tespit edildiğini, yeni bir fiyatlandırma yapılarak 01.10.2014 tarihinde davalıya bildirildiğini, taşıma işlemleri neticesinde ihracat ve fuar giriş ücretine istinaden fatura düzenlendiğini, davalının bu faturaya itiraz etmeyerek ödemeyi gerçekleştirdiğini, fuar sonucu çıkış işlemleri ile birlikte malların verona’ dan İzmir’e taşımasının gerçekleştirilmiş olup, buna ilişkin 13.418,04 TL bedelli faturanın davalıya gönderildiğini, davalının faturayı iade ettiğini, davalının ilk tekliften sonra fuar giriş ve çıkış ücretlerinde değişiklik olmasına rağmen bu kalemlere herhangi bir itiraz ileri sürülmezken, navlun bedeline haksız ve kötü niyetli itiraz ettiğini, bakiye alacağın tahsili için Bakırköy… icra müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasından ilamsız icra yoluyla takip yapıldığını, borçlunun haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline ve %20 oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; davacı şirketin müvekkil firmaya 08/09/2014 tarihinde bildirdiği teklifin müvekkilce kabul edildiğini, davacı şirketin taşıma işlemleri sırasında tek taraflı olarak müvekkili firma aleyhine taşıma bedelini değiştiren ikinci teklif gönderildiğini, bu teklif konusunda taraflar mutabakat sağlamamasına rağmen davacı tarafından ikinci teklifte belirtilen fiyatlar üzerinden fatura düzenlediğini, yükün 19 metreküp olmasına rağmen davacı tarafından 53 metreküp olarak hesaplandığını, bu durumun, yüklemenin intizamsız, keyfi şekilde yapılmasından kaynaklandığını, davacıya borcunun bulunmadığını belirterek, davanın reddine ve %20 oranında kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ” …Davacı davalıya ait fuardaki ürünleri araca yükleyip Türkiye’ye dönme aşamasında 30.09.2014 tarihinde İtalya’da ki çıkış gümrük işlemleri bitmiş iken karşı taraf ile fiyat konusunda anlaştığı halde 01.10.2014 tarihinde yeni bir fiyat teklifi sunarak, o teklifte belirttiği ücretler üzerinden talepte bulunulması ve bu talep kabul edilmemişken bu teklifi faturaya yansıtılarak talep edilmiş olduğu anlaşılmakla davacının navlun alacağı bulunmadığı göz önüne alınarak davanın reddine , davacının kötü niyeti ispat edilemediğinden davalının tazminat talebinin reddine…” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili ile davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalı firmanın İtalya’nın Verona kentinde yapılacak olan Marmomacc 2014 fuarı için kendilerine ait malların taşınması ve tüm fuar hizmetlerinin yapılması hususunda müvekkili şirkete başvurarak fiyat teklifi talebinde bulunduğunu, davalı tarafından bildirilen yaklaşık malzeme detayına göre 12,25 m3 hacmindeki mal için müvekkili şirket tarafından 20.08.2014 tarihinde teklif ve taşıma sözleşmesi sunulduğunu, yeni bilgiler doğrultusunda teklifin uyarlanacağı hususunun teklifte özellikle belirtildiğini, taşıma işlemleri sırasında, davalı borçlu firma tarafından taşıma konusu mallara ilişkin verilen detaylar değişkenlik gösterdiğinden, müvekkili firma tarafından sunulan teklifte yer alan fiyatlandırmada değişikliğe gidilmek zorunda kalındığını, davalı firma tarafından, yaklaşık 12,25 m3 hacimde olduğu belirtilen malların müvekkili firmanın araçlarına yüklendiğinde araç içinde kapladığı alanın 52 m3 olduğunun tespit edildiğini, bunun üzerine, müvekkili şirketin 01.10.2014 tarihinde yeni fiyatlandırmayı davalıya bildirildiğini,İhracat navlunu, ithalat navlunu, fuar giriş ve çıkış fiyatlandırmasında değişiklikler söz konusu olduğunu,Müvekkili şirket tarafından taşıma işlemleri neticesinde, ihracat ve fuar giriş ücretine istinaden fatura düzenlenmiş olup, davalının işbu faturaya itiraz etmeyerek ödeme gerçekleştirdiğini, ancak navlun bedeline ilişkin olarak sonradan keşide edilen faturaya davalının itiraz ettiğini,Davalı, ilk tekliften sonra ihracat navlun bedelinde, fuar giriş çıkış ücretlerinde de değişiklik olmasına rağmen bu kalemlere itiraz ileri sürmezken, ithalat navlun bedeline kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, Dava konusu yük, istiflenemez bir yük olduğundan, navlun hesabının LDM (lademetre) üzerinden yapılması gerektiğini, yüklemenin son halinin ancak yükleme esnasında kesinleştiğini, teklifte fiyatın güncel piyasa koşullarına göre verildiğini ve yine yükleme haftasında mevcut durumlara göre değişebileceği ve güncellenebileceği yazıldığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararını kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Davacı tarafın istinaf dilekçesine cevap olarak; davacı yanın istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde belirtmiş olduğu müvekkiline ait yüklerin araç içinde 52 m3 yer kapladığı iddiası somut gerçeklikten uzak olup zira davacı yanca ispat da edilemediğini, Diğer yandan davacının dilekçesinde her ne kadar müvekkili şirketin yükünün 19 m3 olduğunun mesnetsiz olduğunu iddia etmiş ise de davaya cevap dilekçeleri ekinde sunmuş olduğu malların