Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/843 E. 2019/429 K. 21.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/843
KARAR NO : 2019/429
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/03/2018
NUMARASI : 2018/86E. 2018/242K.
DAVANIN KONUSU: Zayi Belgesi Verilmesi
Zayi belgesi verilmesi talebinin, ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle reddine ilişkin verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 03/04/2001 tarihinde kurulduğunu, kuruluş tarihinden itibaren … Sitesi …. Blok No:… …/ İstanbul adresinde faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirketin içinde bulunduğu … Sitesinin …. Bloğunun 06/01/2018 tarihinde sabaha karşı 03:00 sularında kolluk kuvvetleri tarafından yüzlerce polis nezaretinde ve Toma gibi polis araçlarıyla haksız bir yıkım İşlemiyle karşı karşıya kaldığını, …. Sitesi içerisinde yer alan hiç kimseye haber verilmeden diğer şirketlere tebligat dahi gönderilmeden yıkımın yapıldığını, bu yıkım sonucu davacının defter, fatura, fiş ve belgelerin zayi olduğunu belirterek, bu belgeler için TTK’nın 82. maddesi uyarınca zayi belgesi verilemsini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”…TTK 82/7.maddesine göre, yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde defter ve belgeler zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren 15 gün içinde kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu maddede düzenlenen afet kavramına, davacıya kusur İzafe edilemeyecek olan ve irade dışında meydana gelen olayların girebileceği gözetilmelidir. Tacirin belgelerini muhafazada gerekli dikkat ve özeni göstermesi gerekmektedir. Hukuki prosedüre uygun gerçekleştirilen yıkım İşleminden davacının haberdar olmaması mümkün değildir. Buna rağmen ticari defter ve belgelerini muhafaza etmeyen, bu konuda ihmal ve küsuru bulunan davacının zayi belgesi talebinde bulunması mümkün olmadığından davanın reddine…” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Müvekkili şirketin …/İstanbul adresinde şirketin kuruluş tarihi olan 03.04.2001 tarihinden bu yana faaliyet gösterdiğini, Müvekkili şirketin içinde bulunduğu … Sitesinin …. Bloğu 06.01.2018 tarihinde sabaha karşı 03.00 sularında yüzlerce polis nezaretinde ve TOMA gibi polis araçlarının da bulunduğu bir yıkım işlemiyle karşı karşıya kaldığını, bu yıkım işlemi neticesinde, yıkımdan habersiz olan müvekkili şirketin ticari defterleri, faturaları, fiş ve belgeleri zayi olduğunu, bunun üzerine, süresi içinde zayi belgesi verilmesi davası açıldığını,İlk derece mahkemesinin başvurunun reddi gerekçelerinden olan “Yıkımın gerçekleştirildiği nakliyeciler sitesinin, 06.02.2017 tarihli, 2017/9867 sayılı Bakanlar Kurulu kararına istinaden 10.02.2017 tarih 29975 sayılı resmi gazetede yayımlanarak 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında ‘riskli alan’ ilan edilmesi” ve bu alana ilişkin olarak imar uygulamasının, 11.05.2017- 10.06.2017 tarihleri arasında 1 ay süre ile askıya çıkartılarak tescil edilmesinin gösterildiğini, oysa bu işlemlerin yıkım günü ya da saatiyle ilgili bir bilgi içermediğini, yalnızca bu gerekçelerle yıkımın ne zaman gerçekleşeceğini tahmin etmek imkansız olduğunu, bu iki gerekçede de müvekkili şirket üzerine kusur izafe edecek somut bir kanıt bulunmadığını, Bildirimin taşınmaz maliki olan …A.Ş.’ye yapıldığını, kendisine tebligat dahi yapılmayan müvekkili şirkete kusur izafe edilmesinin doğru olmadığını,Müvekkili şirket, söz konusu taşınmazın maliki olmadığını, yapılan bu tescilden haberinin olması mümkün olmadığını, Müvekkili şirkete ve yıkım bölgesinde faaliyet gösteren diğer şirketlere tahliye için yeterli süre verilmediğini, kendisine tebligat dahi yapılmayan ve yıkım işleminden haberdar olmayan müvekkili şirketin, herhangi bir günde sabaha karşı saat 03.00’da yapılan yıkımı önceden tahmin etmesinin imkânsız olduğunu, davanın kabulü gerektiğini,Bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 82/7.maddesi uyarınca, ticari defter ve kayıtlar için zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince talebin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvvurulmuştur.Davacı, … Sitesinin bulunduğu adreste gerçekleştirilen Kentsel Dönüşüm Projesi nedeniyle 06/01/2018 tarihinde iş yerinin yıkıldığını, dava dilekçesinde talepte bulunduğu defter, belge ve faturaların yıkım altında kalarak zayi olduğunu ileri sürerek bunlar için zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.Türk Ticaret Kanunu’nun 82/7. maddesi uyarınca, bir tacirin saklamakla mükellef olduğu defter ve kâğıtlar; hırsızlık veya yangın, su baskını, yer sarsıntısı gibi bir afet sebebiyle ve kanuni müddet içinde ziya uğrarsa, tacir ziyaı öğrendiği tarihten itibaren on beş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yerin yetkili mahkemesinden kendisine zayi belgesi verilmesini isteyebilir. Mahkeme, lüzumlu gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir. Böyle bir vesika almamış olan tacir defterlerini ibrazdan kaçınmış sayılır. Somut uyuşmazlıkta; TTK’nın 82/7. maddesinde öngörülen hakdüşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmaktadır. TTK’nın 82/7.maddesinde, zayi belgesi verilmesini gerektirecek zayi olma durumları sınırlı olarak sayılmamış ise de tacirin zayi belgesi isteyebilmesi için, defterlerin zayi olmasında kusur ve sorumluluğunun bulunmaması, tedbirli bir tacir gibi davranmasına rağmen zayi olayına engel olamamış durumda olması gerekir.Somut olayda, kentsel dönüşüm projesi kapsamında binanın yıkımının maddede sayılan bir afet veya davacının önleyemeyeceği bir sebep olarak değerlendirilmesi mümkün görülmemektedir. Tedbirli bir tacir, faaliyet gösterdiği sitenin yıkım kararını bilmediğini ileri süremez. İlk derece mahkemesinin karar gerekçesi bu nedenlerle isabetlidir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 21/03/2019