Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/804 E. 2019/246 K. 21.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/804
KARAR NO : 2019/246
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/12/2017
NUMARASI : 2014/735 Esas- 2017/1368 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin verilen hükme karşı davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların, müvekkili … A.Ş.’nin eski hissedarları olduğunu, taraflar arasında imzalanan 19/12/2011 tarihli ….ALIM – SATIM SÖZLEŞMESİ ile davalıların, sözleşmede belirtilen yükümlülükler ile birlikte … A.Ş. nezdinde sahip oldukları hisseleri davacıya sattığını, müvekkili tarafından … şirketinin asaleten ve kefaleten imzalamış olduğu sözleşmeler nedeni ile 2001 ve 2002 yıllarından kalma borçlarının olduğu ve bu borçların ödenmesi gerektiğinin bildirildiğini, davalılara İstanbul Noterliğinin 17/02/2014 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi borcun ödenmesi istenildiğini fakat davalıların her hangi bir ödemede bulunmadığını, müvekkilinin, borçların 130.000 USD olarak ödenmesi sureti ile tasfiye edileceği konusunda alacaklıyla anlaşma yapıldığını, bunun üzerine … 19/02/2014 tarihinde 130.000 USD ödeme yapıldığını, taraflar arasında imzalanan hisse alım satım sözleşmesindeki garanti hükmü gereğince, alacaklıya ödenen bedelin tahsili için davalılar aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, icra dosyasında borçlu olarak görünen… tarafından icra takibine itiraz edilmediğini fakat davalıların icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itirazda bulunduğunu, alacağın likit olduğunu belirterek, davalıların icra takibine vaki itirazlarının iptaline ve % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili savunmasında özetle; dava dilekçesinde söz konusu borçların …şirketinin asaleten ve kefaleten imzalamış olduğu sözleşmeler nedeniyle 2001 ve 2002 yıllarından kalan borçlar olduğu bilgisi yer aldığını, bunun dışında dosya münderecatından davaya konu borcun kaynağını tespit etmek mümkün olmadığını, söz konusu borçların tarihi konusunda davacılar tarafından 2001 ve 2002 yılları bilgisi verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkillerine gönderilen ihtarda davacıların, söz konusu borcun kendilerine ait olmadığını beyan ettiklerini, ancak bahse konu ihtarnamenin keşide edilmesinden iki gün sonra davacıların bu borcu ödediğini, müvekkillerinin bu şirketteki hisselerini 19.12.2011 tarihinde davacılara sattığını, özetle müvekkillerinin ortağı olduğu şirketin söz konusu kredi sözleşmelerini kefil sıfatı ile imzalamış olduğundan, bu borçlar şirket borcu olarak kayıtlara geçmediğini, müvekkillerinin söz konusu şirketin sadece 01.02,2005 ve 19.12.2011 tarihleri arasında ortağı olduğunu ve yönetim kurulu görevini üstlendiğini, davacılar tarafından ödenen ve müvekkilinden istenilen borcun tarihinin ise 2001 – 2002 olduğunu, müvekkillerinden önceki ortakların bu borcu şirket kayıtlarına geçirmediğini, müvekkillerinin de bu nedenle şirkete ortak olurken bu borçtan haberdar olma imkanları olmadığını, müvekkillerinin sadece taahhüt ettikleri sermaye borcu ile sorumlu olup sorumluluklarının miktarı şirket sermayesi kadar olduğunu, görevlerini yerine getirmeyen anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin de bu yüzden oluşan zararlar nedeniyle ortaklığa, ortaklara ve ortaklık alacaklılarına karşı müteselsilen sorumlu olduğunu, söz konusu borcun müvekkiller şirkete ortak olmadan önce muaccel olan bir borç olduğunu, dava dışı bir şirketin yine dava dışı … kullandığı bir krediye kefil olunması sebebiyle doğan bir borç doğduğunu, söz konusu borcun dava dışı … şirketi ile … arasında imzalanan ve müvekkillerinin ortağı olduğu şirketin de kefil sıfatı ile imzaladığı genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığına ilişkin sınırlı bilginin davacılar tarafından verildiğini, davanın … ihbarını talep ettiklerini, … şirketinin söz konusu borç nedeniyle ne kadar ödeme yaptığı, borcun sebebi hususları da tespit edilmemiş olduğundan davanın ayrıca … şirketine de ihbarını talep ettiklerini belirterek, öncelikle yargılamaya konu alacağın zamanaşımına uğradığı hususu dikkate alınarak davanın reddine, bu taleplerinin kabul görmediği takdirde borcun, müvekkilleri şirkete ortak olmadan önce doğduğu ve borcun doğumunda müvekkillerinin kusurunun bulunmadığı hususları dikkate alınarak davanın reddine, %20oranından aşağı olmamak üzere hesaplanacak kötü niyet tazminatının davacılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.