Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/75 E. 2018/232 K. 08.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/75
KARAR NO : 2018/232
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/10/2017
NUMARASI : 2015/707- 2017/861 E.K
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLAR İDDİA VE SAVUNMA ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili şirket nezdinde emtia nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalı olan … A.Ş’ye ait emtianın … plakalı araçla İtalya’dan Türkiye’ye taşınması sırasında sigortalı şirkete ait emtianın bir kısmının çalındığını, sigortalı şirketin zarara uğradığını, sözkonusu emtianın sigortalı şirkete eksik teslim edildiğinin CMR taşıma senedine şerh edildiğini, davalı taşıyıcının taşınan eşyaya özen gösterme borcunu ihlal ederek bir kısım malların çalınmasına sebebiyet verdiğini, müvekkili şirketin sigortalısına poliçe kapsamında yaptığı ödemenin rücuen tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, hırsızlığın taşıyıcının kaçınamayacağı ve sonuçlarına engel olamayacağı bir olaydan kaynaklandığını, zarardan fiili taşıyıcı dava dışı … Ltd. Şti’nin sorumlu olduğunu, müvekkiline husumet tevcih edilemeyeceğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkilinin sorumluluğunun sınırlı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZET
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, taşımaya konu emtianın şoförün araçta uyumak suretiyle nezaretsiz bırakıldığı, davalı taşıyıcının CMR 29. madde çerçevesinde zarardan sorumlu olduğu, davalı taşıyıcı akdi taşıyıcı olup, taşımayı üstlenen olduğu, fiilen taşımayı kendisinin ifa etmesinin şart olmadığı, davalı tazminattan tam olarak sorumlu olduğu, sigortalıya ödenmesi gereken tazminatın 6.267,75 TL olarak hesaplandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının icra takibe vaki itirazının 6.267,75 TL üzerinden iptaline ve takibin devamına karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; somut olayda gerçekleşen hırsızlığın taşıyıcının kaçınamayacağı ve sonuçlarına engel olamayacağı bir olay olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, kaldı ki şoförün aracı terk etmediğini, pervasızca bir hareketin olmadığını, bilirkişinin aksi yöndeki tespitlerinin kabul edilmediğini, sınırlı sorumluluk esaslarına göre değerlendirme yapılmadığını, gerekçeli kararda sınırlı sorumluluğun kabul edilmemesi nedenlerinin gösterilmediğini, taşıma işleri komisyoncusu olan müvekkiline sorumluluk atfedilemeyeceğini, fiili taşıyıcının sorumluluğuna gidilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE
Davacı, emtea nakliyat sigorta poliçesi kapsamında sigortalanan emtianın bir kısmının taşıma sırasında hırsızlık eylemine konu olması üzerine sigortalısına ödenen bedelin davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Somut olayda; davalı şirketin dava konusu bulaşık makinesinin İtalya’dan Türkiye’ye taşınmasını üstlenerek başka bir alt taşıcı olan …Ltd. ile anlaştığı, fiili taşımanın adı geçen bu alt taşıyıcı firma tarafından gerçekleştirildiği, emtianın millileştirilmeden ve sigortalı alıcı şirkete teslimattan önce emtianın yüklü olduğu aracın park halinde ve içerisinde istirahat eden şoför olduğu halde emtianın bir kısmının hırsızlığa konu olduğu dosya kapsamı ile sabittir.
Uyuşmazlık, taşımaya konu hırsızlık nedeniyle zayi olan emtia sebebiyle davalının sorumlu olup olmadığı ve eğer sorumlu ise, sınırlı sorumluluktan istifade edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Somut uyuşmazlığa uygulanması gereken CMR Konvansiyonu hükümlerine göre, taşıyıcı, taşıdığı emtiayı tam ve sağlam olarak alıcısına teslim ile yükümlüdür. Malların kısmen veya tamamen kaybından veya hasarından veya gecikmesinden sorumludur. Bu sorumluluk, kural olarak tam tazmin esasına değil, taşıyıcıya teslim edilen değerin iadesine yöneliktir. CMR Konvansiyonu’nda sorumluluk kapsamı, esas itibariyle 23-28 nci maddelerde düzenlenmiştir. Ancak, 23.5 ve 29’ncu maddelerinde açıklanan haller, sınırlı sorumluluk kuralının istisnasını oluşturmaktadır. CMR 29’ncu maddesi hükmüne göre, ağır kusurun varlığı halinde taşıyıcı, bu konvansiyonun taşıyıcının sorumluluğunu kaldıran, sınırlayan veya ispat yükünü diğer tarafa yükleyen hükümlerinden yararlanamayacaktır. Bu halde, taşıyıcı tüm zararlardan sorumlu olacaktır.
Somut olaya gelince; hırsızlık olayı davalı şoförün istirahati sonucu meydana geldiği ihtilafsızdır. O halde böyle bir durumda şoförden (ve taşıma şirketinden) yüke özen borcu kapsamında basiretli bir tacire yakışacak azami tavrı sergilemesi, öncelikle yükün güvenliğini sağlayacak tedbirleri alması, en basitinden aracı yola değil de güvenlikli bir otoparka bırakması yahut aracın başından ayrılmayarak durum ve şartlara göre günün ilk saatlerinde karşılaşma ihtimali en yüksek olan çalınma gibi bir duruma karşı önlem alması bekleneceğinden taşımacılık sektöründe faaliyet gösteren kimselerce yükün güvenliği hakkında herhangi bir tedbir alınmaksızın, emtia yüklü aracın yol üstüne bırakılması ağır kusur ya da pervasızca ve zarar meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle yapılan bir ihmal ya da hareket olarak değerlendirilmiştir. Bu sebeple davalı taşıyıcı sınırlı sorumluluktan yararlanmayıp, oluşan zarardan tamamıyla sorumludur.
Davalının fiili taşıyıcı olmadığı, sorumluluğun fiili taşıyıcıda olduğu yönündeki itirazlarının ise, taşıma işini taahhüt etmesi, tüm taşıma için kendi adına navlun faturası düzenlemesi, taşıma işi ve tüm masraflar için tek ücret belirlemesi nedeniyle yerinde görülmemiş, akdi taşıyıcı olmasından ötürü davacı … şirketine karşı sorumlu olduğunun kabulü gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle, HMK.’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalının istinaf başvurularının esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Bakiye 347,18 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına,
4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,
6-Gerekçeli kararın birer örneğinin ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
7-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK.’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.08/03/2018
KANUN YOLU : HMK.362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.