Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/826
KARAR NO : 2019/721
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/01/2018
NUMARASI : 2016/1059 2018/71
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hükme karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyasının duruşmalı olarak yapılan incelemesi sonucunda gereği düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından icra takibine konu edilen faturaların içeriği olan emtiaların davalıya satılıp teslim edildiğini, müvekkilinin dava konusu faturalardan bakiye cari hesap alacağının 32.298,00 TL olduğunu, bu alacağın tahsili için davalı borçlu alehine Gebze …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun haksız itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline ve %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; cari hesap ekstresinin davacı yanca tek taraflı alarak hazırlanmış bir belge olduğunu, müvekkili açısından bağlayıcılığının olmayacağı gibi bahse konu cari hesap ekstresinin eksik olarak düzenlendiğini, müvekkilinin davacıya bir borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”…Davalı tarafın ticari defterinde alacağa konu edilen faturaların kaydedilmiş olması ve davalı vekilinin cevap dilekçesi ile ticari defterlerin ve kayıtların incelenmesi sonucunda müvekkil şirketin davacıya bir borcu olmadığı yönündeki beyanı da değerlendirildiğinde; davacı faturaya konu ürünleri teslim ettiğini ve alacağını ek raporda belirtilen 29.235,01 TL bedel üzerinden kesin delil ile ispatlamış olup, davalı kesin delilin aksini ispata yarayan bir belge sunmadığından, alacak da likit olup davalı borçlu itirazında haksız ve kötü niyetli bulunduğundan inkar tazminatına mahkum edilmesine…” karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalı borçlunun Gebze …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 29.235,01 TL üzerinden iptaline ve takibin kabul edilen miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı borçlu itirazında haksız ve kötüniyetli olduğundan kabul edilen asıl alacağın %20′ si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;Bilirkişi raporlarında müvekkilinin davacı yana verdiği çek ve müvekkili tarafından çekin davacı tarafça geri alınmış olması ve dosyaya da çeki sundukları dikkate alınmadan hukuka aykırı bir karar verildiğini, davacı yan daha önce çek karşılığı olarak almış olduğu parayı ilamsız icra yolu ile tekrar almaya çalıştığını, davanın reddi gerektiğini, bu nedenle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, ticari satımdan kaynaklanan bakiye cari hesap alacağının tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davalı tarafın ileri sürdüğü istinaf sebepleri bağlamında, istinaf incelemesi açısından uyuşmazlığın, davlının çekle ödeme savunması üzerinde toplandığı anlaşılmaktadır. Her iki tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve aradaki cari hesap ilişkisi çerçevesinde takip tarihi itibariyle, davacı defterlerinde, davacının davalıdan 29.235,02 TL alacaklı olduğu anlaşılmaktadır. Davalı savunmasında takip dayanağı faturadaki malların bedelini çek ile ödediğini belirtmiştir. Kural olarak çek ödeme vasıtası olup mevcut borcun tasfiyesine yönelik olarak verildiğinin kabulü gerekir. Dava konusu çekin ticari defterlerde kayıtlı olduğu, söz konusu çekin davalıdan alındığı tarih itibariyle ticari ilişkinin mevcut olduğu anlaşılmaktadır.27.500 TL’lik çekle ödeme kaydının davacı defterine 01.08.2014 tarihli işlemle davalının alacağına kaydedildiği, ancak, aynı çekin 31.12.204 tarihli işlemle, davlının borcuna yazıldığı anlaşılmaktadır. Davacının bu ikinci kaydı, çeki ödemesiz iade ettiği gerekçesine dayandırdığı anlaşılmaktadır. Aynı çekin davalının defterlerinde, 01.08.2014 tarihli işlemle, davacının borcuna yazıldığı, daha sonra bu çekin ödemesiz geri alındığına dair bir kaydın davalı defterlerinde yer almadığı anlaşılmaktadır.Bahsi geçen çek aslı Dairemizce bankadan celbedilip incelendiğinde; çekin ödeme için bankaya ibraz edilmediği, çek bedelinin bankadan tahsil edilmediği anlaşılmaktadır. Zaten davalı da çeki elden ödeyip davacıdan aldığını ve bankaya kendisinin teslim ettiğini savunmaktadır. Bu durumda, asıl uyuşmazlık, bu çekin davalıya, çek bedeli ödenmeden iade edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.Davacı vekili, çekin ödenmediğini ve ibraz tarih gelmeden taraflarınca çekin davalı yana iade edildiğini, davalı vekili ise çekin ödenerek alındığını ve bunun