Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/756 E. 2018/1558 K. 20.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/756
KARAR NO : 2018/1558
KARAR TARİHİ: 20/12/2018
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/12/2017
NUMARASI : 2012/286- 2017/925 E.K
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka nezdinde bulunan hesabından müvekkili adına düzenlenmiş … numaralı çeklerin davalı bankaca imza karşılığında diğer davalı …’ye teslim edildiğini, davalı…nin de bu çekleri doldurarak kullandığını, müvekkilinin bundan dolayı icra takibine maruz kaldığını ve icra baskısı altında 710.000,00 TL ödemek zorunda kaldığını, müvekkili adına düzenlenmiş olan… numaralı çeklerin 27.07.2012 tarihinde davalı …ye verildiğini, bu davalının çekleri alırken müvekkilinin imzasını taklit ettiğini, davalı bankanın imza kontrolü yapmadığını, yine aynı şekilde 20.12.2011 tarihinde … numaralı çeklerin imza karşılığında ve … numaralı çeklerin ise bu kez davalı adına ve kendi imzasına teslim edildiğini, müvekkilinin dava konusu çekler nedeniyle protokoller yapmak zorunda kalarak çek bedellerini ödeyerek bir kısım çekleri davalı bankaya teslim ettiğini, bir kısım çeklerin ise halen üçüncü kişilerde olduğunu, davalı … müvekkilinin amcasının oğlu olup, aralarında herhangi bir iş ortaklığının olmadığını, bu davalının dava konusu çekler haricinde kalan müvekkiline ait çekleri kasadan çaldığını, konuyla ilgili savcılığa şikayette bulunulduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 20.000 TL maddi tazminatın 17.08.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline ve ayrıca 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili, 03.06.2013 havale tarihli dilekçesinde, dava değerinin 500.000 TL olarak belirlenmesini talep etmiş, belirtilen bu değer üzerinde peşin alınması gerekli harç tamamlanmıştır.Davalı banka vekili, dava konusu koçanlara ait çeklerin teslim alındığının davacının kabulünde olduğunu, zira savcılıktaki şikayet dilekçesinde, çeklerin kasadan çalındığını bildirdiğini, davacının bilgi ve talimat vermesinden sonra herhangi bir ödeme yapılmadığını, imzaya itiraz ederek bu çeklerle ilgili üçüncü kişilere borçluluk durumunu sonlandırabileceğini, müvekkili hakkındaki maddi ve manevi tazminat isteminin yersiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan deliller sonucunda, davalı bankanın çek koçanını davacının rızası dışında diğer davalı …a teslim ettiği ileri sürülmüş ise de; davacı tarafından İstanbul C. Başsavcılığına verilen 05.01.2012 tarihli şikayet dilekçesinde davalı …n şirket kasasında bulunan boş çek yapraklarını alarak imza atıp piyasaya dağıttığı, 29 adet çek yaprağının bu şekilde piyasada kullanıldığının ifade edildiği, bu durumda davacının davalı banka ile ilgili iddiasının yerinde olmadığı sonucuna varıldığı, davacının zararına dayanak olarak gösterdiği çek koçanlarında dava konusu edilmeyen bazı çeklerin hesabından ödenmiş olduğundan davacının aynı çek koçanında seri numaraları belirtilen bir takım çeklere itiraz etmeyerek ödemiş bulunması karşısında dava konusu çeklerin de davalı …tarafından kullanılmasına zımni icazetinin bulunduğu, bu nedenle her iki davalıdan maddi tazminat isteminde bulunamayacağı, ödenen çeklerin iş yoğunluğu içinde fark edilmeyerek sehven ödeme yapıldığı ileri sürülmüş ise de basiretli tacir davranışı dikkate alındığında bu iddianın yerinde görülmediği, kaldı ki alacaklı üçüncü kişilere yapılacak ödeme aşamasında davacının imza itirazında bulunarak borçtan kurtulabileceği mümkün iken bunun yapmadığı, çek bedellerini çekincesiz ödediği, manevi tazminat koşulları oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
1-Davaya konu edilen çek sayısı 17 tane olmasına rağmen davanın tam değeri ise 500.000,00_TL üzerinde belirlenmiş ancak yargılama sonucunda davanın değeri tam anlamıyla belirlenmediğini, dava değeri açısında eksik araştırma yapıldığını,
