Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/792 E. 2018/1515 K. 13.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/792
KARAR NO : 2018/1515
KARAR TARİHİ: 13/12/2018
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/03/2018
NUMARASI : 2017/165 -2018/148 E.K
DAVANIN KONUSU : İstirdat
Taraflar arasındaki çekin istirdatı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkil şirketin lehtarı olduğu dava konusu çekin kaybedildiğini, çekin zayi ve iptali istemiyle Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/104 Esas sayılı dosyası üzerinden çek iptal davası açıldığını, devam eden yargılamada çekin davalı elinde bulunduğunun öğrenildiğini, davalı ile müvekkili şirket arasında ticari ilişki bulunmadığını, davalının çekin meşru hamili olmadığını ileri sürerek dava konusu çekin istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin dava konusu çeki, ticari ilişkisi olduğu dava dışı … Ltd. Şti.’den ciro yoluyla edindiğini, davacının müvekkilinin kötü niyetli yada ağır kusurlu olduğunu ispatla yükümlü olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davada davacı taraf davalının davaya konu çeki haksız olarak yedinde bulundurduğunu dolayısıyla kötüniyetli olduğunu ispat külfeti altında olduğu, davacı tarafından bu hususta bir delil dosyaya sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin ne davalı ne de davalının çeki aldığı şirketle herhangi bir hukuki ilişkisinin bulunduğunu, çekteki müvekkili cirosunun sahte olduğunu, bu konuda araştırma yapılmadan karar verildiğini, mazeretinin gerekçe olmadan reddedildiğini, savunma hakkının kısıtlandığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE
Dava TTK’nın 792. maddesi uyarınca davacının yetkili hamil ve hak sahibi olduğunu ve rızası hilafına elinden çıktığını ileri sürdüğü dava konusu çekin davalıdan istirdadı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıdaki gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir. Bu madde uyarınca ispat yükü, çekin yetkili hamili olduğunu ve çekin rızası hilafına elinden çıktığını ileri süren davacıya ait olup, davacının bu hususların yanı sıra ayrıca davalının çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu ileri sürüp kanıtlaması gerekmektedir.
Somut olayda, davacı taraf, lehtarı olduğu çekin rızası hilafına elden çıktığını, davalının çekin yetkili hamili olmadığını iddia etmiş, davalı ise çekin ticari ilişkisi nedeniyle dava dışı … Ltd. Şti.’nin cirosuyla teslim alındığını, çekin yetkili meşru hamili olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dava konusu 30.11.2016 tarihli, 50.000 TL bedelli davacı adına düzenlenmiş çekin keşidecisinin … Malzemeleri olup, çekin arkasında sırasıyla davacı …i., … Şti., davalı Otomasyon …. ve ….Ltd. Şti. cirolarının bulunduğu görülmüştür.
6102 sayılı TTK’nın 790. maddesi gereğince, cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Bu durumda davalı bankanın, dava konusu çeki kendisine ciro eden … Ltd. Şti. ile aralarında ticari alım-satım ilişkisi olduğunu savunduğu, çek üzerindeki ciro silsilesinin görünüşte düzgün olduğu, ciro silsilesinde kopukluk olmadığı ve çekte lehtar olan davacının cirosunun sahte olmasının tek başına, bankanın çeki kötüniyetle iktisap ettiğini veya iktisapta ağır kusurlu olduğunu göstermeyeceği gözetildiğinde, ilk derece mahkemesince yazılı şekilde ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasa aykırılık görülmemiştir.
Dava konusu çek bedeli üzerinden değil de, dava değeri 1.000 TL gösterilmek suretiyle bu tutar üzerinden harç yatırılmış olması doğru değil ise de davanın reddine karar verilmiş olup, maktu red harcına hükmedildiğinden ve istinaf edenin sıfatı da gözetilmek suretiyle bu hususa değinilmekle yetinilmiştir.
Öte yandan sözlü yargılama için davacı vekiline çıkarılan meşruhatlı tebligatın usulüne uygun tebliğ edilmiş olduğu ve davacı vekilinin mazereti hakkında bir karar verilmiş olması da gözetildiğinde davacının yerinde olmayan bütün istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir.
Yukarıda yapılan değerlendirmeler ışığında, davacı vekilinin, istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara tebliğine,
5-Dosyanın, karar kesinleştiktensonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 13/12/2018 tarihinde oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olarak karar verildi.
KANUN YOLU :HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.