Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/755 E. 2018/1560 K. 20.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/755
KARAR NO : 2018/1560
KARAR TARİHİ: 20/12/2018
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/02/2018
NUMARASI : 2016/888- 2018/160 E.K
DAVANIN KONUSU : Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacılar vekili, müvekkili şirketin grup şirketi ve bölünme öncesi asıl şirket olan … A.Ş. ile davalı banka arasında 05.09.2014 tarihli genel kredi sözleşmesi ve eki olan 05.03.2104 tarihli prensip anlaşması akdedildiğini, bu kredi kapsamında 9.500.000,00 USD tutarında kredi kullandırıldığını, ancak faiz oranlarındaki düşüş nedeniyle bu kez kredinin USD yerine Euro cinsinden kullandırılmasının talep edildiğini, davalı bankanın bu kapama nedeniyle … A.Ş.’den 110.000 Euro kapama komisyonu alarak kredinin kapatıldığını ve müvekkili şirket adına yeni kredi açıldığını, bu kredinin erken kapanması durumunda, erken kapama komisyonu vesair adı altında bedel alınmaması konusunda taraflar arasında mutabakata varıldığını, fakat davalı bankanın bu hususta yazılı taahhüt vermemesi üzerine, müvekkili şirket ortaklarınca kredinin kabulüne ilişkin kararın imzalanmadığını, şirket ana sözleşmesinde her türlü borçlanmalarda şirket ortaklarının tümünün onayı gerektiğini, davalı bankanın bölünme öncesi şirket olan … A.Ş. ile yapmış olduğu prensip anlaşmasının 18. maddesinde, verilen kredide hukuka aykırılık olması durumunda kredinin kapatılarak kapama komisyonu alınmayacağının belirtildiğini, müvekkili şirkete kullandırılan kredinin şirket ortaklarının tümünün onayı olmadığından hukuki dayanağının olmadığını, bu nedenle kredinin kapatıldığını ve prensip anlaşması gereğice kapama komisyonu alınmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin kredi borcunun ana para ve faiz olmak üzere davalı bankaya yatırdığını, buna rağmen davalı bankanın müvekkilinin talimatı olmadığı halde kapama komisyon bedelini ana para ve faiz ödemesinden mahsup ederek işlem yaptığını, kalan borç için müvekkili …’ın banka hesaplarına bloke koyarak anılan bedeli tahsil ettiğini ileri sürerek müvekkilinden haksız olarak tahsil edilen 310.000 Euro alacağın haksız tahsilatın yapıldığı tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, erken kapama komisyon tutarının davacı şirket hesabından tahsil edildiğini, davacı …’a davada husumet düşmediğini, kısmi bölünme öncesi … A.Ş. ile müvekkili banka arasında 05.03.2014 tarihli prensip anlaşması ile erken kapama halinde uygulanacak erken kapama oranının kararlaştırıldığını, 05.09.2014 tarihinde ise genel kredi sözleşmesi imzalanarak kredi kullandırıldığını, davacı şirket tarafından bölünme öncesi müvekkili ile … A.Ş. arasında var olan karşılıklı hak ve yükümlülüklerden bölünme sonrası sorumlu olacağının taahhüt edildiğini, erken kapama komisyonunun genel kredi sözleşmesi/ek protokoller kapsamında yapıldığını, davacı şirket bölünme ile kurulurken bölünme kapsamında devredilen işler nedeniyle kredi kullandığını, krediyi açıkça kabul edip krediyi kapama talimatı da vererek krediye icazet verdiğini, kredi kapama komisyonu ödemeye gelince sorun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı şirket ve davalı banka arasında 29.04.2015 tarihli 13.000.000,00 Euro limitli yeni bir genel kredi sözleşmesi bağıtlandığı, diğer davacı …’ın TBK 583. maddesine uygun şekilde bu sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, sözleşme kapsamında davacı şirkete 30.04.2015 tarihinde 9.885.000,00 Euro ödemesi nakit döviz kredisi kullandırıldığı, kredi kullanımı sonrası herhangi bir ana para kullanımı olmaksızın davacı şirket tarafından vadesinden önce 17.11.2015 tarihinde kredinin kapatılması isteminde bulunulduğu, bu amaçla 9.912.735,67 Euro tutarında EFT talimatı verilerek ödeme yapıldığı, 17.11.2015 tarihli kredi ana para tahsilatı sonrasında davacı şirketin davalı bankaya 311.549,59 Euro tutarında kredi borcu bakiyesi kaldığı belirtilerek ihtarname keşide edildiği, genel kredi sözleşmesinin 18. maddesine uygun şekilde müşterek borçlu müteselsil kefil …’ın davalı banka nezdindeki USD hesabından kredi borcunun kapanması amacıyla tahsilat yapıldığı, kredi borcunun erken kapatılması aşamasında davalı bankanın ödenen miktarın %3 oranında erken kapama komisyonu ve komisyonun %5 oranında BSMV tahsil ettiği, komisyon oranı tahsilat tarihi itibarıyla diğer bankaların uygulamaların altında olup fahiş olmadığı, 29.04.2015 tarihli genel kredi sözleşmesinin 12.3 ve 12.5 maddesi hükümlerine göre davalı bankanın kredinin erken kapatılması halinde komisyon tahsil edilebileceği, tacir olan davacının kendi iradesi ile imzaladığı genel kredi sözleşmesi hükümlerine dayanılarak alınan kredinin erken kapama komisyonunu geri isteyemeyeceği, fahiş olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekilinin istinaf dilekçesinde özetle;
1-Mahkemenin gerekçesinde atıf yapılan sözleşme ve hükümlerinin somut olayla örtüşmediğini, komisyon alınabileceğine ilişkin dayanak yaptığı genel kredi sözleşmesi maddelerinin olayda uygulama sahasının bulmadığını, taraflar arasındaki 29.04.2015 tarihli kredi sözleşmesi değerlendirilmeden karar verildiğini, müvekkili şirket yetkililerince bankadan miktarı sorulan anapara ve faiz tutarının tamamı kuruşuna kadar ödendiği halde, müvekkili şirket talimatına aykırı olarak, anaparayı kasıtlı olarak kapatma cezası kadar eksik alarak anaparanın eksik kalan kısmını müvekkili kefil …’ın hesabından izni olmadan tahsil edildiğini,
2-Taraflar arasında akdedilen 29.04.2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinde kredinin erken kapanması halinde erken kapama ücreti alınacağına dair hüküm bulunmadığını,
3-… A.Ş. ile davalı banka arasında prensip anlaşması ile erken kapama ücreti alınabileceği hüküm altına alındığı halde %3 yerine %1 erken kapama ücreti tahsil edildiğini, davalı bankanın %3 erken kapama komisyonu tahakkuk etmesini gerektirecek hiçbir hukuki gerekçenin olmadığını, davalı banka kredinin kapatılması sonrasında müvekkilimin kullandığı kredi faiz oranından daha yüksek bir faiz oranı ile kredi kullandırdığını, kapatma ile bankanın zarara uğramadığını, daha yüksek bir faizle kredi verdiğini, böylece daha yüksek bir kar elde ettiği hususunun irdelenmediğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklı, bankaca tahsil edilen erken kapama komisyonu bedelinin geri tahsili istemiyle açılmış bir alacak davasıdır.