İhbar olunan … vekili beyan dilekçesinde; …San. Ve Tic. Ltd. Şti. ve… A.Ş.’ nin müvekkili bankadan kullanmış oldukları kredilerin geri ödemelerini yerine getirmemeleri üzerine haklarında yasal takip işlemleri başlatılıldığını, …A.Ş.’nin, kredi borçlusu olmasının yanısıra, … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin kullandığı krediler için akdedilen sözleşmeleri müşterek ve müteselsil borçlu sıfatı ile imzaladığını, borçlularca imzalanan Genel Kredi Sözleşmelerinin süresiz olduğunu, bu nedenle…A.Ş.’nin, …San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne olan müşterek ve müteselsil borçluluğun da süresiz olduğunu, imzalanan sözleşmelere göre; ” Müşterek ve müteselsil borçlu, Banka ile müşteri arasındaki Genel Kredi Sözleşmesinin kendi hakkında da aynen uygulanmasını, bu maddelerde yer alan hususları aynen taahhüt ettiğini beyan ve kabul eder” denildiğini, süresiz kefaletten doğan sorumluluğun sona ermesi koşulları ise kanun ile belirlenmiş olup, …A.Ş.’nin icra takibine konu borçlardan önce müvekkili bankaya yaptığı ve müşterek ve müteselsil borçluluktan rücu ettiğine dair herhangi bir beyan ve İhtarın sözkonusu olmadığını, … A.Ş. kendi kredi borcu dışında … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin kredi sözleşmelerini müşterek ve müteselsil borçlu sıfatı ile imzaladığı için bu firmanın riskinden de sorumlu tutulduğunu beyan ederek, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”…Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından uyuşmazlık konusu olan hususun davalıların hisse devir sözleşmesinden kaynaklı olarak davacılara garanti ettikleri doğmuş veya sonradan doğacak şirketin mali tablolarına ve genel mizahına işlenmemiş borçlardan da sorumlu oldukları, geçerli ve mevcut bir borcun kefalet sözleşmesi kapsamında dava dışı … ödenmek zorunda kalındığı, kefil olarak davacı şirketin ileri sürebileceği zamanaşımı defi bulunmadığı gibi davalıların da bu nedenle zamanaşımı itirazında bulunmasının yerinde olmadığı, mevcut bir borçtan dolayı yapılan bu ödemelerin davalıların şirket ortağı oldukları dönemde verilen dava dışı … LTD. ŞTİ.’nin asıl borçlu olduğu kredi sözleşmeleri olduğu, bu nedenle davacıların hisse devir sözleşmesi çerçevesinde davalılardan garanti ettikleri geçmiş dönem borçlarının tahsili için icra takibi başlatmakta haklı oldukları anlaşılmakla yapılan ödemenin 19/02/2014 tarihinde olduğu gözetildiğinde takip turarı olan 278.836,00TL’nin takip tarihindeki TCMB efektif alış kuru olduğu, yabancı para cinsinden doğmuş alacağın, takip tarihindeki kur üzerinden TL karşılığı yönünden takip başlatılmasının yerinde olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile itirazın iptaline karar vermek gerekmiş, davalıların likit nitelikteki bu alacağa yönelik itirazının haksız olması, davacıların ayrıca talepte bulunması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne ” karar vermiştir.Bu karara karşı davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde;Müvekkilleri ile davacı …. yetkilileri arasında 19.12.2011 tarihli … Hisse Alım – Satım sözleşmesi tanzim edildiğini, taraflar arasında imza edilmiş bu sözleşmeye dayanılmak suretiyle müvekkilleri aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile takibe girişildiğini, davacı tarafça takibe gerekçe olarak gösterilen sözleşmenin 3.6. maddesi “Satıcılar kendi dönemleri ile şirketin devir tarihine kadar oluşmuş her türlü borçlarının, bu borçlara bağlı her türlü masraf ve giderin hangi sebep ve şekilde olursa olsun tek başına sorumlusu olduklarını, ancak iş bu sözleşmenin imzası tarihinden sonra oluşacak ortaya çıkacak olsa bile … ın kendi tasarrufu ile ortaya çıkmayacak ve/veya SATICILARın dönemi ile ilgili her türlü borç ve sorumluluk müştereken ve müteselsilen SATICILAR üzerindedir…” ifadesinin yer aldığını,Sözleşmenin bu maddesi ve müvekkillere sorumluluk yükleyen diğer tüm maddelerinin anonim şirketin temel yapısına tamamen aykırı olduğunu, emredici hüküm mahiyetindeki bu maddenin aksine düzenlenmiş olan her sözleşme mutlak butlanla sakat olduğunu, Müvekkillerinin kendi dönemlerinden önceki borçlardan sorumlu tutulmasının sözleşme maddesine ve dürüstlük kuralına tamamen aykırı olduğunu, dosyaya celp edilen İTO yazı cevaplarından da açıkça görülebileceği üzere, müvekkillerinin … A.