sonrasında çek aslını bankaya iade etmiş olduklarını öne sürmektedir. Davacı tarafından dosyaya sunulan ve davalının itiraz etmediği çek fotokopisinin altında, “Aslını elden teslim aldım” ibaresi yazılı olup bu yazının altı davlı şirket yetkilisi tarafından imzalanmıştır. Bu belgenin sıhhati konusunda davalı tarafın bir itirazı olmamıştır. Bu belgedeki, çekin aslını teslim aldım ibaresine göre, çekin davacı tarafından davalıya iade edildiği sabittir. Kural olarak, çekin karşı tarafa iade edilmiş olması çekin bedelinin ödendiğini karine teşkil ederse de bu karinenin aksi, davalı yetkili temsilcisinin imzaladığı bu belge ile kanıtlanmıştır. Eğer çek bedeli ödenmiş olsaydı davacının böyle bir belgenin imzalanmasını istemesine gerek olmazdı. Davlı yetkisinin bu imzalı beyanı, çek bedelinin ödenmeden iade edildiğine dair davcı iddiasını kanıtlamaya yeterli görülmüştür. Bu durumda, davalının çekle ödeme savunması yerinde değildir.Cari hesapta tarafların defter kayıtları arasındaki farkın, yukarıda açıklanan çek dışında 255 TL’lik virman kaydı ve 2.240,01 TL’lik faturadan kaynaklanmaktadır. Davalı taraf virman kaydının dayanağını kanıtlayamadığı gibi fatura nedeniyle alacaklı olduğunu da kanıtlayamamıştır. Bu fatura davacı defterlerinde kayıtlı değildir. Tüm bu gerekçelerle, davalı tarafça ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri yerinde olmayıp ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararı usul ve yasaya uygun olup davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekir. Ancak, dairemizce inceleme duruşmalı olarak yapılmış, ek tahkikat işlemi yapılmış olduğundan, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının gerekçesinin düzeltilmesi gerektiğinden, kararın gerekçesinin düzeltilerek esas hakkında yeniden karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;A-Davalı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden, davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine, B-Dairemizce duruşmalı tahkikat işlemi yapılmış olduğundan, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının gerekçesinin düzeltilmesi gerekmekle; ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda; 1-Davanın kısmen kabulüne, davalı borçlunun Gebze …. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasına yaptığı itirazın 29.235,01 TL üzerinden iptaline ve takibin kabul edilen bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin itirazın iptali talebinin reddine, 2-Davalı borçlu itirazında haksız olduğundan, İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca takdiren %20 oranında hesaplanan 5.847,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,3-Alınması gereken 1.997,04 TL karar ve ilam harcından peşin yatan 381,35 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.615,69 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, davacı tarafından yatırılan 381,35 TL peşin harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Yargılama sırasında davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvurma harcı,122,00 TL tebligat, 600,00 TL bilirkişi gideri ve 5,85 TL diğer giderler olmak üzere toplam 757,05 TL giderin, kabul ve red oranına göre hesap edilen 685,25 TL’lik bölümünün davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan, A….T. uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 3.508,20 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan, A….T. Uyarınca, reddedilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, 7-Yargılama sonucunda ve re’sen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse re’sen yapılacak gider de mahsup edilmek ve 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının talep halinde yatırana iadesine,8-İstinaf yargılaması yönünden:a-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru harcı olarak yatırılan 98,10 TL’nin Hazineye gelir kaydına,b-Bakiye 1.497,04 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına.c-İstinaf incelemesi birden fazla duruşmalı yapıldığından, A….T. uyarınca belirlenen 2.725,00 TL maktu avukatlık ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,d-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,9-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine dair; HMK’nın 356. maddesi maddesi uyarınca duruşmalı olarak yapılan inceleme sonucunda, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, oybirliğiyle ve kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatılarak karar verildi.15/05/2019