Davacılar, davalı bankadan kullandığı kredinin ana para- faiz ve ferileri ile birlikte tamamen ödenmesine rağmen, davalı bankanın kapama komisyonu adı altında ödemelerden tahsilat yaparak kalan bakiyeyi sözleşmenin kefili olan davacı …’ın hesabından tahsil ettiğini, davalı bankanın işleminin dayanaksız olduğunu iddia ederek haksız olarak tahsil edilen tutarın faizi ile birlikte tahsilini istemiş, davalı banka ise erken kapama komisyonunun genel kredi sözleşmesi kapsamında yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık, erken kapama komisyonu olarak yapılan tahsilatın sözleşme koşullarına ve bankacılık teamüllerine uygun olup olmadığına noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda, davacı şirket ile davalı banka arasında akdedilen 13.000.000 Euro limitli 29.04.2015 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında, davacı şirkete 30.04.2015 tarihinde 9.885.000 Euro nakit döviz kredisinin kullandırıldığı, kredi kullanım sonrası herhangi bir anapara ödemesi olmaksızın ve kredi vadesinden önce davacı şirket tarafından 17.11.2015 tarihli talimatı ile 9.885.000 Euro döviz kredisi ve faizin (kapama cezası hariç olarak) hesabındaki miktardan kapatılmasının talep edildiği, davalı bankaya kredi kapatma adı altında 9.912.735,67 Euro para transferinin gerçekleştirildiği, bu tutardan borca tahakkuk etmiş faiz ve ferileri dışında kalan bakiye üzerinden ana para ve erken kapama komisyonu tahsil edildiği, sonrasında davacı şirketin 311.549,59 Euro kredi borcu bakiyesini kaldığı, bu kredi borcunun davalı bankaca davacılara keşide edilen 27.04.2016 tarihli noter hesap kat ihtarıyla ödenmesinin istendiği, hesap kat ihtarına konu döviz alacağının kat tarihindeki kur üzerinden TL’ye çevrilerek faizlendirildiği, davacı müşterek borçlu müteselsil kefil ….’ın Usd hesabından 339.641,96 Usd meblağ TL’ye dönüştürülerek hesabından 17.05.2016 tarihinde 1.001.445,00 TL ana para ve işlemiş faizi ve BSMV şeklinde kredi kapaması olarak tahsil ettiği ihtilafsız olup, davalı bankanın %3 oranında erken kapama komisyonunu tahsil ettiği tespit edilmiştir.
Davacı şirket ile davalı banka arasında akdedilen 13.000.000 Euro limitli 29.04.2015 tarihli genel kredi sözleşmesinin 1.4. maddesinde, “Sözleşme tahtında kullandırılan her türlü kredinin, taksitlerinden birinin veya bir kaçının ya da kredi tutarının tamamının veya bir kısmının vadesinden öncesi ödenmesi durumunda, müşteriden erken ödeme bakiyesinin %5 (yüzde beş) oranında erken ödeme komisyonu tahsil edilecektir. Müşteri, herhangi bir erken ödeme/kapama durumunda, sözkonusu komisyon tutarının da banka tarafından banka nezdindeki tüm hesaplarından tahsil edilmek suretiyle mahsuba konu edilmesine muvafakat ettiğini kabul ve beyan eder.” şeklinde hüküm yer almaktadır.
Bu durumda, davalı banka tarafından tahsil edilen erken kapama komisyonu tutarının taraflar arasında imzalanmış sözleşmeye ve emsal bankalar tarafından alınmakta olan asgari %2 ve ortalaması %3,6 oranına göre, fahiş olmayıp makul olduğu sonuç ve kanaatine varıldığından, davacı şirket yönünden yerinde görülmeyen bütün istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir.
Davalı bankanın hesap kat ihtarına rağmen ödenmeyen kredi alacağını, sözleşme hükümlerine dayalı olarak kredi sözleşmesinde müşterek borçlu müteselsil kefil olarak sorumluluğu bulunan davacı Mualla Taş’ın hesabından tahsil etmesinde de usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Yukarıda yapılan değerlendirmeler ışığında, davacılar vekilinin, istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davacılar tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davacılar tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine,
5-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/12/2018 tarihinde oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU :HMK 361.maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.