Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/802 E. 2019/327 K. 07.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

fT.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/802
KARAR NO : 2019/327
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/02/2018
NUMARASI : 2017/175E. 2018/53 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin verilen hükme karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle müvekkili şirket tarafından düzenlenen faturaların döviz cinsinden faturalar olduğunu ve faturaların döviz olarak ödemelerinin yapılması gerektiğini ancak davacı şirket tarafından TL cinsinden nakit veya çek ile kısmı ödemelerin yapıldığını, davalı tarafından yapılan ödemelerin ödeme tarihindeki döviz kurunun dikkate alınarak yapılmadığını, sonraki tarihte düzenlenen 08/02/2016 tarihli faturanın ödemelerinin döviz olarak yapıldığını bu nedenle düzenlenen üç adet faturadan kaynaklanan 1.460,83 USD alacaklı olduğunu, davalıya ihtarnamenin gönderilip alacağın ödenmemesi nedeniyle alacağın tahsili amacıyla İstanbul .. İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyası ile icra takibinin yapıldığını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, borçlunun %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraftan karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde müvekkili şirket tarafından davacı firma tarafından yapılan işlerin, bedellerin nakit ve TL karşılığı çek olarak ödendiğini ve teamülün bu yönde olduğunu belirterek davanın reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sorucunda; “…Davacı firma tarafından gerçekleştirilen taşıma hizmet bedellerinden kaynaklanan kur farkı alacağının ödenmemesi nedeniyle alacağın tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı sayılı icra dosyası ile davacı tarafça takip yapıldığı, davacı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede karşı tarafın ,31/12/2016 tarihi itibariyle 1.460,83 USD karşılığı 1.140,42 TL borçlu gözüktüğü, takibe konu alacağın 02/01/2015, 06/01/2015 , 30/01/2015 tarihli 2.150, 2.70 , 2.600 USD bedelli faturalardan kaynaklı 1.460,83 USD kur farkı alacağı ve 138,17 TL davalıya gönderilen ihtarname giderinin talep edildiği, somut olayda işin niteliği gereğince kur farkı ile ilgili sözleşmeye gerek bulunmadığı davacı tarafça faturada belirlenen tarihte ödenmemesi ve daha sonraki tarihte ödenmesi nedeniyle kur farkı alacağının talep edilebileceği ve talep edilen miktarın, kur farkı faturasının miktarının da yapılan inceleme ile uyuştuğu anlaşılmakla ve ihtarname gider makbuzu dosyada bulunup belgelendirildiğinden davanın kabulüne ve likit alacağa haksız itiraz edildiği nedenle İİK’nun 67.maddesi gereğince %20 icra inkar tazminatının davalıda tahsili ile davacıya ödenmesine” karar vermiştir.
Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
Dava konusu faturada kur farkı uygulanacağı yönünde ibare bulunsa da taraflar arasında bu hususu düzenleyen hiçbir sözleşme olmadığını, dava konusu bu fatura davacıya iade edildiğini, Takip ve dava konusu alacağı dayanak gösterilen navlun faturalarından önce taraflar arasında kur farkına ilişkin uygulamaya rastlanmadığı hususunun 05.01.2018 tarihli bilirkişi raporunda açıkca ifade edildiğini, davalının defterleri incelenmiş olsa idi dava konusu faturadan sonra dahi kur farkı ödemesi yapılmadığının görüleceğini, sadece davacının defterlerinin incelendiğini, taraflar arasında hiçbir zaman kur farkı uygulanmadığını,Her ne kadar raporda, dava tarihinden sonra bir kur farkı uygulamasının olduğu tespit edilmişse de bu kur farkı ödemesinin dava tarihinden sonraya denk gelmesi ve bir uygulama olmayacak şekilde sadece ve sadece bir kez gerçekleşmiş olması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu,Davacı, dava dilekçesi ile dayandığı delillerden olan ticari defterlerini usulüne uygun olarak sunmadığını, sadece yevmiye defterinin sunulduğunu,Bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER
1-İstanbul …İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası,
2-Dava dilekçesi ekinde sunulan 4 adet fatura,
3-20/03/2017 tarihli ihtarname ve tebliğine dair evrak,
4-05/01/2019 tarihli bilirkişi raporu,
5-28/03/2017 tarihli cevabi ihtarname
İNELEME VE GEREKÇE
Dava, hukuki niteliği itibariyle, kur farkı alacağının tahsili amacıyla başlatılmış olan ilamsız icra takibine davalı tarafından yöneltilmiş olan itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incilemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, davalı vekili tarafından ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yahılmıştır.Taraflar arasında taşıma hizmetine ilişkin ticari ilişki kurulduğu, takibe konu alacağın 02/01/2015, 06/01/2015 , 30/01/2015 tarihli 2.150, 2.70 , 2.600 USD bedelli faturalardan kaynaklı 1.460,83 USD kur farkı alacağı ve 138,17 TL davalıya gönderilen ihtarname giderine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Takip konusu faturaların bedelinin yabancı para olarak gösterildiği ve faturalar üzerinde “TL ödemelerde vade tarihinde iş bankası gişe kuru geçerlidir” şeklinde ibare bulunduğu görülmektedir.Somut olay açısından, bedeli yabancı para olarak gösterilen faturalar yönünden akdi ilişkinin yabancı para cinsinden kurulduğunun kabulü gerekir. Yabancı para üzerinden yapılan alım satımlarda Vergi Usul Kanunu hükümleri gereğince faturaların Türk Lirası üzerinden düzenlenme zorunluluğu bulunduğundan, faturalarda belirtilen yabancı paranın Türk Lirası karşılığı kur gözetilerek fatura tarihlerinde ödeme yapılmayıp, daha sonra Türk Lirası ile ödeme yapılması durumunda kur farkı istenebilir. Kur farkı alacağının talep edilebilmesi, taraflar arasındaki sözleşmede bu konuda bir hüküm bulunmasına veya akdi ilişkinin yabancı para cinsinden olmasına bağlıdır (Yargıtay 19 HD’nin 10/04/2018 tarihli 2016/17240 E., 2018/1950 K. sayılı kararı; 19/12/2017 tarihli 2016/12505 E., 2017/8069 K. sayılı kararı). Yani, yabancı para üzerinden kurulan temel ilişkide fatura tarihindeki kur ile ödeme tarihindeki kur arasındaki farkın istenebilmesi için uygulama yada teamül aranmaz.Her ne kadar davalı istinaf başvurusunda ilk derece mahkemesince davacının sadece yevmiye defterinin bilirkişi incelemesine konu edilmiş olduğundan bahisle incelemenin eksik yapılmış olduğu hususuna da dayansa, somut uyuşmazlıkta davacıya ait 2015 yılına ilişkin yevmiye ve kebir defterlerinin 2015 -2016 yıllarına ait envanter defterleri ile elektronik ortamda tutulan 2016 yılına ait yevmiye ve kebir defterleri bilirkişi incelemesine sunulduğu, sahibi lehine delil niteliği bulunan ticari defterler kapsamında davacının kur farkı talebi yönünden TL cinsinden yapılan ödeme dikkate alınarak, Yargıtay denetimine elverişli şekilde sonuca gidilmiş olduğu anlaşılmıştır.Takip talebinde istenilen ihtarname giderinin yargılama giderleri içerisinde değerlendirilmesi gerekirse de davanın tam kabulüne karar verildiği ve ayrıca bu giderler üzerinden faiz yürütülmediği dikkate alınarak, bu husus sonuca etkili görülmemiştir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 353/1.b.1. maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-a)Davalı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına,
b)Bakiye 280,46 TL istinaf nispi harcının davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına.
3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 07/03/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 07/03/2019
KANUN YOLU :HMK 362/1.a maddesi uyarınca, dava değeri yönünden karar kesindir.