teker teker ağırlığını ve ebatlarını gösteren “koli listesi” ile de görüleceği üzere, hesaplamalar yapıldığında malların hacminin 19m3 olduğunu, dönüş esnasında müvekkili şirketin mallarının fazla hacimde yer kaplamasının, tamamen davacının çalışanlarının keyfi yükleme yapmasından dolayı kaynaklandığını, taşıma sözleşmesinde kararlaştırılan navlun-taşıma bedelinin tek taraflı olarak değiştirilmesi ve artırılması mümkün olmayıp bu husus dosyada mübrez bilirkişi raporu ile de sabit bir hal aldığını, ayrıca, 14.02.2017 tarihli bilirkişi raporunun sonuç ve kanaat kısmında da belirtildiği üzere, müvekkili şirketin, davaya konu taşıma işi için davacı yana daha fazladan bir ödeme yapmış olup bu hususa ilişkin haklarını saklı tuttuklarını, ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararı isabetli olduğundan, davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.Davacının icra takibine girişmekte haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle, müvekkili lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken, bu talebin reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kötü niyet tazminatının reddine ilişkin kararın kaldırılarak, kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, bakiye navlun alacağının tahsili amacıyla başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın reddine, koşulları oluşmadığından, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, bu karara karşı her iki taraf vekilleri istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, taraflarca ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasında kurulduğu uyuşmazlık konusu olmayan sözleşmeye göre, davalının edimi, davacıya ait fuar ürünlerini sözleşmede belirlenen şartlarla fuara götürmek, fuar organizasyonunu üstlenmek, fuar bitiminde fuar ürünlerini sözleşmeye uygun olarak taşıyıp davacıya teslim etmektir. Davalının edimi ise sözleşmeyle kararlaştırılan navlun bedeli ve fuar için yapılan diğer masraflar toplamından oluşan ücreti davalıya ödemekten ibarettir. Somut olayda uyuşmazlık; kararlaştırıldığı şekilde teslim edilen emtiaya ilişkin talep edilen navlun bedelinin miktarının ne dara olduğu noktasında toplanmaktadır. Dava konusu taşımanın İtalya’dan Türkiye’ye karayolu ile yapılması sebebiyle dava konusu uyuşmazlığa CMR Konvansiyonu hükümleri uygulanacaktır.Davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ticari işlemlerle ilgili olarak 20.08.2014 tarihli fiyat teklifi ile 08.09.2014 tarihli taşıma sözleşmesi, 01.10.2014 tarihli revize edilmiş teklif ve ihracat ve ithalat taşıma işlemleri ile ilgili sözleşme bulunmaktadır.Davacının istinafı yönünden; Dosya kapsamından anlaşıldığı üzere, taşıyıcının sonradan söz konusu taşımayı, bu şekilde anlaşma olmamasına rağmen, parsiyel taşımaya dönüştürdüğü, davacının yüklemeyi İtalya’daki deposunda elindeki yük durumuna göre yaptığı, bu şekilde davacının yeniden hesaplama yaparak dava konusu emtianın esasen 10 Ldm. yer kapladığı gerekçesiyle, sonradan ortaya çıkan durum adı altında, sözleşme dışı ek navlun ücreti talep etmiş olduğu, ihtilafın bu talepten kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Taşıma sözleşmesinde kararlaştırılan navlun-taşıma bedelinin tek taraflı değiştirilmesi, artırılması mümkün değildir. Eğer emtianın hacmi konusunda bir farklılık oluşmuşsa, bu durumun taşıyıcının öngörüsüz davranmasından kaynaklandığının kabulü gerekir. Davalı taşıma sözleşmesi ile üstlendiği navlun borcunu ödemiştir. Ayrıca davacının ek navlun ücretine ilişkin olarak keşide ettiği 942260 numaralı faturada, taşıma sözleşmesine konu emtianın hacminin artırılarak ilave ücret talep edildiği anlaşılmaktadır. Taraflar sözleşme ile bağlı olup, davacının sözleşme dışı ilave navlun talep etmesinin hukuki dayanağı bulunmamaktadır. CMR’nin 8. maddesine göre taşımacı, yükü teslim alırken miktar yönünden kontrol etmelidir. Etmediği taktirde sonuçlarına kendisi katlanacaktır. Ahde vefa ilkesi gereğince davacı taşımacı, taşıma sözleşmesinde kararlaştırılan ücretle bağlıdır. Bu sebeplerle ilk derece mahkemesi kararı yerinde olmakla, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.Davalının istinafı yönünde;Davacının icra takibine girişmekte haksız olduğu sabit olmakla birlikte, davacının dava konusu takibi yapmakta kötü niyetli olduğu sabit görülmediğinden, İİK’nın 67/2.maddesi uyarınca yasal koşulları oluşmayan davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş olmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Bu sebeple, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, her iki taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine,2-Taraflarca yatırılan istinaf harçlarının Hazineye gelir kaydına,3-Taraflarca istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde zerinde bırakılmasına,4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair;HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.21/03/2019