2-Davalı bankanın müvekkilin herhangi bir yazılı ya da sözlü onayı olmadan davacıya ait çek koçanlarının diğer davalı ….ye sahte imza karşılığında teslim ettiğini, ayrıca piyasaya sürülen çekleri imza incelemesi yapmadan ödediğini,
3-Davalı bankaya ait Etiler Şubesinde müfettişler tarafından inceme yapıldığını ve bazı şube çalışanları ve şube müdürü ile birlikte hukuka aykırı işlemler yapıldığının raporla tespit edildiğini, diğer davalı ile banka çalışanları arasında herhangi bir anlaşma olup olmadığının araştırılmadığını,
4-İstanbul C. başsavcılığının 2012/3921 sayılı soruşturma dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, davanın davalı … açısında da kabul edilmesi gerektiğini, itirazlarının dikkate alınmadan ek rapor hazırlandığını, eksik incelemeyle karar verildiğini belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE
Davacı, davalı banka nezdinde bulunan çek hesabından herhangi bir yazılı ya da sözlü talimatı ve/veya onayı olmadan kendisine ait çek koçanlarını diğer davalı …’ye sahte imza karşılığında davalı bankanın teslim ettiğini, çeklerin piyasaya sürüldüğünü, bu çeklerden dava konusu edilen 17 adedinin bedeli ödenerek piyasadan toplandığını iddia ederek maddi ve manevi zararının tahsilini istemiş, davalı banka, davanın reddini savunmuştur.İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.Davacı tarafça, 03.06.2013 havale tarihli dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin talebini 500.000 TL olarak belirlemiş ve bu değer üzerinde peşin alınması gerekli harç tamamlamıştır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verildiğine göre, harca esas dava değeri üzerinden kendisini vekille temsil ettiren davalı banka yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.İlk derece mahkemesince hükme esas alınan denetime elverişili ve gerekçeli bilirkişi raporunda, dava konusu edilen … seri numaraları içinde yer alan 38.694 seri nolu 23.500.-TL’lik çekin davacıya ait hesaptan 31.10.2011 tarihinde, … seri numaralan içinde yer alan 38.874 seri nolu 28.000.-TL’lik çekin de davacıya ait hesaptan 01.11.2011 tarihlerinde ödendiği, bu çeklerin dava konusu edilen bir kısım çeklerle aynı koçan içinde yer aldığı belirtilmiştir.Savcılık soruşturma dosyasında yer alan ve davacı tarafından savcılığa sunulan 05.01.2012 tarihli şikayet dilekçesinde; “…. isimli şahıs benim amca oğlum olmakla kendisi ile …/Beşiktaş adresindeki … Kebap firmasının ortağıdır…bu şahsın ortadan kaybolmasından sonra şirket kasasında şahsıma ait olan aşağıda belirtilen banka şubesine ait 29 adet boş çek yarağını alarak kayıplara karışmış ve şahsıma ait olan çekler üzerine imza atarak piyasaya dağıttığını..” beyan etmiş, savcılıktaki aynı tarihli ifadesinde de davalı …’nin ortak olduğunu ifade etmiştir.Yine aynı soruşturma dosyasındaki davalı …nin savcılıkta alınan 30.04.2013 tarihli ifadesinde; “ .. . benim amca çocuklarım olurlar, ben .t …i ile … Kebap..Ltd. Şti.’nin ortağıydım….,…Kebap salonunun sahibiydi her ikisi de aynı şirket içerisindeydi ve aynı yerde faaliyet gösteriyordu. Ben kesinlikle her iki şikayetçiye ait çekleri çalmış ve şikayetçileri bilgisi ve rızası dışında piyasada kullanmış değilim, benim… Kebap firması adına imza yetkisi bulunmaktaydı şirketin diğer ortağı … ile birlikte imza yetkim vardı ben çekleri şirket işleri için ve şirketin ortağının bilgisiyle kullandım” demiştir.Hal böyle olunca, davacının zararına dayanak olarak gösterdiği çek koçanlarında dava konusu edilmeyen bazı çeklerin hesabından ödenmiş olduğu, davacı ile davalı … arasındaki ortaklık ve yakın akrabalık ilişkisi birlikte değerlendirildiğinde, davacının iddiasının yerinde olmadığı gibi, istinaf aşamasında yeni delil ileri sürülemeyeceğinden tüm istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir.Yukarıda yapılan değerlendirmeler ışığında, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine,
5-Dosyanın, karar kesinleştiktensonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/12/2018 tarihinde oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU :HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.