Ş. (eski adıyla…Ticaret A.Ş) hisselerini 05.02.2005 tarihinde devralarak, şirketin ortağı ve yöneticisi olduklarını, kredi sözleşmelerinin her ne kadar müvekkillerinin şirket yönetiminde faal olduğu dönemde yapıldığı kabul edilmiş olsa da müvekkilleri kredi sözleşmelerinin imzalandığı tarihte şirkette yönetici olmadıkları gibi hisseleri dahi bulunmadığını, …A.Ş.’nin eski yönetici ortakları olan müvekkillerinin, şirketi 05.02.2005 yılında devralmış olup, genel kredi sözleşmelerinin imza edildiği tarihler itibariyle şirkette yönetici olmadıkları gibi hisse sahibi bile olmadığını, kendi dönemlerinden önce ve o dönem yetkilileri tarafından imzalanmış kredi sözleşmelerinden müvekkillerinin sorumlu tutulabileceğine dair anlayışın açıkça hukuka, genel mantık ilkelerine ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu,Davacı tarafça,takibe konu edilmiş alacağın kaynağının … A.Ş. ile davacı arasında akdedilmiş olan 18.02.2014 tarihli borç tasfiye sözleşmesi olduğu beyan edildiğini, borç tasfiye sözleşmesinde ise tasfiyeye konu alacağın kaynağı olarak, Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … E.(Yenileme …E. ve …. E.) Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … E. ve Ankara ….İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyaları gösterildiğini, icra dosyalarından yalnızca … E. ve … E. sayılı takip dosyalarının dava dosyasına sunulduğunu, her iki takip dosyasının da kambiyo senedine dayanmakta olup, davacının dilekçesinde belirttiği kredi sözleşmeleriyle herhangi bir ilgisi bulunmadığını, davacı ile … arasında imzalanan borç tasfiyesinde yer alan 130.000 USD’lik tutar ile takip tutarlarının da örtüşmediğini, Kefalet sözleşmesinin imza edildiği dönemde müvekkilleri şirket yetkilisi olmadığı gibi, müvekkillerin hiçbir kefalet sözleşmesinde imzası bulunmadığını, ancak 21.03.2017 tarihli celsede dosyanın bilirkişi heyetine tevdiine karar verilip yürürlükte bulunan kanuna aykırı olarak, heyete hukukçu bilirkişi eklendiğini, raporun hükme esas alınması mümkün değilken, mahkemece yeni rapor alınmaksızın mevcut rapor doğrultusunda karar verilmiş olması usule ve esasa aykırı olduğunu, Açıklanan bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, hisseleri davalılar tarafından davacılara devredilmiş olan … A.Ş.’nin, şirket kayıtlarında yer almayan borcunun çıktığı, hisse devir protokolü gereğince davalıların, kayıt dışı borç bulunmadığını ve böyle bir borç çıkarsa ödemeyi garanti ettikleri, kayıt dışı borcun dava dışı alacaklıya ödenmek zorunda kalındığı iddiasıyla, bu ödemenin davalılardan tahsili amacıyla başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalılar vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, davalılar vekilince ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davalıların dava dışı … eski ortakları oldukları, hisselerini 19/12/2011 tarihli hisse alım satım sözleşmesi ile davacılara satmış oldukları, 19/12/2011 tarihli hisse alım satım sözleşmesi incelendiğinde; davalılara ait dava dışı …A.Ş. hisselerinin davacılara devredildiğinin tarafların kabulünde olduğu, söz konusu sözleşmenin … A.Ş. ile hisselerini devreden davalılar tarafından imzalanmış olduğu anlaşılmaktadır.Protokolün 3.5. maddesinde, hisseleri devredilen şirketin, bilanço, gelir tablosu ve mizanında görünmeyen her hangi bir borcunun bulunmadığının davalılar tarafından garanti edildiği, böyle bir borcun sonradan ortaya çıkması halinde davalıların sorumlu olacağının kabul edildiği; potokolün 3.6. maddesinde; tarafların özgür iradeleri ile protokolün imza tarihinden sonra ortaya çıkacak olsa bile, satıcıların dönemi ile ilgili her türlü borçtan satıcıların sorumlu olacağının açıkça kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Hisse devrinden sonra,… A.Ş.’nin, dava dışı … Şirketinin dava dışı … kullanmış olduğu krediye müşterek borçlu ve kefil sıfatıyla imza atmış olduğu, 12/02/1997 tarihli kredi sözleşmesine ilişkin bir takım borçların halen mevcut olduğu, bu nedenle … sorumlu olduğu, bu borcun … kayıtlarında yer almadığı, bu nedenle protokolün yukarıda anılan maddeleri uyarınca davalıların garanti beyanı kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. … AŞ ile dava dışı … arasında 18/02/2014 tarihli tasfiye sözleşmesinin imzalandığı, bu sözleşme kapsamında genel kredi sözleşmelerinde dava dışı … Ltd. Şti.’ne mevcut kefaletlerinden kaynaklanan tüm borçlarından … dava dışı … ibra ettiği, tasfiye anlaşması çerçevesinde dava dışı … AŞ’nin…. 130.000 USD ödeme yapmış olduğu, eldeki davanın ise bu bedelin tahsili için davalılar aleyhine başlatılan takibe ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.Davaya dayanak İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyası incelendiğinde; alacaklıklı sıfatıyla … AŞ ve … AŞ ‘nin de gösterilmiş olduğu, borçluların ise eldeki davanın davalıları olduğu, borcun sebebinin şirketin eski borçları nedeniyle … ödenen bedel olarak gösterildiği ve 277.836,00 TL asıl alacak üzerinden icra takibinin yapılmış olduğunu anlaşılmıştır. Takip tarihi olan 25/04/2014 tarihindeki kur üzerinden hesaplama yapıldığında 130.000 USD’nin karşılığının takip tarihindeki asıl alacak olarak gösterilen meblağa denk gelmiş olduğu anlaşılmaktadır. Dava dışı banka ile … A. Ş. arasında süresiz olarak imzalanan çerçeve niteliğindeki Genel kredi Sözleşmeleri TBK yürürülük tarihinden itibaren 10 yıl süreyle geçerli olduğundan zaman aşımı itirazının yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.Her ne kadar davalıların heyette hukukçu bilirkişi bulunduğuna yönelik itirazları olsa da; HMK’nın 282. maddesinde hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir. Bu düzenleme uyarınca, bilirkişi raporu takdiri delil olup, mahkemece bilirkişi raporundaki tespit ve görüşler dışındaki diğer delillere göre de gerekçesi yazılarak hüküm kurulduğu dikkate alındığında, davalılar vekilinin bu yönündeki istinaf başvurusu yerinde değildir.Hisse devir protokolündeki garanti hükümlerinin, anonim şirketin yapısına aykırı, geçersiz, batıl hükümler olduğu iddia edilmişse de davalılar özgür iradeleriyle imzaladıkları protokolle, hisseleri devredilen şirketin, şirket kayıtlarında görünmeyen bir borcu bulunmadığını garanti etmiş, böyle bir borç çıkarsa ödemeyi üstlenmişlerdir. Bu düzenleme sözleşme özgürlüğü kapsamında geçerli bir düzenleme olup, emredici yasa hükümlerine aykırılığı söz konusu değildir. Bu konudaki istinaf nedeni yerinde değildir.Talebe konu kredi kefaletinin davalıların şirkete ortak olmadan önce doğmuş olması sonuca etkili değildir. Davalılar ortak olmadan önce doğmuş olsa bile, davalılar tarafından yapılan hisse devri ve garanti taahhüdü anında bu borcun mevcut olduğu anlaşıldığından, hisse devir protokolünün 3.5 ve 3.6 maddeleri uyarınca davalılar sorumludur. Bu konudaki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.Davacıların rücu talebine konu … yapılan ödemenin, icra takip dosyalarından anlaşıldığı üzere, … yapılan ödemenin, hisse devir protokolünden önceki döneme ait … borcu olduğu, bu borçların … kayıtlarında görünmediği anlaşıldığından, borcun kaynağına ilişkin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.Özetle, davalılar, hisselerini devrettikleri …şirketinin, şirket kayıtlarında görünmeyen başkaca bir borcunun bulunmadığını garanti etmiş, böyle bir borç çıkması halinde ödemeyi garanti etmiş, kayıt dışı borç ortaya çakmış ve alacaklıya ödeme yapılmış olup, hisse devir protokolündeki garanti beyanları nedeniyle davalılar bu borçtan sorumludur. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar erilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalılar tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Bakiye 14.235,00 TL nispi istinaf harcının davalılardan tahsiline, Hazineye irad kaydına, 4-Davalılarca istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,5-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 21/02/2019 tarihinde oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.